Cevaplar.Org

Her 100 senede bir, 500 senede, 1000 senede müceddid çıkıyor diyorlar. İmam-ı Rabbani Hazretleri Müceddid-i Elf-i sanidir diyorlar. Son müceddinin sıfatı nedir?


2003-07-05 16:47:05

Müceddid meselesi hadisle sabit bir husustur. Fakat 100 senede, 500 senede, 1000 senede müceddid geleceği şeklinde hadis bilmiyorum ben. Hadis-i şerif şu şekildedir: “Cenab-ı Hakk, her yüz senenin başında bu ümmet için dinini tecdit edecek bir adam gönderir” buyuruyor. 500-1000 yok hadiste. Bu hadis Ebu Davud'un Sünen'inde, Hâkimin Müstedrekinde ve Beyhaki'de bulunan sahih bir hadis-i şeriftir. Tecdit tarihini yazanlar da bu hadise dayanır, yazarlar. Tecdid, teceddüd değildir, iki kelimeyi birbirine karıştırmamalı. Tecdid asıl saffete ircadır, teceddüt deforme olmuş bir meseleyi yeniden formuna sokma, reformculuktur. Tecdidle teceddütü karıştırmamalı. İslam dini hiç bozulmamıştır, deforme olmamıştır ki, reforma tabi tutalım yeniden şekle sokalım, irca edelim. Bir şey bozulması lazım ki, yeniden düzenlensin. Öyleyse İslamda yapılan harekat teceddüt harekatı değildir. Bu tecdit hareketidir. Tecdit hareketi kadimden beri cereyan edegelmiştir. Bütün tarikatlar bu tecdit hareketi gölgesi altında vazifelerini yapmışlardır. Saadet asrını müteakip tecrit hareketi başlamıştır. Müslümanlar aşk ve vecdlerini kaybetmişlerdir. Îslami coşkunluklarını kaybetmişlerdir. Devlet düzeninde bazı şeyleri kaybetmişlerdir. Tedrisat düzeninde bazı şeyleri kaybetmişlerdir. Müceddit bütün meseleleri teleskop gibi gözüyle müşahade etmiş, halka yeniden getirmiş, İslâm’ın üzerine konan tozu toprağı silmiş, asıl saffetini onlara göstermiştir. Yani Resulü Ekrem devri, sahabe-i kiram devri, tabiin-i izam devrindeki saffetiyle yeniden ortaya getirme ameliyesini yapmıştır. Bunda zaruret vardır. Eğer bugün bir tecdit hareketi olmasa, Müslümanlar içinde dünyanın her yerinde “ben müslümanım diyecek, şarap içecek, tuborg içecek, Müslümanım diyecek, faiz yiyecek, müslümanım diyecek, rüşvet yiyecek, müslümanım diyecek, Allah nizamından başka şeyler karşısında serfiru edecek, müslümanım diyecek, namaz kılmayacak... Öyle ise tecdit hareketi ile Kadiri, Nakşi, Şazeli ad, nam ne olursa olsun, diyecek ki cemaatına: “ hayır öyle değil, anladığınız gibi değil. Müslümanlık saadet asrında, tabiin asrında, tebe-i tabiin asrında şöyle anlaşılıyordu” denilecek ve yeniden cemaatler teşekkül edecek, gruplar olacak. Dikkat buyurun, hangi sahada tecdit gerekiyorsa o sahada tecdit yapılacak. Bütün tecdid tarihi yazarları hemen hemen ilk müceddidin Ömer bin Abdülaziz olduğunda ittifak halindedirler. Mücedditlerin bazısı ittifakla kabul edilir, bazısı ihtilafla kabul edilir. Ömer Bin Abdülaziz de, asrımızda bir ilmihal yazarı istisna edilecek olursa -ki onun ilmihalinin de, kendinin de iğrapta mahalli yoktur- hepsi Ömer bin Abdülaziz'de ittifak halindedirler. Sadece o diyor ki “ilk müceddid Hz.Ebu Bekir'dir.” Efendimizden iki sene sonra vefat eden zat neyi tecdid yaptı? düşünmek lazım. Ömer Bin Abdülaziz'de ittifak halindedirler. Ve herkes kendine göre bir havada müceddid tarihi yazmıştır. Ötesi ihtilaflıdır. İkinci derecede İmam-ı Şafiininki çok kuvvetlidir, ittifak vardır hemen hemen onda da...Ömer bin Abdülaziz’den sonra İmam-ı Şafii Hazretleri. Üçüncüsü bayağı ihtilaflıdır, mesela bir kısım kimseler derler ki: “Yaptığı icraat, bu mevzudaki gayretleriyle Ebul Evbah Sureyç müceddittir.” Halbuki bu devirde İmam-ı Şafîi mezhebinden akide imamı, Mutezile'ye dirsek dayayan ve yeniden müminlerin akidesini sağlam perçine bağlayan Ebul Hasan el Eşari hazretleri vardır. Dördüncü asırda mesela Ebu Hamid-il İsferâini olabilir. Hadisçiler ise Müstedrek sahibi Hakim’i sayarlar, ihtilaflı oluyor. Beşinci asırda İmam-ı Gazali Hz.lerini söylüyorlar, hemen hemen ittifaka yakındır. Altıncı asır yine ihtilaflıdır. Bazıları Fahruddin-i Razî derler,Bazıları Nablusi'yi söylerler. Hususiyle İbn-i Teymiye mektebine bağlı olanlar da İbn-i Teymiye'nin müceddit olduğunu söylerler, Mevdudi de bu kafadadır. Yedinci asırda bazıları İbn-i Dakik il İd’i söylerler, muhaddisin bunu bilir. Sekizinci asırda Bülkini’yi söylerler. Veya Zeyneddin-i Iraki’yi söylerler. (İbn-i Hacer'in, Nureddin-i Heysemi'nin hocası olan Zeynüddin-i Iraki, İmam Gazali'nin Ihya'sının hadislerinin tahkikini yapan büyük muhaddis, büyük allamedir) Dokuzunca asra dair tecdit tarihini yazanlar pek birşey söylemiyorlar. Suyuti kendi yazdığı eserinde kendisinin olduğunu kapalı, açık ifade ediyor. onuncu asırda İmam-ı Rabbani’yi bazıları söylüyor. Bazıları meseleyi Şevkâni mektebine kaydırıyorlar. On birinci asırda Şah Veliyullah Dehlevi üzerinde duruluyor. On ikici asırda ise Mevlana Halid-i Bağdadi üzerinde duruyorlar. Ve ondördüncü asra geliyoruz, şimdi çok müceddit var. Her şey gibi, müceddit mektebinin de, müceddit mesleğinin de böylesine enflasyona uğradığı bir devir yoktur. Tabii herkes herkes kendini görüyor, Allah muhafaza buyursun alâmet-i gururdur. Yalnız ben şu kadarını söyleyeyim. Müceddit müslümanların hayatında tecdit yapacak, Müceddit devrinin fünununu bilecek. Hiç olmazsa fiziğin, kimyanın, astronominin, tıbbın bütün dallarının filozofyasına vakıf olacak. Müceddit fünun-u müspete ile kafasını tenvir ettiği gibi, ûlum-u diniye ile kalbini tenvir edecek. Tefsirde, hadiste, fıkıhta, usul-u tefsirde, usul-ü hadiste, usul-ü fıkıhta peynir ekmek yer gibi rahatlıkla kalem oynatacak. Yine ifadesi caizse, bunların dahi filozofyasına vakıf olacak ve fünun-u medeniye ile ulum-u diniye arasında sıksık terkipler yapacak. Binaenaleyh bu payeye sahip olmayan bir insan ben müceddidim diyorsa, mücedditliği âla-yı illiyyinden, semadan alıp kendi dun durumuna getiriyor, mücedditlik müessesesini maskara yapıyor demektir. Onun için enflasyona uğramış asrımızda bu müessese. Her tarafta müceddit vardır bu asırda. Neyi tecdit ettikleri belli değildir bunların. Biz birisi hakkında şayet bu mevzuda yarım, tam veya çeyrek bir hüküm izhar edersek, arzettiğim vasıflara haizse şayet öyle olacaktır. Ve ayrı bir yönü vardır ki, tepeden tırnağa sünnetolan müceddit bütün bid'atları yokedecek, sünneti yeniden ihya edecektir. Ve aynı zamanda mevhibe-i ilahi ile meşbu kalbi Allah'tan gelen tecellilerle mest ve sermest olacak. Aşkın, vecdin, coşkunluğun insanı olmanın yanıbaşında, kafası fünun-u müsbete ile dolu, kalbi ulum-i imaniye ile dolup taşacak. Böylesine komple bir insan tastamam, eksiksiz müceddit olur. Bir fert böyle olamıyorsa, bu asırda ancak müceddid cemaat olabilir veya ferdin açtığı çığırda onun prensipleri ile bir cemaat bu ağır vazifeyi bütün yönleriyle üzerine alır, götürür ki benim kanaat-i acizanem bu merkezdedir. Fertlerin, ferd-i feridlerin hükmedeceği devir geçmiş, cemaatlerin velayeti ile, keşfiyle, kerametiyle, aşkıyla, istiğrakıyla, vecdiyle, şahsi manevi teşkil edip bazı büyük eşhasın açtığı çığırda, onların icmâlen ifade ettikleri prensiplerin ışığı altında bu tecdit vazifesini onlar tamamlayacaktır.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

hasan gümüş, 2006-04-14 22:31:10

14.asır müceddidi tarif edilmiş ancak bu cemaatten kurana , sünnete, müslümanların geneline daha fazla ilgi bekliyorum.grup menfaatlerinin gözetildiği kadar mağdurların mefaati de gözetilsin ,hoşgörü müslüman alimlere de gösterilsin

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

mehmet güngöre, 2005-12-31 22:43:53

13.asrı niye atladınız

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DÄ°ÄžER YAZILAR

Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir. O, üstündür, hikmet sahibidir.

HAÅžR, 1

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Hastayı ziyaret edin, açı doyurun, esiri kurtarın.

Risayü'z-Salihin

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Fatih Camii'nin yeniden ibadete açılışı(15 Nisan 1772) *Turgut Özal'ın Vefatı(17 Nisan 1993) *Türk-Yunan savaşının başlaması(18 Nisan 1897) *Miladi takvime göre Efendimiz'in (s.a.v.)dünyaya teşrifleri(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI