Cevaplar.Org

BİR KISIM SÜNNET, HÜKÜMLERİN TEŞRİİNDE MÜSTAKİL BİR DELİLDİR

Ümmetin âlimleri Sünnet’ten, Kitabı/Kur’ânı tekit edip kapalı olanı açıklayan, mücmel olanını tafsilata kavuşturan kısımları olduğunda görüş birliği etmişlerdir. Ayrıca -muhalefetleri dikkate alınmayanlar hariç olmak üzere- halefiyle selefiyle yine görüş birliği etmişlerdir ki, Sünnetin bir üçüncü kısmı daha vardır ki, hükümlerin teşriinde/hüküm koymada başlı başına müstakil bir delildir.


2014-12-01 05:09:20

Ümmetin âlimleri Sünnet'ten, Kitabı/Kur'ânı tekit edip kapalı olanı açıklayan, mücmel olanını tafsilata kavuşturan kısımları olduğunda görüş birliği etmişlerdir.

Ayrıca -muhalefetleri dikkate alınmayanlar hariç olmak üzere- halefiyle selefiyle yine görüş birliği etmişlerdir ki, Sünnetin bir üçüncü kısmı daha vardır ki, hükümlerin teşriinde/hüküm koymada başlı başına müstakil bir delildir.

Yine ittifak ile şöyle demişlerdi ki Sünnet'in bu kısmı, öyle bir hüccettir ki biz, onu (esas) alarak ve gereğiyle amel ederek Allah'a ibadet etme durumundayız. Öte yandan bu konuda (hasım olanları) ezecek derecede pek çok delil bulunmaktadır. Biz burada bunlardan bir bölümünü zikretmekle yetiniyor, geri kalanları Beyrut'ta «Reyyan» yayınevi tarafından basılan "es-Sünnetü'n-Nebeviyye Hucciyyten ve Tedvînen" adlı kitabımıza havale ediyoruz.

Birinci Huccet:

Hz. Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi Ve Sellem)in mucize göstermekle birlikte "Ben Allah'ın Peygamberiyim" buyurması, onun Allah'ın peygamberi olduğunu ispat eden bir husustur. Ayrıca -daha önce de geçtiği üzere- onun bu sözüyle tüm hükümleriyle birlikte İslâm ve Kur'ân'ın varlığı da ispat edilmiş olmaktadır.

İkinci Huccet:

Hz. Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi Ve Sellem)in Kur'ân hakkında söylediği, "O Allah'ın kelamıdır" sözü, öyle bir sözdür ki onunla Kur'ân'ın Allah'ın kelamı olduğu ispat edilmekte, ayrıca Kur'ân'ın Allah'ın kelamı olduğuna iman etmek vacip olmaktadır. Bu bir "teklîfî hüküm"dür.

Rasûlullâh'ın bu iki sözü, teşri konusunda müstakil birer Sünnettir. O derecede ki arasında Kur'ân da olmak üzere bütün İslâmi hükümler bunların üzerine bina olunmuştur.

Üçüncü Huccet:

Ümmet, Sünnetin bu kısmının huccet oluşu ve bu kısım ile amel etmenin vacip olduğu üzerinde icma'/görüş birliği etmiştir.

Bunun açıklaması şöyledir:

Şüphesiz Müslümanlar bir takım fer'î meselelerde görüş birliği etmiştir ki, bunların Sünnetin bu türünden başka dayanağı yoktur. Ümmetin bu hükümleri bu kaynaktan almaktaki ittifakları, Sünnetin bu türünün huccet oluşu hususunu da gerekli kılmaktadır.

Bu hükümlerden bazıları şunlardır:

-Ninenin mirasçı olup, ölünün terekesinden 1/6 (altıda bir pay) alması.

Bu hususta ümmetin icmâı vardır ve dayanağı Sünnettir. Oysa bu hüküm Kur'ânda bulunmamaktadır.

- Şüf'a'nın meşru kılınması,

- Müsâkât (arazi sulaması) ile ilgili hükümler,

- Ödünç alma-verme ile ilgili hükümler,

-Kadının, halası ile aynı kişinin nikâhında bir araya gelmesinin haram olması,

- Mest üzerine mesh etmek,

- Küsûf namazı,

- Korku namazı,

- (yağmur duasına çıkıldığında kılınan) İstiskâ namazı.

İşte verilen bu hususların hepsi sadece Sünnet/hadis ile sabit olmuştur.

Böylece sonuç olarak, burada Sünnetin (tüm) kısımlarıyla huccet olduğunu beyan etmenin ve bu hususta şüphe ortaya koyan şüphecilerin şüphelerini uzaklaştırmanın sonuna gelmiş bulunuyoruz.

SÜNNETİN HUCCET OLDUĞUNU İNKÂR EDENİN HÜKMÜ NEDİR?

Buraya kadar verilen bilgilerden sonra şu sorulara cevap aramaya çalışalım:

Soru: Sünnet'in huccet olduğunu inkâr edenlerin hükmü nedir?

Cevap: "Genel olarak Sünnet'in hucciyetini" veya "Haber-i Vâhitlerin tamamının huccet oluşunu" inkâr edenin kâfir olduğuna hüküm verilir.

"Sünnet tam olarak tenkit edilmekten payını almamıştır" diyerek Sünnet konusunda şüphe ortaya atan ve Sünnetin teşri konusunda müstakil olduğunu inkâr edenin ise kâfir olduğuna değil, hata ettiğine ve bidatçi olduğuna hükmedilir.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR

MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR

Hadisleri inkar edenlere mealciler, akılcılar ve Kur'an'cılar denilir. Bunlar kendilerine nispet

HZ. PEYGAMBERE KARŞI GÖREVLERİMİZ

HZ. PEYGAMBERE KARŞI GÖREVLERİMİZ

İslâm bir dindir. Bu dini gönderen Allah (cc)'dır. Bu dinin bir kutsal kitabı, bir peygamberi,

HZ. PEYGAMBER HAKKINDAKİ TAVRIMIZ NASIL OLMALI?

HZ. PEYGAMBER HAKKINDAKİ TAVRIMIZ NASIL OLMALI?

Hucurât, 2. âyet: “Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Bi

SÜNNETE BAŞVURMADAN KUR’AN’LA AMEL ETMENİN İMKANSIZLIĞI

SÜNNETE BAŞVURMADAN KUR’AN’LA AMEL ETMENİN İMKANSIZLIĞI

Sahâbe, dinî hükümleriKur’an-ı Kerim’den alıyordu. Ancak çoğu kez Kur’an ayetleri tafs

SAHABENİN HADİS YAZMAMASININ ÜÇ SEBEBİ

SAHABENİN HADİS YAZMAMASININ ÜÇ SEBEBİ

“Sahâbenin hadisleri yazmamasının üç sebebi vardır. Birinci Sebep: Allah Rasûlü'nün (S.

TABİÎNİN SÜNNETİN YAZIM ve TEDVİNİNE VERDİĞİ ÖNEM

TABİÎNİN SÜNNETİN YAZIM ve TEDVİNİNE VERDİĞİ ÖNEM

Sünnetin tedvin ve muhafazası konusunda tâbiîn kuşağının çok büyük hizmetleri olmuştur.

HADİSLERİN TEDVİNİ-3

HADİSLERİN TEDVİNİ-3

Müslümanların "sahih hadis"i tespit amacıyla ortaya koyduğu benzersiz ilimlerden biri de cerh v

HADİSLERİN TEDVİNİ-2

HADİSLERİN TEDVİNİ-2

Ashab-ı Kiramın öğrencileri olan tabiûn kuşağının tarihçesi, hicretin ilk senesinden başl

GÜZEL AHLAKA AİT 15 HADİS-İ ŞERİF

GÜZEL AHLAKA AİT 15 HADİS-İ ŞERİF

1.Mekârim-i ahlâkı itmâm için ba’s buyuruldum.(1) 2. Ahlâk-ı ilâhiyye ile tahalluk edin

HADİSLERİN TEDVİNİ-1

HADİSLERİN TEDVİNİ-1

Bilindiği üzere Allah Rasûlü (s.a.v) başlangıçta Kuran'la karışmasını önlemek amacıyla

HADİS’E SALDIRILMASININ ASIL SEBEBİ

HADİS’E SALDIRILMASININ ASIL SEBEBİ

Çağımızda hadisi ve hadis ehlini hedef alan ve öncülüğünü müsteşriklerin yaptığı ve M

"Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla ve bizi bağışla, şüphesiz ki sen her şeye kadirsin."

Tahrim, 8

GÜNÜN HADİSİ

Zalim sultanın yanında gerçeği söylemek en büyük cihaddandır.

Tirmizi 13, (2175)

TARİHTE BU HAFTA

*H.z. Osman (r.a.)'ın Şehadeti(17 Haziran 656) *I.Kosova Zaferi ve I.Murad'ın Şehadeti(19 Haziran 1389) *II.Murad'ın İstanbul Kuşatması(20 Haziran 1422) *Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.lerinin Vefatı(22 Haziran 1780) *Hz.Ali'nin Halife Seçilmesi(23 Hazir

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI