RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-35
Ders: Mesnevi-yi Nuriye, Katre, Mukaddime
İzah: Prof. Dr. Şener Dilek
*Kırk sene ömrümde, otuz sene tahsilimde yalnız dört kelime ile dört kelâm öğrendim; tafsilen beyan edilecektir. Mesnevi-i Nuriye s: 51
*Mana-yı harfi ile bir esere bakmak, sanatkârını nazara alarak, onun hesabına bakmak “ne güzel yapılmış” diyebilmektir. Mana-yı ismi ile bakmak ise, eseri incelemek, sanatkârını nazara almamaktır
Ders: Mesnevi-yi Nuriye, Katre, Mukaddime
İzah: Prof. Dr. Şener Dilek
*Kırk sene ömrümde, otuz sene tahsilimde yalnız dört kelime ile dört kelâm öğrendim; tafsilen beyan edilecektir. Mesnevi-i Nuriye s: 51
*Mana-yı harfi ile bir esere bakmak, sanatkârını nazara alarak, onun hesabına bakmak "ne güzel yapılmış" diyebilmektir. Mana-yı ismi ile bakmak ise, eseri incelemek, sanatkârını nazara almamaktır.
*Mana-yı harfi ile bakış, sanattan sanatkâra intikal etmektir.
* Mana-yı harfi imandır, izandır, ilimdir, yakindir, (derecesine göre) tefekkür derinliğidir, marifet zenginliğidir.
*Bir narı alsak, tanelerini çıkarıp bir masaya koysak, tekrar o taneleri o şekilde uyumluluk içinde raflarına dizebilir miyiz? Dizemeyiz. Bizim bu kadar aklımızla bilgimizle yapamadığımız bir şeyi bir odun, yontulmamış ham kereste nasıl yapsın? Ağaçta akıl nerde? Ağaçta mantık, muhakeme mi var? Yok. Ağaç insanı tanır mı? Midesinin ihtiyacını anlar mı? Ona şefkat eder mi? O halde bu şefkatli, hikmetli, keremli beslenmeyi onlara nasıl izafe edebiliriz?
*Mana-yı harfi ile baktığımızda kâinatta gördüğümüz her şey sanat-ı ilahidir ve mucizedir, taklidi mümkün değildir.
Not: Bu konuda Mehmed Kırkıncı Hocaefendi'nin şu izahını nakletmek yerinde olur;(Salih Okur)
"Sütün İlâhî bir san'at eseri, koyunun ise Cenâb-ı Hakk'ın insanların hizmetine verdiği Rahmânî bir fabrika olduğu kabul edildiği takdirde, süt tozu fabrikasında çalışan mühendislerden sütçülük profesörlerine kadar bütün bu zatlar birer mütefekkir olarak bu İlâhî san'atı incelemekle meşgul olur ve bir kıymet kazanırlar. Yok, eğer sütün yapılması koyuna verilirse, bu yüksek tahsilli zatlar, koyunun yaptığını anlamaya çalışan câhil ve âciz kimseler derecesine düşerler.
Yukarıda verdiğimiz misâl, denizden bir damladır. Bütün fenler bu gerçekle ölçüldüğünde, mütefennin kimselerin tevhid yolunda mütefekkirlik makamı kazandıkları; tabiat yolunda ise kendilerinin çok aşağısında bulunan mahlûkların yaptığını anlamaya çalışan câhiller durumuna düştükleri görülür." (Hikmet Pırıltıları)
*Mana-yı harfi ile bakınca, yani sanatkârını düşünerek kâinatı inceleyince, ilim güzelliği, maharet güzelliği, sanat güzelliği, tezyinat güzelliği, Rahmetler, inayetler, lütuflar ve ikramlar mana-yı harfinin arkasında görülüyor.
*Koyuna bakın;
Allah samandan süt yaratıyor,
samandan et yaratıyor,
samandan yün yaratıyor.
Not: Mehmed Kırkıncı Hocaefendi'nin bu meselede izahını buraya almayı uygun gördüm(Salih Okur): "Şeker fabrikası, şeker pancarından şeker imal etmektedir. Yani, o koca fabrikanın vazifesi sadece "şeker pancarı"ndaki pancar kelimesini silmekten ibarettir. Bu iş için yüzlerce metrekarelik bir saha üzerine inşa edilmiş büyük bir fabrikaya ve bu fabrikada çalışacak yüzlerce tahsilli kimselere ve işçilere ihtiyaç vardır. Şimdi bu fabrikanın tekâmül ettiğini ve şeker pancarından şeker elde edilmesi yanında, fabrikanın bütün müştemilâtının da bu pancarla yenilendiğini farzediniz. Şöyle ki:
Şeker pancarı imalâta girdikten sonra fabrikanın motorlarından, kazanlarından ta en küçük bir çiviye ve fabrika binasının duvarlarına kadar her şeyin bu pancardan hisse aldığını ve tedricen yenilendiğini kabul ediniz. Bu takdirde karşımıza bugünkü tekniğin hayâl dahi edemediği acayip bir fabrika çıkar.
Faraziyemizi bir kademe daha ilerletelim: Söz konusu fabrikanın yukarıda bahsedilen hususiyetleri taşımakla beraber, küçülerek bir bostan kulübesi kadar olduğunu düşününüz. Böyle bir fabrikaya baha biçmek imkânsız olur.
Faraziyemize şu noktaları da ilâve edelim:
Bu fabrika, içindeki faaliyetler yanında kendisi de topyekûn bir hareket halinde bulunsun ve kendi hammaddesini kendisi arayıp bulsun. Ve nihayet; bu fabrikamız bir taraftan şeker verirken, diğer taraftan da birkaç tane kendisi gibi şeker fabrikası imâl etsin.
Yukarıda tarif ettiğimiz fabrika, insanın hayâlinin katiyyen anlayamayacağı kadar hârika ve beşer takatinin çok fevkindedir.
İşte, her bir koyun, Cenâb-ı Hakk'ın böyle bir fabrikasıdır. Bu fabrika ottan süt yapmaktadır. Şeker ancarından şeker yapan fabrikaya göre büyüklüğü mukayese edilmeyecek kadar küçüktür. Mezkûr fabrika, hammaddesi olan otu kendisi toplamakta ve bu otlar fabrikanın ağız denilen giriş kısmından geçtikten sonra bir taraftan süt yapılmakta, diğer taraftan da fabrikadaki umum âlet ve cihazlar bu otla yenilenmektedir. Bu ilâhî fabrikanın bir vazifesi de ottan yün yapmaktır. Bütün bu hârika keyfiyetler yanında, bunların hepsini gölgede bırakacak en mühim husus; koyunun kuzu vermesi, yani bir kuzu fabrikası olmasıdır.
Şeker fabrikasının bir ustası olduğu hakikatını bir çocuğa dahi inkâr ettirmek mümkün değilken, böyle hârika bir fabrikanın sâniini inkâr edecek kadar gafilleşen kimselere ne isim verilecektir?"(Hikmet Pırıltıları)
*Allah bizi ülfetten muhafaza buyursun. Bu zamanda insanlar, devamlı gözlerinin ö nünde bulunan kudret mucizelerine karşı bakar-kör olmuşlar. Kâinattaki i'caz ve mucizelik cihetini göremiyor, anlayamıyorlar.
*Mana-yı harfi ile kâinata bakmak insana derinlik veriyor, huzur-u kemalat veriyor, yakinini inkişaf ettiriyor, bizi Allah'a götürüyor.
*Mana-yı harfi Müslüman'ın dünyasında inkişaf ettiği zaman marifet külliyete çıkıyor, iman-ı tahkiki mertebesine giden yola insanı çıkarıyor.
*Riya kalbin kiridir.
*Müslüman göğsünü, kin, riya, gurur, süm'a, hased vs gibi bilumum pisliklerden temizlerde cennetteki gibi bir hayat ve huzuru bu dünyada yaşıyor. "Ben cennetimi kalbimde taşıyorum" diyebiliyor.
Aksi halde günahlar, hatalar, kinler, hasedler kalbe dolsa, o insan cehennemi bir halete giriftar oluyor, huzursuz, sıkıntılı, stresli bir hayatla boğuşuyor.
*Müslümanın dünyası negatif nazarlardan pozitif nazarlara yönelmeli.
*Bakış vardır, kafiranedir, Nur-u İslam'ı söndürmek için bakar.
Bakış vardır, zalimanedir.
Bakış vardır, kindir.
Bakış vardır, kandır.
Bakış vardır, intikamdır.
Bakış vardır, haseddir,
Bakış vardır, riyadır.
Bakış vardır, -bu asırda çok yaygın- şehvettir, süfliyattır.
Bunlar ve benzerleri negatif bakışlar..
Bir de pozitif bakışlar var,
Bakış vardır, İmanidir, Kur'anidir.
Bakış vardır, âlimanedir.
Bakış vardır, hakimanedir.
Bakış vardır, şefkat dökülür.
Bakış vardır, merhamet yayılır.
Bakış vardır, aftır.
Bakış vardır, insaftır.
Bakış vardır, keremdir.
Bakış vardır, müzaherettir.
Bakış vardır, Rahmanidir. Vs.
Allah Teala bu bakışlardan hissemizi ziyadeleştirsin..
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-200

Ders: 3. Söz İzah: Mehmed Kırkıncı Hocaefendi *Allah ya..Allah’tan gelen şey nasıl olur,
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-199

Ders: Mesnevi-yi Nuriye, Katre’nin Hatimesi İzah: Prof. Dr. Alaaddin Başar *Üstad, İslam âl
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-198

Ders: Asa-yı Musa(s. 106) İzah: Prof. Dr. Şener Dilek İzah Edilen Kısım: Sonra o mütefekkir
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-197

Ders: Mesnevi-yi Nuriye, Katre risalesi, s. 69 İzah: Prof. Dr. Şener Dilek İzah edilen kısım:
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-196

Ders: 11. Söz İzah: Prof. Dr. Şener Dilek *Sanattaki letafeti, ilimdeki derinliği, tezyinattak
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-195

Ders: Hutbe-i Şamiye(s. 19) İzah: Prof. Dr. Şener Dilek İzah edilen kısım: “İstikbal yaln
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-194

Ders: 33. Söz, 23. Pencere İzah: Prof. Dr. Şener Dilek Not: Bu ders, İstanbul Yüzevler’de,
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-193

Ders: 14. Lem’a, İkinci Makam İzah: Mehmed Kırkıncı Hocaefendi *“Kâinat sîmasında, arz
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-192

Ders: 17. Lem’a, 13. Nota İzah: Mehmed Kırkıncı Hocaefendi *Cenab-ı Hak bizi kul olarak yar
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-191

Ders: Şualar(13. Şua,) s: 307 İzah: Prof. Dr. Şener Dilek İzah edilen kısım: “Bugün, bü
RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-190

Ders: 14. Lem'anın İkinci Makamı İzah: Prof. Dr. Alaaddin Başar *“Besmelenin rahmet noktas
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-189
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-188
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-187
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-186
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-185
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-184
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-183
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-182
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-181
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-180
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-179
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-178
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-177
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-176
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-175
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-174
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-173
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-172
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-171
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-170
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-169
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-168
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-167
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-166
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-165
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-164
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-163
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-162
- RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-161

Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
Fatiha,1
GÜNÜN HADİSİ
Kurban hakkında
"Kim gönül hoşluğu ile,sevabını Allah'tan umarak kurbanını keserse,o kurban onu ateşten koruyan bir perde olur"Tergib ve Terhib:2/155
SON YORUMLAR
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
- Selamünaleyküm bu değerli yazınızdan dolayı Ahmets kardeşimizi tebrik edi...
- Vesîkalara göre, doğum târîhi 13.01.1889 (1 Kânûnisânî 1304), vefât t...
- Açıklayıcı ve net ifadelerle bilgi verdiğiniz ićin siteye teşekkür eder...
- Hocam açıklamalarınız için gerçekten yürekten teşekkürler Hep oyunlar...
- Az önce rast gele aldığım bir hadis kitabında rastgele açtığım bir sayf...
- Rabbimiz gani gani rahmet eylesin…...
- Yahudi propagandası için uydurulmuş yalan bir hikâyeyi bu güzel siteye yak...
TARİHTE BU HAFTA
*Fazıl Mustafa Paşa'nın Belgrad'ı Fethi(9 Ekim 1960)
*HAZRETİ HÜSEYİN (r.a.) Şehid Edildi-Kerbela Vak'ası(10 Ekim 680)
*Ömer Nasuhi Bilmen Vefat Etti(12 Ekim 1971)
*Ankara Başkent Oldu(13 Ekim 1923)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...