Cevaplar.Org

KASTAMONU LAHÄ°KASI-Sualler-4

Sual: Neden, ‘hakaik-i îmaniye, herşeyden evvel bu zamanda: en birinci maksad olmak ve sâir şeyler ikinci, üçüncü, dördüncü derecede kalmak ve Risale-i Nur'la onlara hizmet etmek en birinci vazife ve medar-ı merak ve maksud-u bizzat olmak lâzım’dır? / Kastamonu Lâhikası, Çok Ehemmiyetlidir, Azîz, Kardeşlerim, Bugünlerde gayet sâdık ve dikkatli, diye başlayan mektup, s.123.


İsmail Aksaraylı

i.aksarayli@mynet.com

2016-09-22 16:41:13

Sual: Neden, 'hakaik-i îmaniye, herşeyden evvel bu zamanda: en birinci maksad olmak ve sâir şeyler ikinci, üçüncü, dördüncü derecede kalmak ve Risale-i Nur'la onlara hizmet etmek en birinci vazife ve medar-ı merak ve maksud-u bizzat olmak lâzım'dır? / Kastamonu Lâhikası, Çok Ehemmiyetlidir, Azîz, Kardeşlerim, Bugünlerde gayet sâdık ve dikkatli, diye başlayan mektup, s.123. 

[Sual: Niçin; Risale-i Nur'un has talebeleri, bâki elmaslar hükmünde olan hakaik-i îmaniyenin vazifesi içinde iken, zâlimlerin satranç oyunlarına bakmakla vazife-i kudsiyelerine fütur vermemek ve fikirlerini onlar ile bulaştırmamak gerektir?] /Kastamonu Lâhikası, Çok Ehemmiyetlidir, Azîz, Kardeşlerim, Bugünlerde gayet sâdık ve dikkatli, diye başlayan mektup, s.124. 

[Sual: Mekteblerde çocukları okumağa şevkle sevk etmek için icat ettikleri her nevi eğlence ve teşviklere galebe edecek bir lezzet, bir sürur, bir şevki Risale-i Nur nasıl veriyor?] / Kastamonu Lâhikası, Azîz, Sıddık Kardeşlerim, Tekrar bayramlarınızı bu havalideki kardeşlerimiz, diye başlayan mektup, s.127. 

[Sual: Risale-i Nur, kendi sâdık ve sebatkâr talebelerine kazandırdığı çok büyük kâr ve kazanç ve pek çok kıymetdar neticeye mukabil fiyat olarak, o talebelerden ne ister?] / Kastamonu Lâhikası, Kastamonu'daki Kardeşlerimize Hitaben Yazılan Bir Hakikattir, başlıklı mektup, s.128. 

[Sual: Niçin; Risale-i Nur dairesinin yakınında bulunan ehl-i ilim ve ehl-i tarîkat ve sofî meşrep zatlar, onun cereyanına girmek ve ilim ve tarikattan gelen eski sermayeleriyle ona kuvvet vermek ve genişlemesine çalışmak ve talebelerini teşvik etmek ve bir buz parçası olan enaniyetini, tam bir havuzu kazanmak için, o dairedeki âb-ı hayat havuzuna atıp eritmek gerektir ve elzemdir?] / Kastamonu Lâhikası, Kastamonu'daki Kardeşlerimize Hitaben Yazılan Bir Hakikattir, başlıklı mektup, s.128. 

[Sual: Said Nursî, Nur talebelerini niçin "Dünya cereyanları, hususan siyaset cereyanları ve bilhassa harice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın.", diye uyarıyor?] / Kastamonu Lâhikası, Kastamonu'daki Kardeşlerimize Hitaben Yazılan Bir Hakikattir, diye başlayan mektup, s.129. 

[Sual: Değil yalnız hayat-ı uhreviyenin, belki dünyadaki hayatın dahi saadet ve lezzetini isteyenler ne yapmalı?] / Kastamonu Lâhikası, Kastamonu'daki Kardeşlerimize Hitaben Yazılan Bir Hakikattir, diye başlayan mektup, s.130. 

[Sual: Niçin, bu zamanda Risale-i Nur, her şeyden ziyade ihtiyar kadınların ruhlarına hoş geliyor ve kalplerine yapışıyor?] / Kastamonu Lâhikası, Bugünlerde İki Hatıradan İki İhtar, Birincisi, s.130.

[Sual: "Hadsiz hayat-ı uhreviyeye nisbeten muvakkat ve fâni kısacık hayat-ı dünyeviyenin zararları ile hayat-ı ebediyenin zararlarının nispeti nasıldır?] / Kastamonu Lâhikası, Bugünlerde İki Hatıradan İki İhtar, İkincisi, s.131. 

Sual: Risale-i Nur talebelerinden bir genç hâfızın -pek çok adamların dedikleri gibi- "Bende unutkanlık hastalığı tezayüd ediyor, ne yapayım?" sualine cevap nedir? /Kastamonu Lâhikası, Azîz, Sıddık, Mübarek Kardeşlerim Ve Hizmet-i Kur'âniye'de Kuvvetli, Fa'al, Sebatkâr Kardeşlerim, s.141. 

[Sual: Nurcularla pek çok alâkadar bir zâtın çok defa dehşetli şekva edip: "Ben adam olamıyorum, gittikçe fenalaşıyorum, mânevî hizmetlerimin neticelerini göremiyorum." demesine Sadi Nursi'nin cevabı nedir?] /Kastamonu Lâhikası, Azîz, Sıddık, Mübarek Kardeşlerim Ve Hizmet-i Kur'âniye'de Kuvvetli, Fa'al, Sebatkâr Kardeşlerim Üçüncü Adam ve Meselesi, s.141. 

 [Sual: Nurcularla alâkadar bir zâtın, pek çokların şekva ettikleri gibi; eskiden şiddetli, bir tarikatta okuduğu evradındaki zevk ve şevkini kaybettiğini ve sıkıntı ve uyku galebe ettiğini müteessifâne şekva etmesine Said Nursi ne diyor?] Kastamonu Lâhikası, Azîz, Sıddık, Mübarek Kardeşlerim Ve Hizmet-i Kur'âniye'de Kuvvetli, Fa'al, Sebatkâr Kardeşlerim, Dördüncüsü, s.142. 

[Sual: Risale-i Nur, -II. Dünya Harbi'nde- Anadolu'yu küre-i arzın yangınından ve tufanından kurtulmasına nasıl bir sebeptir?] / Kastamonu Lâhikası, Azîz, Sıddık Kardeşlerim, Bu yeni hâdise-i taarruziyeden müteessir olmayınız, diye başlayan mektup, s.144. 

[Sual: Bu memlekette, bu asırda, milleti anarşilikten, tereddi ve tedenni-i mutlakadan kurtarmanın yegâne çaresi nedir?] / Kastamonu Lâhikası, Azîz, Sıddık Kardeşlerim, Bu yeni hâdise-i taarruziyeden müteessir olmayınız, diye başlayan mektup, s.144. 

[Sual: Said Nursi'nin; Batı Anadolu'ya sürgününden Kastamonu'da bulunduğu zamana kadar 18 sene zarfında hiçbir gazete okumaması, 2. Dünya Harbi sırasında sekiz ay bir defa bile "dünyada ne oluyor" diye sormaması, üç sene odasından işitilen radyoyu dinlememesinin sebebi nedir?] / Kastamonu Lâhikası, Aziz, Sıddık, Sarsılmaz, Yılmaz, Sebatkâr, Fedakâr Kardeşlerim, Böyle şiddetli taarruzlara karşı, diye başlayan mektup, Sâdisen, s.147. 

[Sual: Said Nursi: "Gördüğüm bir rü'yayı beyan ediyorum. Şöyle ki: Şimdiki reis veya şimdiki reisler, tanıdığım ehemmiyetli bir-iki hocaya, hilâfet rütbesini ve mes'elelerini tatbik etmeye ve hilâfet, o hocalara veya reislere hangisine verileceğini rüyada anladım. Ve o netice-i kararları bana göstermek için, bana karşı geldiklerini gördüm. Sonra uyandım." diye anlattığı rüyayı nasıl tabir ediyor?] / Kastamonu Lâhikası, Aziz, Sıddık, Mübarek Kardeşlerim ve Hizmet-i Kur'âniye ve Îmaniyede Sebatkâr, Sarsılmaz, Yılmaz Arkadaşlarım, başlıklı mektup, s.148. 

[Sual: Dâhiliye Vekili, yirmi senelik bir âdete muhalif olarak niçin: "Dinsiz bir millet yaşayamaz.", diye din lehinde beyanatta bulunuyor?] / Kastamonu Lâhikası, Aziz, Sıddık, Mübarek Kardeşlerim ve Hizmet-i Kur'âniye ve Îmaniyede Sebatkâr, Sarsılmaz, Yılmaz Arkadaşlarım, başlıklı mektup, s.149. 

[Sual: Said Nursî, niçin: "Yâ Rab! Mâdem Isparta Risale-i Nur'un bir Medreset-üz Zehrasıdır, sen oradaki fena memurları dahi ıslâh eyle ve hüsn-ü âkibet ver.", diye dua ediyor?] / Kastamonu Lâhikası, Azîz, Sıddık Sebatkâr Kardeşlerim ve Hakikî Vârislerim, Bugünlerde Risale-i Nur'a sû'-i kasd edenlerin, diye başlayan mektup, s.149. 

Sual: Bu âhirzaman fitnesinde, açlık ehemmiyetli bir rol oynayacak. Onunla ehl-i dalâlet, bîçare aç ehl-i îmanı derd-i maişet içinde boğdurup, hissiyat-ı dîniyeyi ya unutturup, ya ikinci, üçüncü derecede bırakmağa çalışacak, diye rivayetlerden anlaşılıyor. Acaba, herşeyde hattâ kaht azabında ehl-i îman ve masumlar için bir vech-i rahmet ve kader-i İlâhî cihetinde adâlet olduğu, bunda ne tarzda olur? Ve ehl-i îman, hususan Risale-i Nur talebeleri bu musibete karşı îman ve âhiret hesabına ne cihetle istifade edip, nasıl davranacaklar ve mukavemet edecekler? / Kastamonu Lâhikası, Azîz, Sıddık Kardeşlerim, Sebatkâr ve Hakikî Vârislerim, Bugünlerde Risale-i Nur talebeleri hesabına gayet, diye başlayan mektup, s.150. 

Sual: Said Nursi'nin; "iki-üç senedir Risale-i Nur, telif cihetinde tevakkuf devresini geçiriyor", diye hikmetini soran Sabri'ye cevabı nedir? / Kastamonu Lâhikası, Bu def'a Sabri ve Hâfız Ali'nin mektubları, s.152. 

[Sual: Neden: "Bu zaman ehl-i hakikat için, şahsiyet ve enaniyet zamanı değildir; zaman, cemaat zamanıdır."?] / Kastamonu Lâhikası, İstanbul'a uğrayan Risale-i Nur şakirdleri senin gayret, diye başlayan yazı, s.153. 

Sual: Bu kadar zamandır hizmetinizde bulunuyoruz. Dünyaya, hayat-ı içtimâiyeye ve siyasete dair bir alâkanızı, merakınızı görmedik. Daima îman ve âhiret dersinden başka bir meşgalenizi görmüyoruz. Öyle anlamışız ki bu on sekiz senedir vaziyetiniz böyle imiş. Nedendir ki Isparta'da hiçbir şey yokken memleketi heyecana getirip sizi mahkemeye verdiler. Ve yüz arkadaşınızı, dört ay mahkeme tahkikatı neticesinde dünya ile siyaset ile alâkaya dair bir şey bulamadılar. Yalnız kendilerini ve mahkemelerini ebedî mahcup edecek bir bahâne buldular ve yüzden, yalnız beş-on adama beş-altı ay ceza verdiler.

Hem burada altı seneden ziyade karakolun nezareti ve nazarı altında oturduğun, odanın pencereleriyle dâima senin her vaziyetin karakolca görüldüğü halde; bundan iki-üç ay evvele kadar her vakit gizli ve âşikâre seni tarassut, kaç def'a taharri etmeleri, dostları senden kaçırmak için tahkikatlarla sana en mühim ve karışık bir siyasetçi gibi bakmaları nedendir? Biz bundan hem müteessir, hem mütehayyiriz. Ancak iki-üç aydır yanınıza serbest gelebiliyoruz. Evvelde korkarak, gizli gelebilirdik. Bu mes'eleyi bize izah et?" [diye sual eden talebelerine Said Nursi'nin cevabı nedir?] Kastamonu Lâhikası, Daimi Hizmetinde Bulunan Risale-i Nur Şakirdleri Tarafından Edilen Bir Suale Cevabdır, s.155. 

[Sual: Takva ve amel-i sâlih esasları nelerdir; niçin "Risale-i Nur talebelerinin bu zamanda en mühim vazifeleri, tahribata ve günahlara karşı takvayı esas tutup davranmak gerektir"?] / Kastamonu Lâhikası, Bu mektub gayet ehemmiyetlidir, Azîz, Sıddık Kardeşlerim, Bugünlerde Kur'ân-ı Hakîm'in nazarında, diye başlayan mektup, s.159. 

[Sual: Ye'cüc ve Me'cüc'den daha müdhiş olarak ahlâkta ve hayatta zulmetli bir anarşilik ve zulümlü bir dinsizlik fesat ve ifsadına karşı mücahede nasıl olacak?] / Kastamonu Lâhikası, Bu mektub gayet ehemmiyetlidir, Azîz, Sıddık Kardeşlerim, Bugünlerde Kur'ân-ı Hakîm'in nazarında, diye başlayan mektup, Ezcümle, s.160. 

[Sual: "Küre-i Arz'da çarpışan, mücadele eden cereyanlardan her halde birisi İslâmiyete ve Kur'ân'a ve Risale-i Nur'a ve mesleğimize taraftar olacak; bu noktadan ona karşı merakla bakmak gerektir." sözüne mukabil bakmamayı gerektiren sebepler nelerdir?] / Kastamonu Lâhikası, Azîz, Sıddık Kardeşlerim, Dün Emin bu havaliye gelen bir kolordu münasebetiyle, diye başlayan mektup, s.163. 

[Sual: "Küfre rıza, küfür olduğu gibi, zulme razı olmak dahi zulümdür." sözünün küre-i arzda mücadele eden cereyanlarla alâkadar olmaya bakan ciheti nedir?] / Kastamonu Lâhikası, Azîz, Sıddık Kardeşlerim, Dün Emin bu havaliye gelen bir kolordu münasebetiyle, diye başlayan mektup, s.163. 

[Sual: Bazı zındıklar Risale-i Nur'a malubiyete karşı gelmek fikriyle kurnazcasına neler yapmak istemişler?] / Kastamonu Lâhikası, Azîz, Sıddık Kardeşlerim, Dün Emin bu havaliye gelen bir kolordu münasebetiyle, diye başlayan mektup, İkinci Mesele, s.164. 

[Sual: Said Nursi; Nur talebelerinin, mânevî ve uhrevî sa'y ve çalışmalarından zekât miktarınca ne yapmalarını istiyor?] / Kastamonu Lâhikası, Aziz kardeşlerim, Bu mübarek Ramazan'da dahi geçen Ramazan gibi, diye başlayan mektup, s.169.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Allah'ın ayetlerine küfredenler, peygamberleri haksız yere öldürenler ve insanlardan adaleti emredenleri öldürenler; işte onlara acıklı bir azabı müjdele.

AL-Ä° Ä°MRAN, 21.AYET

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

İslam hakkında.

"İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduguna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kabe'ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak" Buhari-İman:1

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 1772) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 1534) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI