Cevaplar.Org

HZ. MUAVİYE(R.A) VE ASHAB ARASINDAKİ İHTİLAFLAR

Soru-Muaviye (r.a.) ve o dönemde cereyan eden savaşlar hakkındaki (insaflı) görüş nedir? Söz konusu savaşların sebepleri nelerdir?


Muhammed Emin Er

.

2019-12-20 16:18:48

Soru-Muaviye (r.a.) ve o dönemde cereyan eden savaşlar hakkındaki (insaflı) görüş nedir? Söz konusu savaşların sebepleri nelerdir?

Cevap: Muaviye (r.a.), faziletli, adil ve seçkin sahabilerden (r.anhüm) biriydi. O dönemde gerçekleşen savaşlar hakkındaki temel görüş şudur: Her bir grubun, kendisini haklı saydığı bir iddiası vardı ve o savaşlara katılan sahabilerin hepsi gerek savaş hali gerekse başka durumlarda, bulundukları konumu meşrulaştıracak mazeretlere/tevillere sahip adil kimselerdi. Söz konusu savaşlardan hiçbiri, onları sahip oldukları adalet vasfından düşürmüş değildir. Çünkü onlar, kendilerinden sonra gelen müçtehidlerin kan vb. davalardaki farklı içtihadları gibi, içtihada konu olabilecek meselelerde değişik içtihadlarda bulunmuşlardır. Bu itibarla hiçbirinin değerinden bir şey eksilmez.

Savaşların sebeplerine gelince, o devrin olaylarının gayet karmaşık olması hasebiyle içtihadları da farklılaşmış ve üç kısma ayrılmışlardır: Bir kısmı, içtihadları neticesi, bir tarafın haklılığına ötekinin de baği (isyankâr) olduğuna inanarak, haklı tarafa yardım etmesi ve baği tarafla savaşması vacip olmuştur. Zira bu inançta olan birinin, bağilerle savaş konusunda adil imama yardım etmemesi düşünülemez. Diğer bir kısım ise birincilerin tam tersini düşünerek, kendi içtihadlarına göre haklı olan tarafa destek verip, onlara saldıran diğer tarafla savaşması gerekmiştir. Üçüncü bir kısım da olayın kendileri açısından tam olarak aydınlanamaması ve kararsız kalmaları sebebiyle iki taraftan birini tercih edememiş, bu sebeple her ikisinden de ayrılmaları vacip olmuştur. Onlar açısından bu ayrılış, zaruridir; çünkü hak etmediği müddetçe, bir müslümanla savaşmaya kalkışmak caiz değildir. Eğer iki gruptan birinin, diğerinden daha haklı olduğunu tespit etselerdi bu durumda onunla birlikte, bağilere karşı savaşmamaları caiz olmazdı.

Buna göre savaşa katılan ve katılmayanların hepsi (r.a.) mazur sayılırlar. Bu sebeple, hak ehli ve görüşleri muteber tüm âlimler, onların şahitlik ve rivayetlerinin kabulüne ve tam anlamıyla adil olduklarına dair icma etmişlerdir."

Soru-Sahabeye (r.anhüm) sövmenin hükmü ve sövgü hakkında âlimlerin görüşü nedir?

Cevap: Sahabeye sövmek en çirkin haramlardan biridir. Sahabenin fitne savaşlarına karışmış olanlarla olmayanları arasında, bu açıdan bir fark söz konusu değildir. Zira savaşlara katılanlar, daha önce de açıkladığımız gibi, içtihadlarına göre hareket etmişlerdir. Cumhura göre sahabeye söven kimse, tazir edilir ama öldürülmez. Bir kısım Malikiler: "Bir anlık bile olsa, sahabiliğin faziletine denk hiçbir amel yoktur ve mertebesine hiçbir surette erişilemez. Faziletler ise bu manada kıyas kabul etmez; zira bu, Allah'ın dilediğine verdiği bir lütfudur" demişlerdir. Kadı İyaz şöyle der: "Hadis ehlinden bazıları şöyle demiştir: 'Sahabilik fazileti, Allah Resulüyle çokça ünsiyet ve muhabbet etmiş, onunla birlikte savaşmış, infakta bulunmuş ve hicret etmiş kimseler içindir; yoksa, onu ömründe bir kere gören bedevi heyetlerine yahut Mekke Fethinden ve dinin güç kazandığı bir devreden sonra hiçbir hicreti, dine katkısı ve müslümanlara faydası bulunmadığı halde Hz. Peygamberle (s.a.v.) beraber olan kimselere ait değildir.' (Kadı İyaz devamla şöyle demektedir): Doğru olan görüş birincisidir, çoğunluğun görüşü de odur. Yine de Allah en doğrusunu bilir."

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-2

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-2

İbn Hacer el-Heytemî diyor ki: "Sahabe arasında cereyan eden hâdiseler konusunda dilimizi tutmam

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-1

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-1

1.Hâfız ibn Hacer el-Askalânî el-İsâbe adlı eserinde diyorki: "Ehli-sünnet, sahâbenin âdil

FİTNE HADİSLERİNE İTİRAZLAR

FİTNE HADİSLERİNE İTİRAZLAR

Bazı İslami oturumlara katılan hocalardan birisi, bu hadislerin(gelecekte olan fitnelerden bahsed

NEDİR İTTİHAD-I İSLAM?

NEDİR İTTİHAD-I İSLAM?

İTTİHAD-I İSLAM, şeref tacımız, uhuvvet sancağımız, muhabbet bayrağımızdır. İTTİHAD-

BATI DÜNYASININ İHANET SENARYOLARI VE PİLTDOWN ADAMI

BATI DÜNYASININ İHANET SENARYOLARI VE PİLTDOWN ADAMI

Batı dünyası ve materyalist felsefenin düzenbazları yalan üretmekte, hakikatleri evirip çevir

HZ. MUAVİYE'NİN, OĞLU YEZİD'İ VELİAHD TAYİN ETMESİ

HZ. MUAVİYE'NİN, OĞLU YEZİD'İ VELİAHD TAYİN ETMESİ

Meseleyi iki açıdan ele almak durumundayız: A. İslâm ÅŸeriatına göre veliahtlığın hükmÃ

KUR’ÂN VE HADİS-İ ŞERİFLERDE MUTLU EVLİLİK PRENSİPLERİ-5

KUR’ÂN VE HADİS-İ ŞERİFLERDE MUTLU EVLİLİK PRENSİPLERİ-5

Eşler Arasında Dünya ve Âhiret Hayatını Berbat Eden Bir Kötü Davranış: Nuşûz Kur’ân,

HZ. MUÂVİYE RÂŞİD HALÎFELERDENDİR

HZ. MUÂVİYE RÂŞİD HALÎFELERDENDİR

Muâviye'nin (r.a) hayatına az çok vakıf olan biri, onun hidayete eren ve erdiren raşid halifele

KUR’ÂN VE HADİS-İ ŞERİFLERDE MUTLU EVLİLİK PRENSİPLERİ-4

KUR’ÂN VE HADİS-İ ŞERİFLERDE MUTLU EVLİLİK PRENSİPLERİ-4

"Sâliha" Eş Olmaya Çalışmak İslâmî hayatta en önemli konulardan olan iffeti koruma yollar

ABDULLAH BİN SEBE DİYE BİRİ YOK MUDUR?

ABDULLAH BİN SEBE DİYE BİRİ YOK MUDUR?

Bazıları, Taberî'nin İbn Sebe ile ilgili aktardığı rivayetin senedinde Seyf b. Ömer et-Temim

KUR’ÂN VE HADİS-İ ŞERİFLERDE MUTLU EVLİLİK PRENSİPLERİ-3

KUR’ÂN VE HADİS-İ ŞERİFLERDE MUTLU EVLİLİK PRENSİPLERİ-3

Allah’ın emirlerini yerine getirip; yasakladıklarından da kaçınma gibi anlamlara da gelen “

Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin kullara (zerre kadar) zulmedici değildir.

Fussilet, 46

GÜNÜN HADİSİ

İSİM VE KÜNYE

"Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağırılacaksınız öyleyse isimlerinizi güzel yapın"

TARİHTE BU HAFTA

*Fazıl Mustafa Paşa'nın Belgrad'ı Fethi(9 Ekim 1960) *HAZRETİ HÜSEYİN (r.a.) Şehid Edildi-Kerbela Vak'ası(10 Ekim 680) *Ömer Nasuhi Bilmen Vefat Etti(12 Ekim 1971) *Ankara Başkent Oldu(13 Ekim 1923)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI