Hadis-i Şeriflerde İNANANLARIN VASIFLARI-11 "Mümin, kardeşine düşkündür."(İbn Hamza, Esbâbu vurûdi'l-hadis, 3/252.)

2002-03-03 22:23:22

Cafer b. Ebî Tâlib, Mûte Savaşı'nda şehit olunca Efendimiz üzüldüler, belki gözyaşı döktüler ama amcasının oğlunun şehit oluşunu sabırla karşıladılar ve dudaklarından yukarıdaki hadisleri şerefsüdûr oldu.(1) Peygamberimiz haddizatında herkese düşkün, herkesin derdiyle dertlenen müstesna bir insandı. Cafer b. Ebî Tâlib'in şehit olduğu haberi gelince de herhalde üzüntülerini gören sahâbiye üzüntüsünün sebebini açıklarken aynı zamanda ideal müminde olması gereken bir duyarlılığı etrafındakilere, dolayısıyla da biz ümmetine işaret buyuruyorlardı. Burada sahâbenin birbirine olan düşkünlüğünü de hatırlamalıyız. İslam, yeryüzünde sahâbe topluluğuyla, temsilin en iyi örneğini vermiştir. Onları sahâbe yapan dinamikler aslında kendilerine verilen isimden de belliydi. Birbiriyle ülfet edip dost olan, arkadaşlığı en iyi şekilde gösteren, serkeşliği bırakıp itaatin sihirli gücüne inanan bu insanlar, birbirlerine çok düşkün insanlardı. Ve bir tarih yazdılar. İnsanlık tarihinde birbirlerini bu kadar seven ve bu sevgileri destanlaşan başka bir topluluk yoktur zannediyorum. Ölürken bile içeceği bir yudum suyu diğer arkadaşına uzatacak, dini için hicret eden mühacir kardeşine bütün varlığının yarısını verebilecek kadar birbirine düşkün bu insanların kahramanlıkları ciltlere sığmayacak kadar çoktur. Kardeşliğe vurgu yapan pek çok hadis vardır. Burada birkaçını zikredelim: "Müslüman Müslüman'ın kardeşidir; bir Müslüman diğer bir Müslüman'la karşılatığı zaman kardeşinin verdiği selama aynı kelimelerle veya daha güzel bir şekilde karşılık verir, nasihat istediğinde ona nasihat eder, düşmanlarına karşı yardım istediğinde ona yardım eder, doğru yolun tarifini isterse ona kolaylık gösterir ve tarif eder, düşmanlarına karşı güç (maddi destek) borç istese ödünç verir, ancak bu istediği Müslüman'ın aleyhine olacaksa ödünç vermez, (Müslüman Müslüman kardeşine ödünç verme hususunda o kadar hâhişkârdır ki hatta) kardeşi ondan cennetini ödünç istese onu bile verir, mâun onları yapmasına mani olmaz." Bunun üzerine sahâbe efendilerimiz, "Mâun nedir Ey Allah'ın Rasulü, diye sordular. Efendimiz de, "Mâun, taşta, suda ve demirdedir" buyurunca, "Hangi demir?" dediler Efendimiz de, "İşlerinizi gördünüz bakır tencereler, demir baltalarınızdır." "Peki taş nedir?" dediklerinde de, "Taştan yapılan tenceredir" buyurdular."(2) Mümin, ödünç vermede cennetini bile mevzu edebilecek kadar fedakâr bir insandır. "Olgun insan ve gerçek dost, cehennemden çıkışta ve cennete girişte bile "Buyurun" demesini bilendir."(3) Dipnotlar: 1-İbn Hamza, Esbâbu vurûdi'l-hadis, 3/252. 2-Kenz, 1/151-152. 3-Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, s. 121.

Bu yazıya yorum yazın

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.

SAFF, 3

GÜNÜN HADİSİ

Evlad ve Akrabalara İyilik

"Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz" [Tirmizi, Birr 33, (1953)]

SON YORUMLAR

TARİHTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...