Cevaplar.Org

SAİD HAVVA’DAN EFENDİMİZLE (aleyhissalatu vesselam) ALAKALI NOTLAR-1

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, Suriyeli meşhur âlim Said Havva merhum ’un(1935-1989) Peygamber Efendimizin Şahsiyeti etrafında kaleme aldığı Er Rasul adlı eserini okurken tuttuğum notları sizlerle paylaşmak istedim. Merhum Havva meselelere derinlemesine vukufu, geniş bakış açısı, düşünce ve idrak ufku, bilgisini pratiğe dökebilme becerisi ve veciz ifadeleri ile her eseriyle olduğu gibi bu eseriyle de bizi çok etkilemektedir. Allah kendisinden razı ve hoşnud olsun, Rahmetiyle muamelede bulunsun. İşte bu dev eserden tuttuğumuz notların ilk bölümü.. İstifadeye medar olması dileğiyle


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2013-04-30 06:30:49

Takdim

Kıymetli ziyaretçilerimiz, Suriyeli meşhur âlim Said Havva merhum 'un(1935-1989) Peygamber Efendimizin Şahsiyeti etrafında kaleme aldığı Er Rasul adlı eserini okurken tuttuğum notları sizlerle paylaşmak istedim. Merhum Havva meselelere derinlemesine vukufu, geniş bakış açısı, düşünce ve idrak ufku, bilgisini pratiğe dökebilme becerisi ve veciz ifadeleri ile her eseriyle olduğu gibi bu eseriyle de bizi çok etkilemektedir. Allah kendisinden razı ve hoşnud olsun, Rahmetiyle muamelede bulunsun. İşte bu dev eserden tuttuğumuz notların ilk bölümü.. İstifadeye medar olması dileğiyle. Salih Okur/cevaplar.org

*İnsan, Rasulullah'ı(aleyhissalatu vesselam) görür görmez, benzeri olmayan hayret verici güzelliğin, hudutsuz ve mutlak güvenliği telkin eden bir zatın önünde kendini görür."(s:15)

*Beşeriyet, tarih boyunca teori ile uygulama, söz ile davranış, dava ile davet arasında uyumsuzluk görmüş, her zaman teori uygulamadan daha büyük gösterilmiş, söz davranıştan, dava hakikatten daha çok revaç bulmuştur. Tarih bilen ve dünyadaki hadiselerin gidişine vakıf olan herkes bunu bilir. Ancak, peygamberlere inanan kimselerin durumları böyle değildir. Hele peygamberlerin durumu bunun tam tersidir. Çünkü Peygamberlerin hayatlarına ve yaşayışlarına baktığın zaman, onların işleri ve davranışlarını sözlerinden daha büyük görürsün. Onlar, insanları en yüksek zirveye davet etmiş ve hayret verici bir tarzda o zirveye amelleriyle tırmanmışlardır." s: 48-49

*Tarih kaydetmemiştir ki, henüz hayatta olan bir insanın daveti bu tarzda benimsenip ona sarılınsın, herkes ona sahip çıksın. Bu ancak Rasulullah'a(aleyhissalatu vesselam) nasip olmuştur.(s: 111)

*Peygamber(sallalahu aleyhi ve sellem)'in fasih olmasının sırrı; öz söyleyip, sözün bütün ufuklarını ve muhtemel mefhumlarını kapsayıp, meselenin derinliklerine inmesidir. İnsanlar ilim ve zekâ kavrayışı derecesine göre ondan faydalanabilir.(s: 127)

*Rasulullah'ın(aleyhissalatu vesselam) şahsiyeti hayatın bütün yönlerini temsil ediyor.

Peygamber(sallalahu aleyhi ve sellem) baba idi, fakat her Peygamber baba deÄŸildi.

Peygamber(sallalahu aleyhi ve sellem) koca idi, ama her Peygamber evlenememiÅŸti.

Peygamber(sallalahu aleyhi ve sellem) devlet kurucusu ve reisi idi, ama her Peygamber devlet kurmamıştı.

İslam ordusunun başkumandanı ve benzeri olmayan bir savaşçı idi, ama her Peygamber savaşmamıştı.

Bütün insanlara gönderilmişti, akide, ibadet, iktisat, sosyal düzen, ahlak ve siyaset gibi, insan hayatının bütün yönleri için gerekli olan kanun ve nizamları getirmişti. Ama başka bir Peygamber bütün insanlar için gönderilmemişti.

O, müsteşar, hâkim, eğitici, âbid, zahid, sabredici, rahmet ve merhametli gibi hayatın bütün yönlerini kapsayan sıfatlarla muttasıf idi. Bunun için Peygamberler içinde biricik imtiyaz sahibi oldu." (s: 129)

*Mesela nazari olarak Peygamber'in(sallalahu aleyhi ve sellem) sabrını incelediğin zaman, insanın sabra muhtaç olduğu bütün halleri kapsadığını göreceksin. Allah'ın Resulü yurdundan çıkarılmış, çocukları, torunları, eşi, amcası, amcaoğulları ölmüş.. Savaşta mağlup olmuş, kendisi ile alay edilmiş, başına gelen musibetten ötürü düşman sevinmiş, insanlar içinde en çok sevdiği kimsenin ırzı töhmet altına alınmış, hastalanmış, yaralanmış, acıkmış, susamış ve korkmuştur. Hülasa, insanın başına gelen herhangi bir musibet gelirse, mutlaka bir benzeri Peygamberin(sallalahu aleyhi ve sellem) de başına gelmiş ve onu sabır ve metanetle karşılamıştır.(s: 130)

*Tarih boyunca her asırda, zengin, fakir, kumandan, reis, âlim ve âbid gibi idrak, seviye, ihtisas ve meşrebleri ayrı ayrı milyonlarca Müslümanlar küçük büyük her hususta Rasulullah'ın(sallalahu aleyhi ve sellem) ipine sımsıkı sarılıp ona ayak uydurmuşlardır. Öyle ki meşrebleri birbirlerine zıt olan insanların her birisi, kendisinin tuttuğu yol Allah'ın yolu olduğunu isbat etmeye çalışıyor. Bütün bunların sebebi, Peygamberin çok yönlü hayatının beşerin bütün ahvalini kapsamasıdır."(s: 130)

Kaynak

Said Havva, Er Râsul, terc: Halil Günenç, Hilal Yayınları, İst. 1981

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

serkan çakır, 2013-04-30 13:33:02

Allah razı olsun bu yazılara çok ihtiyacımız var Hülasa, insanın başına gelen herhangi bir musibet gelirse, mutlaka bir benzeri Peygamberin(sallalahu aleyhi ve sellem) de başına gelmiş ve onu sabır ve metanetle karşılamıştır. Merhum said havvanın hususen bu tesbiti çok hoş.burada çok ince bir husus var oda şudur efendimiz a.s.m bir peygamber olarak butun cihetlere muhatab ve tavır sergiliyordu.lakin abduhu mukaddem olarak bakıldımı aslında burada resuluhuden önce her abde bahusus muslümanın sergilemesi gereken bir davranış ve hayata bakış açısı çıkıyor.evet resulullah efendimiz bunları nübüvveti dahilinde lakin abdiyet kubbesinde sergiliyordu.abdiyeti cihetiyle efendimizin sünnetine belki bu cihettende bakmak meselenin ne kadar külli olarak ele alındığını tahkik etmek ve bize bu dersi kudsiyi veren Hoca i Fahri Kainat Efendimize ez canü dil teslim olmalıyız. cenabı hak salih okur beyfendiye kalemine ve kelamına kuvvei kudsiye ihsanında bulunsun .devamını arzu eder tebrik ederiz

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR

MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR

Hadisleri inkar edenlere mealciler, akılcılar ve Kur'an'cılar denilir. Bunlar kendilerine nispet

HZ. PEYGAMBERE KARŞI GÖREVLERİMİZ

HZ. PEYGAMBERE KARŞI GÖREVLERİMİZ

İslâm bir dindir. Bu dini gönderen Allah (cc)'dır. Bu dinin bir kutsal kitabı, bir peygamberi,

HZ. PEYGAMBER HAKKINDAKİ TAVRIMIZ NASIL OLMALI?

HZ. PEYGAMBER HAKKINDAKİ TAVRIMIZ NASIL OLMALI?

Hucurât, 2. âyet: “Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Bi

SÜNNETE BAŞVURMADAN KUR’AN’LA AMEL ETMENİN İMKANSIZLIĞI

SÜNNETE BAŞVURMADAN KUR’AN’LA AMEL ETMENİN İMKANSIZLIĞI

Sahâbe, dinî hükümleriKur’an-ı Kerim’den alıyordu. Ancak çoğu kez Kur’an ayetleri tafs

SAHABENİN HADİS YAZMAMASININ ÜÇ SEBEBİ

SAHABENİN HADİS YAZMAMASININ ÜÇ SEBEBİ

“Sahâbenin hadisleri yazmamasının üç sebebi vardır. Birinci Sebep: Allah Rasûlü'nün (S.

TABİÎNİN SÜNNETİN YAZIM ve TEDVİNİNE VERDİĞİ ÖNEM

TABİÎNİN SÜNNETİN YAZIM ve TEDVİNİNE VERDİĞİ ÖNEM

Sünnetin tedvin ve muhafazası konusunda tâbiîn kuşağının çok büyük hizmetleri olmuştur.

HADİSLERİN TEDVİNİ-3

HADİSLERİN TEDVİNİ-3

Müslümanların "sahih hadis"i tespit amacıyla ortaya koyduğu benzersiz ilimlerden biri de cerh v

HADİSLERİN TEDVİNİ-2

HADİSLERİN TEDVİNİ-2

Ashab-ı Kiramın öğrencileri olan tabiûn kuşağının tarihçesi, hicretin ilk senesinden başl

GÜZEL AHLAKA AİT 15 HADİS-İ ŞERİF

GÜZEL AHLAKA AİT 15 HADİS-İ ŞERİF

1.Mekârim-i ahlâkı itmâm için ba’s buyuruldum.(1) 2. Ahlâk-ı ilâhiyye ile tahalluk edin

HADİSLERİN TEDVİNİ-1

HADİSLERİN TEDVİNİ-1

Bilindiği üzere Allah Rasûlü (s.a.v) başlangıçta Kuran'la karışmasını önlemek amacıyla

HADİS’E SALDIRILMASININ ASIL SEBEBİ

HADİS’E SALDIRILMASININ ASIL SEBEBİ

Çağımızda hadisi ve hadis ehlini hedef alan ve öncülüğünü müsteşriklerin yaptığı ve M

İnfitar Suresi/6-8

Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?

GÜNÜN HADİSİ

İşçinin alın teri kurumadan hakkını veriniz.

İbn-i Mace

TARİHTE BU HAFTA

*Conk Bayırı Zaferi(10 Haziran 1915) *Yeniçeri Ocağı'nın Lağvı(12 Haziran 1826) *Cemil Meriç'in Vefatı(13 Haziran 1987) *Darendeli Hacı Hulusi Edendi'nin Vefatı(14 Haziran 1990) *Türkçe Ezan Uygulamasının Kaldırılması(16 Haziran 1950)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI