Cevaplar.Org

MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERÄ°M-3

KÂİNATIN MERKEZİ Kâinatın merkezi olan insanda Allah’ın bütün isimleri toplanmıştır. İnsan Allah’ın isimlerinin aynasıdır. Şeker denilen maddenin meydana gelebilmesi için şeker fabrikası lazım olduğu ve o koca fabrika bütün zerreleri, küçük-büyük


Vehbi KarakaÅŸ

vehbikarakas@hotmail.com

2019-03-01 09:07:43

KÂİNATIN MERKEZİ

Kâinatın merkezi olan insanda Allah'ın bütün isimleri toplanmıştır. İnsan Allah'ın isimlerinin aynasıdır.

Şeker denilen maddenin meydana gelebilmesi için şeker fabrikası lazım olduğu ve o koca fabrika bütün zerreleri, küçük-büyük çarkları, alet ve edevatı ile şekere hizmet ettiği gibi; insan denen en kıymetli meyvenin elde edilmesi için de şu koca kâinat fabrikasının kurulması lazımdır. Kâinat da bütün zerreleri ve küreleriyle insana hizmet ediyor. Şeker fabrikası, sahipsiz ve müdürsüz olmadığına göre, kâinat fabrikası da sahipsiz, müdürsüz ve Yaradan'ı olmadan olmaz. Bir insan, hem de akıllı bir insan, kâinat fabrikasının fabrikatörünü ve yöneticisi olan Allah'ı tanımazsa, kendisine verilen bu hizmetin şükrünü eda etmezse akılsız ve şuursuz şekerden daha akılsız ve şuursuz olmaz mı?

ALLAH YOKTAN YARATIYOR

Var olan her şey hadistir. Her hadisin bir muhdisi vardır. Muhdis de mevcudatı yoktan var eden Allah'tır. Yoktan var etmek Allah'a mahsustur. Allah da vardan yapmıştır, yapıyor, denilse, o var olanları kim var etti sorusu akla gelir. İş teselsüle varır. Teselsül de zaten batıldır. Var olan her şey biter, ama yok bitmez. Allah neyin olmasını istese ona "ol" demesi kâfi gelir. Bir zatın altından bir dağı olsa her gün 10, 20, 100 altın harcasa elbette o dağ bir gün bitecektir. Çünkü vardan harcıyor. Bir zat da düşünün parmaklarını açıyor, altın akıyor, yumuyor, altın akıyor. Yani yoktan altın getiriyor. Bu iki zattan hangisi zengindir? Vardan altın getiren mi, yoktan altın getiren mi? Elbette yoktan getiren. Yoktan altın getirenin altını bitmez. İşte Allah böyle. Yoktan getiriyor. Yoktan yaratıp harcıyor. Yoktan yaratma, yoğu var etme gücüne sahip bir zatın hazineleri tükenir mi?

KADER

Bazen duyuyoruz, şöyle diyorlar:

"Cennetliksem cennete giderim, cehennemliksem cehenneme giderim. Daha niçin ibadet edecekmişim?"

Cevap:

Öyle olsaydı Allah'ın kitap göndermesine ve kitapları öğretecek, uygulayacak peygamber görevlendirmesine lüzum kalmazdı. Cenab-ı Hakk'ın her şeyi bilmesi, bildiklerini yazması, bizi bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlamıyor ki.

Eğer sen abdest almaya başlarken birden sular donsaydı, camiye giderken kader defteri önüne çıksa, seni engelleseydi; o zaman diyebilirdin: "Herhalde Allah benim hayır yapmamı, namaz kılmamı istemiyor."

Hâlbuki böyle bir şey yok. Allah iki yol yaratmış: Hayır ve şer diye. İnsanlığı serbest bırakmış. Küfre rızası olmadığını, hayır istediğini, hayrın neticesinde cennet, şerrin neticesinde de cehennem olduğunu gönderdiği kitap ve görevlendirdiği Peygamberiyle bildirmiştir. Hal böyle iken insan kalkar da kaderi eleştirir,"Ne yapayım kardeşim, benim kaderimde içmek varmış, namaz kılmamak varmış, birisini öldürmek varmış, cehennemlik olmak varmış, ben kaderin mahkûmuyum, Allah benim yazgımı böyle yazmış" deme hakkına sahip değildir.

Elbette Allah'ın senin ne yapacağını bilmesi ve yazması Allah olmasının gereğidir. Allah her şeyi bilecek ki adalet tecelli etsin. Allah'ın olmuşları, olanları ve olacakları bilmesi, yazması, tesbit etmesi Allah'ın olmazsa olmaz özelliklerindendir. Allah'ın senin yapacaklarını bilmesi ve yazması seni içmeye, namaz kılmamaya, birisini öldürmeye zorlamıyor ki. Tam tersi, senin bunları yapmana razı değil. Ama sana verdiği cüz-i irade ile sen istedin, sen yaptın. Allah da senin ne isteyeceğini önceden bildiği için bildiğini yazmış, iradeni kullanarak yaptıklarını da vakti gelince yaratıyor. Allah'ın bilmesi, yapması ve yaratması suç değil. Senin yanlışı istemen ve yapman suçtur.

ALLAH'IN YAZDIÄžI KÄ°TAP

Duysanız ki Hz. Ali'nin (r.a) bizzat kendi el yazısı ile yazdığı bir Kur'an bulunmuş. Bu Kur'an'a değer biçilebilir mi? Biçilmez. Ya Bu Kur'an, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) el yazması Kur'an olsaydı, hangi servet onu almaya yeterdi? Ya bu Kur'an Allah'ın yazdığı Kur'an olsaydı, kâinat büyüklüğündeki servet bile onu almaya kâfi gelir miydi? Gelmezdi.

Şimdi hazır olun ben size Allah'ın yazdığı Kur'an'ı söyleyeceğim:

Teşbihte hata olmaz. Allah'ın yazdığı Kur'an'ın adı, İNSAN! Onun için insana değer biçilemiyor. Onun için insanın fiyatını karşılayacak servet yok kimsede. Onun için insan aziz, onun için onun hakkı Kâbe'den de büyük,(1) onun için onu haksız yere öldürmek bütün insanlığı öldürmek,(2) hatta kâinatı öldürmek kadar büyük bir cinayet sayılmış. Onun için bir insanın gönlünü kırmak, bin hac sevabından mahrum kalmaktan daha büyük kayıp sayılmış, onun için o, yeryüzünde Allah'ın halifesi(3) olarak ilan edilmiş. Onun için insanın köle olması, alınıp satılması haram. Onun için insan organ satışı haram. Çünkü onu ve onun organlarını satın almaya hiçbir güç yetmez. Çünkü o kutsal bir varlık. Çünkü o Allah'ın bütün güzel isimlerinin aynası. Bundan dolayıdır ki Allah onun hakkında: "Andolsun biz insanı en güzel şekilde, en güzel kıvamda yarattık."(4) "Andolsun, biz insanoğlunu çok şerefli, çok değerli yaptık(5)buyurmuştur.

Böyle bir insan, bu konumda olduğunu bilmezse, antikacılar çarşısında (namazgâhlarda, ilim, zikir, şükür ve tefekkür meclislerinde) yerini almaz, kaba demirciler çarşısına düşerse antika fiyatına değil, hurda demir fiyatına gider. Alay-ı ıllıyyinden esfel-i safiline, yücelerin en yücesinden aşağıların en aşağısına düşer.

İnsan, paha biçilmez bir antika olduğunu bilse, müşterisinin Allah, fiyatının cennet olduğunun farkına varsa, kendisini seccadeye atsa ve Allah'a satsa hurda niyetine gitmekten, esfel-i safiline düşmekten kurtulacak, alay-ı illiyyinde, Firdevs cennetlerinde yerini alacaktır.

-devam edecek-

1-Rasulullah (s.a.v) buyurmuş: "Ey Kâbe, ne kadar hoşsun, kokun ne kadar da güzel, şanın şerefin ne kadar da yüce! Ama canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah nezdinde malıyla, canıyla kulluk eden mü'minin hürmeti, senin hürmetinden daha büyüktür." (İbn Mace, Fiten, 2)

2-Bkz. Maide, 5/32

3-Bkz. Bakara, 2/30

4-Bkz. Tin, 95/4

5-Bkz. Ä°sra, 17/70

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Şüphesiz Kur'an, mü'minler için gerçekten bir hidâyet rehberi ve rahmettir.

Neml, 77

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Kelimetan hafifetan alellisan. Sakiyleten filmizan. Habiybetan ilerrahman: Subhanellahi ve bi hamdihi, subhanellahi'l-azim."

"İki kelime vardır ki, dile hafif, mizanda ağırdırlar: Sübhanellahi ve bi hamdihi, sübhanellahi'l-azim." (Buhari, Deavat: 11/175)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI