SÖZÜN GÜCÜ VE DİLİN ÂFETLERİ-3
14-Sözde ve yeminde yalan söylemek.
Bu da dilin afetlerinden, aynı zamanda ayıp ve günahların çirkinlerindendir.
Hadis-i şerifte buyurulmuş k:
14-Sözde ve yeminde yalan söylemek.
Bu da dilin afetlerinden, aynı zamanda ayıp ve günahların çirkinlerindendir.
Hadis-i şerifte buyurulmuş k:
ثلاثة لا يكلِّمهم الله يوم القيامة ولا ينظر إليهم ولا يزكِّيهم ولهم عذاب أليم: الْمُسْبِل إزارَه والمنّان الذي لا يعطي شيئاً إلا مَنَّه، والمنفِق سِلْعته بالحَلِف الكاذب
"Üç zümre vardır ki, Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz, onlara bakmaz ve onları temize çıkarmaz. Ve onlara can yakıcı bir azap vardır. Elbiselerini kibirle sürüyerek yürüyen, yaptığı iyiliği başa kakan ve malına yalan yeminle revaç verip satmaya çalışan..."[52]
Hz. Rasûl (sav): "Kulun imanı doğru olmaz, kalbi doğru olmadıkça; kalbi doğru olmaz, dili doğru olmadıkça. Komşusu eziyetlerinden emin olmayan kişi cennete giremez."[53]
15-Gıybet etmek.
Dilin afetlerinden biri de gıybettir.
Gıybetin,
"Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?"[54]
ayetinde ölü eti yemeğe benzetilmesi, çok iğrenç bir fiil olduğuna işarettir.
Efendimiz bir gün ashabına, "Gıybet nedir, bilir misiniz?" diye sorar. Sahabi "Allah ve Peygamberi daha iyi bilir" cevabını verince, Peygamberimiz:"Kardeşini, hoşlanmayacağı bir şeyle anmandır." buyurur. Sahabi; "Ya söylediğim kardeşimde varsa?" deyince, Peygamberimiz: "Eğer söylediğin onda varsa, gıybet etmiş olursun. Şayet söylediğin onda yoksa, o takdirde ona iftira atmış olursun." cevabını vermiştir.
Yine buyurmuşlar ki:"Her kim dilini ve tenasül uzvunu kötülükten koruyacağına dair bana söz verirse, ben de onun cennete girmesine kefil olurum."[55]
Hz. Aişe bir gün Efendimiz'e Hz. Safiyye'nin boyunun kısa oluşunu dile getirir. Bu sözden hiç hoşlanmayan Allah Rasulü (sas),
"-Aişe! Öyle bir söz söyledin ki eğer o söz denizin suyu ile karışsaydı herhalde onun tadını ve kokusunu bozardı."diyerek eşini uyarır.
Tersten bir yaklaşımla gıybete muhalefet edenin mükâfatını ifade eden bir hadis: "Bir kimse kardeşinin ırz ve şerefini çekiştirene karşı onu savunursa, Allah kıyamet günü o kimseyi cehennemden uzaklaştırır."[56]
Muaz b. Cebel bir gün Efendimiz'e kendisini cennete koyacak ve cehennemden uzaklaştıracak amelleri söylemesini ister. Efendimiz:
"Allah'a şirk koşmamak, O'na ibadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak, haccetmek, sadaka vermek,
Allah yolunda malıyla canıyla mücadele etmek." der ve ardından "Bu dediklerimden hepsinin yerini tutan nedir, söyleyeyim mi?" diye sorar. "Evet" cevabını müteakip eliyle dilini tutup:
"İşte buna sahip çıkmaktır.!" der.
Hz.Muaz'ın taaccüp içinde "Biz söylediğimiz sözlerden hesap mı vereceğiz." sorusunu da şöyle cevaplar: "Ey annesinin kuzusu! İnsanları cehenneme yüzüstü düşüren dilleriyle kazandıklarından başkası mıdır zannediyorsun?"[57]
Gıybeti edilen adam aleni günah işleyen biri ise, işlediği günahtan da sıkılmıyorsa, hatta işlediği sanatı ve seyyiatıyla iftihar ediyor, zulmüyle de lezzet alıyorsa, böyle utanmadan günah işleyenin gıybeti caizdir.[58]
Aksi halde ateşin odunu yiyip bitirmesi gibi, gıybet de insanın salih amellerini yer, bitirir.
Eğer bir insan gıybet eder veya isteyerek dinlerse; derhal " Allahım, bizi ve gıybetini ettiğimiz zâtı bağışla." demeli, sonra da gıybeti yapılan adama nerde rastlanırsa, orada "Hakkını helal et, beni bağışla." demeli, özür dilemeli ve helallik almalıdır.[59]
Su-i zan
Su-i zan da kalb ile gıybettir. Peygamberimiz buyurmuşlar ki:
"Su-i zandan çekininiz; çünkü zan, sözlerin en yalanıdır. Birbirinizin eksiğini-gediğini görmeye ve işitmeye çalışmayın, hususi hayatlarını araştırmayın. Satın almayacağınız bir malın fiyatını, müşteri kızıştırmak için artırmayın. Birbirinize haset etmeyin, düşmanlık yapmayın, arkanızı çevirip küsmeyin. Ey Allah'ın kulları, kardeş olun, kardeş!"[60]
16-Nemime-Söz götürüp getirmek.
Dilin afetlerinden biri de muhbirliktir. Yani söz taşıyıcılığı yapmaktır.
وَيْلٌ لِّكُلِّ هُمَزَةٍ لُّمَزَةٍ
"İnsanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline!"[61]
Ayetteki "hümeze"nin, ve Leheb suresindeki "hammaletelhatab" ifadelerinin "nemmam=söz taşıyan" anlamında olduğu da ifade edilmiştir. Peygamberimiz, "Nemmam (muhbirlik yapan) cennete giremez."[62] Buyurmuştur. Nemimenin hakikati, sırrı ifşadır. Saklı kalması gerekeni açığa çıkarmaktır.[63]
17-İki yüzlü söz söylemek.
Dilin afetlerinden biri de budur. İki yüzlü söz, bir adamın yanınızda iken hakkınızda iyi söylediği, yanınızda değilken kötü söylediği sözdür. Bunu ancak münafıklar yapar. Böyle insanlardan korkulur. Böyleleri hürmet bile görür. İyi olduğu için değil, şerrinden korkulduğu için. Peygamberimiz:
"Ey Aişe! İnsanların en kötüsü, şerrinden korkulduğu için hürmet ve ikram gören insandır." Buyurmuştur.[64]
18-Medh ve senada bulunmak.
Dilin afetlerinden biri de birini övmektir. Neden övmek yasaklanmıştır? Övgüde altı afet vardır. Dördü öven içindir, ikisi de övülen içindir.
Öven için afetlerden:
Biri, övgüde aşırı gider, sonu yalana çıkar.
İkincisi, övgüye bazen riya girer. Adam dıştan över, halbuki içten nefret etmektedir. Böyle biri riyakâr münafık olur.
Üçüncüsü, araştırmadığı ve hakkında kesin bilgisi olmayan şeyi söylemiş olur.
Dördüncüsü, övdüğü şahıs zalim ve fasık birisi ise, böyle birini övgüsüyle şımartmış olur. Bu da caiz değildir. Çünkü bu haliyle zalimin zulmüne fasıkın fıskına ortak olmuş olur. Hasan-i Basrî (ra) demiş ki: "Kim bir zalimin ömrünün uzun olması için dua ederse, o, yeryüzünde Allah'a isyan edilmesine razı olmuştur."
Övgünün, övülene zararlarına gelince:
1-Övgü, övülende kibir ve ucup oluşturur. Kibir, büyüklenme, ucup kendine ve ameline güvenmedir. Bunların her ikisi de öldürücüdür, katildir. Birini öldürmek istiyorsanız onu övün, alkışlayın, pohpohlayın. "Senin gibi, bir yiğit, bir kahraman yoktur." deyin.
2-Övülen şahıs, övüldüğünde sevinir, kabarır, şımarır, "sen ne imişsin be abi" havalarına girer. Allah'ın lütfunu, başarısını kendinden görmeye başlar. Allah da acil ceza vermez. Bu hal git gide onun için istidraç olur. Yani bir insan bir nimete layık olmadığı halde o nimet ona artarak veriliyorsa bu onun için nimet değil, nikmettir, beladır. Ama o bunu anlayamamaktadır. Onu bu noktaya getiren hak ettiği veya hak etmediği övgülerdir. Bu tip övgülerden, hem övenlerin ve hem de övülenlerin yılandan akrepten hatta ejdarhalardan kaçar gibi kaçmaları, kaçınmaları gerekmektedir.
Övülen hep içinde bir sızı taşıması ve kendi kendine demesi lazım:
Ey beni methedenler! Eğer siz beni hakkıyla tanımış olsaydınız bu övgüleri bana vermezdiniz. Nitekim halk tarafından yapılan övgüler kulağına gelen Hz. Ali (ra) şöyle dua etmiş:
Allahım! İnsanların bilmeden yaptıkları övgülerden dolayı beni bağışla, söyledikleri övgülerden dolayı beni cezalandırıp rüsva eyleme, beni zannettiklerinden daha hayırlı eyle![65]
19-Lafzın inceliklerine riayet etmeden konuşmak, hatalı konuşmak.
Dilin afetlerinden biri de budur. Allah ve sıfatlarıyla ilgili konuşmalarda çok dikkatli olunmalıdır. Rasûlullah (sav) Efendimiz de bizi şu hadisiyle uyarmaktadır: "Sizden biriniz, Allah dilerse ve ben de istersem, demesin. Ancak "Allah dilerse, Ondan sonra da ben istersem" desin. Birinci söyleyişte kendisini Allah'a ortak ve eşitleme sezildiğinden saygısızlık anlamı görülmektedir. "Allah'a ve sana sığınırım", "Allah ve falan olmasaydı" gibi ifadeler de böyledir. Bunun yerine "Önce Allah'a, sonra da sana sığınırım", "Allah, sonra da falan olmasaydı" şeklinde söylenmelidir. İbn-i Abbas (ra) da demiştir ki: "Sizden her biriniz şirke düşebilirsiniz, hatta kişi köpeği ile bile şirk koşar da şöyle der: Eğer bu köpek olmasaydı, gece hırsızların şerrine uğramış olurduk."
Ebu Hureyre (ra) diyor ki, Rasulullah (sav) bizi şöyle uyardı: "Sizden biriniz erkek ve kadın kölelerine benim kullarım, demesin. Benim hizmetçilerim, desin. Çünkü erkek-kadın hepiniz Allah'ın kullarısınız. Köleler de efendilerine "Benim Rabbim" tabirini kullanmasınlar. "Benim efendim" tabirini kullansınlar. Çünkü hepiniz Allah'ın kullarısınız, Allah da hepinizin Rabbidir.
Peygamberimiz (sav) buyurmuşlar ki: "Münafığa "efendimiz" demeyiniz. Çünkü o sizin efendiniz olursa, Rabbinizi kızdırmış olursunuz." [66]
20-Alim olmayan avamın, anlayamayacağı meseleleri sorması.
Bu da yine dilin afetlerindendir. Alim olmayanlara düşen, salih amellerle meşgul olmaktır ve teslimiyettir. Şeytan böyle kimseleri dürter: Sen de ulemadansın, fazilet ehlisin, der. Böyle diye diye ona küfür kelimelerini sevdirir, söyletir. Kendisine lazım olmayan meselelerle uğraştırır.
Rasûlullah (sav), ümmetini kîl u kaldan, (dedikodudan) ve çok sualden menetmiştir.[67]
Dipnotlar
[52] Müslim, İman, 171-174; Tirmizi, Buyû, 5; Ebû Davud, Libas, 25
[53] Ahmet b. Hanbel, III, 197
[54] Hucurât, 49/12
[55] Buhari, Rikak, 33
[56] Tirmizi, Birr, 20
[57] Tirmizi, İman, 8
[58] Ayrıca gıybetin caiz olduğu yerler için bkz. Ed-Dımışkî, aynı eser, 224-225
[59] Orijinali ve geniş bilgi için bkz. Nursî, Said, Mektubat, 22. Mektup, Hatime, 268
[60] Buhari, Edep, 57
[61] Hümeze, 104/1-2
[62]Riyazüs Salihin, hn. 1537
[63] Bkz. Ed-Dımışkî, aynı yer, 226
[64] Aynı yer, 227
[65] Bkz. Ed. Dımışkî, aynı yer, 227
[66] (Ebu Davud, Edeb, 83)
[67] Buhârî, İ'tisâm: 2; Müslim, Hacc: 412, (1337); Tirmizî, İlm: 17
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
ECDADA KÖPRÜ OLMAK

Bakara sûresinin 134 ve 141. ayetlerinde mükerrer olarak, geçmişlerimizin hatalarından sorumlu
TEVESSÜL VE İSTİĞASE HAKKINDA ON NOKTA RİSALESİ-4

SEKİZİNCİ NOKTA Eğer söylenirse: İstiğase edenin işi, müşriklerin işi gibi değil midir?
TEVESSÜL VE İSTİĞASE HAKKINDA ON NOKTA RİSALESİ-3

BEŞİNCİ NOKTA Eğer biri derse; “Kabir ehline hitap eden ancak onların sebep ve yapan oldukla
EMANETİN ZAYİ EDİLMESİ

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla... Ebû Hureyre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edilen Buh
TEVESSÜL VE İSTİĞASE HAKKINDA ON NOKTA RİSALESİ-2

Eğer denirse; “Allah'tan başkası, diriltir ve öldürür dememiz caiz midir?” Biz deriz: Evet
TEVESSÜL VE İSTİĞASE HAKKINDA ON NOKTA RİSALESİ-1

Bu on noktayı yazan: Seyfi Asrî (hafizahullahu teala) Çarşamba günü Öğlen ile ikindi arası
KISA KISA NOTLAR-3

Çocuk ölü doğduğunda isim vermeye gerek yok. *Avukat suçluyu savunursa günahkâr olur. *Bir
TESADÜFÜN TESADÜFÜ (RASTLANTININ RASTLANTISI)

Not: Bu yazı alegorik ve fantastik anlatımla yazılmıştır. Bütün oluşçulara, şüphecilere
KISA KISA NOTLAR-2

Ortalama iki öğün yemek iyidir. Bazıları “bir kez yiyin” diyorlar. Ne 3 yap ne de 1 yap. Sa
KISA KISA NOTLAR-1

*Şevval ayında tutulan 6 gün orucu ara vererek tutmak efdaldir. *Abdest sıkışıkken cemaatl
BİR GARİP HEYKEL

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla... Yakın tarihimizde dinler arası diyalog adına icrâ e
- İSLAM’A KARŞI İSLAM
- HAYAT-MEMAT(ÖLÜM) MESELESİ
- NAMAZIN RUHU HUŞU
- TESETTÜRÜN YOZLAŞTIRILMASI
- ZAYIF ATIN KIBLESİ OLMAZ
- MEHDİYİ BEKLEMEK DİNDE BİR BİD’AT DEĞİLDİR
- KAİNAT DENEN MESCİD
- HAYVAN KESİMİNDEKİ SIKÇA YAPILAN YANLIŞLAR
- ÂLİMİN HAYATI, ÂLEMİN HAYATIDIR
- CENNET VE CEHENNEMİN VARLIĞI KULLUK ŞUURUYLA ÇELİŞMEZ
- KÂİNATLA BİRLİKTE NAMAZ NASIL KILINIR?
- ŞİRK SAYILAN AKIMLAR (1)
- GİZLİ ŞİRK VE SEBEPLERİ
- TORUNUM GÜLCE BENİ ŞAŞIRTTI VE SEVİNDİRDİ
- ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-5
- HZ. MUSA’NIN (A.S) KUR’AN’DAKİ MEŞHUR DUASI
- KUR’AN’DA İRTİDAT EDENLER HAKKINDAKİ AÇIKLAMALAR
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-4
- İRTİDAT VE RİDDE HAREKETLERİ
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-3
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-2
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-1
- TUĞYAN VE TAĞUT
- FITIR SADAKASI
- 92 MADDE İLE EHL-İ SÜNNET AKÎDESİ
- ZEKÂT HAKKINDA ON ÜÇ SORUYA CEVAP
- ŞEYHÜLİSLAM M.SABRİ EFENDİ’NİN BİR TENKİDİNE BİR TAVZİH
- EN DOĞRU YOL

Araf suresi 164.ayet
"İçlerinden bir topluluk, "Allah'ın helâk edeceği, ya da çetin bir azapla cezalandıracağı bir kavme ne diye nasihat ediyorsunuz" dediği vakit, o uyarıda bulunanlar dediler ki; "Rabbiniz tarafından mazur görülmemiz için, bir de belki günahlardan sakınırla
GÜNÜN HADİSİ
Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli (ayette sırat-ı müstakim ashabı olarak zikredilen) peygamberler, sıddikler, şehidler ve salihlerle beraberdir.
Tirmizi, Büyu 4, (1209); İbnu Mace, Ticarat 1, (2139)
SON YORUMLAR
- Mustafa Hoca Şia\'ya yönelik değerlendirmesinde genellemeci davranmıştır...
- Allah ebeden razı olsun Can babamızdan, yazıldığı üzere hakikaten öyle b...
- Allah rahmet eylesin. Mekanı Cennet, makamı saadet olsun. âmin....
- Salih Ekinci hocaefendiye şükran borçluyuz. Yazılarının devamını bekliyo...
- İlahiyatçı hocaların bir kısmı medrese eğitimine merdiven altı eğitim d...
- Allah razı olsun. Güzel bir yazı. Tebrike der, devamını dileriz....
- Maşâallah Hocama. Mutedil, hastalıkalrın farkında, basiret ve ferasetli bir...
- Ahmed bey teşekkür ederim yorumunuz için. Ben kütüphanemdeki kitapları tan...
- selamün aleyküm mustafa hocamıza bu tahkikli ve tasnifli yazısından dolay...
- Ahmed Muhammed Şâkir, Umdetu't-Tefsîr ani'l-Hafız İbn Kesîr de eklenmeli...
TARİHTE BU HAFTA
*Yavuz Sultan Selim'in Ridaniyye Zaferi(22 Ocak)
*Hz.Ali (r.a.) Efendimiz'in Şehit Edilmesi(24 Ocak)
*I.Murad Hân'ın Haçlı Ordusuna Karşı Sırpsındığı Zaferi(25 Ocak)
*Büyük Muhaddis ve Tarihçi İbn-ü Asâkir'in Vefâtı(26 Ocak)
*OSMANLI DEVLETİ'NİN KURU
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...