Cevaplar.Org

ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN İBRETLİ HATIRALAR-10

ALTIN HARFLERLE YAZILACAK BİR ASİL KAHRAMAN Ben günümüzden bir hatıra söyleyeyim: Tanıdığım bir yarbayın babası... Kendisini tanıyorum, çok kibar, çok vazifeşinas, çok temiz, çok ahlâklı bir yarbay idi. Onun babası şöyledir diye anlattılar, ben hayran kaldım.


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2011-12-14 14:15:05

ALTIN HARFLERLE YAZILACAK BİR ASİL KAHRAMAN

Ben günümüzden bir hatıra söyleyeyim: Tanıdığım bir yarbayın babası... Kendisini tanıyorum, çok kibar, çok vazifeşinas, çok temiz, çok ahlâklı bir yarbay idi. Onun babası şöyledir diye anlattılar, ben hayran kaldım.

Babası memleketindeki bir komşusunun kapısını çalıyor. Diyor ki:

"--Ziyaretinize geldim."

"--Aman hocam, başımızın tacısınız, şeref verdiniz. Buyurun içeriye!.." diyorlar, alıyorlar, baş köşeye oturtuyorlar.

Ciddî bir âlim, büyük bir âlim...

"--Hocam şeref verdiniz evimize, Allah sizden razı olsun; bir emriniz mi var?.. Emretseydiniz biz gelirdik, elinizi öperdik, ayağınızı öperdik. Siz niye bizim fakirhaneye zahmet buyurdunuz?.. Bir emriniz mi var, bir arzunuz mu var?.."

"--Evet bir iş için geldim, bir arzum var: Ben Allah'ın emriyle, Peygamber Efendimiz'in kavliyle sizin kızınızla evlenmek istiyorum. Sizin kızınızı istemeğe geldim." diyor.

Adam, başından aşağı bir kova su boşanmış gibi şaşırıyor, afallıyor. Hiç ummadığı bir şey...

"--Hocam, ne istersen iste benden; canımı iste, canımı vereyim. Ama bizim kız size lâyık değil... Bizim kız kötürüm, iki ayağı tutmaz, sakat... Biz ana babası zor bakıyoruz. Siz büyük alimsiniz, size hizmet edecek bir eş lâzım!.. Benim evlâdım hasta bir kızcağız..." diyor.

Adam diyor ki:

"--Ne olduğunu biliyorum." diyor, ısrar ediyor, "Kızınızı istiyorum" diyor.

O kadar ısrar ediyor ki, "Pekiyi..." diyorlar, veriyorlar. Evleniyor ve bu yarbay doğuyor.

Niçin evlenmiş onunla, kahramanlığa bakın! Şu bakımdan evlenmiş: "Bu kız kötürüm olduğundan bunu kimse almaz. Güzel olsa, herkes peşinden koşar. Kötürüm olduğu için, hasta olduğu için kimse almaz. Ben bu fukaracığı alayım, bu fukaracığın gönlünü yapayım, ordan da sevap kazanayım" diye düşünmüş. Duyguya bak!..

Evlilik de sevap... Evlilik de sevap olduğundan, sevaba girmek için, ama sevap alırken katmerli sevap almak için, gidiyor o kızcağızı istiyor. Duygunun asaletine bakın, büyüklüğüne bakın!.. Böyle bir insana bence tarihte bir ayrı sayfa ayırmak lâzım!.. Kahramanlık bu, büyük bir kahramanlık... Amerika'da olsa muazzam reklam yaparlar, herkes duyar. 26. 7. 1995 - Rochester / U. S. A.

İMAMIN EVİNDEN AŞ ÇIKMAZ MI?

Fıkralar anlatıyorlar: "Efendim, hoca şöyle yapmış da, böyle yapmış da... Şöyle demiş böyle demiş..." Hoca fıkra konusu olmaz; bir kere onu bırak!.. Sen din düşmanı mısın? Sen dini kötülemek mi istiyorsun?.. Hocayı niye fıkra konusu yapıyorsun, gülünecek bir mevkie düşürüyorsun?.. "Bilmem şu hoca şöyle demiş, falanca hoca böyle demiş... Sofraya oturduğu zaman şöyle yemiş... Efendim, ölü gözünden yaş, imam evinden aş çıkmazmış..." Çıkmaz olur mu yâ?..

Allah rahmet eylesin, bizim Ankara'da Hacı Bayram-ı Velî Camii'nin imamı vardı, Zekâî Hoca... Sabah namazını kıldık. Kalabalık, Hacı Bayram Camii bu... Hacı Bayram-ı Velî KS'in ruhaniyetiyle güzel bir cami... Cemaate döndü: "Ey cemaat, haydin hepinizi lokantaya davet ediyorum, buyurun yemek yiyelim!" dedi. Arkasından da ekledi: "Hadi bakalım, ölü gözünden yaş çıkar mıymış, çıkmaz mıymış; imam evinden aş çıkar mıymış, çıkmaz mıymış görün!" dedi.

Kim bulaştırdı hocaların alnına bu kara lekeyi?.. Bu kadar cömertlik yapar, bu kadar gayret eder, bu kadar din için fedakârlık yapar, meşakkat çeker... Sen ticaret yaparsın, para kazanırsın; o burAda talebeye Kur'an-ı Kerim okutacağım diye uğraşır. Nerden çıkartıyorsun, alay mevzuu yapıyorsun hocayı?.. Niye küçük düşürüyorsun? 12. 2. 1995 / 12 Ramazan 1415 Ulu Cami - Kahraman Maraş

BİR GENÇ VE AİLESİ

Bizim fakültede, bir talebem geldi karşıma... Kapıyı çaldı. --Biz tabii, hoca olduğumuz için, her talebe ile yüz-göz olmuyoruz ama, bazıları özel gelirse ilgileniyoruz onlarla--

"--İçeri girebilir miyim hocam?.." dedi.

"--Buyur gir!" dedim.

Sakallı bir çocuk...

"--Sizinle konuşmak istiyorum..." dedi.

"--Buyur, konuş!" dedim.

"--Hocam! Babam beni evden koğdu, evlatlıktan reddetti" dedi.

"--Eyvah! Neden?.."

"--Sakal bıraktım diye beni evlâtlıktan reddetti."

"--Nedir babanın mesleği?.." dedim.

Çalgı imalcisi imiş. Hoşuna gitmemiş oğlunun sakal bırakması, dindar olması... Evlatlıktan reddetmiş.

"--E, ne yapıyorsun şimdi?.." dedim.

Evden atılmış çocuk, açıkta kalmış. Yardımcı olayım dedim.

"--Yok... Mâlî durumum iyi, mâlî destek istemem. Bir evde kalıyorum. Yalnız, durum bu..." dedi.

Ben ona dedim ki:

"--Anne baba rızâsı çok önemlidir, sen onlara bir mektup yaz!" dedim. Allah söyletti bana... "Mektupta çok güzel bir üslûb kullan!.. De ki: 'Sevgili ve değerli, muhterem, başımın tâcı annem, babam!.. Ellerinizi öperim, ayaklarınızı öperim. Benim dinim, benim İslâmî inancım bana, size güzel evlatlık yapmayı emrediyor. Ben onu yapmak istiyorum. Siz bana lütfen bu fırsatı verin!.. Siz bana kızdınız, evinizden attınız; müsaade edin ben sizin elinizi öpeyim, ayağınızı öpeyim, size hizmet edeyim!.. Size güzel evlatlık yapayım... Bunu istiyorum.

Amma, ne olursunuz benden Allah'a âsî olmamı istemeyin!.. Allah'ın yolundan dönmemi istemeyin!.. Allah'ın emirlerini tutmamamı istemeyin benden... O zaman mecbûren, belki parçalanarak Allah'ın yolunu tercih ederim. Çünkü o alemlerin Rabbidir, benim Hâlikımdır; siz vız gelirsiniz. Allah'ın sözünü tutarım, size itaat etmem. Ne olur beni bu durumda bırakmayın, müşkül durumda bırakmayın!.. Ben size hizmet etmek istiyorum.' filân diye yaz!" dedim. Demek iyi niyetle geldi çocuk ki, Allah bunu bana söylettirdi.

"--Peki hocam!" dedi, gitti.

Aradan birkaç ay geçti. Yanında tepeden tırnağa örtülü, elleri eldivenli, bol maksi mantolu bir genç kız vardı. Yine kapıyı çaldı.

"--Hocam, girebilir miyiz?.."

"--Buyurun!" dedim.

Yanında da baktım bir kız var, çok güzel kapalı... Herhalde bizim talebe evleniyor galibâ diye düşündüm.

"--Hocam, bu kızı tanıyor musunuz?"

"--Tanımıyorum. İlk defa görüyorum, nerden tanıyayım?" dedim.

"--Bu benim kızkardeşim... Hani siz bana bir mektup yazın demiştiniz ya, ben o mektubu sizin söylediğiniz şekilde yazdım. Benim mektup evde bomba gibi patlamış, darmadağın olmuş ev... Annem ağlamış, babam ağlamış, kardeşlerim ağlamış." dedi.

Mektuptaki samîmiyetten baba yola gelmiş, affettim demiş. Bizim talebe eve gitmiş, barışmışlar elhamdü lillâh...

Biraz daha zaman geçti, çocuk bir daha geldi karşıma...

"--Hocam girebilir miyim?.."

"--Gir içeri!.."

"--Hocam müjde!.." dedi.

"--Hayrola!.." dedim.

"--Annem, babam, kardeşlerim hepimiz hacca gidiyoruz." dedi. . 11. 2. 1995 / 11 Ramazan 1415 - ADANA

 -Devam Edecek-

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

melih, 2011-12-15 03:23:55

Esad coşan hocaefendinin delikanlıya yazması için tarif ettiği mektubu okuyunca çok duygulandım ve gözlerim yeşerdi.Allahım ne incelik ne feraset ne etkileyici sözlerle yazmasını istemiş rahmetli hocaefend, öyleki bütün ev halkı Allahın izniyle hidayete geldi...ibretli hatıralar bölümünüzü çok sevdik devamını bekliyoruz...

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-3

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-3

Bursa’da Bursa’ya Ayın 15 inde, Çarşamba günü gittik. Bu şehir, İstanbul'un güneyinde

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-2

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-2

Türk’ün Gücü, Hindin Aklı, Arabın Mantığı Pazar günü saat 10’da edebiyatçılar ve

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-1

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-1

Kıymetli ziyaretçilerimiz geçen asrın son günü aramızdan ayrılan allame merhum Ebul Hasan e

MUSTAFA POLAT HOCAMIZDAN HATIRALAR

MUSTAFA POLAT HOCAMIZDAN HATIRALAR

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, değerli bir alimimizin bir seydamızın bazı hatıralarını

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-13

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-13

HOCAMIN VEFASI Hocamın çok dikkat çeken bir özelliği de vefa duygusu idi. Buna dair bir misal

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-12

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-12

HOCAMIN İBADET YÖNÜ Bana desen ki; “hocam, ibadette nasıldı.” Derim ki; “namaz adamıy

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-11

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-11

VAKIFLARLA BİR MÜZAKERE Hatırlıyorum, bazen Türkiye genelinden vakıflar “vakıf okuması

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-10

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-10

HOCAMIN DERSLERİNDEN Diyanet İşleri eski başkanı Mehmed Görmez bey hocamı ziyarete gelmişti

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-9

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-9

MUHTELİF HATIRALAR HAKİKATLARI HURAFELERLE ZAYİ ETMEMEK LAZIM "Benim bir arkadaşım bir şeh

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-8

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-8

ŞERCİL POLAT AĞABEY Merhum Şercil Polat ağabey Erzurum’da nurları hocamla birlikte ve belki

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-7

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-7

BABAM HACI MUSA EFENDİ Babam hayatı boyunca hocama hep destek olmuş, aynı davanın ızdırabıy

De ki: "Onlardan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarır. Ama siz yine de O'na ortak koşuyorsunuz."

En'am, 64

GÜNÜN HADİSİ

Kur'an öyle bir servettir ki, O'nu elde edenin hiçbirşeye ihtiyacı kalmaz. O'ndan daha büyük bir zenginlikte bulunmaz.

Camiü's Sagir, 4:535, Hadis No:6183

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 1772) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 1534) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI