“İMANDA DEVAM EDİN”
Osmanlı devletinin yüz akı İkinci Mehmed Han gerçekten iç ve dış fethe mazhar olmuş bir padişahtır. Hem âlim ve abid, hem muzaffer bir kumandan, hem de havan topunu ilk defa icad edebilecek seviyede bilim adamıdır. Onun ilmi yönüne Kastamonulu merhum Mehmed Feyzi Efendi şöyle ışık tutar; “Altı lisan bilirdi. Çok büyük âlimdi. Müfessirdi içtihad mertebesine gitmişti. Kamus-u Arabiyi ezbere bilirdi. Ezberinden ulemaya arz etti.”
Osmanlı devletinin yüz akı İkinci Mehmed Han gerçekten iç ve dış fethe mazhar olmuş bir padişahtır. Hem âlim ve abid, hem muzaffer bir kumandan, hem de havan topunu ilk defa icad edebilecek seviyede bilim adamıdır. Onun ilmi yönüne Kastamonulu merhum Mehmed Feyzi Efendi şöyle ışık tutar; "Altı lisan bilirdi. Çok büyük âlimdi. Müfessirdi içtihad mertebesine gitmişti. Kamus-u Arabiyi ezbere bilirdi. Ezberinden ulemaya arz etti."
Merhum, sefer çıkarken dahi ilmi müzakerelere devam edecek kadar ilim aşığı idi. Bir gün bir sefere hazırlanıldığı sırada ulema ile
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ آمِنُواْ
"Ey İman edenler' İman ediniz.."(Nisa; 4/136) ayetini müzakere ediyorlardı. Dışarıda ise harp davulları, kösler çalıp duruyordu. Âlimler ayette iman edenlere tekrar "iman ediniz" emrinin hikmetini açıklayamıyorlardı. Bir ara Fatih hazretleri Fahreddin-i Acemi'ye dönerek;
-Siz ne buyurursunuz? Diye sordu.
Fahreddin efendi;
-Ordunuzun davulları bu sualin cevabını bağırır dururken, bu meselenin çözülmemiş tarafı kalmamıştır hünkârım."
Sultan bu cevaptaki inceliğe hemen intikal edemediğinden, hikmetini sorunca, hazret şu cevabı verdi;
-Devletli hünkârım! Davullar 'dum dum' diyorlar. Bildiğiniz üzere Arapçada dum dum "devam ediniz" demektir. Bu ayetteki aminu'dan murad da "dûmu ale'l imân" Ey iman edenler bu imanınızda sebat gösterin, devam ediniz' demektir.
Bu cevap hem Fatih, hem de müzakeredeki âlimlerin çok hoşlarına gitmişti.
Kaynaklar
1-Çınar Takvimi, 2015
2-Mehmed Feyzi Efendi, Feyizlerden Damlalar, Hamle Yayınları
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
“HA SEN HA BEN”

Osmanlının son dönemlerindeyiz. Papaz iken İslâm diniyle müşerref olan bir kimse, İstanbul'a
“CÖMERTLİĞİN BABASI”

Arap Tarihinde cömertliğiyle meşhur Hatem-i Tai’yi çoğumuz duymuşuzdur. Adeta cömertlik bu
ASIL ŞAŞILACAK ŞEY

Tefsîr-i Râzî’de hikâye olunmuştur ki bir gün birisi Hz. Ömer’in huzurunda; “Şu satran
VATAN DERDİ, EVLÂD ACISINDAN MUKADDEMDİR!

Dünyada tek bir evlâdım, ciğer-pârem, istinâdgâh-ı refâh u maîşetim var: Mehmed Bey!.. Bu
HAKİKİ SALTANAT

Abdullah bin Mübarek (rahimehullah) Rakka şehrine doğru yola çıkmıştı. Havada çokça toz ya
MÜKÂFATLANDIRAN SABIR

Sydneyli bir tüccar, Bombay’dan kalkan bir gemiye yetişebilmek için, son dakikada bir taksiyle
UNUTULMAYAN BORÇ

“Bütün Dünya” adlı ünlü derginin Temmuz 1948 tarihli 6. Sayısında, İzmir’den bir oku
SÖZ SÖYLEMEDİN Kİ

Geveze bir şahıs, hikmet ehli bir insanın yanına gidip faydasız sözleriyle hikmet ehlini bir s
İLM-İ SİYASET NE DEMEKTİR?

Bir zamanlar Şark’ta çok kuvvetli bir padişah varmış. Bu padişah bir gece rüyasında bütü
SEHL BİN TÜSTERİ’NİN BİR ÇOCUKLUK HATIRASI

Büyük Allah dostu Sehl bin Tüsteri der ki; “Üç yaşındaydım. Geceleyin kalkar, dayım Muham
“ARDIMDA ÜÇ HEKİM BIRAKIYORUM”

Meşhur tıp üstadı Falcon son demlerindeyken, etrafına toplanan meslektaşlarına; -Ölümüme
- YÜZDE YÜZ ÇIKAN BİR RÜYA
- “SENİ SEVİYORUM BABA”
- SEVGİMİZ ZARAR VERİCİ OLMASIN
- HAYATIMDA TANIDIĞIM EN CÖMERT ADAM
- BİR SAHUR HATIRASI; UYANDIRAN SES
- HIRSIN SONU
- MUTLULUK SİZE ÇOK YAKIN
- ALTIN TOP
- RABBİNİN ORDULARINI ONDAN BAŞKASI BİLEMEZ
- HARAM YİYEN SEBAT EDEMEZ
- HARUN REŞİD'İN VEFATINI HABER VEREN RÜYASI
- YAVUZ SELİM HANIN KILICININ PARILTISI
- “BU MİLLET YENİLMEZ”
- SUSMASINI BİLMEYENLER
- “RÜŞVETİN LEZZETİNE ALIŞIRLARSA”
- HAYATTAKİ ATLAR
- MOLLA GÜRANİ’DEN İBRETLİK BİR CEVAP
- PADİŞAHIN KUSUR DÜZELTMEDEKİ İNCELİĞİ
- KASIM BEY VE ADSIZ KAHRAMANLAR
- BİR FEDAKÂRLIK ÖRNEĞİ
- KUZU İLE TOSUN
- HIRSIZA ÖĞÜT
- KÜÇÜK ÇOCUĞUN İNCELİĞİ
- “İŞE ÖNCE NEREDEN BAŞLARDINIZ?”
- ASIL FAKİRLİK
- KURBAĞALARIN YARIŞI
- HIRSIN SONU
- BİR CEZAEVİ HATIRASI
- ÜSKÜDAR ÇATMASI

Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa güzel bir amel işlesin ve Rabbine kullukta hiç bir ortak koşmasın.
Kehf, 110
GÜNÜN HADİSİ
Alî b. Ebî Tâlib (r.a.)'dan :
"Benim ağzımdan yalan uydurmayınız. Her kim benim ağzımdan yalan söylerse Cehennem'deki yerine hazırlansın."
SON YORUMLAR
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
- Selamünaleyküm bu değerli yazınızdan dolayı Ahmets kardeşimizi tebrik edi...
- Vesîkalara göre, doğum târîhi 13.01.1889 (1 Kânûnisânî 1304), vefât t...
- Açıklayıcı ve net ifadelerle bilgi verdiğiniz ićin siteye teşekkür eder...
- Hocam açıklamalarınız için gerçekten yürekten teşekkürler Hep oyunlar...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...