YİĞİTLERDEN BİR YİĞİT
Bulunduğu cemaate, yaptığı ortaklığa, çalıştığı iş yerine ve hatta birlikte yaşadığı aileye problem çıkarmamak onlarla uyumlu geçinmek ise günümüzün en büyük yiğitliğidir.
Gıybet yapmamak, haksızlığa uğradığı halde cemaati bırakmamak, komitecilik yapmamak, hizmetin düzenini bozmamak hepsinden daha etkili bir yiğitliktir. Günümüzde en çok bu tür yiğitliğe ihtiyaç vardır
Bir kılıçla iki kişi devirmek, bir gecede düşman cephaneliğini havaya uçurmak, eskilerde kalmış bir yiğitliktir. Şimdiki yiğitlikler daha başka türlüdür. İnsanlara maddi ve manevi yardımda bulunmak, bilhassa manevi yardımda bulunmak günümüzün en büyük yiğitliğidir.
Bulunduğu cemaate, yaptığı ortaklığa, çalıştığı iş yerine ve hatta birlikte yaşadığı aileye problem çıkarmamak onlarla uyumlu geçinmek ise günümüzün en büyük yiğitliğidir.
Gıybet yapmamak, haksızlığa uğradığı halde cemaati bırakmamak, komitecilik yapmamak, hizmetin düzenini bozmamak hepsinden daha etkili bir yiğitliktir. Günümüzde en çok bu tür yiğitliğe ihtiyaç vardır. Selahattin Yiğit kardeşimiz de işte bu tür yiğitlerden biridir.
Dün akşam bir sohbette bulunurken yanımıza oturdu. Nedendir bilmem ama o yanımıza oturunca içimiz ferahlanır. Huzur duyarız. Yine öyle oldu. Yanımıza oturunca samimi bir muhabbetle tebessüm ettik. Arkasından hal hatır sorup hasbıhale başladık.
Onunla on iki yıldır, hemen hemen her gün görüşür sohbet ederiz. Hep aynı okullarda çalıştık, aynı sohbetlerde bulunduk. Bu değerli yiğit arkadaşımızın, bir güne bir gün gönül kırdığına şahit değiliz. Ondan şikâyet eden insana da rastlamadık.
Bir defasında liseye müdür yardımcısı alınacaktı. Okul müdürü öğretmenler arasında anket yaptı. En çok tercih edilen arkadaş olmuştu. Onu, düşmanları bile severdi. Sevmediği insanlar hakkında konuşulurken bile gıybet etmez veya konuşmak istemezdi. Bu konularda sorulan sorulara cevap vermez, boynunu bükerek hafifçe tebessüm ederdi. Bu tebessüm onun en güzel konuşma şekliydi.
Bir defasında kendimce çok haklı olduğum bir meselede, muhalifimin durumunu ona anlattım. Bana hak vereceğini zannediyordum. Hiç de öyle olmadı. Onun da haklı olabileceği noktaları ve benim zayıf taraflarımı hatırlattı. Bu durum nefsimin hoşuna gitmedi ama onu daha çok takdir ettim.
Yine bir gün bir sohbette, "Barla Lahikası"ndaki "Eğirdir Müftüsüne Son İhtar" parçası okunurken onun ne kadar duygulandığını ve hassaslaştığını gördüm. Bu mektup adeta onun iç âleminin ve ruhunun ifadesi gibiydi. Yani sessiz, sakin, sabırlı, ama zamanı gelince hakikati haykıran bir ruhtu o. Fakat Selahattin Bey, hakikati diliyle değil haliyle haykırırdı. Bir şey konuşmazdı ama tavrını ortaya koydu mu, artık çok iyi anlardınız onu. O, haksıza haksızlığını, tavrıyla çok iyi anlatırdı.
En çok sevdiği şey Kur'an okumaktı. Hatta cemaatin, "Yıllık Kur'an okuma ve hatim etme listesini" o hazırlardı.
Devam edeceğine inandığı her hizmetin önünde koşardı. Yirmi beş yıl önce başladığımız, bu güne kadar katlanarak birkaç gruba ulaşan Simav öğretmenler dersine, Süleyman Kulat ve Ali Karaz Beyle birlikte ilk başlayan ve yıllarca hiç aksatmadan devam eden üç öğretmenden biri oydu.
Hani bazı zamanlar vardır ki hayırlı bir iş başlatırken bir kişiye ihtiyacınız olur. Eğer bir kişi olsa sizinle iki olur ve artık üçüncüyü çağırma zamanı gelir. Eğer birinci kişi yoksa siz hiçbir zaman üçüncü kişiyi çağıramazsınız ve o işe başlayamazsınız. İşte o her zaman hayırlı işlerin birinci kişisi olmuştur. Onunla sohbet başlamış, onunla on yıllar birbirini takip ederek hizmet halkasının bu güne ulaşan zincirini oluşturmuştur.
Onun hizmette bulunması sadece sohbetlerle sınırlı değildir. 1975-1980 yılları arasında İstanbul'da Risale-i Nur külliyatını basan Sözler Yayınevi'nde çalışarak Risale-i Nur neşriyatı hizmetinde bulunmuştur. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde okurken Cumhuriyet Dönemi'nin ve bu günkü edebiyat ve dil bilgisi çalışmalarının en büyük kaynağı olan Muharrem Ergin ve Mehmet Kaplan hocaların son kuşak talebeleri arasında yerini almıştır.
Selahattin Bey, mesleğinde de başarılıydı. Okulda öğrencilere çok iyi davranırdı. Hele idareci olduktan sonra gariban öğrencilerin mercii ve melcei olmuştu. Öğretmen lisesinde çalışırken şahit olmuştum. Gurbette olan ve harçlığı olmayan bir öğrenci, okula katkı parasını veremediği için, gözleri dolu dolu onun yanına gelmişti. Öğrenciye nasıl acıdığını ve ona nasıl kolaylık sağladığını hiç unutmuyorum.
Merhametli, sabırlı, dikkatli, kararlı, sessiz ve sakin olan, üstelik insanlara elinden geldiği kadar hem faydalı olan, hem zarar vermeyen bu ağabeyimize hizmette uzun ömürler dileriz.
BİR SELAHATTİN VARDI DESİNLER
Sessiz ol ey yiğidim, aldırma boş ver,
Bu kutsi bağda kimse sesini duymasın.
Ne kimse sorsun sabah yelinden baÅŸka,
Ne kimse çiçeklerini döküp saymasın.
Â
Bir zaman bir Selahattin vardı desinler,
O koca çınarların durduğu Hisarbey'de.
Boşuna aramasınlar nahoş bir sedayı,
Ne kanunda, ne tamburda ne de ney'de.
Â
Sen hep tebessüm et emi bütün insanlara,
Deme babasız büyümenin ne olduğunu.
Herkes çekemez bu âlemde gam yükünü,
Herkes göremez bu âlemde ne olduğunu!
Â
Pembe konaklar görsen ki her tarafı cam,
Sen "pencerelerden seyret içlerine girme."
Size bin çile çektirseler de güzel hocam,
O nurlu yüzdeki tebessümü bir kez verme.
Â
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
MUSTAFA KARAMAN BEYİN GÖZÜNDEN MEHMED KIRKINCI HOCAEFENDİ

“Cenab-ı Hak varlıkları bereket yönünden üç kategoriye ayırmış; Bereketli insanlar vard
VAHDET YILMAZ AÄžABEY

50 yıllık bir hukukum vardı Vahdet ağabey ile. Beni ilk defa terziye götürüp elbise ve palt
MEHMET KIRKINCI HOCAMIZIN VEFATININ SENE-İ DEVRİYESİ MÜNASEBETİYLE

Bugün rahmetli Mehmed Kırkıncı hocamın sene-i devriyesi. Kendisini minnet ve şükran ile anarÄ
PROF. DR. ŞENER DİLEK BEY’DEN KIRKINCI HOCAMIZLA ALAKALI HATIRALAR

Benim kanaatime göre hocamın mümeyyiz üç vasfı vardı; Birincisi: Kırkıncı Hocamda mükemme
NECATİ KILIÇOĞLU HOCAMIZDAN HATIRALAR-2

HACI FARUK TİFNİKLİ EFENDİ Hacı Faruk efendi, Mustafa Necati Efendi’den sonra hocamın ikinc
NECATİ KILIÇOĞLU HOCAMIZDAN HATIRALAR-1

Kıymetli ziyaretçilerimiz, Mehmed Kırkıncı Hocaefendi’nin talebelerinden, kendisinden İslami
NECATİ KURŞUNOĞLU AĞABEYDEN HİZMET HATIRALARI-3

ÜSTADIN MAHKEMEDEKİ FOTOĞRAFININ BULUNUŞU Erzurum’da müteahhit Osman beyin evinde dersteydi
MEHMED KIRKINCI HOCA’NIN ESERLERİ VE HAYATIM HÂTIRALARIM

Bazı şahsiyetler vardır ki, fikirleriyle, eserleriyle, hizmetleriyle sembol olmuşlardır. Memlek
NECATİ KURŞUNOĞLU AĞABEYDEN HİZMET HATIRALARI-2

1979 senesiydi. Memlekette anarşi olayları en üst düzeye çıkmış, kan gövdeyi götürüyordu
NECATİ KURŞUNOĞLU AĞABEYDEN HİZMET HATIRALARI-1

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, yeni bir nehir söyleşimizi daha hizmetinize arz ediyoruz. Ya
BİR IRMAĞIN KIYISINDA DOLAŞMAK-4

HACI MUSA KIRKINCI AĞABEY Hacı Musa ağabey çok zeki bir insandı. Çok farklı bir insandı. Bi
- ABDULLAH KAPLAN’IN ARDINDAN
- TANIYANLARIN DİLİNDEN MOLLA ZAHİD MALAZGİRTİ-1
- BİR IRMAĞIN KIYISINDA DOLAŞMAK-3
- BİR IRMAĞIN KIYISINDA DOLAŞMAK-2
- BİR IRMAĞIN KIYISINDA DOLAŞMAK-1
- ABDULBAKİ SÜNNETÇİ HOCAEFENDİ
- EBU’L MESEL’DEN BAZI NOTLAR
- DEDEMDEN BİR DOĞUM GÜNÜ HEDİYESİ
- VAHDET YILMAZ AĞABEY KİMDİ?-3
- VAHDET YILMAZ AĞABEY KİMDİ?-2
- VAHDET YILMAZ AĞABEY KİMDİ?-1
- BİR KIRKINCI HOCA GEÇTİ-2
- BİR KIRKINCI HOCA GEÇTİ-1
- MEHMED FEYZİ PAMUKÇU EFENDİ
- NUR’UN MÜTEVAZI ÇEHRESİ; MEHMED KIRKINCI HOCAM-4
- NUR’UN MÜTEVAZI ÇEHRESİ; MEHMED KIRKINCI HOCAM-3
- NUR’UN MÜTEVAZI ÇEHRESİ; MEHMED KIRKINCI HOCAM-2
- NUR’UN MÜTEVAZI ÇEHRESİ; MEHMED KIRKINCI HOCAM-1
- KIRKINCI HOCAMI ANMA VESİLESİYLE BİR KAÇ SÖZ
- KARDEŞİNİN DİLİNDEN MERHUM MOLLA ZAHİD MALAZGİRDİ HOCAEFENDİ-3
- KARDEŞİNİN DİLİNDEN MERHUM MOLLA ZAHİD MALAZGİRDİ HOCAEFENDİ-2
- KARDEŞİNİN DİLİNDEN MERHUM MOLLA ZAHİD MALAZGİRDİ HOCAEFENDİ-1
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERİM-5
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERİM-4
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERİM-3
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERİM-2
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERİM-1
- MOLLA MEHMET ZAHİT HOCA EFENDİ İLE TANIŞMAM
- MERHUM KIRKINCI HOCAMIZIN TALİM VE TEDRİS YÖNÜ

O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah onları bir bir saymıştır. Onlar ise unutmuşlardır. Allah her şeye şahittir.
Mücadele,6
GÜNÜN HADİSİ
Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.
Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mace, Sıyam 45, (1746)
SON YORUMLAR
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
- Selamünaleyküm bu değerli yazınızdan dolayı Ahmets kardeşimizi tebrik edi...
- Vesîkalara göre, doÄŸum târîhi 13.01.1889 (1 Kânûnisânî 1304), vefât tÃ...
- Açıklayıcı ve net ifadelerle bilgi verdiğiniz ićin siteye teşekkür eder...
- Hocam açıklamalarınız için gerçekten yürekten teşekkürler Hep oyunlar...
- Az önce rast gele aldığım bir hadis kitabında rastgele açtığım bir sayf...
- Rabbimiz gani gani rahmet eylesin…...
- Yahudi propagandası için uydurulmuÅŸ yalan bir hikâyeyi bu güzel siteye yakÄ...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...