Cevaplar.Org

USUL VE METODLARIYLA KUR’AN EZBERLEME VE HAFIZADA TUTMA YOLLARI-17

Küçük yaşta ilim, taşa işlemek gibidir.” sözü diğer bütün alanlardan çok Kur’an-ı Kerim’in ezberlenmesi alanında gerçekliğini gösterir. Çünkü bu yaşın, ahenk ve tonların güzelliğini daha iyi kavrama, dilin daha yatkın olması ve bu ulvi vazifenin insan nefsine daha çok tesir etmesi gibi özellikleri vardır.


2011-04-22 07:41:17

6- ERKEN YAŞTA ÇOCUKLARI YÖNLENDİRME

"Küçük yaşta ilim, taşa işlemek gibidir." sözü diğer bütün alanlardan çok Kur'an-ı Kerim'in ezberlenmesi alanında gerçekliğini gösterir. Çünkü bu yaşın, ahenk ve tonların güzelliğini daha iyi kavrama, dilin daha yatkın olması ve bu ulvi vazifenin insan nefsine daha çok tesir etmesi gibi özellikleri vardır.

İşte bu yüzden anne babaların çocuklarını Kur'an-ı Kerim ezberlemeye mümkün olduğu kadar küçük ve erken yaşta yönlendirmeleri gerekir. Çünkü küçük çocuğun zihni daha temiz, berrak, güçlü, ilim almaya büyüklerden daha yatkındır.

Şayet Kur'an-ı Kerim'i küçük yaşta ezberlerse, büyüdüğü zaman Kur'an da kalbinde, zihninde ve vicdanında büyüyecek, ömrünün sonuna kadar da köklü bir şekilde kalacaktır. Anne babalar çocuklarının önünde devamlı bir şekilde kısa sureleri okumak veya kasetlerden sürekli dinlemelerini sağlamak suretiyle onlara henüz üç yaşında iken Kur'an-ı Kerim'i ezberletmeye başlasalar ne kadar güzel olur. Böyle yapılırsa daha sonra küçük çocuk kendiliğinden o dinlediği ayetleri okumaya başlar. Büyüdükçe de hem ezberlemiş olduğu yerler, hem de ezberlemeye olan hevesi artar ve bununla gurur duyar. Özellikle bu, hiç kesilmeden devam edip, çeşitli ödüllerle teşvik edilerek desteklenirse daha verimli olur. 

Şüphe yok ki burada onlar için örnek teşkil etmenin büyük bir rolü vardır. Kur'an-ı Kerim'den hiçbir şey ezberlemeden çocuğunun ezberlemesini nasıl isteyebilirsin ki?

Çoğu zaman sen, namaz kıldığın sırada, çocuğunun yanına gelip durduğunu ve senin hareketlerini aynen takip ve taklit ettiğini görürsün. Şüphesiz ki o senin devamlı Kur'an-ı Kerim okuduğunu gördüğü zaman da sana özenip, senin gibi yapmaya, okumaya çalışacaktır. Bu şekilde senin için çocuğuna Kur'an-ı Kerim öğretmek ve ezberletmek için kaçırılmaması gereken altın bir fırsat doğmuş olacaktır. O okuyup ezberlediği sürece bundan sen de sevap kazanacaksın. Bu onun müstehcen şarkıları ve kötü sözleri ezberlemesinden daha hayırlı değil midir?

Ey anne babalar, benim çocuğum daha küçük demeyin sakın. Kur'an kurslarında yaşları 5-6 olan birçok çocuk var ki, Allah'ın kitabından büyüklerin ezberlediklerinden daha çok sureyi ezberliyorlar, hatta onlardan çok küçük bir yaşta tüm Kur'an-ı Kerim'i ezberleyenlerin olduğunu da biliyoruz.

Şayet sen çocuğunun erken bir yaşta ezber yapmasını sağlarsan, onu doğru bir şekilde yönlendirdiğin takdirde, büyüdükçe bu yolda devam etmesini, bırakmamasını da garanti altına alabilirsin.

Ancak onu kendi haline bırakırsan büyüdüğü zaman, ezber yapmak için onu heveslendirmeyi ve ikna etmeyi ya başarırsın, ya başaramazsın. Çocuğun küçükken senin emrin altındadır, sana daha çok itaat eder ve senin onu istediğin gibi kolayca şekillendirebileceğin bir hamura benzer. Ama büyüyüp, delikanlı olduğu zaman ne olacağını bilemezsin.

7- OKUMA OTURUMLARI

Enes b. Malik(r.a) rivayetine göre, Rasulullah(sav) buyurdu ki: "Sırf O'nun rızasını umarak, Allah'ı zikretmek için bir araya gelen bir topluluk yoktur ki, gökyüzünden bir ses, onlara: 'bağışlanmış olarak kalkın, sizin kötülükleriniz, iyiliklere tebdil oldu' diye seslenmesin."

Burada, yaptığın ezberin sevabına ilave olarak, bu hadis-i şerifte geçen manevi havayı yakalayarak, ondan istifadeni de buna katman için güzel bir teşvik vardır. Haftada bir kere arkadaşlarınla veya akrabalarınla toplanmak suretiyle Kur'an-ı Kerim'in tilaveti ve onun üzerine bazı dersler yapmak için Allah'ın evlerinden bir evde toplantılar düzenlesen ne kadar hoş olur. Böyle bir mecliste uygulanacak program da şu şekilde olabilir.

Öncelikle ya büyük bir surenin belirlediğiniz bir kısmının ya da fazla uzun olmayan bir surenin tamamının ezberini hazırlamak üzere anlaşırsınız. Onu ezberlerken bir yandan da tefsirini ve içerdiği tecvid kaidelerini anlatan bir ders hazırlayabilirsiniz.

Toplantının başında, herkes üzerinde anlaştığınız bölümü, ezberinden sırayla okur. Sizden yalnızca bir kişi okuyanların yaptıkları hataları düzeltir.

Herkes güzelce okuyuşunu bitirdikten sonra ayetlerdeki öne çıkan tecvit konuları hakkında konuşup bilgilenirsiniz. (bunu yaparken içinizde tecvit alanında söz sahibi olan bilgili bir kimsenin olması çok daha güzel olur.)

Sonra bu ayetlerin tefsir ve açıklamaları hakkında konuşabilirsiniz. Her biriniz ayetleri hazırladığı sırada başvurduğu tefsir kitabından öğrendiklerini diğerlerine aktarır. Bu şekilde Allah'ın izniyle zevkli ve faydalı bir diyalog olur.

Mesela hüküm ayetleri üzerinde durabilirsiniz. Herkes belirlenen hüküm ayetlerini ezberler. Bir kişi ise bu ayetlerin tefsirinin yapıldığı bir kaynaktan, bu hükümlerle alakalı konular hakkında bir ders hazırlar. Sonra bunları diğerlerine aktarır ve bu suretle kat kat fazla bir fayda elde edilmiş olur.

Böyle bir ilim meclisinde tecvit alanında ve İslam fıkhına dair konularda yeterli bilgi ve kültür birikimine sahip kimselerin bulunması, ilmi konuşmalar sırasında anlatılan konuları içerik olarak zenginleştirmek açısından gereklidir.

Kur'an-ı Kerim ezberleri dinlendikten sonra zikir halkası kurulup, topluca Allah Teâlâ'nın zikredilmesi de mümkündür. Ayrıca Hz. Peygamber(sav)'in yaşayışı, sahabelerin hayatları, salih insanların kıssaları veya buna benzer bazı konular da anlatılabilir. Böylece çok hoş ve verimli bir söyleşi olur. Hatta bu toplantılar Rasulullah(sav)'in hadis-i şeriflerinden bir veya birkaç tane ezberlemek suretiyle zenginleştirilirse çok daha güzel olur.

8- YARIŞMALAR

Başarılara koşma ve denkleriyle yaptığı yarışmalarda üstün gelme isteği insanoğlunun tabiatında olan bir duygudur. Nitekim şampiyonlar da, çeşitli dallarda, en yüksek dereceleri elde etmek ve şampiyonluk madalyasını ya da kupasını kazanabilmek için bütün zamanlarını harcayıp, çok fazla çaba sarf ederler.

İşte Kur'an-ı Kerim kurslarında da insanın bu tabiatından yararlanmak suretiyle, öğrencilerin gayretini arttırıp, onları başarılı olmak için motive etmek amacıyla, ezber sahasında çeşitli yarış ve müsabakalar düzenlenebilir. Bunun da çeşitli usulleri olup, bazılarını size burada aktarmaya çalışacağız.

1- Normal ezberleme oturumunda

Hoca, bütün öğrencilerden sırayla Kur'an-ı Kerim'in önceden belirlenen bir kısmını ezbere dinleyerek, herkesin kaç tane hata yaptığını gizli bir şekilde not eder. Bunu da öğrenciler arasında kargaşa çıkmasını önlemek ve onların birbirlerine karşı hoş olmayan birtakım tavır ve davranışlar içine girmesine meydan vermemek için kimsenin dikkatini çekmeden yapar ve hataların sayılması için de kimseye izin vermez.

Oturumun sonunda ise bütün öğrencilerin almış olduğu puanları söyler ve hiç hata etmeden okuyanların isimlerini açıklar. Bu şekilde öğretmenin belirleyeceği üzere (mesela ayda bir kere) yapılan bu oturumların sonunda alınan bütün puanlar toplanır. Bunun sonucunda da en başarılı üç öğrenci ilan edilerek, imkanlar nisbetinde ödüllendirilir. Tabi bu arada başarılı olamayan öğrencileri de göz ardı etmemek gerekir. Aksine onlara da ufak-tefek bazı hediyeler verilerek, bu konuda teşvik edilmelidir. Şunu unutmayalım ki öğrencinin arkadaşlarına karşı daha başarılı olduğunu hissetmesi zaten onun için bir mükafat ve seviyesini korumak için daha çok çalışmaya sevk eden bir etkendir.

Ancak öğrencilerin dikkati şu noktaya çekilip, hiç akıllarından çıkarmamaları için ikaz edilmeleri gerekir. O da Allah Teâlâ'nın vereceği sevabın ve O'nun rızasını kazanmanın diğer bütün mükâfatlardan daha büyük olup, onlar için esas kazancın da bu sevabı elde etmek olduğudur.

Bu üslup öğrencilerin yarışma ve başarma ruhunu canlandırmakla birlikte, aynı zamanda ihmalkârlık yapan ve birkaç oturum sonunda ihmalkârlıkta ısrar eden öğrencilerin belirlenmesine de yardımcı olur. Bu gibi ihmalkâr ve gevşek öğrenciler gruptaki diğer öğrencilerin ilerlemesine ve hocanın da vazifesini tam bir şekilde yapmasına mani olurlar. Bu yüzden bunların bazen güzellikle, bazen de sert ve ciddi bir şekilde uyarılmaları gerekir.

Şayet bu da fayda vermezse, çeşitli gruplarda bulunan bu tembel öğrenciler bir araya getirilerek onların düzeyine göre özel bir grup oluşturmak iyi olabilir. Bu şekilde diğer öğrencilere daha güzel bir sonuca ilerlemeleri için fırsat verilmiş olur. İhmalkar öğrencilerden oluşan grup ise kendi kapasitesi ölçüsünde ilerlemesi için ayrılmış olur. Çoğunlukla bu ayrılan gruptaki öğrenciler bir müddet sonra bıkarak, yavaş yavaş ezberi bırakmaya meylederler. Buna mukabil bir grup öğrencinin de, arkadaşlarına karşı devamlı surette üstün ve başarılı olduklarını görürsün. Bu öğrenciler daima denklerine karşı önde olma arzusunu ve hissiyatını taşırlar. İçinde bulundukları grupta kaldıkları takdirde de zamanla bıkkınlık gösterebilirler.

Bu yüzden çeşitli gruplardaki bu tür çok başarılı öğrenciler de bir araya getirilerek, bunlara da özel bir oturum düzenlenmesi çok iyi olur. Bunların başına da kendilerini kapasitelerine göre çok daha iyi yönlendirecek ve daha kısa zamanda güçleri nisbetinde daha çok ezber yapmalarını sağlayacak şekilde yeteneklerini geliştirecek kabiliyetli bir hoca tahsis edilir. Bir süre sonra da bu başarılı öğrencilerden bazıları yeni yetişen gruplara öğretmen olabilirler. 

2- Gruplar arasında yarışmalarda....

Her gruptan başarılı bir veya iki öğrenci alınarak, bir yarışma grubu oluşturulur. Bu öğrenciler belirlenen bir vakitte, ezberlerinden belirli bir miktardan imtihana tabi tutulurlar. Sonunda başarılı olan kişinin ilan edilmesi ve imkanlar nisbetinde ödüllendirilmesi için, yarışmaya katılanların elde ettikleri neticeleri gösteren bir sonuç çizelgesi hazırlanır.

Bununla beraber, kendi gruplarından en çok başarılı öğrenciyi çıkaran hocaları da mükafatlandırmak gerekliliği göz ardı edilmemelidir. Onun gayesinin Allah'ın rızasını kazanmak olması, mükafatlandırılmasına mani değildir. Şüphesiz ki böyle bir mükafatlandırma onun içinde çok güzel bir tesir oluşturacaktır.

3- her gruptan iki takım oluşturulur. Ortaya içinde kağıtlar bulunan küçük bir sandık konur. Bu kağıtları çeken kişiden orada yazılı bulunan sureyi okuması istenir. Eğer birinci grup okuyamaz ya da hata ederse ikinci grup devam eder. Her iki gruba da puanları verildikten sonra neticeler ilan edilir.

4- Öğretim yılının sonunda ya da yaz programının sonunda başarılı olan birinci öğrenciye veya ilk üçe girenlere bütün öğrencilerin katılımıyla bir tören yapılır. Öğrencilerin velileri de bu törene katılabilirler. Başarılı öğrencilere değerli hediyeler takdim edilir. Katılımcılardan birinden bu konu ile alakalı küçük bir konuşma yapması istenebilir. Bu arada birinci olan öğrencinin velisine de manevi veya maddi bir ikram ve taltifte bulunulabilir ki bu hal, diğer öğrencilerin velilerine çocuklarını bu yolda teşvik etmeye heveslenmeleri için bir etken olsun.

5- Bazen piknik ve geziler düzenlenebilir. Bu esnada Kur'an-ı Kerim ezberleme alanında çeşitli yarışmalar yapılır. Öncelikli gayesi öğrencileri keyiflendirme ve oyalama olan bu müsabakalar onların sıkılmaması ve hoş bir vakit geçirmeleri amacıyla gezi sırasında ara ara düzenlenebilir.

6- Ezberlerini büyük ölçüde ilerletmiş olan grubun öğrencilerinden belirli bir konudaki ayet-i kerimelerin ezberlenmesi istenir. Anne babaya iyilik ayetleri, cenneti vasfeden ayetler, cehennemi vasfeden ayetler gibi. Konuların belirlenmesinde konularına göre Kur'an-ı Kerim fihristine başvurulabilir.

Ya da belirli bir lafzı içeren ayet-i kerimelerin ezberlenmesi istenebilir. Mesela ellezine, vahdehu, ya eyyetüha gibi lafızlar. Sonra bu ayet-i kerimelerden en çok ezberleyen kişi mükafatlandırılır.

-tercüme: Mustafa El-Humsi'nin "Delilüs'sâlikîn fî Hıfzı'l Kur'an'i'l Kerim ve Tahfizihi.(Mektebetü'l Pazalî Matbaatü Şam.2001-Hicri:1466) adlı eserinden tercüme. Necdet İçel(İzmir merkez vaizi)

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

"Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" dediler.

Âl-i İmrân; 173

GÜNÜN HADİSİ

"Allah katında, duadan daha kıymetli bir ibadet yoktur."

Tirmizî

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 1772) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 1534) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI