Cevaplar.Org

Ä°NSANIN SERÃœVENÄ°

Hayat: Âlem-i ervahdan (Ruhlar âlemi) âlem-i şehadete (Dünya âlemi) ve oradan da âlem-i misale (Ahiret âlemi) uzanan bir varlık şerididir. Bu bakımdan insan için ve hususiyle mü'min


2011-10-15 07:21:57

Hayat:

Âlem-i ervahdan (Ruhlar âlemi) âlem-i şehadete (Dünya âlemi) ve oradan da âlem-i misale (Ahiret âlemi) uzanan bir varlık şerididir. Bu bakımdan insan için ve hususiyle mü'min için ezelîlik yok, ama Allah Teâlâ'nın izni ile ebedîlik vardır. Hayat hem büyük bir nimet ve hem de büyük bir imtihandır. Belki de bu imtihanı başaramayan ve nimeti fark edemeyenler, öbür âlemde cezalarını çektikten sonra cehennemle birlikte yok edileceklerdir. Ve böylece hayat tam bir cennet olarak devam edecektir. Ve belki de ebedî tazelenen bir azab ile muazzeb olacaklardır. Çünkü varlık yokluğa göre iyidir.

Ölüm:

Ruh bedenden ayrılınca insan ölüyor değil, belki ölü bir bedende duramadığı için ruh ayrılıyor. Rüyalarımızda ruh bedenden ayrılmasına rağmen canımız (canlılık) var olduğundan ruh tekrar geri bedenine döner. Ancak kişi ölünce yani kalp ve beyin fonksiyonlarını yitirince, ruh bedeni terk etme mecburiyetinde kalır. Bu itibarla ölüm bedenî bir fonksiyondur. Ruhların ölümü söz konusu değildir.

Berzah:

Kabir hayatıdır. Ruhlar âlemi ile dünya âlemi arasında anne karnı ne ise dünya âlemi ile ahiret arasındaki berzah da odur. Kâfir ve ameli olmayan mü'minler için bir haps-i münferit, makbul mü'minler için ise tüm kâinatta Allah'ın izni ile gerçekleşecek bir tenezzüh (Seyir)dür.

Berzah âleminde olanlar, dünyada olanları temaşa ederler ve hatta limon yiyen adamın karşısındakinin, ekşilik hissine kapılması gibi de hisseyâb olurlar, lakin müdahale edemezler. Çünkü yaşadıkları âlemlerin boyutları farklıdır. Bazen Hz. Allah'ın izni ile bu boyutlar delinir. Ancak bu istisnalar kaideyi bozmazlar.

Kabir hayatına intikal eden birçok ruh (örneğin şehitler) dünya değiştirdiğinin farkına bile varmayabilirler. Kabir azabı çekenler ise, rüyalardaki kâbuslar gibi devamlı bir sıkıntı içerisinde berzahı tamamlarlar. Kabrin has mü'minleri sıkıştırmasına gelince, aynen cehennemin dehşetini müşahede etmeleri gibi gerçektir ve inşaallah sadece hafif bir sıkıntı meydana getirecek ve geçiştirilecektir.

Kemalini tamamlayamayan ruhlar, berzah âleminde bu kemali tamamlayacaklardır. Hakikati bizce malum olan bu meselenin mahiyeti ruhlar âleminin mahiyeti gibi meçhuldür. Cenneti hak etmiş mü'minlerin direkt Cennete, mutlak kâfirlerin de direkt Cehenneme geçtiklerine dair yorum yapmak ta mümkündür. Çünkü Efendimiz(aleyhissalatu vesselam) miraçta, cennet ve cehennemde insanlar gördüğünü ifade etmiştir.

Sur:

Öbür dünyada yeniden dirilişe mebde (başlangıç) teşkil edecek olan nefhadır. İsrafil'in (A.S.) üfüreceği ilk nefhadan sonra kıyamet süreci başlayacak ve bunu takiben tevbeler kabul edilmeyecektir. İkinci nefhayı takiben, tüm canlı varlıklar dirilerek mahşer yerine toplanacaklardır. Kıyamet oluşumu ise, birinci nefha ile ikinci nefha arasında cereyan edecektir.

 Mahşer:

Dirildikten sonra canlıların toplanacakları mevkidir. İnsanlar ve cinler burada kendi telaşları içerisinde olacaklar, herkes bir kurtarıcı arayacak, ancak kimse kimsenin yardımcısı olamayacaktır. Peygamberimiz dahi Mahşerde, Mizanda ve Sıratta kimseye yardımcı olamayacağını en yakınlarına ifade etmiştir.

Mizan:

Hesab ve kitabın görüleceği yerdir. Allah Teâlâ serî ul-hisab'dır. Yani hesabı çok serî görücüdür. Bir günde belki de insan nevinden binlerce, hayvan nevinden milyonlarca, bitki nevinden milyarlarca varlığa hem yokluk ve hem de varlık veren Hz. Allah'ın Âdem'den (A.S.) günümüze kadar gelmiş-geçmiş insanları ve ayrıca cinleri hesaba çekmesi O'nun için çok kolaydır. Bugünkü teknolojinin icadı, geliştirilmiş bir bilgisayarın ne tür hesapları kısa zamanda ve dünya çapında yapıp önümüze koyduğunu görüyoruz. Öyle ise, melekleri vasıtasıyla yapıp-ettiklerimizi zapturapt altına alan Allah Teâlâ'nın hem her şeyimizi bilmesi ve hem de çok seri bir biçimde bu hesapları görmesi aynen bir hakikattir.

Sırat:

Mizandan sonra insanlar ve cinlerin geçerek Cennete ulaşacakları ve altında Cehennemi barındıran ve geçerken de azaba duçar olanları oraya silkeleyen uzun bir köprüdür ki, cennetlik olanlar kuş gibi uçup geçmeye muvaffak olacaklardır. Halk arasında "Kıldan ince, kılıçtan keskin" sözü ile anlatılmak istenen mana, konunun ciddiyetine işarettir. Kestiğimiz kurbanların bu köprüyü geçerken bize bineklik yapacakları zayıf da olsa rivayetler arasında zikredilmektedir.

Cennet:

Yedi tabakadır ve muhtemelen Dünyanın Güneş etrafında dönerken oluşturduğu sathın üst tarafında oluşacaktır. Cennettekiler arzu ettikleri her türlü nimete orada nail olacaklardır. Muhtemelen herkes sevdiği bir işle iştigal ederek oradaki yaşamı oluşturacaktır.

Kötü duygular (Nefs-i emmare) olmadığı için fevkaladeden bir saadet ve huzur meydana gelecek ve oranın ölçüleri içerisinde yaşlanmadan, ölmeden, hastalanmadan, yorulmadan, bitmeden, tükenmeden bu hayat devam edecektir. Allahu a'lem kişinin dünyadaki salih amelleri, öbür dünyada kristalleşerek (Tecessüm ederek) kendi cennetini oluşturacaktır. Bu husus bize gösterir ki, hiçbir şey yok olmayacak ancak mahiyet değiştirecektir. Maddenin gaz, sıvı ve katı hallerinde oluşturdukları durumların bir benzeri gibi...

Cehennem:

Sekiz tabakadır ve muhtemelen cennetin altında oluşacaktır. Cehennemlikler günahları nispetinde ceza görecekler ve sonra cennete gireceklerdir. Ancak kâfirler, münafıklar, müşrikler ve zalimler ebedî cehennemde kalacaklardır. Zira dünyada nihayetsiz zulüm ve küfür iştahı ile hareket ettiklerinden, buna mukabil kristalleşen amelleri, onlar için ebedî cehennemlerini oluşturacaktır. Haddizatında mutlak yok olmaktansa Cehennemde de olsa var olmak onlar için yine Hz. Allah'ın bir rahmetidir. Çünkü en kötü şartlarda dahi olsa varlık, yokluğa göre bir nimettir.

Ebedî cehennemlik olanlar, Cennetteki mü'minlerin Hz. Allah'tan ricaları ile belli bir müddet sonra azaba ülfet (Alışkanlık) kesbedecekler ve azabın şiddetini az hissedeceklerdir. Allah Teâlâ'nın müsaade vermedikleri ise, devamlı yenilenen bir azab ile ebedî ta'zib olunacaklardır.

Bir rivayete göre de, günahlarının cezasını çekmiş olan ebedî cehennemlikler, Hz. Allah tarafından tamamen yok edileceklerdir ki, bu görüş oldukça ma'kuldür.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Ä°MAN ETMEK Ä°LE KELÄ°ME-Ä° ÅžEHADET GETÄ°RMEK ARASINDA NE FARK VARDIR?

Ä°MAN ETMEK Ä°LE KELÄ°ME-Ä° ÅžEHADET GETÄ°RMEK ARASINDA NE FARK VARDIR?

Abdullah bin Ömer’in babası Hz. Ömer’den naklettiği meşhur Cibril hadisinde, Hz. Muhammed (

MELAÄ°KE VE RUHANÄ°YATIN VARLIÄžI

MELAÄ°KE VE RUHANÄ°YATIN VARLIÄžI

Meleklerin ve ruhanîlerin varlığına peygamberler, veliler ve âlimler işaret ettikleri gibi, mu

KUR'AN'A DAÄ°R NOTLAR

KUR'AN'A DAÄ°R NOTLAR

Ãœmmi olan bir zattan sudur eden Kur’an’ın bir Allah kelamı olduÄŸuna ait delilimiz onun belaÄ

Ä°NSANIN SERÃœVENÄ°

Ä°NSANIN SERÃœVENÄ°

Hayat: Âlem-i ervahdan (Ruhlar âlemi) âlem-i şehadete (Dünya âlemi) ve oradan da âlem-i misal

KIYAMET VE AHÄ°RET

KIYAMET VE AHÄ°RET

Öldükten sonra dirilmek (Ba'sü-ba'delmevt) Allah’ın(C.C.) sıfatlarının anlaşılabilmesi

VAHY, PEYGAMBERLER VE VELÄ°LER

VAHY, PEYGAMBERLER VE VELÄ°LER

Cenab-ı Hakkın emir ve isteklerini bazen Cebrail (A.S.) vasıtasıyla ve bazen de ilham ve sadık

MUCÄ°ZE VE KERAMET NE DEMEKTÄ°R?

MUCÄ°ZE VE KERAMET NE DEMEKTÄ°R?

Mucizeler, peygamberlerin peygamberliklerini isbat etmek için gösterdikleri harikulade olaylardır

PEYGAMBERLİK HAKKINDA ÖZ BİLGİ

PEYGAMBERLİK HAKKINDA ÖZ BİLGİ

Madem Allah Teâlâ vardır, kullarına isteklerini bildirecektir. Herkesle konuşması mümkün olm

CENAB-I HAKK’IN İSİM VE SIFATLARI

CENAB-I HAKK’IN İSİM VE SIFATLARI

Cenab-ı Hakk’ın sıfat-ı selbiye ve sıfat-ı subutiye adı altında sıfatları mevcuttur.

TEVHÄ°D NÃœKTELERÄ°

TEVHÄ°D NÃœKTELERÄ°

Tevhidi sadece afakî çizgide birleme olarak algılamamak lazımdır. Enfüsî dairede de insan ken

Ä°MANLA Ä°LGÄ°LÄ° HÃœKÃœM VE KAVRAMLAR

Ä°MANLA Ä°LGÄ°LÄ° HÃœKÃœM VE KAVRAMLAR

İlahî hiçbir tebliğe muhatap olmayanlar yine de Allah Teâlâ’nın varlığını kabullenmekle

Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun.

Bakara, 185

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Her kim bir namazı (kılmayı) unutursa (onu) hatırladığında kılsın. Onun bundan başka keffâreti yoktur.

BUHARİ, KİTÂBU MEVÂKÎTİ'S-SALÂT

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Fatih Camii'nin yeniden ibadete açılışı(15 Nisan 1772) *Turgut Özal'ın Vefatı(17 Nisan 1993) *Türk-Yunan savaşının başlaması(18 Nisan 1897) *Miladi takvime göre Efendimiz'in (s.a.v.)dünyaya teşrifleri(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI