Cevaplar.Org

USUL VE METODLARIYLA KUR’AN EZBERLEME VE HAFIZADA TUTMA YOLLARI-15

3- OKUMANIN ADABI 1- Abdest Birçok insan mushafa veya onun bölümlerine dokunmadan önce abdest alma konusunda gevşeklik göstermektedirler. Çoğu kimse mushafı bu şekilde abdestsiz olarak taşımakta bir sakınca görmez.


2011-03-31 06:20:41

3- OKUMANIN ADABI

1- Abdest

Birçok insan mushafa veya onun bölümlerine dokunmadan önce abdest alma konusunda gevşeklik göstermektedirler. Çoğu kimse mushafı bu şekilde abdestsiz olarak taşımakta bir sakınca görmez.

Oysaki abdestli olmak, mushafa veya ondan bir parçaya dokunmak isteyen herkes için vaciptir. Kur’an-ı Kerim’den bir ayet veya ondan ayrılmış bir sayfa ya da üzerine Allah’ın kitabından ayetler yazılmış bir kağıt dahi olsa dokunurken abdestli olmak şarttır.

Abdesti olmayanların mushafa elleriyle veya bedenlerinden herhangi bir uzuv ile dokunmaları helal değildir. Ancak eğer mushaf kendinden ayrı bir kılıf içindeyse, mesela bir çanta veya sandık içinde ya da bir beze veya ayrı bir kağıda sarılı olmak kaydıyla tutulabilir. Ancak kılıf mesela mushafın cildi gibi onunla birleşikse abdestsiz ona dokunulmaz. Dokunan günah işlemiş olur.

Hatta İmam Şafii’nin görüşüne göre eğer mushaf küçük bir kutu içindeyse (cüzler halinde ayrı ayrı bulunan Kur’an-ı Kerim kutusu gibi) veya üzerinde Kur’an-ı Kerim okumak için yapılmış bir rahledeyse, mushaf üstünde durduğu sürece, onlara da abdestsiz olarak dokunulması caiz değildir.

Hatta mushafın cildi ondan tamamen ayrılıp, mushaftan herhangi bir eser kalmasa dahi, ona da kendinden ayrılan mushafla bağlantılı olması hasebiyle dokunulması helal sayılmamıştır.

Ancak tefsir kitaplarına dokunmak, tefsir kısmı, Kur’an-ı Kerim yazısından daha fazla olmak şartıyla caiz görülmüştür. Eğer Kur’an-ı Kerim daha fazla bir yer tutuyorsa, onun da abdestsiz dokunulması uygun olmaz.

Aynı şekilde Kur’an kelimeleri sözlüğü veya konularına göre Kur’an fihristlerine dokunmak için de abdestli olmak şarttır. Çünkü onların muhtevası daha çok Kur’an ayetlerinden oluştuğu için abdestsiz dokunmak helal görülmemiştir.

2- Okuyanın pozisyonu

Kur’an-ı Kerim okumak istediğin zaman, kıbleye yönelip, başın öne eğik, bir yere yaslanmadan veya kibirli bir eda ile oturmadan, hocanın önünde oturuyor gibi oturman tercih edilir. Allah Teâlâ buyuruyor ki, الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَى جُنُوبِهِمْ  

“Onlar Allah’ı ayakta, oturarak ve yatarak zikrederler”(Ali-İmran:3:191) bu duruş şekillerinin hepsini övmüş, ancak ilk önce namazda olduğu gibi ayakta durmayı, sonra oturmayı, en son da uyumadan önceki virdlerin okunması gibi, yatarak Allah’ı zikretmeyi saymıştır. Gece namazında okunan tilavet kalbe daha çok tesir ettiği için iyi görülmüştür.

3- Sakince ve güzel bir şekilde eda etmek

Ümmü Seleme(r.a.) Rasulullah(sav)’in Kur’an kıraatini anlatırken şöyle tarif etmiştir. “Harf harf, tane tane, açık bir şekilde okurdu.” Sen de Kur’an-ı Kerim’i açık, seçik ve ağır bir şekilde, harflerin mahreçlerine dikkat ederek, mümkün olduğu kadar da tecvid kaidelerini uygulayarak okumaya çalışmalısın. Zira ağır ve dikkatli okumak sana, manaları düşünerek anlayabilmeni, okuduğunun kalbine en güzel bir şekilde tesir etmesini ve Kur’anî lafızların güzelliğini yakından hissedebilmeni sağlar.

Gayet hızlı bir şekilde, harflerin mahreçlerini tam çıkarmadan, hareke ve sükunlara gereğince riayet etmeden okuyan kimse ile bunların her birini itina ve dikkatle tatbik edip, güzel bir şekilde okuyan kimse arasında çok büyük fark vardır.

İbn Abbas diyor ki: “Benim için Bakara ve Ali İmran surelerini düşüne düşüne, ağır ağır okumak, Kur’an’ın hepsini manasını düşünmeksizin, rastgele okumaktan daha iyidir.”

O halde gaye, her ne şekilde olursa olsun, Kur’an-ı Kerim’den daha çok sayfa okumak veya daha çok hatim indirmek değildir. Yani burada mühim olan okuduğun yerin miktarı değil, bilakis nasıl okuduğundur. Tek bir sayfayı düşünerek ve anlayarak, tecvitli bir şekilde, güzelce okuman senin için, surenin tamamını yalnızca dudağında mırıldanmak suretiyle, onu iyice idrak etmeden ve hiçbir şey anlamadan okumandan daha iyidir.

4- İstiaze ve besmele

Allah Teâlâ buyuruyor ki

وَإِمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ إِنَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

 “Ne zaman şeytandan bir kötü düşünce seni dürtüklerse Allah’a sığın;çünkü O,işitendir bilendir” (A’raf:7: 200)

Ve yine şöyle buyuruyor:

فَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآَنَ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

 “Kur’an okumak istediğin zaman kovulmuş şeytandan Allah’a sığın”(Nahl: 16: 98)

Şayet mushaftan veya ezberinden Kur’an-ı Kerim okumak istersen, euzu billah (kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım) de.. Nebi(sav)’den rivayet edildiğine göre o, gece kalktığı zaman, namazına tekbir ve hamd ile başlar, sonra da “kovulmuş şeytanın vesvesesinden her şeyi bilen ve duyan Allah’a sığınırım” derdi.

Euzu-besmelenin manası, ben kovulmuş şeytanın dinime ve dünyama zarar vermesinden veya emrolunduğum şeyi yapmaktan beni alıkoymasından Allah’a sığınırım. İstiaze, her türlü şer ve kötülükten Allah’a sığınmadır.

Peygamber Efendimizin şu hadisine göre her iş ve sözün başında besmele çekmek müstehaptır: “Besmele ile başlamayan her iş sonuçsuzdur, eksiktir.”

5- Tilavetten önce ve sonra dua etmek...

Okumaya başlarken(Kovulmuş şeytandan her şeyi bilen ve işiten Allah’a sığınırım, şeytanın vesvesesinden sana sığınırım rabbim, onun vereceği vesvese ve dürtüğünün bana musallat olmasından da sana sığınırım)dersin.

Sonra Nas ve Fatiha surelerini okursun, sonra şöyle de: “ey Allah’ım zoru kolaylaştıran sensin, hüzün ve kederi saadete çeviren de sensin.”

Okumanı bitirince de, “sadakallahulazim (Allah doğru söyledi ve Resulü de onu bize ulaştırdı) Ey Allah’ım onu bana faydalı kıl, onunla beni bereketlendir, hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Hayy ve Kayyum olan Allah’tan bağışlanma dilerim, ey Allah’ım, Kur’an hürmetine bana rahmet et, onu benim için yol gösterici ve aydınlatıcı bir hidayet rehberi kıl, bana ondan unuttuğumu hatırlat ve bilmediğimi öğret, sabah-akşam onun tilavetini bana nasip et, kıyamet gününde onu benim lehime bir şahit kıl. Ey Allah’ım ondan okuduğumun sevabından anne-babama da hediye ettim. Onları da o sevaptan bu dünyada ve ahirette mahrum etme.”

6- Okuma sırasında

Hz. Huzeyfe(r.a) şöyle buyuruyor: “Rasulullah(sav) ile namaz kıldım, o Bakara suresini okuyarak başladı. Rahmet ayetleri geldiğinde Allah Teâlâ’dan onu diliyor, azap ayetleri geldiğinde ondan Allah’a sığınıyor, tenzih ayetleri geldiğinde ise Allah’ı yüceltiyordu.”

Şunu bilmen gerekir ki Kur’an-ı Kerim okurken ağlamak, güzel bir şeydir. Sa’d ibn Ebi Vakkas(ra) rivayetine göre Rasulullah(sav):

“Kur’an’ı okuyunuz ve ağlayınız, ağlayamıyorsanız, hiç değilse ağlıyormuş gibi yapınız.” buyurdu.

İbn Abbas(ra) dedi ki: “Secde ayetlerini okuduğunuz zaman, ağlayana kadar secdeleri yapmak için acele etmeyiniz, şayet gözünüz ağlamıyorsa, kalbiniz ağlasın.”

Şunu da bilmelisin ki, kalbin temizlenmediği ve okuduğun Kur’an-ı Kerim’deki tehditlerden, vaatlerden, antlaşma ve ahitlerden etkilenmediği sürece, ağlaman mümkün değildir.

7- Secde

Okuyucu okurken ayetlerin hakkını tam olarak vermelidir. Eğer secde ayeti geçerse veya bir başkasının secde ayetini okuduğunu işitirse secde etmesi gerekir. Ancak secde yapabilmek için abdestli olmak şarttır.

Secdenin hakkını vermek en azından alnı yere koymaktır. Onun tam bir şekilde yapılması ise, elleri iftitah tekbiri gibi kaldırarak tekbir almak, sonra secdeyi yapmak ve tekrar kalkmaktır.

Secde yaparken okuduğun secde ayetine uygun bir dua etmen güzel görülür. Mesela şu ayeti

وَيَخِرُّونَ لِلْأَذْقَانِ يَبْكُونَ وَيَزِيدُهُمْ خُشُوعًا

“Ağlayarak çeneleri üstüne kapanırlar ve Kur’an onların derin saygısını artırır”(İsra: 17: 109) okurken,“Allah’ım beni senin için ağlayanlardan ve Sana hakkıyla itaat edenlerden eyle” denebilir.

Secde yaparken de aynı namaz kılar gibi, örtünmek, kıbleye yönelmek, beden ve elbiselerin temiz olması şartları bulunmaktadır. Şayet secde ayeti duyulduğunda temiz olunmazsa, temizlenildiği zaman secde yapılmalıdır.

8- Okurken sesi güzelleştirmek

Bera ibn Azib(r.a.)’nın rivayetine göre, Rasulullah(sav) buyurdu ki: “Kur’an-ı Kerim’i seslerinizle süsleyiniz.”

Ebu Hureyre’nin söylediğine göre de Efendimiz: “Allah Teala sadece Kur’an-ı Kerim’i çok güzel sesle okuyan nebiyi dinler” buyurdu.

Şunu bilmelisin ki, tilaveti güzel sesle yaparken ifrat ve tefrite kaçmaksızın, orta bir yol tutmak en güzelidir. Terennüm yaparak ve sesinin kontrolüyle meşgul olarak, okuduğun manayı düşünmeyi ve idrak etmeyi ihmal etmemelisin. Aynı zamanda sesini fazla yükselterek, senin gibi tilavet yapan etrafındaki insanları da rahatsız etmemelisin.

9- Açıktan okuma

Bu konu geçen bölümle alakalıdır. Okuyuşunu kendi duyabileceğin kadar bir sesle yapman en güzelidir. Bazılarını görürsün, sanki sadece gözleriyle okuyormuş gibi, Kur’an-ı Kerim’i dudaklarını hareket ettirmeden okurlar. Hâlbuki okumak harflerin sesini de çıkarmaktır. Eğer bulunduğun yerde yalnız sen okuyorsan, sesini etrafındakilerin duyacağı kadar yükseltmende bir sakınca yoktur. Böyle yapman senin kalbini uyandırdığı gibi, onların kalbini de uyandırır. Bu da senin daha canlı ve istekli okumanı sağlar. Şayet yorgunluk ve halsizlik hissediyorsan, biraz açıktan, biraz da gizli, yani içinden okuyabilirsin. Bu şekilde ikisinin faziletinden de yararlanırsın.

Bilmiş olasın ki, tüm bu anlatılanlardan gaye, Kur’an-ı Kerim’i dilin, zihnin ve kalbinle de okumaya iştirak etmek suretiyle hakkını vererek okumandır. Burada dilin üzerine düşen, ağır ağır ve güzel bir okuyuşla harfleri tane tane telaffuz etmek, zihnin üzerine düşen, kastedilen manaların inceliğini düşünüp, kavramaya çalışmak, kalbin üzerine düşen ise, emirlerden, nehiylerden, va’d ve vaidden kendine hisse çıkartarak, ders ve ibret almaktır. Allah Teâlâ’nın şu ayetinin de daima hatırında tutmalısın:

 إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ اللَّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَإِذَ تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ آَيَاتُهُ زَادَتْهُمْ إِيمَانًا وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ

“Mü’minler o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir, onun ayetleri kendilerine okunduğu zaman imanlarını artırır ve Rab’lerine tevekkül ederler.”

-devam edecek-

Terc.: Mustafa el Humsi’nin “Delilüs’sâlikîn fî Hıfzı’l Kur’an’i’l Kerim ve Tahfizihi” adlı eserinden; Necdet İçel

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

rozen koçere şehzade, 2013-01-06 16:16:39

Allah yar ve yardımcınız olsun. elinize sağlık

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

ayse, 2012-12-25 17:33:07

Allah razı olsun

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

semra, 2012-07-08 08:18:10

çok güzel edep çok önemli

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

"Kadınlara iyilikle muamele ediniz."

Nisa:19

GÜNÜN HADİSİ

Size, takat getirebileceğiniz amel yaraşır. Siz (ibadet yapmaktan) usanmadıkça, Allah da (sevab vermekten) usanmaz. Allah'a en hoş gelen dini amel, kişinin devamlı olarak yaptığı ameldir"

Buhari, İman 32, Teheccüd 18

TARİHTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI