KÂİNATIN VARLIK SEBEBİNİN AKLİ İHTİMALLERİ
Sebepler ve hikmetler bilindikçe Allah daha da yakından bilinir. Çünkü bütün sebepler akılsız, kör, cansız ve şuursuzdur. Fakat bütün işlerin arka planında sonsuz bir ilim, hikmet, kudret, irade, şuur ve bir hayat vardır. Bu sebepledir ki Kur’an’da Allah, peygamberine “Rabbim! İlmimi arttır” diye dua etmesini emretmiştir. Çünkü ilmin artması nispetinde yüce yaratıcının varlığı bütün isim ve sıfatlarıyla daha kuvvetli bir şekilde bilinir
Sebepler ve hikmetler bilindikçe Allah daha da yakından bilinir. Çünkü bütün sebepler akılsız, kör, cansız ve şuursuzdur. Fakat bütün işlerin arka planında sonsuz bir ilim, hikmet, kudret, irade, şuur ve bir hayat vardır. Bu sebepledir ki Kur'an'da Allah, peygamberine "Rabbim! İlmimi arttır" diye dua etmesini emretmiştir. Çünkü ilmin artması nispetinde yüce yaratıcının varlığı bütün isim ve sıfatlarıyla daha kuvvetli bir şekilde bilinir.
İster bir bütün olarak kâinata bakılsın, ister ayrı ayrı varlıkların durumuna bakılsın, bunların varlık sahnesine çıkmalarının sebebi, şu dört ihtimalden biridir:
a. Bu varlığı, örneğin evreni veya insanı sebepler yaratmıştır.
b. Onları tabiat yaratmıştır.
c. Tesadüf eseri ortaya çıkmıştır.
d. Her şeyi Allah yaratmıştır.
Bu gün bilimsel çalışmalar da kâinatın sonradan var olduğunu göstermiştir. Bilim adamlarının dediğine göre, şu gördüğümüz evren yaklaşık 14-15 milyar yıl önce var olmuştur. İnsan, hayvan, bitki gibi varlıkların sonradan var olduğu gözle görülen bir hakikattir. Hatta bilimsel çalışmaların verilerine göre, Samanyolu galaksisi diğer kozmik kitlelerden çok sonra ortaya çıkmıştır. Demek ki evrenin önce yokken sonradan var olduğu konusu tartışmasız kabul görmüş bir husustur.
O halde insanın soruşturması gereken konu, bu mevcut kâinatın yoktan nasıl var olduğudur.
Ateistler, cehaletlerini başka bir cehaletle örtmeye çalışırlar. Örneğin onlara "Neden bu madde bu maddeyi kendine çekiyor?" denilse, cevapları şudur: "Çünkü bu çeken madde mıknatıstır, mıknatıs ise çeker." Halbuki soruda zaten bu soruluyor: "Neden mıknatıs denen madde başka bir maddeyi çekebilir?" Buna cevapları yoktur. İşte ateistlerin bu bilgilerine, iki cehaletin bileşkesi olan bir cehalet manasında 'cehl-i mürekkep' denir. Bu konuda onlarca misal verilebilir ki sebepler ve hikmetler bilindikçe Allah daha da yakından bilinir. Çünkü -istisnasız- bütün sebepler akılsızdır, kördür, cansızdır, şuursuzdur. Fakat bunlardan meydana gelen bütün işlerin arka planında sonsuz bir ilim, bir hikmet, bir kudret, bir irade, bir şuur, bir hayat vardır. Bu sebepledir ki, Kur'an'da Allah, peygamberine "Rabbim! İlmimi arttır" diye dua etmesini emretmiştir. Çünkü ilmin artması nispetinde yüce yaratıcının varlığı bütün isim ve sıfatlarıyla daha kuvvetli bir şekilde bilinir.
Kâinatın ve tüm parçalarının varlık sahnesinde boy göstermesini sağlayan etkin bir fail vardır. Baştan başa harika bir sanat eseri olarak dizayn edilmiş kâinatın varlığını 'faili meçhul' olaylar arasına sokamayız. Bunun mutlaka malum bir faili vardır. Bu konuda modern bilimin katkılarıyla çağdaş idrakin öngördüğü akli ihtimaller külli manada yukarıda arz ettiğimiz dört ihtimaldir. Mantık açısından bu dört ihtimalin birden gerçek olması mümkün olmadığı gibi, hiçbir ihtimalin olmaması da imkânsızdır. Öyleyse bu ihtimallerden yalnız biri doğru, diğerleri yanlıştır.
Bu yazımızda yanlış ihtimalleri ayıklamak suretiyle doğru olanı ortaya koymaya çalışacağız. Bu işin anlaşılmasının en açık yolu şudur: Yanlışları ayıklamakla doğruya ulaşmak. Buna göre bugün iki, yarın da bir maddesini açıklayacağımız maddelerin imkânsız olduğu ispat edilirse, zorunlu olarak son şık kalır ki, o da kâinatı yaratanın Allah olduğu gerçeğidir.
Evreni ve bütün varlıkların, Allah'ın dışında yaratılmasının mümkün olmadığını görmek isteyenlere Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur külliyatına, özellikle de "23. Lema/Tabiat risalesi"ne bakmalarını tavsiye ederiz.
Herhangi bir varlığı, örneğin tüm evreni veya bir insanı sebeplerin yaratma ihtimali:
Felsefede determinizm olarak da ifade edilen bu düşünceye göre, sebep-sonuç ilişkisi esastır. Yumurtayı icat eden tavuk, balı icat eden arı, yağmuru gönderen buluttur. Bu ihtimal birçok yönden imkânsızı barındırıyor. Her şeyden önce, bu düşüncede sebeplerin de sonradan var olduğu gerçeği göz ardı edilmektedir. Diyelim ki yumurtayı tavuk yaratıyor, peki tavuğu kim yaratmış? Eğer tavuğu da yumurta yaratmış denilse, bu takdirde her ikisinin hem ezeli hem hadis/sonradan var olduğu; her ikisinin de hem yaratan hem yaratılan olduğu kabul edilecektir. Bu düşüncenin kabul edilmesi ne aklen ne dinen ne de ilmen mümkündür. Keza eğer balı arı yaratıyorsa, o zaman arıyı kim yaratmış? Bu düşünceyi çürüten onlarca delil vardır. Yalnız işi fazla uzatmamak için şunu tekrar edelim ki sebep ile sonuç ikisi de sonradan var edilmiştir. Hiçbirinin ezeli olmadığı gün gibi açıktır. Demek ki bu ihtimal gün yüzünü göremeyecek tarzda elenmiştir.
Bütün varlıkların tabiat tarafından yaratılmış olma ihtimali:
Tabiat dedikleri şey, varlıkların bünyesinde görülen, yaş-kuru, sıvı-katı, sert-yumuşak, soğuk-sıcak gibi unsurlardır. Halbuki insanın tabiatındaki huyları, kendisinin varlığından sonra söz konusu olduğu gibi, kâinatın ve her türlü varlığın bu tabiatı, mizacı, huyu da ancak ilgili nesnenin varlığından sonra meydana gelmiştir.
Olmayan bir insanın, olmayan bir ağacın tabiatından söz etmek, kâinatta cari olan ilahi kanunların tabiatına aykırıdır. Bu konuyu da şu nurlu ifadelerle bitirelim: "Tabiiyyunların, mevhum ve hakikatsiz tabiat dedikleri şey, olsa olsa ve hakikat-ı hariciye sahibi ise; ancak bir san'at olabilir, Sâni' olamaz. Bir nakıştır, Nakkaş olamaz. Ahkâmdır, hâkim olamaz. Bir şeriat-ı fıtriyedir, Şâri' olamaz. Mahluk bir perde-i izzettir, Hâlık olamaz. Münfail bir fıtrattır, Fâtır bir fâil olamaz. Kanundur, kudret değildir; kâdir olamaz. Mistardır, masdar olamaz"(Asa-yı Musa, 167 ).
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR
Cennet ve Cehennem iki yurttur; birisi sevaba birisi azaba, birincisi muttakilere, ikincisi kâfirle
AKSA TUFANI’NIN İSTİKBALDEKİ AKİSLERİ
De ki: " Bize iki güzellikten birinin dışında başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oy
ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-1
Fahr-ı Kâinat Efendimiz, (Aleyhissâlatü vesselâm) Kur’ân’ı Mekkelilere tebliğe başladı
NURDAN VECİZELER-7
“İnkılab-ı hakikat olmaz. Nev'-i mutavassıtın silsilesi devam etmez. Tahavvül-ü esnaf, ink
MODERNİST İSLAMCILARIN BAZI İDDİALARI
HADİS VE SÜNNET DELİL DEĞİLDİR, BİZE KUR’AN VEYA VAHİY LAZIMDIR Bu iddia aslında Peygam
YEDİNCİ NOKTA: NEDİR HAYATIN EN SAF LEZZETİ VE EN HALİS SAADETİ?
İmandır hayatın en safi lezzeti ve en halis saadeti… İmandır saadetin menşei, kayyum değer
ŞÜKRÜ ALTUĞ(1914 – 1984)
Isparta’nın Sav köyü bin kalemle Risale-i Nur eserlerini yazarak çoğaltan, Hz. Üstadın ifad
BÜYÜK ÇARŞI
İki bedestenin çevresinde meydana gelen ticaret merkezidir. Halk arasında Kapalı Çarşı olarak
KIZIL İCAZ YEDİNCİ BEYİT- 10. DERS(3)
Ders: Kızıl İcaz 10. Ders(7. ve 8 Beyitler)-devam- İzah: Ali Haydar Çetintürk Hocaefendi *
- BEŞİNCİ NOKTA: NEDİR HAYATIN HAKİKİ HUKUKU?
- NURDAN VECİZELER-6
- HAMAS ÜZERİNDEKİ AMALEK GÖLGESİ
- İSRA VE MİRAÇ MUCİZESİNİ İNKAR EDENLERE CEVAPLAR
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-25
- ŞEVKET AKIN(1923 -2021)
- HOCAZÂDE MUSLUHİDDİN
- ACBU’Z ZENEB HADİSİ
- DÖRDÜNCÜ NOKTA: NEDİR HAYATIN MAHİYETİ?
- NURDAN VECİZELER-5
- SAHABE DÖNEMİ İHTİLAFLARINDAN SÖZ ETMEK
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-24
- YENİ İSRAİLİYAT VE DİNİ GÜVENLİĞİMİZ
- NAMAZDA 17 SIRRI
- İNSANLARIN AYIBINI GİZLEMEK
- İMAM BUHARİ'YE ATILAN İFTİRALAR
- ŞAHABEDDİN ÜNLÜ (1945 -2021)
- HIZIR BEY
- CEHENNEM NEREDEDİR?
- KIZIL İCAZ YEDİNCİ BEYİT- 10. DERS(2)
- BU MAKAMDA BİR SUAL AKLA GELMEKTEDİR
- İSRAİL'İN KIYAMETİNİ TÜRKLER KOPARIR
- HAŞİR RİSALESİNİN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI
- NURDAN VECİZELER-4
- HADİS İNKARCILARIN DERDİ: EBU HUREYRE (r.a)
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-23
- ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK
- ŞAHABEDDİN GARGILI(1924 – 2017)
- MUSLİHUDDİN MUSTAFA (ŞEYH VEFÂ-Ö. 1491)
Herhangi birinize ölüm gelip de: Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam! demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın
Münafikün, 10
GÜNÜN HADİSİ
Ey Allah'ın Resulü," dedim, "şayet Kadir gecesine tevafuk edersem nasıl dua edeyim?" Şu duayı okumamı söyledi: "Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu'l-afve fa'fu anni. (Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet.)
Tirmizi, Da'avat 89,
SON YORUMLAR
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
- Selamünaleyküm bu değerli yazınızdan dolayı Ahmets kardeşimizi tebrik edi...
TARİHTE BU HAFTA
*Evliya Çelebi'nin Doğumu(25 Mart 1611) *Edirne'nin İşgali(26 Mart 1913) *Ahmed Cevdet Paşa'nın Doğumu(27 Mart 1822) *Fatih Sultan Mehmed'in Doğumu (30 Mart 1432) *Lâleli Camii'nin Temeli Atıldı (31 Mart 1760)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...