Cevaplar.Org

KÂİNAT KİTABINDAN BİLGİ ALIP KAYNAK GÖSTERMEYEN BİLİM ADAMLARI

Bir yazar, bilgi aldığı kaynağın adını vermezse, aldığı bilgileri kendi malı gibi takdim etse, böyle birine ne denir? -Hırsız, intihalci, sahtekâr!


Vehbi Karakaş

vehbikarakas@hotmail.com

2018-07-06 17:07:06

Bir yazar, bilgi aldığı kaynağın adını vermezse, aldığı bilgileri kendi malı gibi takdim etse, böyle birine ne denir?

-Hırsız, intihalci, sahtekâr!

Fizikçi, fizik kitabını, kimyacı kimya kitabını, coğrafyacı coğrafya kitabını, astronom, astronomi kitabını, biyoloji alimi, biyoloji kitabını ve her bilim adamı sahasıyla ilgili kitabını kâinat kitabına ve bu kitabın yazarı ve yaratanı olan Allah'a borçlu. Kâinat kitabı olmasaydı bu bilim kitaplarının, hatta bu bilim adamlarının hiçbiri olmayacaktı. Durum bu iken, kâinat kitabına bakarak kitaplarını yazanlar, kâinat kitabının müellifi olan Allah'ı görmezler, tanımazlar, ağızlarına almazlar, Ona minnet ve şükran borçlu olduklarını söylemezlerse, Onu dikkatlere sunmazlarsa, "biz bu kitaplarımızı, kâinat kitabının Yazarına ve Yaradan'ına borçluyuz," demezlerse yukardaki hırsızdan ve sahtekârdan farkları kalır mı?

Bir zamanlar, "Bilginin ve bilimlerin İslâmileştirilmesi" şeklinde bir deyim kullanılır olmuştu. O günler ben de konferans ve sohbetlerimde diyordum: Kardeşim, bilimlerin değil, bilginlerin İslamileştirilmesi lazım. Çünkü bilimlerin hepsi Müslüman. Allah demeyen, Müslüman olmayan bilim yoktur. Kâinatta (evren) Allah demeyen, Müslüman olmayan varlık olmadığı gibi.[1]

Allah, bilimsel araştırmalar için aklı görevlendirmiştir. Akıl, başıboş olduğunu sanmasın, Yaradan'ın icraatını kendine mal etmesin, Firavunluk iddiasında bulunmasın diye de Peygamber göndermiş, Peygamberin eline de vahiyden ibaret kitap tutuşturmuştur.

Mevlana: "Benim bir ayağım dine bağlıdır, diğer ayağımla dünyayı dolaşırım." dediği gibi, akıl, bir ayağını Son Peygamber Hz. Muhammed'e (sav) ve son din olan İslam'a bağlar, diğer ayağıyla da araştırmalarına devam ederse, malı, hakiki sahibine teslim etmiş olur. Firavun'luğun özelliği olan "benlik" davasından kurtulur, buluşları barış ve kardeşliğe, sevgi ve saygıya, adalet ve doğruluğa vesile olur. Böylece eğitim, sosyal ve siyasal hayat ahlaksızlıktan, anarşi ve terörden kurtulur.

Kur'anın derdi, maddeyi, güneşi, yeri-göğü anlatmak değildir. Kur'an'ın derdi, bu eserlerden bu eserlerin ustasına ve yaratıcısına baktırmaktır. Kur'an'ın güneşten bahsetmesinin birinci gayesi, güneşle güneşin sanatkârını, yaratıcısını göstermektir. Mesela Kur'an: "Güneş ve ay bir hesapla hareket etmektedirler."[2] Der. Bu ayetle ve benzeri ayetlerle verilmek istenen mesaj, sadece güneş ve ayın hareketlerine dikkat çekmek değil, asıl verilmek istenen mesaj, Allah'ın hesapla, ölçü ile iş ve icraat yaptığına dikkat çekmektir. Demek istiyor ki Allah: Madem Rabbinizin işinde ve icraatında ölçüsüzlük ve düzensizlik yok, öyleyse ey insanlar, ey bilim adamları siz de ölçülü ve düzenli olun, plansız-programsız hareket etmeyin, ölçüde haddinizi aşmayın.[3]

Tekvinî kitap dediğimiz evrendeki ince hesapları görmeyi, incelemeyi Allah yarattığı akla yani akıl sahibi bilim adamlarına bırakmıştır. Bilim adamlarının, güneş ve ay hakkında ince ve detaylı bilgiler ortaya koyması, onlara gurur ve kibir vermemelidir. Tam tersi bu gelişmeler, onların tevazuunu, hayretini, hayranlık ve secdelerini artırmalıdır. Bilmelidirler ve bilirler ki, Allah insana aklı vermeseydi, insan bilim adamı olamazdı. Güneşi inceleyebilecek kimse çıkmazdı. Güneş ve gökler olmasaydı astronom ve astronomi bilimi olmazdı.

Fen bilimlerinin bilginleri bu hakikati görebilseler, en az din bilimlerinin peygamber ahlaklı alimleri kadar, belki daha çok huzura, güvene, sevgi ve saygıya, barış ve kardeşliğe kısaca eğitim ve öğretimde güzel ahlaka hizmet etmiş olurlardı.

Her şeyden ve herkesten önce, büyük bir sevda ile Allah demesi ve secdeye kapanması gereken bir zümre varsa, o da bilim adamlarıdır. Ne enteresandır ki bu işi, çoğunlukla bilim adamı olmayanlar yapmaktadır. Halbuki Allah, bu işi alimlerden beklemekte ve şöyle buyurmaktadır: "Allah'a, ancak alimler hakkıyla saygı gösterir."[4] Diğer bir ifade ile: "Allah'ı en iyi tanıyacak olan ve Ona en iyi şükür, hürmet ve muhabbeti sunacak bulunan ancak ve ancak alimler ve bilginlerdir.

Allah, gerek din alimlerimizi ve gerekse fen bilginlerimizi, Kur'an ölçülerine bağlı, Peygamber ahlaklı alimlerden eylesin. Eylesin de eğitim ve öğretime, siyaset ve ticarete, güzel ahlak hâkim olsun, ülkemiz ve dünya anarşi ve terörden kurtulsun.

Dipnotlar

[1] Bkz. İsra, 17/44

[2] Rahman, 55/5

[3] Bkz. Rahman, 55/7-8

[4] Fatır, 35/28

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-2

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-2

Fahr-ı Kainat’a Nasıl Bakmalıyız: Kur’ân’da, “Muhakkak ki, Allah katında sizin en d

NURDAN VECİZELER-8

NURDAN VECİZELER-8

“Hakikaten mümin cennete layık ve kâfir cehenneme muvafık bir mahiyet kesb eder.” İzah: B

YIKILMAKTA OLAN ÜÇÜNCÜ MABET

YIKILMAKTA OLAN ÜÇÜNCÜ MABET

Kimi Yahudiler mecazen veya sembolik anlamda İsrail’e Süleyman Tapınağı makamında üçüncü

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-27

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-27

Nisa: 97: İbn Abbas’ın şöyle dediği rivayet olunur: “Müslümanlardan, İslam’ı hafife a

TACEDDİN TOPAL(1927-2020)

TACEDDİN TOPAL(1927-2020)

Taceddin Topal ağabeyimiz Isparta/Yalvaçlıdır. Yalvaçlılar O’na Taci Dede diye biliyor ve ö

SULTAN 2. BAYEZİD (1481-1512)

SULTAN 2. BAYEZİD (1481-1512)

1448’de Dimetoka’da doğdu. Fâtih Sultan Mehmed’in Gülbahar Hâtun’dan doğan büyük oğl

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

Cennet ve Cehennem iki yurttur; birisi sevaba birisi azaba, birincisi muttakilere, ikincisi kâfirle

AKSA TUFANI’NIN İSTİKBALDEKİ AKİSLERİ

AKSA TUFANI’NIN İSTİKBALDEKİ AKİSLERİ

De ki: " Bize iki güzellikten birinin dışında başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oy

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-1

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-1

Fahr-ı Kâinat Efendimiz, (Aleyhissâlatü vesselâm) Kur’ân’ı Mekkelilere tebliğe başladı

NURDAN VECİZELER-7

NURDAN VECİZELER-7

“İnkılab-ı hakikat olmaz. Nev'-i mutavassıtın silsilesi devam etmez. Tahavvül-ü esnaf, ink

Hak (ancak) Rabbindendir. Artık, sakın şüpheye düşenlerden olma.

Bakara, 147

GÜNÜN HADİSİ

"Haramla beslenmiş vücut cennete giremez."

Taberânî.

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 1772) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 1534) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI