DEVİR VE TESELSÜL NEDEN BATILDIR?
Devir ve Teselsül neden batıldır? Kelam alimlerinin bu konudaki delilleri nelerdir? Bu konu hakkında sizden çok geniş bir bilgi istiyorum çünkü sizde kaynak kitaplar var ve bende kitap olmadığı için, internette bir şey bulamadığım için size soruyorum.
Devir ve Teselsül neden batıldır? Kelam alimlerinin bu konudaki delilleri nelerdir? Bu konu hakkında sizden çok geniş bir bilgi istiyorum çünkü sizde kaynak kitaplar var ve bende kitap olmadığı için, internette bir şey bulamadığım için size soruyorum.
Cevabımız:
-Allah'ın kâinatı yaratmasındaki en önemli maksadı kendisini tanıtmaktır. Kâinatın ezeli bir tercümanı olan Kur'an'ın da dört temel maksatlarından en önemlisi Allah'ın varlığı ve birliğini ders vermektir.
İnsanların tabi tutulduğu imtihanın en temel sorusu da tevhid akidesidir. Bütün bu hakikatler gösteriyor ki, insanın Allah'a muhtaç bir şekilde yaratması, hem kâinatın yaratılış maksadına, hem Kur'an'ın indiriliş gayesine hem de din imtihanının amacına en uygun olan bir pozisyondur.
-Çünkü, insan her yönden kendini müstağni/ihtiyaçsız görürse, şımarır ve azgınlaşır(Alak, 96/6-7). Yaratılmış âciz bir mahluk olduğunu görmezlikten gelip yaratanını unutur. Yeryüzünü kendisine bir nimet sofrası halinde sergileyen rabinin bu ihsanlarına karşı şükür edeceğine, nimet vereni görmezlikten gelip nankörlük eder. Bu gibi tutum ve davranışlar, insanın sınıfta kalmasına, suçlu duruma düşmesine ve cezayı hakketmesine sebep olur.
"Karun 'Ben bu servete ilmim ve becerim sayesinde kavuştum' dedi. Peki şunu da bilmiyor muydu ki Allah, daha önce kendisinden daha güçlü ve serveti daha fazla olan kimseleri helak etmişti? Ama suç işlemeyi meslek edinen sicillilere artık suçları hakkında soru sorulmaz"(Kasas, 28/78) mealindeki ayette Allah'a ihtiyacını hissetmeyenlerin kötü akıbetleri canlı bir tarihi örnekle hatırlatılmıştır.
-Allah isim ve sıfatlarını sevdiği gibi, bunların tecellileri olan sanatlarını da sever. Sanatları içinde en mümtaz olan insanları çok daha fazla sever. Bir sevginin devam etmesi için karşı taraftan da karşılık bulması elzemdir. Allah kullarını sevdiği gibi, onların da onu sevmelerini istiyor. İnsanı en çok sevindiren ve sevgisini kazandıran şey gördüğü iyilik ve menfaattir. Eğer bir yerden fayda görmediğini düşünürse ona oraya karşı sevgisi de azaları belki yokolur. İşte her yönden Allah'a muhtaç olan insan iman şuuruyla baktığı zaman, kendisini yoktan var eden, büyütüp besleyen, hastalandığı zaman şifa veren, yediren, içiren, doyuran, duyuran, gördüren Rabbinin sonsuz ikramlarını görür ve bütün benliğiyle onu sever. Bu konuda çok şey söylenebilir. Kelamın en güzeli, meramı güzel ifade eden az özlü sözdür.. Bu "sermeşk" altında çok şeyler "meşk" edebilirsiniz..
-Devir: Varlığı mümkün bir şeyin, mümkün olan başka bir şeyi varlık alanına çıkarması yolunda yapılan yanlış bir tasavvur demektir.
Buna şöyle bir temsille işaret edelim; A okuluna kayıt yaptırmak için müracaat ettin. A okulu dedi ki kayıt şartımız, B okuluna kayıt belgesidir. Sen hemen B okuluna gittin. Onlar da dedi ki; kayıt şartımız A okuluna kayıt olmanızdır. Böyle bir durumda senin, her iki okula da kayıt olman ebediyen imkansız hale gelir. İşte devir, yani kısır döngü denilen şey budur.
Mesela: Evrenin varlığı sebeplere isnat edildiği zaman, bu sebeplerin birbirini yaratması gerekir. Örneğin, "A elementi, B atomunu, B a tomu da C molekülünü var etmiştir" denildiği zaman, zorunlu olarak "peki A elementi nasıl var olmuştur?" sorusuna cevap bulmak gerekir. Bu cevap: birkaç yönden verilebilir: "A elementi ezelidir, yaratılmamıştır." Bu ise Allah'ın bir vasfıdır ve mümkün olan varlıklar için geçersizidir. Bu sebeple bu cevap yanlıştır. "A elementi, kendi kendine olmuştur". Bu da yanlıştır. Çünkü evrenin harikalığı tesadüfe pirim vermez. "A elementini B atomu veya C molekülü var etmiştir" işte bu devirdir ve bu da batıl ve muhaldir. Bu mantık zincirine göre, A, B'yi B de A'yı var etmiştir. Bunun saçma olduğu açıktır.
Evet, varlık sahasına çıkmamış bir mümkün, nasıl olur da başka bir mümkünün varlık sahasına çıkmasına sebep olabilir. Öncesiz/ezeli olarak var olmalı ki, başka mümküne illet ve sebep olsun. Buradan açıkça anlaşılır ki: Mümkün, mümküne sebep olup yaratıcılık yapamaz.
O halde bunun doğru cevabı şudur. C'nin varlık sebebi B'dir, B'nin varlık sebebi A'dır. A'nın illiyet bağları çerçevesinde bir varlık sebebi yoktur. Yani, A doğrudan ezeli olan Allah tarafından yoktan yaratılmıştır.
-Teselsül: ucu açık olan bir zincirlemenin düşünce dünyasında başını alıp gitmesidir.. Teselsül: O sebep, bu sebepten, bu sebep, şu sebepten diyerek sonsuza giden bir sebep-sonuç zinciri kabul etmek demektir ki, bu da aklın kabul etmeyeceği imkansızlar sınıfındandır. Teselsülün batıl bir fikir olduğunu kelam alimleri ispat etmişlerdir.
Mesela: A'nın sebebi B; B'nin sebebi C.. D E, …. Y'nin sebebi Z'dir. Dediğimiz zaman. "Peki ya Z'nin varlık sebebi nedir?" diye bir soru akla gelir. Yukarıda ifade edildiği gibi, DEVİR muhaldir. Bir dede torununun torunu olamaz. Bir baba oğlunun oğlu olamaz. Bu devir yolu imkânsız olduğuna göre, Bu soruya ya ucu açık sonsuza giden bir tasavvur zinciriyle cevap verilir ki, bu batıldır. Çünkü, bir varlığın varlık sebebini sonsuza giden bir sebepler zincirine havale etmek, sonu ve sonucu olmayan cehaletin bir psikolojik saplantısıdır. Meşhur sözde anlatıldığı gibi, bu takdirde "binmişiz bir alamete, gidiyoruz kıyamete.." Mahlukat, ezelî olmadığına göre, bu iş sonsuza kadar uzayamaz; bir noktada durulacaktır. İşte o noktada, bir yaratıcının varlığını kabul etmek aklen vacip olur. Bununla beraber, Kelam metoduyla "...Esbab, teselsülün berahini ile âlemin nihayetinde kesilmesinden ise, (Minhac-ı Kur'aniyle) her şeyde Hâlık-ı Külli Şey'e has sikkeyi göstermek daha kat'î, daha kolaydır." (Sözler)
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
ECDADA KÖPRÜ OLMAK

Bakara sûresinin 134 ve 141. ayetlerinde mükerrer olarak, geçmişlerimizin hatalarından sorumlu
TEVESSÜL VE İSTİĞASE HAKKINDA ON NOKTA RİSALESİ-4

SEKİZİNCİ NOKTA Eğer söylenirse: İstiğase edenin işi, müşriklerin işi gibi değil midir?
TEVESSÜL VE İSTİĞASE HAKKINDA ON NOKTA RİSALESİ-3

BEŞİNCİ NOKTA Eğer biri derse; “Kabir ehline hitap eden ancak onların sebep ve yapan oldukla
EMANETİN ZAYİ EDİLMESİ

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla... Ebû Hureyre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edilen Buh
TEVESSÜL VE İSTİĞASE HAKKINDA ON NOKTA RİSALESİ-2

Eğer denirse; “Allah'tan başkası, diriltir ve öldürür dememiz caiz midir?” Biz deriz: Evet
TEVESSÜL VE İSTİĞASE HAKKINDA ON NOKTA RİSALESİ-1

Bu on noktayı yazan: Seyfi Asrî (hafizahullahu teala) Çarşamba günü Öğlen ile ikindi arası
KISA KISA NOTLAR-3

Çocuk ölü doğduğunda isim vermeye gerek yok. *Avukat suçluyu savunursa günahkâr olur. *Bir
TESADÜFÜN TESADÜFÜ (RASTLANTININ RASTLANTISI)

Not: Bu yazı alegorik ve fantastik anlatımla yazılmıştır. Bütün oluşçulara, şüphecilere
KISA KISA NOTLAR-2

Ortalama iki öğün yemek iyidir. Bazıları “bir kez yiyin” diyorlar. Ne 3 yap ne de 1 yap. Sa
KISA KISA NOTLAR-1

*Şevval ayında tutulan 6 gün orucu ara vererek tutmak efdaldir. *Abdest sıkışıkken cemaatl
BİR GARİP HEYKEL

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla... Yakın tarihimizde dinler arası diyalog adına icrâ e
- İSLAM’A KARŞI İSLAM
- HAYAT-MEMAT(ÖLÜM) MESELESİ
- NAMAZIN RUHU HUŞU
- TESETTÜRÜN YOZLAŞTIRILMASI
- ZAYIF ATIN KIBLESİ OLMAZ
- MEHDİYİ BEKLEMEK DİNDE BİR BİD’AT DEĞİLDİR
- KAİNAT DENEN MESCİD
- HAYVAN KESİMİNDEKİ SIKÇA YAPILAN YANLIŞLAR
- ÂLİMİN HAYATI, ÂLEMİN HAYATIDIR
- CENNET VE CEHENNEMİN VARLIĞI KULLUK ŞUURUYLA ÇELİŞMEZ
- KÂİNATLA BİRLİKTE NAMAZ NASIL KILINIR?
- ŞİRK SAYILAN AKIMLAR (1)
- GİZLİ ŞİRK VE SEBEPLERİ
- TORUNUM GÜLCE BENİ ŞAŞIRTTI VE SEVİNDİRDİ
- ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-5
- HZ. MUSA’NIN (A.S) KUR’AN’DAKİ MEŞHUR DUASI
- KUR’AN’DA İRTİDAT EDENLER HAKKINDAKİ AÇIKLAMALAR
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-4
- İRTİDAT VE RİDDE HAREKETLERİ
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-3
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-2
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-1
- TUĞYAN VE TAĞUT
- FITIR SADAKASI
- 92 MADDE İLE EHL-İ SÜNNET AKÎDESİ
- ZEKÂT HAKKINDA ON ÜÇ SORUYA CEVAP
- ŞEYHÜLİSLAM M.SABRİ EFENDİ’NİN BİR TENKİDİNE BİR TAVZİH
- EN DOĞRU YOL

Sizi topraktan yarattık; oraya döndüreceğiz ve oradan tekrar sizi çıkaracağız.
Tâ Hâ, 55
GÜNÜN HADİSİ
Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli (ayette sırat-ı müstakim ashabı olarak zikredilen) peygamberler, sıddikler, şehidler ve salihlerle beraberdir.
Tirmizi, Büyu 4, (1209); İbnu Mace, Ticarat 1, (2139)
SON YORUMLAR
- Allah ebeden razı olsun Can babamızdan, yazıldığı üzere hakikaten öyle b...
- Allah rahmet eylesin. Mekanı Cennet, makamı saadet olsun. âmin....
- Salih Ekinci hocaefendiye şükran borçluyuz. Yazılarının devamını bekliyo...
- İlahiyatçı hocaların bir kısmı medrese eğitimine merdiven altı eğitim d...
- Allah razı olsun. Güzel bir yazı. Tebrike der, devamını dileriz....
- Maşâallah Hocama. Mutedil, hastalıkalrın farkında, basiret ve ferasetli bir...
- Ahmed bey teşekkür ederim yorumunuz için. Ben kütüphanemdeki kitapları tan...
- selamün aleyküm mustafa hocamıza bu tahkikli ve tasnifli yazısından dolay...
- Ahmed Muhammed Şâkir, Umdetu't-Tefsîr ani'l-Hafız İbn Kesîr de eklenmeli...
- Çok güzel Allah razı olsun...
TARİHTE BU HAFTA
*Bosna'da 800 kadar camii Sırplar Tarafından Yıkıldı(20 Ocak 1993)
*Ridaniye Zaferi(22 Ocak 1517)
*Babiali Baskını(23 Ocak 1913)
*Hz.Ali'nin Küfe'de Şehid Edilmesi(24 Ocak 661)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...