KÖYLÜNÜN ZEKASI
Yıllar önce İran Şahı avlanırken, kestane ağacı diken bir ihtiyara rastlamış; atını durdurarak adama yaşını sormuş. Köylü ‘dört yaşındayım” demiş. İmparator kaşlarını çatınca, yaşlı köylü hemen ilave etmiş; “Şaka olsun diye söylemedim. Akıllı bir insan boş şeylerle geçirdiği zamanı saymaz. Ben onun için şahıma ve vatanıma hizmet ederek geçirdiğim yılları hakiki yaşım olarak kabul ediyorum.”
Yıllar önce İran Şahı avlanırken, kestane ağacı diken bir ihtiyara rastlamış; atını durdurarak adama yaşını sormuş. Köylü 'dört yaşındayım" demiş. İmparator kaşlarını çatınca, yaşlı köylü hemen ilave etmiş; "Şaka olsun diye söylemedim. Akıllı bir insan boş şeylerle geçirdiği zamanı saymaz. Ben onun için şahıma ve vatanıma hizmet ederek geçirdiğim yılları hakiki yaşım olarak kabul ediyorum."
Şah tesirde kalarak "fakat diktiğin ağaçların büyüdüğünü hiçbir zaman göremeyeceksin" demiş. Akıllı adam " doğru" demiş, "ama madem başkalarının diktiğini biz yiyoruz, gelecek kuşak için de ağaç dikmek bizim vazifemiz."
Bu cevabı çok beğenen şah, ihtiyara hemen bin altın verilmesini emretmiş. İhtiyar adam; "haşmetlim" demiş, "başkalarının diktiği ağaç kırk yılda gelişir, benim diktiklerim hemen meyve verdiler."
Şah; "çok güzel" diye haykırmış ve yaşlı adama bir kese altın daha verilmesini emretmiş. Bunun üzerine köylü; "padişahım, başkalarının ağacı senede bir kere meyve verir. Benim ağacım on dakika da iki kere meyve verdi" demiş ve teşekkür etmiş.
Bunun üzerine şah; "fevkalade" diye haykırarak ihtiyara bir kese altın daha vermiş. Fakat hemen yanındakilere fısıldamış; "Bu hazır cevap adam hazineyi boşaltmadan buradan hemen uzaklaşalım."
Kaynak
Bütün Dünya Mecmuası
Cilt: 6, Sayı 33, Yıl 1963
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
Âl-i imran:190
Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır.
GÜNÜN HADİSİ
SABAH İLE YATSI NAMAZLARINI CEMÂATLE KILMANIN FAZÎLETİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Münâfıklara sabah ile yatsı (cemâat) namazlarından daha ağır hiç bir namaz yoktur. (Halbuki) bu iki namaz(ın cemâatin)de olan (ecir ve fazîlet)i bilseler emekliye, emekliye (sürtüne, sürtüne) de olsa onlara gel(ip hâzır ol)urlardı. (Ebû Hüreyre)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 1772) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 1534) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...