Cevaplar.Org

POLONYALI KOPERNİK VE VEHBİ KARAKAŞ’A GÖRE ÂLEMİN MERKEZİ

Polonyalı bilim adamı Kopernik, âlemin merkezini dünyadan güneşe taşımış. Merkez güneş, dünya ve ay gibi gezegenler de onun peykidir, demiş


Vehbi KarakaÅŸ

vehbikarakas@hotmail.com

2018-12-07 15:17:25

Polonyalı bilim adamı Kopernik, âlemin merkezini dünyadan güneşe taşımış. Merkez güneş, dünya ve ay gibi gezegenler de onun peykidir, demiş.

Bu görüş, fizik ve kozmik açıdan doğru olabilir. Sahanın otoriteleri, bu meseleyi varsın düşünsün. Türkiyeli Vehbi KARAKAŞ da diyor ki: Âlemin merkezi güneş değil, dünyadır. Çünkü dünya, âlemlere rahmet olarak gönderilmiş Hz. Muhammed'in (s.a.v) konağıdır. Gök bu konağın kubbesi, yıldızlar kandili, güneş de bu konağın avizesi ve lambası olmuştur.

Şimdi bu durumda biz, evrenin merkezi olarak nereyi düşünelim. Hz. Muhammed (sallallahu teala aleyhi vesellem) Efendimizin doğup büyüdüğü, davasını tebliğ ettiği, bir konak, bir mabed, bir okul, bir talimgâh ve ahiretin bir tarlası olarak kullandığı dünyayı mı, yoksa bu konağın lambası olan güneşi mi?

Dünya ve sair gezegenler güneşin peyki olabilir. Güneş ise gezegenleriyle beraber ve koca kâinat içindekileriyle beraber Hz. Muhammed Aleyhissalatü vesselamın peykidir. Allah, evren ve içindeki her şeyi ona hizmetkâr etmiştir. Dolayısıyla onun ümmeti olan bütün insanlığa.[1]

İnsan saray için değil, saray insan için vardır. Öyleyse merkez, saray veya saraydaki herhangi bir şey değil, saraydaki sultandır. Saraydaki her şey sultan içindir. İşte bunun için olsa gerek Süleyman Çelebî Mevlidinde Peygamberimizi meth ederken: "Bir acep nur kim güneş pervanesi" demiştir. Yani Hz. Muhammed (s.a.v) öyle bir nurdur ki güneş onun etrafında ancak pervane olabilir.

Sadece gökteki güneş mi? Hayır, yıldızlar da, doğulu ve batılı bütün yıldız şahsiyetler de onun etrafında pervane, hatta ayağında bir toz olmak istemişlerdir. Çünkü o Habibullah'tır. O, Allah'ın her şeyden ve herkesten çok sevdiği sevgilidir. O, Allah'ın muhabbetidir. Allah ona öyle bir makam verdi ki onu seven ve ona uyan, Allah'ı sevmiş olmakta[2], Ona biat eden, Allah'a biat etmiş sayılmaktadır.[3] O Allah'ın kapısıdır. O kapıdan geçmeyen Allah'a kavuşamaz. Onu devreden çıkaran ve "yalnız Kur'an" diyenler ne Kur'an'ı anlamışlardır ne de onu.

Güneşin Kur'an'daki bir adı "lamba"[4] olduğu gibi, Peygamberimizin bir unvanı da yine Kur'an'da"Sırac-ı Münîr=Aydınlatan Lamba"[5]dır. Gökteki güneş ve yıldızlar ışığını bu nur saçan lambadan yanı Peygamberimizden almışlardır. Her biri birer yıldız olan sahabeler ve on dört asrın bütün yıldız şahsiyetleri de ışıklarını yani meziyet ve faziletlerini, ilim, edep ve güzel ahlaklarını Hz. Peygamber'den almışlardır. Tabii ki Hz. Peygamber de dünya ve ahireti aydınlatan nurunu bütün özellik ve güzelliklerini Allah'tan almıştır. Peygamberimizin: "Beni Rabbim terbiye etti. Ne kadar da güzel terbiye etti."[6]sözü bu hakikatin ilanı ve itirafıdır. Allah, Peygamberimizin muallimi, Peygamberimiz de ümmetinin muallimidir. Alemin merkezi ve odak noktası odur ve onun bulunduğu noktadır. Yerler, gökler, yerlerdekiler ve göklerdekiler, her şey ve herkes onun hürmetine yaratılmıştır.

Necip Fazıl merhum da bunun için "O ki, o yüzden varız." demiştir.

Yunus da (ra) bunun için:

Hak yarattı âlemi/Aşkına Muhammed'in,

Ay ve günü yarattı/ Şevkine Muhammed'in,

Ol dedi, oldu âlem/Yazıldı levh u kalem,

Okundu hatmi kelam/Şanına Muhammed'in.

DemiÅŸtir.

Allah, neden acaba onun aşkına yarattı âlemi?

Cevap: O, Allah'ın en muhteşem ve en mükemmel aynası idi. Allah'ı en iyi o gördü, o gösterdi, o bildi, o bildirdi. Allah'ı en iyi o sevdi, o sevdirdi. Allah tarafından da tabii en çok o sevildi.

Sözlerimizi özetleyen bir ayetle makalemizi sonlandıralım:

"Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, (bir gözlemci ve hakem), bir müjdeleyici, bir uyarıcı, Allah'ın izniyle Allah'a davet eden bir davetçi ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik. Allah'tan kendilerine büyük bir lütuf olduğunu mü'minlere müjdele."[7] 

Sınırsız salat ve selam olsun ona ve izinden gidenlere.

Melâm olsun ona ve emanetlerine sahip çıkmayanlara.

Dipnotlar

[1] Bkz. İbrahim, 14/33; Nuh, 71/16 ; Bakara, 2/29

[2] Al-i İmran, 3/31

[3] Bkz. Fetih, 48/10

[4] Nuh, 71/16

[5] Bkz. Ahzab, 33/42

[6]Suyuti Camiu's-Sağır,cilt 1,sayfa 12.

[7] Ahzab, 33/ 42

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR

MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR

Hadisleri inkar edenlere mealciler, akılcılar ve Kur'an'cılar denilir. Bunlar kendilerine nispet

HZ. PEYGAMBERE KARŞI GÖREVLERİMİZ

HZ. PEYGAMBERE KARŞI GÖREVLERİMİZ

İslâm bir dindir. Bu dini gönderen Allah (cc)'dır. Bu dinin bir kutsal kitabı, bir peygamberi,

HZ. PEYGAMBER HAKKINDAKİ TAVRIMIZ NASIL OLMALI?

HZ. PEYGAMBER HAKKINDAKİ TAVRIMIZ NASIL OLMALI?

Hucurât, 2. âyet: “Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Bi

SÜNNETE BAŞVURMADAN KUR’AN’LA AMEL ETMENİN İMKANSIZLIĞI

SÜNNETE BAŞVURMADAN KUR’AN’LA AMEL ETMENİN İMKANSIZLIĞI

Sahâbe, dinî hükümleriKur’an-ı Kerim’den alıyordu. Ancak çoğu kez Kur’an ayetleri tafs

SAHABENİN HADİS YAZMAMASININ ÜÇ SEBEBİ

SAHABENİN HADİS YAZMAMASININ ÜÇ SEBEBİ

“Sahâbenin hadisleri yazmamasının üç sebebi vardır. Birinci Sebep: Allah Rasûlü'nün (S.

TABİÎNİN SÜNNETİN YAZIM ve TEDVİNİNE VERDİĞİ ÖNEM

TABİÎNİN SÜNNETİN YAZIM ve TEDVİNİNE VERDİĞİ ÖNEM

Sünnetin tedvin ve muhafazası konusunda tâbiîn kuşağının çok büyük hizmetleri olmuştur.

HADİSLERİN TEDVİNİ-3

HADİSLERİN TEDVİNİ-3

Müslümanların "sahih hadis"i tespit amacıyla ortaya koyduğu benzersiz ilimlerden biri de cerh v

HADİSLERİN TEDVİNİ-2

HADİSLERİN TEDVİNİ-2

Ashab-ı Kiramın öğrencileri olan tabiûn kuşağının tarihçesi, hicretin ilk senesinden başl

GÜZEL AHLAKA AİT 15 HADİS-İ ŞERİF

GÜZEL AHLAKA AİT 15 HADİS-İ ŞERİF

1.Mekârim-i ahlâkı itmâm için ba’s buyuruldum.(1) 2. Ahlâk-ı ilâhiyye ile tahalluk edin

HADİSLERİN TEDVİNİ-1

HADİSLERİN TEDVİNİ-1

Bilindiği üzere Allah Rasûlü (s.a.v) başlangıçta Kuran'la karışmasını önlemek amacıyla

HADİS’E SALDIRILMASININ ASIL SEBEBİ

HADİS’E SALDIRILMASININ ASIL SEBEBİ

Çağımızda hadisi ve hadis ehlini hedef alan ve öncülüğünü müsteşriklerin yaptığı ve M

Sakın sizi dünya hayatı aldatmasın.

Fâtır, 5

GÜNÜN HADİSİ

Kim Müslümanlar arasından bir yetim alarak yiyecek ve içeceğine dahil ederse, affedilmez bir günah (şirk) işlememişse, Allah onu mutlaka cennete koyacaktır.

Tirmizi, Birr 14, (1918)

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI