Cevaplar.Org

RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-149

Ders: 26. Söz, Zeyl İzah: Prof. Dr. Alaaddin Başar Not: Bu dersle alakalı ayrıca Alaaddin beyin izahları için bkz. Risale-i Nurdan Kelimeler Cümleler, Cilt: 2, s: 205-224, Zafer Yayınları, İst. 2011 “Cenab-ı Hakk'a vâsıl olacak tarîkler pek çoktur.”(Sözler, s: 476) Cenab-ı Hakk mekandan münezzeh olduğuna göre Cenab-ı Hakka vâsıl olmak teriminden anlaşılacak olan; imanın kemale ermesidir, Cenab-ı Hakkın rızasına nail olmaktır.


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2017-03-21 17:11:42

Ders: 26. Söz, Zeyl

İzah: Prof. Dr. Alaaddin Başar

Not: Bu dersle alakalı ayrıca Alaaddin beyin izahları için bkz. Risale-i Nur'dan Kelimeler Cümleler, Cilt: 2, s: 205-224, Zafer Yayınları, İst. 2011

"Cenab-ı Hakk'a vâsıl olacak tarîkler pek çoktur."(Sözler, s: 476) Cenab-ı Hakk mekandan münezzeh olduğuna göre Cenab-ı Hakka vâsıl olmak teriminden anlaşılacak olan; imanın kemale ermesidir, Cenab-ı Hakkın rızasına nail olmaktır.

Kainat bir fabrika. Hava aynı hava. Su aynı su. Güneş aynı güneş. Ama elma ağacı yor"ayrı, armut ağacı ayrı, kiraz ağacı ayrı meyveler veriyor. "Neden bu farklılıklar oluyor?" demiyoruz. Bu, kainatın bir zenginliği. Her bir ağaç kendi kabiliyetine göre kainattan istifade edip meyvelerini hizmetimize sunmuş.

Aynı kural Kur'an için de geçerli. Aynı Kur'an'dan bütün hak meslek, mezhep ve meşrepler çıkabilir. Bu, Kur'an'ın zenginliğidir yani.

Not: Bkz. Alaaddin Başar, R. Nur Külliyatından Anahtar Kelimeler, s:203-204, Zafer Yayınları, İst. 2016

*İnsan neden sonsuz acz, fakr ve noksanlıkta yaratılmış? Cenab-ı Hakkın sonsuz kudret, gına ve kemaline en büyük ayna olsun diye. Bunu şöyle anlayabiliriz; Kapımıza üç tane fakir gelse, içlerinde en fakir olana en çok sadaka veririz değil mi? Birinin gömleği yok, üzerinde sadece fanilesi var, diğerinin gömleği var, ceketi yok. Üçüncüsünün gömlek ve ceketi var, paltosu yok. Bunar arasında en çok yardımı birinci adama yaparsınız. Kainatta da mahlukat ne kadar fakirse Allah'ın rahmeti onda o kadar çok tecelli ediyor. Buradaki fakirlikten kasıt Türkçede kullandığımız fakir manasına değil.

Bu manada en fakir insandır. Tersinden alalım, en zengin kimdir o zaman? Cansız varlıklar. Mesela taş çok zengindir. Bu ne demek? Yani hiçbir şeye ihtiyacı yok. Görmeye ihtiyacı yok, işitmeye ihtiyacı yok, yemeye, içmeye ihtiyacı yok. Bahara, havaya, suya ihtiyacı yok. Bundan büyük zengin olur mu? Böyle müstağni olduğundan rahmet onda bir derece tecelli ediyor. Nedir o bir derece? Yokluktan varlığa çıkarmış Cenab-ı Hak onu. O da bir rahmettir yani. Yok olabilirdi, var olmuş.

Ağaç olunca, fakirlik artıyor. Ona güneş lazım, su lazım, bahar lazım..Fakirlik artıkça şeref de artıyor. Onun da görmeye, hareket etmeye vs ihtiyacı yok. Hayvan olunca bunlar da tecelli ediyor. Tabii tecelli edince, her tecelli de o mahluk bir derece alıyor. Mesela taşın yemeye ihtiyacı olmadığı için onda Rezzak ismi teceli etmiyor. Ağaçta kısmen Rezzak ismi tecelli ediyor. Hayvan da daha çok tecelli ediyor. Rezzak ismi taş da tecelli etmiyor, ağaçta ediyor? Ne oldu? Ağaç daha şerefli oldu. Eh Ağaçta da Semi(İşiten) Basir(Gören) ismi tecelli etmiyor? Hayvanda bunlar da tecelli ediyor. Hem yiyor, hem görüyor, hem işitiyor. Ne oldu? Hem Rezzak, hem Semi, hem Basir isimleri tecelli etti. Şerefi ona göre arttı.

Demek bir mahluk ne kadar çok muhtaç olursa, onda o kadar çok esma tecelli ediyor. O kadar da değeri artıyor. Kaide bu yani. Şimdi böyle olunca, kainatta en muhtaç olan insan. O halde bütün esma onda tecelli ediyor. Şerefi de oradan geliyor.

En aciz de insan. Çünkü fakir olduğu şeyleri yapacak gücü yok. Mesela göze ihtiyacı var, göz yapamaz. Böyle olunca sonsuz fakir ve sonsuz aciz oluyoruz. O zaman Allahu Teala'nın bütün esması bizde tecelli ediyor. Aczimizle Kudretine, fakrımızla Rahmetine, naksımız(noksanlığımızla) Kemâline ayna oluyoruz. Naksımızla ayna olmayı şöyle düşünebiliriz; Mesela yorulmak bir noksanlıktır, Allah bundan münezzehtir. Unutmak bir noksanlıktır, Allah bundan münezzehtir. Uyumak bir noksanlıktır, Allah bundan da münezzehtir.

Not: Bkz. Alaaddin Başar, R. Nur Külliyatından Anahtar Kelimeler, s: 7-10, Zafer Yayınları, İst. 2016

Alaaddin Başar, Sözlerden Dersler Cilt: 1, s:96-100 , Zafer Yayınları, İst. 2015

*Bir de şefkat var ki "Rahîm ismine îsal eder" diyor. Şefkat, iman kurtarma hizmetine bakıyor. Mesela adamın elbisesi yok, acır, ona bir elbise verirsin. Bu bir sadakadır. Adamın evi yok, acır, bir ev verirsin. Bu da bir sadakadır. Adamın ilmi yok, acır ilim öğretirsin. Bu daha büyük bir sadakadır. Evi, elbiseyi bırakır buradan gider ama ilim ona mal olur, ondan ayrılmaz. Bir şey ruha mal oldu mu onunla birlikte gidiyor. Demek en büyük sadaka ruha yapılan yardımlardır. Bunun da en ileri derecesi, iman hakikatlarında şüphesi olanların şüphelerini izale etmektir. Çünkü bunun meyvesi Cennettir ve ebedidir. Şefkat buna bakıyor, insanlara acıyıp bu iman hakikatlarıyla onların yardımlarına koşmak.

Bugün Külliyedeydik, gençlerle bir sohbetimiz vardı. Orada bahsettim, Abdülkadir Geylani hazretleri "Fasıklara ancak arifler acır" buyuruyor. Marifetullahta ileri olanlar günahkarlara acır. Geride olanlar ne yapar, günahkarlara düşman olurlar. Onlara bedddua ederler, sövüp sayarlar. Bunu herkes yapar. O kolay iş. Asıl önemli olan onlara şefkatle, acıyarak eğilmek, o günahlardan kurtulmalarına yardımcı olmaktır.

Rasulullah'ın en büyük sünneti iman kurtarma hizmetidir. Bütün Arap yarımadası müşrik, hepsi puta tapıyor. 'Allah belanızı versin' deseydi-zaten vermiş-öyle giderlerdi. Ama ne yaptı? O müşrikleri sahabe yaptı. Peygamberimiz şirke düşmandı, müşrike değil.

Not: Şefkat hakkında bkz: Risale-i Nur'dan Kelimeler Cümleler, Cilt: 3, s: 280-297, Zafer Yayınları, İst. 2013

Bir de son madde; tefekkür. Tefekkür insanı hayvanattan ayıran ilk basamak. Büyümede bitkilerle beraberiz. Yeme içmede hayvanlarla beraberiz. Düşünmede hepsi geride kalıyor, bir tek insan kalıyor.

Not: Tefekkürle alakalı bkz. Alaaddin Başar, R. Nur Külliyatından Anahtar Kelimeler, s: 318-320, Zafer Yayınları, İst. 2016

*Bize verilen duyguları verilme gayesine uygun kullanmalıyız. El tutmak, ayak yürümek için verilmiş ve hakeza. İnsanda kendini medh etme duygusu verilmiş. Bunun asıl kullanılacağı yer Allah'ı medh etmek. Yine insanda tenzih etme duygusu var. Nefse yönelik kullanılırsa insan kendini noksanlardan tenzih etmeye başlar ve bir firavun olur çıkar. O tenzih duygusunun yeri, insanın kendi noksanlarını görüp Allahu Teala'yı noksan sıfatlardan tenzih etmesidir. Üstad buna işaretle diyor ki; "Hattâ fıtratında tevdi' edilen ve Mabud-u Hakikî'nin hamd ve tesbihi için ona verilen cihazat ve istidadı, kendi nefsine sarfederek مَنِ اتَّخَذَ اِلهَهُ هَوَيهُ sırrına mazhar olur. Kendini görür, kendine güvenir, kendini beğenir."(Mektubat, s 459)

*Bir aynada güneş yansır. Ama aynadaki güneş sadece bir yansımadadır. İnsan da bir aynadır. Kendisinde esma-i hüsna yansıyor. İnsan kendisindeki güzellikleri bu yansımalardan bilirse kazanır. Kendinden bilse gurura düşer.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.

AL-İ İMRAN,134.AYET

GÜNÜN HADİSİ

Sehavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil sehavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."

Tirmizi, Birr 40, (1962)

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii'nin yeniden ibadete açılışı(15 Nisan 1772) *Turgut Özal'ın Vefatı(17 Nisan 1993) *Türk-Yunan savaşının başlaması(18 Nisan 1897) *Miladi takvime göre Efendimiz'in (s.a.v.)dünyaya teşrifleri(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI