Cevaplar.Org

MEVLANA’NIN BİR ŞİİRİNİN İZAHI

Sen, can ve gönülden ibaret olduğun için, can Sen'i nasıl bulabilir? Sen candasın, gönüldesin ama, canın da, gönlün de Sen'den haberi yok! Sen'in manevî hayalinin gönülde nakşı varsa da, hayal, zatını bilemez! Bu yüzden hayalin de Sen'den haberi yoktur.


Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

2018-11-09 15:05:18

Sen, can ve gönülden ibaret olduğun için, can Sen'i nasıl bulabilir?

Sen candasın, gönüldesin ama, canın da, gönlün de Sen'den haberi yok!

Sen'in manevî hayalinin gönülde nakşı varsa da, hayal, zatını bilemez! Bu yüzden hayalin de Sen'den haberi yoktur.

Adın dilimde, Sen'i tesbih ediyorum, zikrediyorum ama, Sen'i zikreden dilimin de Sen'den haberi yoktur!

Divan-ı Kebir, 975.şiir 

Bunun açıklaması şöyledir:

Mevlana -biraz hakikat biraz da mecazî ifadelerle-Allah'a hitaben diyor ki:

- "Sen, can ve gönülden ibaret olduğun için, can Sen'i nasıl bulabilir?"

- Yani; "Ya rab! Sen var olan bütün canların ve bütün hayatların kaynağısın. Sen olmasaydın, ne bir canım ne bir hayat olurdu. Her canlı gibi benim canım da ancak seninle vücut bulmuştur. Demek ki, benim gerçek canım sensin. Gönlümde de sadece sen varsın. Çünkü, gönül bir sevgi kaynağıdır ve gönüldeki sevgi de aslında sana bakıyor. Demek ki, hakikat ve mahiyeti itibariyle gönlümde de yalnız sen varsın. Öyle varsın ki, adeta gönlümden ibaretsin. Varım, yoğum, her şeyim sana borçludur, sana bağlıdır, ancak seninle vardır. Adeta sen rabbim, mabudum, halıkım, rezzakım, mahbubum olarak canımın ve gönlümün özüsün. Böyle olunca can seni nasıl bulabilir?"

Mevlana bu ifadeleriyle, "göğüm ve yerim beni içine alamadı fakat müminin gönlü beni içine aldı"(Aclunî, 2/195). Yani müminin gönlü, bana iman etmekle, marifetimle, benim muhabbetimle doludur. Yoksa maddi olarak -haşa" Allah'ın bizzat müminin gönlünde olduğunu veya ondan ibaret olduğunu söylemek büyük bir yanlıştır(bk. a.g.y). Mevlana devam ediyor:

- Sen candasın, gönüldesin ama, canın da, gönlünde Sen'den haberi yok!"

-Yani; "Sen ilim ve kudretinle benim şahdarımdan bana daha yakınsın. Celal ve cemal sıfatlarınla canımın canısın, gönlümün sultanısın. Ne var ki, akrabiyet-i ilahiye ile oluşan bu yakınlık, ikilemi ortadan kaldırdığı için ne canın ne de gönlün Sen'den haberi var..

-"Sen'in manevî hayalinin gönülde nakşı varsa da, hayal, zatını bilemez! Bu yüzden hayalin de Sen'den haberi yoktur."

-Yani, "Sen' nin zat-ı akdesini tahayyül ve tasavvur etmek mümkün değildir. Çünkü Sen'in hiç bir benzerin yok ki, onunla karşılaştırılsın. Bu sebeple, Senin celal ve cemal sıfatlarının arkasında zat-ı akdesini-şekillendirmeden- onun manevî hayalinin gönülde bir nakşı varsa da gerçekte bu bir idrak değildir. Çünkü hayal dahi zatını bilemez.." ve devam ediyor:

-Adın dilimde, Sen'i tesbih ediyorum, zikrediyorum ama, Sen'i zikreden dilimin de Sen'den haberi yoktur!"

- Yani; "Gönlümde sevgin olduğu halde, gönlümün Sen'den haberi olmadığı gibi; Sen'i her an zikreden lisanımın da Sen'in Zat-ı akdesinden haberi yoktur.

-Kanaatimizce bu şiirinde Mevlana, iki noktaya dikkat çekiyor:

a. İnsanın bütün varlığı, Allah'ın bir armağanıdır. Varlıkta kalması Onun kayyumiyet sıfatıyla mümkündür. Allah -ilim ve kduretiyle-insana şah damarından daha yakındır. İlim ve kudretiyle her an insanın yanında hazır ve nâzırdır. Bu yakınlık Allah'ın akrabiyet sırrına göredir ve Allah'ın nurlu olan sıfatlarının nuranı tecellileriyle bize yakınlığına bakar.

b. İkinci nokta bizim Allah'tan uzaklığımıza bakan noktadır. Bu da Allah'ın Zat-ı akdesinin mahiyetinin asla tahayyül ve tasavvur edilmemesi keyfiyetine bakar. O ilim ve kudretiyle yanımızda olduğu halde, biz ondan gayet derece uzağız ve onun gerçek varlığı olan hakikatinin keyfiyetinden haberdar değiliz. Bu da bizim ona olan uzaklığımızı ifade etmektedir. Örneğin, biz güneşten 150 milyon km. uzaktayız, ama güneş bize göz bebeğimizden daha yakındır. Güneşin yakınlığı onun nuruna, bizim uzaklığımız ise, bizim kesafetimize bakar.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

cevaplar.org, 2019-04-26 20:14:13

Mevlana Celaleddin Rumi hazretleri

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

Lazgin, 2019-04-21 21:00:35

Mezkûr Mevlana hangi Mevlana acaba? Bağdadi hazretleri mı Celalettin Rumi mı?

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-2

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-2

Fahr-ı Kainat’a Nasıl Bakmalıyız: Kur’ân’da, “Muhakkak ki, Allah katında sizin en d

NURDAN VECİZELER-8

NURDAN VECİZELER-8

“Hakikaten mümin cennete layık ve kâfir cehenneme muvafık bir mahiyet kesb eder.” İzah: B

YIKILMAKTA OLAN ÜÇÜNCÜ MABET

YIKILMAKTA OLAN ÜÇÜNCÜ MABET

Kimi Yahudiler mecazen veya sembolik anlamda İsrail’e Süleyman Tapınağı makamında üçüncü

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-27

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-27

Nisa: 97: İbn Abbas’ın şöyle dediği rivayet olunur: “Müslümanlardan, İslam’ı hafife a

TACEDDİN TOPAL(1927-2020)

TACEDDİN TOPAL(1927-2020)

Taceddin Topal ağabeyimiz Isparta/Yalvaçlıdır. Yalvaçlılar O’na Taci Dede diye biliyor ve ö

SULTAN 2. BAYEZİD (1481-1512)

SULTAN 2. BAYEZİD (1481-1512)

1448’de Dimetoka’da doğdu. Fâtih Sultan Mehmed’in Gülbahar Hâtun’dan doğan büyük oğl

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

Cennet ve Cehennem iki yurttur; birisi sevaba birisi azaba, birincisi muttakilere, ikincisi kâfirle

AKSA TUFANI’NIN İSTİKBALDEKİ AKİSLERİ

AKSA TUFANI’NIN İSTİKBALDEKİ AKİSLERİ

De ki: " Bize iki güzellikten birinin dışında başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oy

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-1

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-1

Fahr-ı Kâinat Efendimiz, (Aleyhissâlatü vesselâm) Kur’ân’ı Mekkelilere tebliğe başladı

NURDAN VECİZELER-7

NURDAN VECİZELER-7

“İnkılab-ı hakikat olmaz. Nev'-i mutavassıtın silsilesi devam etmez. Tahavvül-ü esnaf, ink

İman edip iyi yararlı işler yapanları, muhakkak salihler (zümresi) içine katarız.

Ankebût, 9

GÜNÜN HADİSİ

Hiç bir vâli yoktur ki, o, müslüman ahâli üzerinde icrâ-yı velâyet ederken zulüm ederek ölür, muhakkak Allah Cennet kokusunu ona haram kılacaktır.

Ma'kıl İbn-i Yesâr (r.a)'dan rivayet olunur.

TARİHTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI