Cevaplar.Org

TARİHTE BUNLAR OLDU-43

TAHİR’ÜL MEVLEVİ’NİN GÖZÜNDEN BİR DEVİR Tahir’ül Mevlevi, Osmanlının yetiştirdiği son dönemin en renkli kişiliklerinden birisi olup, Osmanlı ile Cumhuriyet nesilleri arasında adeta bir kültür köprüsü vazifesini görmüş âbide şahsiyetlerimizdendir.


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2014-10-07 05:58:48

TAHİR'ÜL MEVLEVİ'NİN GÖZÜNDEN BİR DEVİR

Tahir'ül Mevlevi, Osmanlının yetiştirdiği son dönemin en renkli kişiliklerinden birisi olup, Osmanlı ile Cumhuriyet nesilleri arasında adeta bir kültür köprüsü vazifesini görmüş âbide şahsiyetlerimizdendir.

Şair, muharrir, Mevlevi dedesi, gazeteci, müderris, mesnevi-hân ve edebiyat tarihçisi olan merhum hakkında daha geniş bilgi için, arkadaşlarımızdan Nurgül Dere hanımın hazırladığı biyografisine bakılabilir.

http://www.cevaplar.org/index.php?content_view=4095&ctgr_id=98

Fakir, kendisinin bir hayranı olarak, hazırlamış ve bize hediye etmiş olduğu Mesnevi Şerhi'ni büyük bir hazla ve notlar tutarak okudum. İnşallah önümüzdeki haftadan itibaren bu notları sizlerle paylaşacağız.

Üstad bu eserinde, Mutlakıyet, Meşrutiyet ve Cumhuriyet döneminde şahid olduğu hadiselere de yer yer değinmiştir. Biz de bunları ayrı bir başlıkta sizlere sunmayı düşünüyoruz. Merhuma Cenab-ı Hak'tan rahmet diler, istifadeye medar olmasını temenni ederim. Salih Okur-cevaplar.org

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI SIRALARI ORTALIĞI SARAN KARABORSACILAR

"Harb-i Umumi içinde harici düşmanlarla uğraşırken, bir de dâhili muhtekirler(karaborsacılar) zuhur etmişti ki, bu melunlar, efrad-ı milleti aç bırakıp, kasalarını dolduruyordu. Nâçâr kalmış ve şöyle demeye mecbur olmuştuk;

Yağmalı ebr-i keremden men ile selva bize,

Vadi-i Tih oldu zira şimdiki dünya bize,

Eyd-i firavniyanda kaldık ey Musa-yı vakt,

Lütf u ihsan et de, göster yed-i beyza bize.

Sefalet ve açlık arasında İngiliz tayyareleri de ara sıra gelip bomba atıyorlardı. Şu kıt'a da, o felaketin hazin bir hatırasıdır;

"İhtikârın yed-i melununa duçâr olarak,

Dehen-i cuûmuzu mâidene açmışken,

Bir de tayyare zuhur eyledi Rabbim, kerem et.

Men ü selva yerine bomba mı yağsın gökten?"

İSTİKLAL HARBİ HAKKINDA

"Nitekim Cenab-ı Hak, Milli Kurtuluş hareketimizi bir metanet ve bir mukavemet neticesinde zafere ulaştırdı. Eğer o mukavemet gösterilmeseydi, hem o zafer kazanılamazdı, hem de arslan gibi bir Türk, tavşan kadar bir Yunan'ın karşısında mağlup kalmış olurdu."

"Mesela Anadolu'nun son zaferi Allah'ın te'yidinden başka bir şey miydi? Senelerce dövüşmekten tâb ü tüvânı kesilmiş, adeta kımıldayamayacak hale gelmiş olan millet, Hakkın verdiği bir kuvvetle düşmanı önüne kattı. Süre süre, perişan bir halde denize döktü." 

HALK PARTİLİ BİR KODAMANIN SÖZÜ

"Dalalet erbabı hidayet eshabıyla mücadelede bulunur ve fevkalade taassup gösterir. Çünkü onlar güneşin aydınlığına tahammül edemeyen yarasalar gibidir. Onun için din güneşinin batmasını isterler. Daha unutulmamıştır ki, İslam ismini taşıyan bir başvekil*; "Din gibi bir zehirden şifa mı umuyorsunuz?" demişti. Hazret-i Mevlana, yine Mesnevi'de; "Mansıp ve mevkiin cahillere yaptığı rezaleti, yüz vahşi arslan yapamaz" buyurur.

*(Şükrü Saraçoğlu) 

UYDURMA TÜRKÇE

Merhum Tahiri Mevlevi Bey, Cumhuriyetin ilk yıllarında patlak veren dile müdahale'ye, her irfan sahibi gibi muhalefet etmiştir. Bu meseledeki bazı beyanları şöyle;

" Şimdi bir de Dil Kurumu'nun uydurduğu bir lehçe peyda oldu ki, o uydurma kelimeler yüzünden, dede ile torunu işaretle konuşmaya mecbur oluyorlar."

"Şu halde, lisan da Allah'ın tâlim ve telkini ile meydana gelmiş demek olur. Öyle olmasaydı, Dil Kurumunun senelerden beri uydurmaya çalıştığı garip ve ahenksiz kelimeler halk tarafından kabul edilir ve söylenirdi."

"Dil kurumunun uydurduğu ve herkese kabul ettirmeye çalıştığının Türkçe değil, Türkçenin güzelliğini bozacak yalan yanlış bir takım dırıltı olduğu tamamıyla meydana çıkmış, bu hakikatı anlamayan bir tek Türk kalmamıştır."

Not; Merhum, "ararım" redifli bir gazelinde de şöyle demiştir;

"Bugünkü Türkçe için ben de tercüman ararım."

MODA DİNSİZLER

"Moda dinsizlerin bak hepsi 

 Eski erbâb-ı nifakın tersi"

Evet, eski münafıklar dinsiz idiler. Fakat dindar görünürlerdi. Moda dinsizlerden bazıları ise, eski inandıklarını kalplerinden çıkaramadıkları halde, inanmamış, dinden, imandan alakayı kesmiş gibi davranırlar. Bunların içinden ezan ve kametin değiştirilmesi bid'atını alkışlayanlar da vardı.

EZANIN ASLINA İRCASI ZAMANINDA(1950) KOPAN YAYGARALAR

"Medeniyetten bahsolundu mu, İnkılâp prensiplerinden söz geçti mi, "ya hep ya hiç" diyenler, Ezan-ı Muhammediyenin aslına ircaı dolayısıyla "Atatürk'ün prensipleri bozuluyor" diye az mı yaygara edildi. Doğru yapılmamış bir hareketin düzeltilmesine tahammül edemeyen bu gayretkeşler, Allah'ın emir ve peygamberin tebliğ eylemiş olduğu hükümlerin değiştirilmesinde beis görmüyorlar."

DİNDE TENAKUZ ARAYAN BİR MUALLİMLE MUHAVERE

"Bir aralık din lehinde söz söylemek adeta haram sayılıyor, aleyhinde hezeyan etmek ise mubah görülüyor, bazı huluskâr muallimler de bilmem kime yaranmak için din hakkında bilir bilmez dil uzatıyor ve talebenin zihnini çeliyorlardı.

Bunlardan biri bir gün bana ; "Ayetle hadis arasında bir tenakuz buldum" dedi.

-Ne gibi diye sordum. Aramızda şöyle bir muhavere geçti.

-Kur'an, Âdem'in topraktan yaratıldığını, haber veriyor. Peygamber ise, kızını Ali'ye nikâh ettiği zaman "insanı sudan yaratan Allah'a hamdolsun" demiş. 

-Ey?

-Bu bir tenakuz değil mi? Allah 'topraktan' diyor. Peygamber ise 'sudan' diyor. Birinin dediğini öbürü nakz ediyor.

-Mirim, tenakuz var ama ayetle hadiste değil, senin anlayışında..

-Neden?

-Allah'ın topraktan yaratıldığını haber verdiği kim? Âdem değil mi?

-Evet.

-Peygamberin sudan yani mâ-i meniden halk edildiğini söylediği Âdem'in evladı ve ahfâdı değil mi?

-Ha!

-Yaa.. Tenakuz ayetle hadiste değil, senin anlayışında daha doğrusu anlamayışında.

…Bu kadarcık bir şeye aklı ermeyen münekkit bey, sükûta mecbur olmuştu."

SİYASET ENTRİKALARI

"Parti menfaatini, memleket menfaatinden üstün tutmak ve iktidarı kazanmak için türlü entrika yapmak ta hamiyet-i cahiliyyenin modern nevinden olsa gerektir." 

ÇÖLDE SAĞLANAN ÂSÂYİŞ

"İlahi hamiyet ve dini gayret neticesinde adalet zuhura gelir. Adalet tatbik edilen bir memleket yemyeşil bir cennet halini alır. Kur'an "hırsızın elini kesin" diyor. Herkesin malına uzanan bir yed-i gasbın kesilmesi, adaletin ta kendisidir.

Hicaz kıtası 923(Hicri) tarihinde ve Selim-i Evvel'in Mısır'ı fethetmesi üzerine Osmanlı idaresine geçmişti. Fakat Almanların hatırı için Birinci Harb-i Umumiye'ye karışmak felaketine uğramamız üzerine elimizden çıkmıştı.

Asırlarca idaremizde kalan o mübarek kıtada şeriat âhkâmını tatbik etmediğimiz için, hırsızlık, eşkıyalık umumileşmişti.

Vaktaki, Suudiler orayı istila ettiler. Birkaç hırsızın bileğini kestiler. Çöllerde umumi bir âsâyiş husule geldi. O âsâyiş hâlâ devam ediyormuş.

Şu sözlerimden Vehhabilere avukatlık ve propagandacılık yaptığım zannedilmesin. Abdülvehhab namında cahil ve mutaassıp bir herifin ihdâs etmiş olduğu Vehhabiliği, Allah rızası için sevmeyenlerden biri benim. Fakat âsâyişi temin hususundaki muvaffakiyetlerini de inkâr edemem."

Kaynaklar

1-Tahirül Mevlevi, Şerh-i Mesnevi; Cilt: 3, 4, 5, Şamil Yayınevi, İst.

2-Mahir İz, Yılların İzi, Kitabevi Yayınları, İst. 2012

3-Dr. Atilla Şentürk, Tahir'ül Mevlevi, Nehir Yayınları, İst. 1991 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

serkan çakır, 2014-10-09 07:07:42

Bu taharri yemişlerinden istifade etmeye devam etmekteyiz bir devrin devrilmiş kalb ve zihinlerine karşı dimdik duran yüreklerden müstakim dillerden süzülen bu cevaplar asla eskimez zira hala bu devrik zihinler mevcud bu sebepten dolayı bu yazılarn ve çalışmaların önemi bir okadar daha kendini gösteriyor gayretlerinden dolayı salih okur beyfendiye teşekkür eder taharri muhabbetten gelir kaidesiyle cenabı haktan ilme ve cehde muhabbetini ziyadeşleşmesini HZ.ALİM den tazarru ve niyaz ediyorum

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

TARİHTE BUNLAR OLDU-56

TARİHTE BUNLAR OLDU-56

SADRAZAMIN ASİL HAREKETİ Mehmed Zeki Pakalın ‘Tarihe Mal Olmuş Hikayeler’de anlatıyor; “

TARİHTE BUNLAR OLDU-55

TARİHTE BUNLAR OLDU-55

MÜSLÜMAN KANI AKITMAK İSTEMEYEN HÜKÜMDAR İttihad ve Terakki fırkasına bağlı Hareket Ordus

TARİHTE BUNLAR OLDU-54

TARİHTE BUNLAR OLDU-54

İSTANBUL TÜRKLERİN ELİNDEN NASIL ÇIKAR? Kritovulos, 15. yüzyılda yaşamış Bizanslı bir t

TARİHTE BUNLAR OLDU-53

TARİHTE BUNLAR OLDU-53

HASAN BASRİ ÇANTAY VE 27 MAYIS Üstad Bediüzzaman modern zamanlarda dalalet ehlinin özellikle

TARİHTE BUNLAR OLDU-52

TARİHTE BUNLAR OLDU-52

“SENİN YANINA GİTMEK İSTEMİYORUM” Merhum Samet Ağaoğlu Bey, Ziya Gökalp’in amcasının

TARİHTE BUNLAR OLDU-51

TARİHTE BUNLAR OLDU-51

PAKİSTANLI İKİ YAŞLI PROFESÖRÜN DEDİKLERİ Muhterem Yavuz Bülent Bakiler beyefendi anlatıy

ŞEVKET BİNBAŞI

ŞEVKET BİNBAŞI

Not: Bugün merhum Sultan İkinci Abdülhamid hanın vefat yıldönümü. Cenab-ı Hak kendilerine r

TARİHTE BUNLAR OLDU-50

TARİHTE BUNLAR OLDU-50

Sultan İkinci Abdülhamid han Şam-Mekke demiryolunu yapmaya kalkışınca, alışkanlık icabı, b

TARİHTE BUNLAR OLDU-49

TARİHTE BUNLAR OLDU-49

ALMANYA CEPHESİNDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK Biraz abartı gelebilir ama Almanların Alman birliğ

TARİHTE BUNLAR OLDU-48

TARİHTE BUNLAR OLDU-48

Mercidabık zaferini kazanıp Haleb’i, Şam’ı ve Suriye’yi zapt eden Yavuz Selim hanın hazi

TARİHTE BUNLAR OLDU-47

TARİHTE BUNLAR OLDU-47

Tarihteki ilginç hadiselerden birisi de hayvanların muhakeme edilmesidir. Ortaçağ Avrupa tarihi

Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır.

Bakara, 185

GÜNÜN HADİSİ

İman ve İslam'ın Fazileti

"Mü'min kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır! Zira her işi onun için bir hayırdır. Bu durum, sadece mü'mine hastır, başkasına değil: Ona memnun olacağı birşey gelse şükreder, bu ise hayırdır; bir zarar gelse sabreder, bu da hayırdır" (Müslim, Zühd 64, (2

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 2002) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 2002) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI