ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN MÜTEVAZI CEVABI
Büyüklerde büyüklük alameti küçüklük(kendini küçük görmek), küçük ruhlu insanlarda da bunun alameti kendinde bir büyüklük vehmetmektir. Meyve yüklü yük ağacın başını eğmesi gibi büyük insanlar da hep alçakgönüllülük içinde bir hayat süregelmişlerdir. Küçük ruhlu insanlar ise, şairin dediği gibi;
Büyüklerde büyüklük alameti küçüklük(kendini küçük görmek), küçük ruhlu insanlarda da bunun alameti kendinde bir büyüklük vehmetmektir. Meyve yüklü yük ağacın başını eğmesi gibi büyük insanlar da hep alçakgönüllülük içinde bir hayat süregelmişlerdir. Küçük ruhlu insanlar ise, şairin dediği gibi;
"Gör zahidi kim, sahib-i irşad olayım der,
Dün mektebe vardı, bugün üstad olayım der"
Şeklinde ifade ettiği gibi daima başı havalarda gezer, durur..
Ohinli Şeyh Asım Efendi, Birket'ül Kelimat adlı kıymetli eserinde Üstad Bediüzzaman'ın tevazuu ile alakalı çok güzel bir hatıra naklediyor. Bilindiği gibi Üstad 1907'de İstanbul'a geldiğinde ilim havzalarında büyük bir dalgalanmaya vesile olmuştu. "Mevlid Nasıl Okunur ve Mevlûdhanlar" kitabının müellifi Hafız Ali Rıza Sağman Efendi, bu hadise ile ilgili bir hatırasını şöyle anlatır:
"1907 kışı idi sanıyorum, İstanbul'un ilmî mahfellerinde, hele medrese bucaklarında birden bire ma'nalı bir fısıltı, ilgilendirici bir dedikodu elektrik hızı ile ağızlara yayıldı, kulakları doldurdu:
"Kürdistan'dan bir adam gelmiş, yaşça çok genç olduğu halde, ilimce kendisine çıkan yokmuş. Bu yaşta bu kadar geniş ilim, ancak "Vehbî" (Allah vergisi) olabilirmiş. Bu zatın kılığı, kıyafeti de dikkat ve hayret çekici imiş. Kendisini görenler, "hammal" zannediyormuş. Çünkü çenesinde sakal, başında sarık, sırtında cübbe, ayaklarında şalvar yokmuş. Bu adam bir harika imiş. Adı, "Said" lâkabı "Bediüzzaman" imiş..."
O tarihte biz çocuktuk. Hakkında tılsımlı haberler duyduğumuz bu zatı görmek sevdasının zebunu olduk. Fakat işittik ki, hâinler bu zatı göz hapsine almışlar. Her yerde serbest gezemiyormuş. Çemberlitaş tarafında bir han odasında oturuyormuş, falan..." Meşrutiyet'ten sonra, bu zatı görmek, konferanslarını dinlemek nasib oldu. Birinci Cihan Harbi'nden evvel kendisinin elini öpmek de müyesser oldu."
İşte Asım Efendi bu dönemde kendisine Doğuda kendisi gibi bir âlim olup olmadığı sorulması üzerine Üstadın şöyle cevap verdiğini yazıyor; "Kürdistan birçok şehirden ibarettir. En küçük şehri bizim şehrimiz olan Bitlis'tir. Bitlis'in birkaç ilçesi vardır ve en küçük ilçesi bizim ilçemiz olan Hizan'dır. Hizan'ın birkaç nahiyesi vardır ve en küçük nahiyesi bizim nahiyemiz olan İsparit'tir. İsparit'in birçok köyü vardır ve en küçük köyü bizim köyümüz olan Nurs'tur. Nurs'ta birkaç aile vardır ve en küçük, en fakir aile bizim ailemizdir. Ailemizde kâmil kişiler vardır ve en düşükleri benim."
Kaynaklar
1-Abdülkadir Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayat, Cilt: 1, İttihad Yayınları, İst. 1998
2-Şeyh Muhammed Asım Ohini, Birket'ül Kelimat, Arapçadan tercüme; Kadri Yıldırım, Avesta Yayınları, İst. 2017
Â
Â
Â
Â
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR

İnsan, bizim kendisini kerih bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki, şimdi o apaçık bir hasım kesilmektedir.
Yasin, 77
GÜNÜN HADİSİ
"Ümmetimin tamamı affedilmiştir, ancak günahlarını ilan edenler müstesna!"
Buhârî
SON YORUMLAR
- Rabbimiz gani gani rahmet eylesin…...
- Yahudi propagandası için uydurulmuÅŸ yalan bir hikâyeyi bu güzel siteye yakÄ...
- Selamun aleykum hocam seyda molla nadirın yanında ıcazesını alanlardan...
- Receb bey o rüyayı kaydetmedik, o rüyanın risalelerle alakası yoktu, ama o...
- Güzel paylaşım, kaynak belirttiğiniz için ayrıca teşekkür ederim. :)))...
- 18 Nisan 2021,tarihinde rahmetli oldu.....
- Allah razı olsun. "kısmetse diğeri de gelecek haftaya." kısmında yer alan ...
- Cenab-ı Allah ( cc) Salih rüya sahiplerinin sayısını artırsın....
- Makalede kullanılan " Kıskançlık " sıfatı, Ehli sünnet akidemize göre," ...
- İstifade etmek istiyorum....
TARİHTE BU HAFTA
*Topkapı sarayı müzeye dönüştürüldü.(2 Nisan 1924)
*NATO'nun kuruluÅŸu(4 Nisan 1949)
*Gazi Osman PaÅŸa Vefat Etti(5 Nisan 1900)
*Orhan Gazi'nin Bursa'yı Fethi(6 Nisan 1326)
*Ahmed Davudoğlu Hoca'nın Vefatı.(7 Nisan 1983)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...