Cevaplar.Org

Hz. Peygamber (S.A.V) irtihali sırasında bir kağıt-kalem istemişti. Hz Ömer buna karşı çıkmıştı. Bu hususu açıklar mısınız?


2003-06-28 09:17:46

Bu vaka en muteber hadis kitablarında vardır. Başta Sahiheyn olmak üzere. Efendimiz (SAV.) hastalandılar ve hastalığının şiddeti 4 gün kadar çok ağır oldu. Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar. Pazartesi dünyaya teşrif buyurmuşlardı 12 Rebiulevveldi, 12 Rebiulevvelde de irtihal ettiler. Miladi tarihle 60 sene geçmişti. Ama biz bunu Kameri hesapla ele aldığımız saman Kamer ve Şemsi sene karşılaştırıldığında 60 senede 2-2,5 sene gibi bir fark ediyor. İşte ona binaen biz 63 yaşında diyoruz,kameri seneyle. Hastalığı çok ciddi ve ağırdı. Hususiyle evin sahibesi Hz. Aişe, o hanenin sultanı, ana- ların anası ki, Onun hastalığına dair en mevsuk rivayetleri ondan alıyoruz. Buhari ve Müslimde: “ Hz.Aişe benim evimde Rasulu Ekrem temrid edildi.” der. Araplar hastaya bakma, görme, orada ziyaret etme işine temrid tabirini kullanırlar. Ve vefat eder- ken de garip bir cilvedir, Hz. Aişenin göğsüne başına koymuştu, öyle vefat etti. “Ben yine elini tutup dua okuyordum. O öğretmişti şu duaları okuyun rahatsız olunca. Elini çekti "Allahümme er refiykel âla "buyurdu. Anladım ki artık bizi istemiyor, refik-i âlânın sakinlerini istiyor” der. Binaenaleyh son dakikasına kadar bütün teferruatıyla haberlerin en mevsuku, o kadınların muallimesi, mürebbiyesi,Hz. Aişeden mervidir. Bu vakayı da yine Hz. Aişe bildiyor: “Perşembe günü Rasul-u Ekrem (ASM); “ bana bir kağıt kalem getirin, size bir şey yazayım, ta ondan sonra dalalete gitmeyin” buyurdular. Halbuki humma çok şiddetli tazyik ediyordu. O esnada idi ki bir Sahabi elini Efendimizin mübarek tenine koyunca: “ Ateş gibi yanıyor Ya Rasulallah” deyince Allah Rasulu da ona mukabeleten: “Evet. hastalığım sizden birkaç kişinin hastalığı kadardır.” buyurdular. İşte bu hastalığın tazyikiyle biz rivayetleri telif ederek humma olduğu kanaatına varıyoruz. Çok eskiden bir zehirlenmenin üzerinde tesir etmesi de bahis mevzu olabilir: “ şu anda damar koptu” sözüyle onu anlatır Allah Rasulu. Kendinden geçtiği anlardan birisiydi Resulü Ekremin. Bu sözü söyledi yine kendinden geçti. Başına su dökerlerdi, bir kova soğuk su, kendisine gelirdi biraz. Yine bayılır kendinden geçerdi. Hatta bir gün namaza geçmek için bu ameliye üç dört defa yapıldı. Namaza çıkamadı Hz. Ebu Bekir millete namaz kıldırdı. “Ebu Bekire söyleyin insanlara namaz kıldırsın” diyordu. Bu hadise Şiilerin serrişte ettiği, edeceği bir meseledir. Hemen hemen bütün Şia kaynaklarında, ta Cafer-i Sadık’tan bu yana ehli sünneti tanu teşnie medar olarak kullanılmaktadır. “Ehli sünnetin İmamlarından Ömer bu işi yaptı ve ondan sonra da Resulü Ekrem diyeceği son sözü söylemedi” derler. Rasul-u Ekrem (S.A.V) vakıa böyle bir şey demişti. Fakat bu sözü daha sonra söylemediğini bilmiyoruz. Mesela bu söz şu olabilir: “İsrailoğullarına Allah lanet etti, rahmetinden uzaklaştırdı zira onlar peygamberlerinin mezarlarını ibadethane haline getirdiler.” Belki bu sözdü, çünkü hayatının sonuna doğru söylediği sözlerden birisi budur. Hususi olarak söylemiş olabilir, Efendimiz (S.A.V) “Her peygamber öldüğü yere gömülür” buyurmuşlardı. Sahabi kendisini yıkadıktan sonra ne yapalım, ne edelim diye düşünürken “her peygamber öldüğü yere gömülür” hükmüyle birisi geldi ve mübarek saadet hücresine gömüverdiler. Binaenaleyh Efendimiz(SAV)’in “size bir şey yazayım da dalalete gitmeyin, sapıtmayın” dediği husus bunlardan bir tanesi olabilir. Olmayabilir diye kimse bir şey iddia edemez. Saniyen Efendimiz Perşembe günü bu sözü söyledi katiyyen biliyoruz. Halbuki ondan sonra Cuma, Cumartesi, Pazar yaşadı. Bu mevzuda ağzını açıp bir şey söylemedi. Şayet Allah'ın emriyle bir şey söyleyecek idiyse, ona ne Ömer mani olabilirdi, ne de Ebu Bekir. Çünkü Kur’an iki omuzu üzerinde duruyor, Ona şöyle diyordu: “Ey Nebi! Sen, sana peyderpey ceste ceste indirilen şeyi tebliğ et, eğer nübüvvet vazifesini tebliğ etmezsen risalet vazifesini yapmamış olursun.” Allah (cc) örseliyor, sarsıyor; “Sana ne emretmişsem neyi söylemen gerekiyorsa söyleyeceksin.” Halbuki Cuma, Cumartesi, Pazar, üç gün yaşadığı halde kendinde olduğu çok saatler oldu. Ağzını açıp bu mevzuda bir şey söylemedi. “ kağıt, kalem getirin size bir şey yazayım” diyebilirdi, demedi. Bir de bu mesele var.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.

Cum'a, 8

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

İlimden istediğiniz kadar öğrenin. Vallahi onunla amel etmedikçe ilim toplamakta ecir kazanamazsınız. (İ.hatip takvimi)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI