Cevaplar.Org

SİRETÜ İMAMU MÜCEDDİD-2

Cenab-ı Hakkın kainata koyduğu kanunlardan(sünnetullah) birisi de, belirli zaman dilimlerinde Müslümanların din işlerini tecdid eden bir kısım zatları göndermesidir. Bu kişilerin amacı Müslümanlar içerisinde din için cihad duygusunu artırmak ve Allah’ın şeriatını ve dinini müdafaa etmektir


2017-04-10 17:59:16

Türkiye'deki İslami Hareketin Harikalığı

-Doktor Muhammed Said Ramazan el-Buti'nin Kaleminden Bir Kıvılcım-

Cenab-ı Hakkın kainata koyduğu kanunlardan(sünnetullah) birisi de, belirli zaman dilimlerinde Müslümanların din işlerini tecdid eden bir kısım zatları göndermesidir. Bu kişilerin amacı Müslümanlar içerisinde din için cihad duygusunu artırmak ve Allah'ın şeriatını ve dinini müdafaa etmektir.

Muhakkak Bediüzzaman o mücedditlerden birisidir ki, Türkiye'de ilhadın hükmü esnasında Cenab-ı Hak onunla Müslümanlara ikramda bulunmuştur. İslam'ın hükmüne karşı harp edenler karşısında o bir liderdi. İslama savaş açanlara karşı dimdik durmak için gençler onun etrafında toplanmışlardı. Mülhidler yenilgiye uğrarken, Bediüzzaman ve tâbileri gitttikçe artıyor ve fazlalaşıyorlar.

Bediüzzaman'ın En Mühim Hususiyetleri

*Said Nursi zorlanarak yazardı, yazısı güzel değildi. Bunun için o çoğu zaman yazılarını ve risalelerini dikte ettirerek(imla yoluyla)yazdırıyordu.

*Bediüzzaman evlenmedi ve bütün hayatını bekar olarak geçirdi. Niçin bekar olarak hayatını geçirdiği kendisine sorulunca şöyle cevap verirdi; "ben eşimin haklarını yerine getirmeye muktedir değilim. Çünkü yaşadığım hayat çok engebeli ve çok sıkıntılı bir hayattır.' Bediüzzaman doğru söylemiştir. Çünkü bütün hayatı uzlet, inziva, sürgün ve hapishanelerde geçti.

*Bediüzzaman bütün hayatını sadaka, zekat ve nereden gelirse gelsin hediyelerden uzak olarak geçirdi. Birgün Pakistan Milli Eğitim Bakan Yardımcısı(Ali Ekber Şah) yanında bir çok servet ve mal ile kendisini ziyarete geldi. O, hediyeleri kabul etmemekten dolayı mazur görülmesini istedi ve dedi ki; "Sen bununla beni bütün hayatımda iltizam ettiğim bir kaidemi bozmama zorluyorsun. Bu asırda ehl-i ilme ve İslam davetçilerine yöneltilen en büyük suçlamalardan birisi; insanlardan mal toplamaktır. Ben de kaderin bana yüklediği bu hizmette bu töhmete karşı savaşıyor ve hiç kimseden karşılıksız bir hediye kabul etmiyorum ve bundan kaçınıyorum.'

Ve Pakistan Milli Eğitim Bakan yardımcısı ondan Pakistan'a hicret etmesini istedi. Böylece ilminden ve mücahedesinden dolayı büyük bir takdirle karşılanacak ve şu anda içinde bulunduğu azap dolu hayattan kurtulacaktı. Onun cevabı ise şöyle oldu;

"İslam âleminin vücuduna sirayet eden hastalığın meydana geldiği merkez burasıdır. Hastalığın olduğu yerden uzaklaşmanın hiçbir faydası olmaz. İslam aleminde bugün yayılmakta olan fesadın çıktığı yer burasıdır. Çünkü Siyonistlerin ve Masonların burada planları ve bir çok ifsat komiteleri vardır. Ondan dolayı ben bunlara karşı buradan başka bir yere kaçarsam, bunu bir ihanet kabul ederim."

*Ve o, nur cemaatinden nur hareketini ve risaleleri kendi şahsıyla bağlamamalarını istemişti. Diyordu ki; "Bu, hakikata karşı büyük bir zulümdür. Bâki hakikatler, fâni şahıslar üzerine bina edilmez. Bilmeniz gerekir ki ben ancak Kur'an'ın bir dellalıyım ve insanları Kur'an'ın mucizelerine davet ederim.O Kur'an mucizesi ki her asrın insanlarının ellerinde ve gözleri önündedir. Bu risale hizmetinde benim bir lider olduğumu ve bu risalelerin kaynağının benim olduğunu söylemeniz en büyük bir hatadır. Çünkü benim şahsım her zaman suçlamalara,ithamlara, tenkitlere, hücuma ve ezalara maruz kalabilen bir varlıktır. Bundan dolayı, Risale-i Nur benim şahsıma bağlanırsa kıymeti zayıflar. Bu hakikatları benim ortaya koyduğumu ve mucidinin ben olduğu söylemek, o hakikatların kıymetini düşürmektir.

Risale-i Nur'u benim fani şahsiyetime bağlamayın! Çünkü eğer şahsıma bağlarsanız ona zarar verirsiniz. Siz onu asıl menbaına bağlayın. Çünkü onun menbaı her itirazdan uzaktır, o da Kur'andır."

Risale-i Nur Ve İslam Âlimleri

Bediüzzaman'ın vasiyetlerinden birisi de şudur; 'siz benim selamlarını Mısır, Şam, Bağdat ve Hindistan'ın büyük âlimlerine gönderin. Ve onlardan ricada bulunun ki; bu Risale-i Nur hizmeti oradaki onların medreselerinin ve İslam'a hizmetlerinin bir şubesidir. Ve onlar mutlaka Risale-i Nur'a ve onun yayılmasına müsaade etsinler, yardımcı olsunlar ve ona ehemmiyet versinler. Bu sadece bu mıntıka için değil, bütün İslam aleminin kurtuluşu için gereklidir."

-devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Şüphesiz Kur'an, mü'minler için gerçekten bir hidâyet rehberi ve rahmettir.

Neml, 77

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Îmân altmış kadar şu'bedir. Hayâ da îmânın bir şu'besidir.

BUHARİ,KİTÂBÜ'L-ÎMÂN, EBU HUREYRE(r.a.)'dan

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 2002) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 2002) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI