BİR DENKLEMİN AÇILIMI
Yıllar önce, bir seminer salonunda oturmuş liseli ve üniversiteli gençlerle sohbet ediyorduk. Seminer salonu adeta bir sınıf gibi tanzim edilmişti. Karşıda kara tahta ve arkada intizamla dizilmiş sıralar .. Sohbetimiz "insanın yaradılışının hikmet ve gayesi" ile ilgiliydi. Sohbet esnasında bir ara aklıma güzel bir fikir geldi. Kalktım, tahtaya doğru yürüdüm. Tebeşiri elime aldım. Tahtaya şu rakamlan yazdım:
Yıllar önce, bir seminer salonunda oturmuş liseli ve üniversiteli gençlerle sohbet ediyorduk. Seminer salonu adeta bir sınıf gibi tanzim edilmişti. Karşıda kara tahta ve arkada intizamla dizilmiş sıralar ..
Sohbetimiz "insanın yaradılışının hikmet ve gayesi" ile ilgiliydi. Sohbet esnasında bir ara aklıma güzel bir fikir geldi. Kalktım, tahtaya doğru yürüdüm. Tebeşiri elime aldım. Tahtaya şu rakamlan yazdım:
2+2 = 4
Salondaki gençlere:
- "Bu yazdıklarım doğru mu?" dedim
- "Evet" dediler.
- "Peki o zaman bir de şu yazdıklarıma bakın!"
2+2 = 5
- "Bu yazdığım doğru mu ?"
- "Hayır. Yanlış!"
- "Peki, yanlışımı düzeltiyorum."
2+2 < 5
- "Şimdi tamam mı?" dedim.
Gençler hep birlikte:
- "Tamam." dediler.
- "Güzel.. Ben şimdi cebirdeki eşit sembolü ( = ) üzerinde biraz durmak, sizi de biraz tefekküre zorlamak istiyorum. Bu sembol nedir? Neyi ifade eder?" dedim. Gençler hep bir ağızdan:
- "Bu sembol eşitliği gösterir." dediler.
- "Tamam, çok güzel! Bu sembolü, ben biraz daha genişletmek, eşitliğin taşıdığı manayı biraz daha umumileştirmek istiyorum. Pratik bir mantık yaklaşımı içinde insanın görev ve sorumluluğunu, idrak ve kavrama gücünü, sanatkârlık ve inşa kabiliyetini, ilmi derinliğini ve araştırma kapasitesini ve teknoloji üretebilme sıfatlarını dikkate alarak bir mukayese yapmak ve bir eşitlik kurmak istiyorum. Affınıza sığınarak bir denklem daha yazmak istiyorum." dedim.
Tahtaya şu denklemi yazdım: (iNSAN = ÖKÜZ )
Bir an şaşırdı öğrenciler. Yüzüme baka kaldılar.
Bu durumda denklemde bir düzeltme yapmam gerekti.
- "Affedersiniz! Gençler, bu denklemi insanı aşağılamak, tahkir etmek için yazmadım. Bir hakikati daha net gözlere göstermek için yazdım. İki dakika sabredin lütfen. Ama önce soruma cevap verin! Bu denklem doğru mu, yanlış mı?"
- "Hayır. Yanlış!"
- "O zaman mesele yok.. Ben de doğrusunu yazarım." dedim.
Denklemi düzelttim:
(iNSAN > ÖKÜZ)
- "Şimdi oldu mu?"
- "Evet, oldu!" dediler.
- "Cebirdeki harfli denklemlerin açılması gibi, ben de bu denklemimi açmak istiyorum. Şimdi dikkatle bakın.
Denklemimiz: (iNSAN > ÖKÜZ) idi. Bu denklemin bir tarafını, yani ÖKÜZ kelimesini açmak istiyorum:
ÖKÜZ = [YER+iÇER+ÇİFTLEŞİR+ÖLÜR]
Hayvanın özelliği bu sıfatlar değil mi? Hayvanlar ne yapar? Yer, içer, çiftleşir, ölür. Şimdi bu açılımı denkleme yerleştirelim:
( iNSAN > [yer + içer + çiftleşir +ölür] Söyleyin bana bu denklem doğru mu?" dedim.
- "Evet. " dedi öğrenciler hep bir ağızdan ..
- "Şimdi eşitliğin öbür tarafına bakalım. İnsan da sadece yese + içse + çiftleşse + ölse ne olur ?"
Hiç beklemiyorlardı böyle bir denklemin açılımını .. Şaşıp kaldılar .. Bir genç şaşkın bir ifade ile:
- Şey.. Hocam. "
- "Evet!"
- "Şey..
- "Söyle ne olur?"
- " .... .. olur!" dedi.
- "Hımm .. Mesele tamam. iş anlaşıldı .. Şimdi söyleyin bana, kim bu eşitliği kabul etmek ister?" dedim.
Gençler gür bir sesle:
- " Hiç kimse! " dediler.
- "Durun bir dakika .. ! 0 zaman insanın bu eşitliği değiştirecek farklı nitelik, vasıf ve özelliklere sahip olması gerekir.. Yani, insanı hayvanlardan farklı kılan artı değerlerin olması lazım. Aksi halde, artı değerler yoksa iki taraf birbirine eşitlenmiş olur.
Bu durumda insanı hayvandan ayıran üstün cephelerinin neler olduğunu incelemek, anlamak ve analiz yapmak zorundayız. Söyleyin bana gençler! Nedir insanı hayvandan üstün kılan özellikler?" dedim.
Gençler:
- "Siz sıralayın!" dediler.
Ben de:
- "Birincisi, insanı hayvandan ayıran ve üstün kılan özellik, insanın düşünme nimetine mazhar olmasıdır. Yani, insan düşündüğü zaman insandır.
İkincisi, insan nefsini, his ve duygularını sorguladığı, hayatını muhasebe ve murakabe ettiği zaman insandır. Nefsini sorgulamayan insaniyetten uzaklaşır, aşağılara düşer, yuvarlanır dedim.
Gençlerden birisi:
- "Nefsi sorgulamanın ana başlıkları neler olmalı, daha açıkçası neler sormalıyız nefsimize?" diye sordu.
- "Mesela, şu sorulardan başlamalı her insan:
'Niçin yaratıldım, hayatımın gayesi ne?
Beni yaratan kim, yaşatan kim, bu kadar nimetleri başıma bağlayan kim?
Akıl nimetini bana bahşeden, beni duygu ve hislerle donatan kim?
Beni yaratan Allah' a karşı görev ve sorumluluğum ne?
Neleri yaparsam 0 memnun olur, nelerden kaçınırsam O'nun rızasını kazanmış olurum?" dedim.
Sonra gençlerle soru-cevap faslı başladı. İnsanı insan yapan, insanı hayvandan farklı kılan güzelliklerden konuştuk o gün .. Sohbetimiz uzun surdu .. Nihayet sohbeti şu cümlelerle tamamladım: - "Gençler! İnsanın kâinat çapında bir gayesi, görev ve sorumluluğu var. Bu sorumluluk sadece dünya hayatı ile çerçevelenemez. İnsan hayatı yalnız yemek ve içmeye, gezip tozmaya tahsis edilemez. Sefahat ile çürütülemez, nefsanî arzulara gömülemez. İnsan hayvaniyet mertebesinin daha aşağısına düşürten, zelil ve perişan eden bir hayat tarzı ve yaşam felsefesi onun kalp, ruh, akıl ve duygularına karşı işlenmiş dehşetli bir cinayet, zalimane bir hıyanettir."
Biraz yorulmuştum ama tatlı bir yorgunluktu bu .. Gençlerdeki o iştiyak ve alakadarlık sanki yorgunluğumu üzerimden almıştı .. Zamanın nasıl aktığını fark edememiştim o gün ..
Prof. Dr. Şener Dilek
Niçin Yaratıldı Şu İnsan?
Feyza Yayıncılık
İst. 2009
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
Hekim gözü ile Ramazan perhiz ayıdır. Bir çok hastalıklara karşı tıbbın tavsiye ettiği im
HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
“Paris'in büyük hayat sıtmasına tutulduktan sonra(1) yapmaya hiç vakit bulamayacağım bir zi
YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
Fransız yazar Claude Farrare, Çanakkale’de bir köyde, 1900’şerin başında yaşadığı çok
BİZ DE RAHATSIZIZ
Elinize bir kalem alsanız ve siyasette, ticarete, sanatta, eğitimde en fazla isim yapmış insanla
"BANA KUR’AN YETER!”
Bana Kur'an yeter!" cilerden beni sevdiğini söyleyen biri, kendisi Hadisleri kabul etmeyerek doğr
MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
Kur’an-ı Kerim, Arapça olarak indiğinden Kur’an’da geçen her kelimenin o günkü manaları
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
- “OKUMADAN OLMAZ”
- İBRETLİ BİR HATIRA
- NAZIM HİKMET “MUHTEŞEM ÜSTÜ MUHTEŞEM BİR ŞAİRDİ!”
- NÂZIM HİKMET PUTU
- NAZIM HİKMET’E SAYGI
- BEDİÜZZAMAN FOBİSİ
"Allah gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir."
Mü'min, 19
GÜNÜN HADİSİ
"Kim ilim tahsili için bir yola girerse Allah ona cennete gidecek yolu kolaylaştırır."
Müslim
SON YORUMLAR
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
- Selamünaleyküm bu değerli yazınızdan dolayı Ahmets kardeşimizi tebrik edi...
TARİHTE BU HAFTA
*Evliya Çelebi'nin Doğumu(25 Mart 1611) *Edirne'nin İşgali(26 Mart 1913) *Ahmed Cevdet Paşa'nın Doğumu(27 Mart 1822) *Fatih Sultan Mehmed'in Doğumu (30 Mart 1432) *Lâleli Camii'nin Temeli Atıldı (31 Mart 1760)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...