RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-54
Ders: 29. Söz(Mukaddime)
İzah: Mehmed Kırkıncı Hocaefendi
*Semadaki yıldızlar boş olsa –hâşâ- hikmetsiz yaratılmış gibi olur. Diyelim ki mesela bir padişah bir şehirde 100 bin konak yaptırsa, kapılarını kilitlese, içlerinde hiç kimse bulunmasa, bu konaklar niçin yapılmış dediğimizde “Hiç.. Konak olarak kalacak” denilse, olur mu böyle bir şey, olmaz
Ders: 29. Söz(Mukaddime)
İzah: Mehmed Kırkıncı Hocaefendi
*Semadaki yıldızlar boş olsa –hâşâ- hikmetsiz yaratılmış gibi olur. Diyelim ki mesela bir padişah bir şehirde 100 bin konak yaptırsa, kapılarını kilitlese, içlerinde hiç kimse bulunmasa, bu konaklar niçin yapılmış dediğimizde "Hiç.. Konak olarak kalacak" denilse, olur mu böyle bir şey, olmaz. Her bir yıldız da bir saray, içleri melaikelerle dolu..
Not: Bu meselede Tefsir-i Kebir'inde Fahreddin Razi hazretleri şöyle diyor; "Fıtrat, gökler âleminin bu süfli (yer) âleminden daha şerefli ve hayat, akıl, konuşma gibi hususiyetlerin, zıtlarından daha şerefli olduğuna şehadet eder. Öyleyse, akıl, hayat, konuşma, gibi hususiyetler bu bulanık zulmânî (kesif) âlemde bulunduğu halde; ışık, nur ve yücelik (şeref) âlemi olan o gökler âleminde bulunmaması, aklen pek uzak bir ihtimaldir"(Salih Okur)
* "Semavatın dahi sekeneleri bulunsun ve zîşuur sekeneleri olsun ve o sekeneler, o semavata münasib bulunsun" (Sözler s: 504 ) Cenab-ı Hak her yerin sakinini oranın şartlarına münasip yaratıyor. Mesela alabalıklar çok soğuk ve temiz suda yaşıyorlar. Buz gibi sularda nasıl keyifle dolaşıyorlar. Sema sakinleri de oraya münasip yaratılmış..
* "Şeriatın lisanında, pek çok muhtelif-ül cins olan o sekenelere melaike ve ruhaniyat tesmiye edilir.(Sözler s: 504 ) Kitapta diyor ki "melaike kadar cinsleri muhtelif mahlûkat yoktur."
Not: 1: Fahreddin Razi hazretleri Tefsir-i Kebir'inde şöyle diyor; Rivayet edildiğine göre, insanoğlu cinlerin onda biri, cinler ile insanlar, yeryüzündeki diğer canlıların onda biri, bunların hepsi kuşların onda biri, bunların hepsi deniz canlılarının onda biri; bunların hepsi, yeryüzünde görevli meleklerin onda biri; bunların hepsi dünya semasındaki meleklerin onda biri ve bunların hepsi de üçüncü kat gökteki meleklerin onda biri kadardır. Bu yedinci kat göğün meleklerine kadar böyle gider. Sonra bütün bunların hepsi Kürsî meleklerine nisbetle pek az kalırlar. Sonra bütün bunların hepsi, 'Arş'ın, sayısı yetmişbin olan perdelerinden her bir perdesinde görevli meleklerin onda biri kadardır ki her bir perdenin uzunluğu, genişliği ve yüksekliği ile, gökler, yerler ve bunlar arasında bulunan şeyler karşılaştırıldığı zaman, bütün bunlar o perdenin yanında pek az ve küçük kalırlar. Gökte adım atılacak hiçbir yer yoktur ki orada ya secde eden, ya rukûya varan yahut da kıyamda duran bir melek bulunmasın. Meleklerin, Cenab-ı Allah'ı tesbih ve takdis etmekten meydana gelen nâmeleri vardır. Sonra ise, bütün bunlar 'Arş'ın etrafında dönen meleklere nisbetle denizdeki tek bir damla kadardır. Onların sayısını ancak Allah Teâlâ bilir.(Salih Okur)
Not-2; Fahreddin Razi hazretleri Tefsir-i Kebir'inde şöyle diyor; "Meleklerin vasfı hususunda Allah'ın ve Rasulullah'ın sözünden sonra, müminlerin emiri Ali (k.v)'nin sözünden daha yüce ve daha ulu bir söz yoktur. O, hutbelerinin birinde şöyle demektedir:" Sonra Cenab-ı Allah, yüce göklerin arasını ayırdı... Onları her çeşit meleklerle doldurdu... O meleklerden bir kısmı rükûsuz secde etmektedirler; bir kısmı, doğrulmaksızın rükû etmektedirler, bir kısmı hiç yerlerinden ayrılmaksızın saf tutmaktadırlar, bir kısmı, uzanmaksızın Allah'ı teşbih etmektedirler. Onların ne gözleri uyur, ne akılları yanılır, ne bedenleri gevşer, ne de unutma gafletine düşerler!.. Onlardan kimi de, Allah'ın vahyinin eminleri, peygamberlerine konuşan diller, Allah'ın emri ve hükmüyle gelip giden meleklerdir. Kimi, Allah'ın kullarının muhafızları, cennet kapılarının bekçileridir. Kiminin ayaklan süfli yeryüzünde, boyunları ise en yüksek semaları delmiş, uzuvları mıntıkaları aşmış, omuzlan Arş'ın direklerine münasib, Allah'ın huzurunda bakışları eğik, onlarla Arş arasına izzet perdeleri ve kudret örtüleri çekilmiş olduğu halde, onlar kanatlarıyla örtünürler, Rablerini tasvir etme vehmine düşmezler, Allah'a mahlûkatın sıfatlarını vermezler. O'nu ne mekânlarla sınırlar, ne de O'na nazirelerle işarette bulunurlar"(Salih Okur)
* "Zîhayatın ziyası olan zîşuur" (Sözler s:504 ) İnsanlar olmasaydı bu hayvanlar ne işe yarayacaktı? Yaratılmalarının manası olmayacaktı. Demek o hayvanların yaratılma sebebi zişuur olan insanlar. Onun için bir nevi onları yokluk karanlıklarından varlık ışığına çıkmalarına insanlar vesile olduğu için bu ifade kullanılmış.
*Arş-ı âlâ'da öyle melaikeler var ki, kırk bin başı var. Her başında, kırk bin dil var. Her bir dilde, kırk bin tesbih ile Allah'ı zikrediyor. Birkaç tane kâfir Allah'ı inkâr etmiş, ne çıkar?
* Arş-ı âlâ'da bazı melaikeler Cenab-ı Hakk'ın eserlerini düşünüp, azametini tefekkür ederek, istiğrak âlemine giriyor, çıkamıyorlar. Öyle zevk ediyorlar.
*Fahreddin Razi Hazretleri tefsirinde diyor ki; "Bir melek; "ya Rabbi! Sen bir izin ver de, şu arş-ı âlâ'nın etrafında bir dolaşayım" demiş. Bilmem kaç yüz sene dolaşıyor, yine de bitiremiyor, bir yerde kalıyor.
*Bizim en büyük şerefimiz Allah'a kulluğumuzdur.
*Bir Rububiyet saltanatı var ki, hep yıldızlar o saltanata boyun eğiyorlar. Güneşler o saltanatın mahkûmu. Galaksiler o saltanatın mahkûmu..
* (Melekler) Küllî ve umumî ubudiyetleri ile kâinatın büyük ve küllî mevcudatın tesbihatlarını temsil ediyorlar (Sözler s: 505 )
*Üstad, Güneş için "sema denizinin yüzünde ziyadar bir kabarcık" diyor. (Sözler s: 166 )
* "Hadd ü hesaba gelmeyen dakik san'atlı tezyinat" (Sözler s: 505 ) Bir güldeki dakik(ince) sanattan bir bülbüle, bir çam ağacına kadar her şey çok ince sanat eseri..
* "Manidar mehasin" (Sözler s: 505 ) o güzellikler boşuna değil. Bir montofol ineğine bakıyorsun o kadar güzel ki, bir mana ifade ediyor. Bunun manası bir güzelden geliyor. Bir güzelin işlemesiyle, dokumasıyla olmuştur bu montofol, o bülbül, şu kartal..
* "Hikmetdar nukuş ile süslendirip" (Sözler s. 505 ) Beş parmak bir nakıştır ama manidardır. Bugünkü teknik, bugünkü ilmin geldiği zirve hep o beş parmağın eseri. Bu küçücük avuç bir fabrika yahu. El büyük, manidar bir nakış.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-200

Ders: 3. Söz İzah: Mehmed Kırkıncı Hocaefendi *Allah ya..Allah’tan gelen şey nasıl olur,
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-199

Ders: Mesnevi-yi Nuriye, Katre’nin Hatimesi İzah: Prof. Dr. Alaaddin Başar *Üstad, İslam âl
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-198

Ders: Asa-yı Musa(s. 106) İzah: Prof. Dr. Şener Dilek İzah Edilen Kısım: Sonra o mütefekkir
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-197

Ders: Mesnevi-yi Nuriye, Katre risalesi, s. 69 İzah: Prof. Dr. Şener Dilek İzah edilen kısım:
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-196

Ders: 11. Söz İzah: Prof. Dr. Şener Dilek *Sanattaki letafeti, ilimdeki derinliği, tezyinattak
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-195

Ders: Hutbe-i Şamiye(s. 19) İzah: Prof. Dr. Şener Dilek İzah edilen kısım: “İstikbal yaln
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-194

Ders: 33. Söz, 23. Pencere İzah: Prof. Dr. Şener Dilek Not: Bu ders, İstanbul Yüzevler’de,
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-193

Ders: 14. Lem’a, İkinci Makam İzah: Mehmed Kırkıncı Hocaefendi *“Kâinat sîmasında, arz
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-192

Ders: 17. Lem’a, 13. Nota İzah: Mehmed Kırkıncı Hocaefendi *Cenab-ı Hak bizi kul olarak yar
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-191

Ders: Şualar(13. Şua,) s: 307 İzah: Prof. Dr. Şener Dilek İzah edilen kısım: “Bugün, bü
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-190

Ders: 14. Lem'anın İkinci Makamı İzah: Prof. Dr. Alaaddin Başar *“Besmelenin rahmet noktas
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-189
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-188
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-187
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-186
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-185
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-184
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-183
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-182
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-181
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-180
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-179
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-178
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-177
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-176
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-175
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-174
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-173
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-172
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-171
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-170
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-169
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-168
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-167
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-166
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-165
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-164
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-163
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-162
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-161

Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır; o kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır. Her kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse iyi bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir
Âl-i İmran:20
GÜNÜN HADİSİ
Kim, rızkının Allah tarafından genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın.
Müslim, 2318
SON YORUMLAR
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
- Selamünaleyküm bu değerli yazınızdan dolayı Ahmets kardeşimizi tebrik edi...
- Vesîkalara göre, doğum târîhi 13.01.1889 (1 Kânûnisânî 1304), vefât t...
- Açıklayıcı ve net ifadelerle bilgi verdiğiniz ićin siteye teşekkür eder...
- Hocam açıklamalarınız için gerçekten yürekten teşekkürler Hep oyunlar...
- Az önce rast gele aldığım bir hadis kitabında rastgele açtığım bir sayf...
- Rabbimiz gani gani rahmet eylesin…...
- Yahudi propagandası için uydurulmuş yalan bir hikâyeyi bu güzel siteye yak...
TARİHTE BU HAFTA
*Fazıl Mustafa Paşa'nın Belgrad'ı Fethi(9 Ekim 1960)
*HAZRETİ HÜSEYİN (r.a.) Şehid Edildi-Kerbela Vak'ası(10 Ekim 680)
*Ömer Nasuhi Bilmen Vefat Etti(12 Ekim 1971)
*Ankara Başkent Oldu(13 Ekim 1923)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...