BEDÎÜZZAMAN’IN VAAZ, TEBLİĞ VE İRŞADDA ORTAYA KOYDUĞU TECDİD-5
Bediüzzaman, mefkûresiyle, mücadelesiyle fevkalade derinliği ve çok yönlü kişiliğiyle geçen asrın en önemli şahsiyetlerindendir. Bu tebliğimizde Onu hizmet-i diniyesinde başarıya götüren prensipleri tahlil etmeye çalıştık.
SONUÇ
Bediüzzaman, mefkûresiyle, mücadelesiyle fevkalade derinliği ve çok yönlü kişiliğiyle geçen asrın en önemli şahsiyetlerindendir. Bu tebliğimizde Onu hizmet-i diniyesinde başarıya götüren prensipleri tahlil etmeye çalıştık.
Netice olarak Bediüzzaman'ın, öncelikle yaşadığı asrı bütün detaylarıyla, asrın insanını bütün yönleriyle çok iyi tahlil etmiş olduğunu gördük. Bu tahliller sonucu hastalığı tam anlamıyla teşhis etmiş Kur'anî ve Nebevî düsturlar çerçevesinde tedaviye çalışmıştır.
Tebliğimizi, a. Bediüzzaman'ı tebliğde muvaffak kılan prensipler, b. (Tebliğ ve irşat denince hemen ilk akla gelen) vaiz ve vaizlik müessesesi olmak üzere iki ana başlık altında incelemeye tabi tuttuk.
Bediüzzaman, iman hakikatlerinin tebliğini mutlaka ifa edilmesi gereken vacibat-ı diniyeden bir vecibe gibi kabul etmiş ve bütün benliğiyle kendisini bu mukaddes vazifeye vakfetmiştir. O tebliğinin merkezine ihlâsı yerleştirmiş bu vazife mukabilinde maddi manevi, hiçbir şeye talip olmaksızın sırf rıza-yı ilâhî için "ihsan-ı ilâhî" bildiği vazifeyi bütün benliğiyle, tam bir teslimiyet içinde bütün zorluklara göğüs gererek yapmıştır.
O, en etkili tebliğin "lisan-ı kâlden daha etkili dediği lisan-ı hal" ile yani iman hakikatlerinin güzelliğini fiille göstermekle mümkün olduğunu söylemiş tebliğini temsil hakikati üzerine bina etmiştir.
Bediüzzaman, Kur'anî emirler çerçevesinde tebliğini hakîm bir üslupla yapmış, bâtılı tasvirden, münakaşadan, icbardan uzak durmuştur. Hakîm üslup gereği nazikâne, nezihane ve kavl-i leyinle tebliğini yerine getirmiştir. O, her zaman ve mekânı tebliğ zemini haline getirmeyi bilmiş ve meşru her vasıtadan istifade etmiştir.
Tebliğine "nefsini ıslah edemeyen başkasını ıslah edemez diyerek" nefsinden başlar. Tebliğ ve irşat vetiresini en büyük vazifenin bulunduğunu söylediği nefis dairesinden başlatır, yani onun tebliği merkezden muhite doğru genişleyen bir yol izler.
Bediüzzaman "mürşid-i umûmî" dediği hatip ve vaizlere büyük değer verir. Bu vazifenin hakîmâne, müdakkikâne, belîğâne ve zamanın ilcaatına göre yapılmaması maddi ve manevi hayatımızda çok büyük yaraların açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu gün sayıları azımsanmayacak kadar çok olan vaiz ve hatiplerimizin, (vaiz ve hatip kavramına tebliğ ve irşadı vazife bilen tüm eşhas dâhildir) onun ifadeleriyle, âlim-i muhakkik, hakîm-i müdakkik ve belîğ-i muknî olmaları halinde yaşadığımız problemlerin çözümü kolaylaşacaktır.
İncelemeye çalıştığımız bu mevzunun her bir alt başlığı bir araştırma/tebliğ konusu olacak keyfiyettedir, özet bilgiler vermekle yetindik. Verdiğimiz bilgilerin, bu büyük dava adamının davasının anlaşılmasına bir nebze katkısı olursa, bahtiyar oluruz.
KAYNAKÇA
Akif, M. (2006). Safahat. (3. Baskı), Hazırlayan, M. Ertuğrul Düzdağ, İstanbul: Çağrı Yayınları.
Canan, İ. (2009). Bediüzamanın Fikri Programı. (1. Baskı). İstanbul: Nesil Yayınları.
DİB, (19 Aralık 2011)http://www.diyanet.gov.tr/turkish/diyanetyeni/Diyanet-Isleri-Baskanligi-Duyuru- (01.Şubat 2013)
Mürsel, S. (1995). Bediüzzaman Said Nursî ve Devlet Felsefesi. (1. Baskı). İstanbul: Nesil Yayınları.
Nursi, S. (1990). Kastamonu Lahikası. İstanbul: Envar Neşriyat.
Nursi, S. (1991). Sözler. İstanbul: Envar Neşriyat.
Nursi, S. (1992). Lemalar. İstanbul: Envar Neşriyat.
Nursi, S. (1992). Mektubat. İstanbul: Envar Neşriyat.
Nursi, S. (1992). Muhakemat. İstanbul: Envar Neşriyat.
Nursi, S. (1992). Şualar. İstanbul: Envar Neşriyat.
Nursi, S. (1992). Tarihçe-i Hayat. İstanbul: Envar Neşriyat.
Nursi, S. (1996). Münazarat. İstanbul: Envar Neşriyat.
Nursi, S. (2000). Divan-ı Harb-i Örfi. İstanbul: Envar Neşriyat.
Nursi, S. (2003). Hutbe-i Şâmiye. İstanbul: Envar Neşriyat.
Tarhan, N. (2012). Çağın Vicdanı Bediüzzaman Said Nursi (1. Baskı). İstanbul: Nesil Yayınları.
Uludağ, S. (1994). İslam'da İrşad (1. Baskı). İstanbul: Marifet Yayınları.
Nevevî, (2011). Riyâsu's Sâlihîn Muhtasar (10. Baskı). İstanbul: Işık Yayınları
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR

Kendilerine ait bir takım menfaatlara şahit olsunlar; Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları kurban ederken Allah'ın adını ansınlar; siz de onlardan yiyin, yoksulu ve fakiri doyurun.
Hacc Suresi:28
GÜNÜN HADİSİ
Kur'an'ı cebren (açıktan) okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir. Kur'an'ı gizlice okuyan, sadakayı gizlice veren gibidir."
Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 20, 2920; Ebu Davud, Salat 315, 1333; Nesai, Zekat 68
SON YORUMLAR
- Allah ebeden razı olsun Can babamızdan, yazıldığı üzere hakikaten öyle b...
- Allah rahmet eylesin. Mekanı Cennet, makamı saadet olsun. âmin....
- Salih Ekinci hocaefendiye şükran borçluyuz. Yazılarının devamını bekliyo...
- İlahiyatçı hocaların bir kısmı medrese eğitimine merdiven altı eğitim d...
- Allah razı olsun. Güzel bir yazı. Tebrike der, devamını dileriz....
- Maşâallah Hocama. Mutedil, hastalıkalrın farkında, basiret ve ferasetli bir...
- Ahmed bey teşekkür ederim yorumunuz için. Ben kütüphanemdeki kitapları tan...
- selamün aleyküm mustafa hocamıza bu tahkikli ve tasnifli yazısından dolay...
- Ahmed Muhammed Şâkir, Umdetu't-Tefsîr ani'l-Hafız İbn Kesîr de eklenmeli...
- Çok güzel Allah razı olsun...
TARİHTE BU HAFTA
*Yavuz Sultan Selim'in Ridaniyye Zaferi(22 Ocak)
*Hz.Ali (r.a.) Efendimiz'in Şehit Edilmesi(24 Ocak)
*I.Murad Hân'ın Haçlı Ordusuna Karşı Sırpsındığı Zaferi(25 Ocak)
*Büyük Muhaddis ve Tarihçi İbn-ü Asâkir'in Vefâtı(26 Ocak)
*OSMANLI DEVLETİ'NİN KURU
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...