Cevaplar.Org

ÖNEMLİ MESAJLAR İÇEREN BİR DÜĞÜN KONUŞMASI

Bismillahirrahmanirrahim, Elhamdülillah, vassalatü vesselamu ala Rasûlillah, Sevgili kardeşlerim, hanımefendi ve beyefendiler! Konuşmama besmele ve hamdele ile başladım. Ta ki bu sevinç gününüz daim olsun, rahmetten, bereketten ve saadetten yeterince nasibini alsın. Çünkü Besmele, işlerimizin ruhudur. Ruh bedenden çıkınca nasıl beden ölüyorsa, Besmelesiz işler de öyle ölüdür, yani hayırsız ve bereketsizdir


Vehbi Karakaş

vehbikarakas@hotmail.com

2017-09-23 17:22:23

Bismillahirrahmanirrahim,

Elhamdülillah, vassalatü vesselamu ala Rasûlillah,

Sevgili kardeşlerim, hanımefendi ve beyefendiler!

Konuşmama besmele ve hamdele ile başladım. Ta ki bu sevinç gününüz daim olsun, rahmetten, bereketten ve saadetten yeterince nasibini alsın.

Çünkü Besmele, işlerimizin ruhudur. Ruh bedenden çıkınca nasıl beden ölüyorsa, Besmelesiz işler de öyle ölüdür, yani hayırsız ve bereketsizdir.

Allah da, Kur'an'ı indirmeye Besmele ile başlayarak hem sözü ve hem de eylemiyle kullarına örnek olmuştur: اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ (Oku! Ama) "Yaratan Rabbinin adıyla oku!"(1)buyurmuştur.

Bu ayetten ilhamını alan peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) de şöyle buyurmuştur: "Hangi iş ki ona Allah'ın adıyla başlanmıyor; o iş ebterdir."(2) Yani o işte hayır ve huzur, bereket ve cennet yoktur.

Yeni ve çok önemli bir yuva kurmaktasınız. Bu kadar önemli bir işin başında ve temelinde elbette bu kadar önemli bir dua yani Besmele bulunmalı ve bunun hayatın olmazsa olmazı olduğuna inanılmalıdır. Bu iman olmazsa, kurulan yuvaların ayakta kalması, devam etmesi mümkün değildir. Besmele, eşyayı kullanmak için, sahibinden alınan izin belgesidir. Besmele, Allah'ın yardımını davettir. Besmele, Allah'ın himayesine ilticadır.

Bu yüzden her Müslüman her mubah işine Besmele ile başlamalıdır. Besmele ile başlayamayacağı işlerden de uzak durmalıdır. Haramlara mesela içkiye Besmele ile başlanmaz. Harama Besmele ile başlayan dinden çıkar. Dinden çıkan da ebediyyen cehennem mahkumu olur.

Değerli kardeşlerim,

Maverdî'nin Edebü'd-Dünya ve'd-Din adlı kitabında gördüğüm bir rivayette şöyle buyurulmuş:

"Dünya iki gündür. Bir günü sevinç, bir günü de kederdir."(3)

Dünya, devamlı sevinç olsaydı, insanlar şımarır, önleri alınmazdı. Devamlı hüzün olsaydı, dünya çekilmez olur, cehenneme dönerdi.

Sevinçle hüzün, gece-gündüz gibi birbirini takip eder bu dünyada. Onun için sevinenler şımarmamalı, üzülenler de ümitsizliğe kapılmamalıdır. Sevinenlerin üzülebileceği, üzülenlerin sevinebileceği bir alemdeyiz.

Müslüman, düğünde müteşekkir edalı olmalı, sevinç gününü yaşattığından dolayı Allah'a şükretmeli, cenazede ve keder gününde de mütefekkir edalı olmalıdır. Bundan dolayıdır ki Müslüman ne düğününde çılgınlaşma hakkına sahiptir, ne de cenazesinde.

Birinde Allah'a şükür eder, bu sevince bu saadete kavuşturduğundan dolayı. Birinde de tefekkür eder ve şöyle düşünür:

Toprağın altına giren tohumları, çekirdekleri kaybetmeyen, çürüttükten sonra yeniden dirilten Allah, beni de öldükten sonra yeniden diriltecek, bu dünyada yaptığım amellerime göre ahirette bana muamele edecektir. Öyleyse ben bu dünyada öyle işler yapmalıyım ki o işler, Yaradan'ı memnun etsin, ahirette, büyük mahkemede de beni utandırmasın.

Değerli kardeşlerim,

Düğün nikâhlı birliktelik demektir. Nikâhlı birliktelikler ibadettir, saadettir, sonu cennettir. Nikâhsız birliktelikler rezalettir, cinayettir, sonu cehennemdir.

Şu anda siz bir ibadetin içinde bulunmaktasınız. Çünkü Allah'ın,

وَأَنكِحُوا الْأَيَامَى مِنكُمْ "Bekârlarınzı evlendiriniz",(4) ayetinde ifade edilen bir farzı, Peygamberimizin de: "Nikâh benim sünnetimdir, kim benim sünnetimden yüz çevirirse o benden değildir."(5) hadisinde dile getirilen bir sünnetini hatta bütün peygamberlerin bir sünnetini(6) icra etmektesiniz.

Değerli dostlar,

Hiç kimse "evleneceğim veya evlendireceğim" ama hocam fakirim, demesin. Çünkü Allah, evlenenleri lütfuyla zenginleştireceğini haber vermiş,(7) zenginleştirinceye kadar da namuslu yaşamalarını,(8) zina ve benzeri pisliklere bulaşmamalarını kendilerinden istemiştir.(9)

Peygamberimiz de üç kimseye Allah'ın yardımı haktır, buyurmuş ve onları şöyle sıralamıştır:

1-Allah rızası niyetiyle Allah'ın dinine hizmet edenlere,

2-Ödemek niyetiyle borç alanlara,

3-Helal dairede kalmak niyetiyle evlenenlere.(10)

Evlenenler iki kurala sıkı sıkıya bağlı kalacaklardır. Bunlardan biri emniyet, biri de sadakattir. Bir diğer ifade ile biri güven, biri de doğruluktur. Her fazilet ve meziyetin kaynağı din ve dindarlık olduğu gibi, bu iki meziyetin kaynağı da dindir, dindarlıktır. Bunun içindir ki Peygamberimiz, eş seçerken dindar olanı seçmemizi tavsiye etmişlerdir.(11)

Bu tavsiyeye ve bu kurallara bağlı kalanları Allah korur, bağlı kalmayanlar da Allah'ın korumasından mahrum kalır, savrulur, giderler.

Evlilik iki kişi arasında kurulan bir şirkettir. Ortaklar, yani eşler birbirlerine güvenecekler, güven verecekler ve birbirlerine karşı dürüst olacaklar. Nereye giderlerse gitsinler, gözlerini ve ırzlarını eşinden başkasına açmayacaklardır.

Nitekim kudsî hadisde Allah buyurmuş: "Bir şirkette ortaklar birbirlerine doğru oldukları müddetçe onların üçüncü ortakları ben olurum. (Onları korurum, kollarım.) Birbirlerine hainlik düşündükleri zaman, ben o şirketten çıkarım, (desteğimi çekerim.) (12)

Allah'ın korumasından yoksun kalan kişi, kurum, aile, şirket ayakta kalabilir mi?

Benden istenen birkaç kelimelik bir dua ile konuşmamızı tamamlamış olalım:

Değerli kardeşlerim,

Allah sevincinizi daim eylesin, Peygamberimizin yolunda kaim eylesin. Düğününüz mübarek olsun. Allah, Peygamberimizle Hatice validemizin arasını kaynaştırdığı muhabbetle, düğün merasimlerinde bulunduğumuz kardeşlerimizin arasını kaynaştırsın. Bu eşleri ve hepinizi, namazını kılan, orucunu tutan, anasına-babasına saygı duyan hayırlı evlatlarla sevindirsin. Onların ve bu düğüne iştirak eden siz sevgili kardeşlerimin sevincini, huzurlarını pazara ve mezara kadar değil, cennete kadar daim eylesin.

Bu duaların duyulması, bu güzel mesajların verilmesi için beni sahneye davet eden düğün sahibi kardeşlerime ve beni dinleyen şu saygın topluluğunuza şükranlarımı arz ediyorum. Allah'a emanet olunuz.

NOT:

Bu konuşma 10. 09.2017 Basın Sitesinde bir düğünde yapıldı. Daha sonra da kaleme alındı. Ta ki orada olmayan birçok takipçi kardeşlerimiz de bu pozitif düşünce ve samimi dualardan nasibini alsın. Umarım, okuyan ve paylaşan bütün kardeşlerimiz hem bu satırların yazarını hem de yardımcılarını dualarından mahrum etmeyeceklerdir. Şimdiden hepinize sevgiler, saygılar ve teşekkürler. V.Karakaş

Dipnotlar

(1) Alak, 96/1

(2) Ahmet b. Hanbel, 2/259. Hadis-i şerifde "Elhamdülillâh" ile başlanmayan her işin de hayır ve bereketten nasipsiz olduğuna dikkat çekilmiştir. (bkz. İbn Mace, Nikâh, 19)

(3) El-Maverdî, Ebu'l-Hasen el- Basrî, Edebü'd-Dünya ve'd-Din, 92.

(4) Nur, 24/32. Ayetin tamamı şöyle:

وَأَنكِحُوا الْأَيَامَى مِنكُمْ وَالصَّالِحِينَ مِنْ عِبَادِكُمْ وَإِمَائِكُمْ إِن يَكُونُوا فُقَرَاء يُغْنِهِمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ

"İçinizden bekârlarınzı evlendiriniz. Kölelerinizden ve câriyelerinizden evlenmeye elverişli olanları da. Yoksulluk içindeyseler, Allah onları lütfu ile zenginleştirir. Allah lütfu bol olandır; her şeyi bilendir."

(5) İbn Mâce, Nikâh 1; Ahmed bin Hanbel, II/72).; Müslim, Nikâh, 5 (1401)

(6) Bkz. Tirmizî, Nikâh, 1. Hadis şöyle: "Dört şey peygamberlerin sünnetlerindendir: Utanmak, güzel kokmak, diş temizliği, evlenmek."

(7) Bkz. Nur, 24/12

(8) Bkz. Nur, 24/33. Ayetin orijinali şu: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذِينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتَّى يُغْنِيَهُمْ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ Evlenmeye imkân bulamayanlar, (çalışarak) Allah'ın lütfu ile kendilerini zenginleştirinceye kadar namuslarını korusunlar, (zinadan sakınsınlar).

(9).Bkz. İsra, 17/32

(10) Bkz. Tirmizî, Fezailü'l-cihad, 20 (1655)

(11) Bkz. Buhari, Nikâh, 15

(12) Bkz. Ebu Davud, Büyu', 27, (3383)

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Maide-7

"Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve "İşittik, itaat ettik" dediğinizde sizden aldığı ve kendisiyle sizi bağladığı ahdini hatırlayın. Allah'tan korkun, çünkü Allah göğüslerin özünü çok iyi bilir."

GÜNÜN HADİSİ

Îmân altmış bu kadar şu'bedir. Hayâ da îmânın bir şu'besidir.

BUHARİ,KİTÂBÜ'L-ÎMÂN, EBU HUREYRE(r.a.)'dan

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 2002) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 2002) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI