Cevaplar.Org

PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-4.BÖLÜM

Esad Hocaefendi; Avustralya ‘da geçirdiği günlerin her birini ayrı değerlendirir. Koca kıta küçük bir köye dönüşür. Hocaefendi; boş kiliselerin satın alınıp camiye çevrilmesine ön ayak olur. Cemaatin az olduğu yerlerde mescid açılır. M


Ahmet Haliloğlu

ahmethaliloglu45@hotmail.com

2011-03-31 04:59:33

Avustralya Hizmetleri

Esad Hocaefendi; Avustralya ‘da geçirdiği günlerin her birini ayrı değerlendirir. Koca kıta küçük bir köye dönüşür. Hocaefendi; boş kiliselerin satın alınıp camiye çevrilmesine ön ayak olur. Cemaatin az olduğu yerlerde mescid açılır. Mescid açılacak kadar cemaatin olmadığı yerlerde ev sohbetleri düzenlenir. Kendisi de eğitimci olan Hocaefendi Avustralya’da iki de kolej açar. Avustralya Kotku Federasyonu ile gurbetçilere el uzatılır. Dünyanın en uzak kıtasında, okyanusların ortasında kaybolma tehlikesi yaşayan Türkler ilk kez rahat soluk alır.

Hicran ve firak dolu gurbet günlerinde Hocaefendi hizmetlerini Avustralya kıtası ile de sınırlamaz. Almanya’dan Kuzey Amerika’ya kadar uzanan coğrafyaya seyahatler düzenler. Tabii Türkiye’deki hizmetlerin aksamamasına gayret gösterir. Radyo ve televizyon programlarına telefon vasıtasıyla katılır. Bazen iki saate yakın süreyi telefonda geçirir, ama Türkiye’deki yaranına hizmet etmek için kuş gibi çırpınır Esad Hocaefendi. Bu dönemde Ramuzul Ehadis derslerine ilaveten tefsir derslerine de başlar.

Rıhleti

4 Şubat 2001 günü Pazar günü Hocaefendinin her zamanki gibi koşturma ile geçirdiği günlerden birisi gibi başlar. Hocaefendi ve damadı Profesör Ali Yücel Uyarel; bir cami açılışı için Grifit şehrine doğru yola çıkarlar. Hedeflerinde hizmet, zihinlerinde hizmet vardır.

Ancak Sydney yakınlarında Dubbo kasabasında halen şüpheler içeren ve aydınlatılamayan bir trafik kazası geçirirler. Türkiye saati ile sabaha karşı dörtte yerel saatle on ikide meydana gelen trafik kazasında hem Esad Efendi Hocamız hem de damadı Ali Yücel Uyarel kaza mahallinde şehit olurlar. Trafik kazası Müslümanların ciğerini yakarken; kazanın oluşundaki şüpheler ve dönemin her türlü provakatif eyleme müsait oluşu sevenlerinin aklını el’an kurcalamaktadır.

Hocaefendi ve damadı için ilk cenaze namazı 8 Şubat 2001 tarihinde Sydney Auburn Gelibolu Camiinde kılınır ve ertesi günü Türkiye’ye getirilir.

Defni

Hocaefendi’nin yakınları; mensubu olduğu Gümüşhanevi Hazretlerinin ve mürşidi Mehmed Zahid Kotku Hocaefendinin kabrinin de bulunduğu Süleymaniye Camii’nin haziresine defni için girişimde bulunurlar. 28 Şubat döneminin en ağır günlerinden olmasına rağmen devrin hükümeti olumlu yaklaşır. Ne var ki Hocaefendinin naaşının Süleymaniye Camii haziresine gömülmesi kararnamesini Cumhurbaşkanı imzalamaz. Birileri Hocaefendi’nin dirisinden korktuğu gibi naaşından da korkmuşlardır.

Aslında müslümanlar bu duruma alışıktır. Daha önce Üstad Bediüzzaman’ın kabri açılmış ve naaşı bilinmeyen bir yere götürülmüş, iki Fatih Dersiamı hakları Fatih Camii haziresine defnedilmek olduğu halde buna müsaade edilmemiş (Ahıskalı Ali Haydar Efendi Edirnekapı-Sakızağacına, Silistreli Süleyman Hilmi Efendi Karacaahmet’e) ve farklı farklı yerlere defnedilmişlerdir.

Ama Esad Hocaefendi’nin karşı karşıya kaldığı durum yürekleri ayrı bir dağlar. Ayrı bir parçalar. Hocaefendi hem 28 Şubatın mağdurudur hem de gurbette bir kazaya kurban gitmiştir. Üstelik kaza konusunda hem temkinli akıllarda bile şüpheler vardır.

9 Şubat 2001 günü Esad Hocaefendinin cenazesi Fatih Camii’ne getirilir. Sokaklar insan seline dönmüştür. Hocaefendinin cenazesi aslında bir milletin kendi değerlerine sahip çıkmasıdır. Mehmet Akif’in, Fevzi Çakmak’ın cenazesi gibi mahşeri gibi bir kalabalığa dönüşür. Daha önce de Mehmet Akif, Mareşal Fevzi Çakmak unutturulmaya çalışılmış, cenazelerinde gerekli alaka gösterilmeyince bir millet şahlanmış ve kendi evlatlarına layık bir cenaze töreni düzenlemişti.

Esad Hocamızın cenaze merasimi de bunlardan farksızdır. 28 Şubat’ın gayri kanuni, gayri ahlaki ve hatta yer yer gayri insani uygulamalarına milletimiz meşreb ve ekol farkı gözetmeksizin Esad Hocaefendinin cenaze merasimine katılarak vermişti. Gün gelecek 2010 yılında Esad Hocamızın cenazesine katılanların bile fişlendiğini öğrenecektik.

İskenderpaşa Camii İmamı Mikdat Hocaefendinin kıldırdığı cenaze namazından sonra Hocaefendi ve damadı Eyüp Sultan civarında Piyer Loti sırtlarında Haliç’e nazır bir yerde sırlandı. Şubat ayazına rağmen o muhteşem insan seli Hocaefendi’yi son yolculuğunda yalnız bırakmamış, gözyaşları ile yollar ıslanmış, tekbirler ve salâvatlar Hocaefendi’ye zulmedenlerin kalbine korku tohumları saçmıştı. Bir anekdot olarak ifade edelim ki; Esad Hocamızın sırlandığı mekan daha önceden darbecilerin kurbanı olan Adnan Menderes’in kendisine defnedilmek üzere seçtiği yerdi. Tevafukun böylesi....

Esad Efendi Deyince…

Esad Efendi Hocamız; modern zamanların bir dervişiydi, mürşidiydi, önderiydi. Dervişliği aksiyon olarak yorumlayan Hocaefendi; günün her anını değerlendiriyor, Müslümanların hizmetine koşuyordu. Türkiye’nin hızla dejenere olmaya başladığı seksenli yıllarda temizliğin, nurlu çehrelerin bir simgesi oluyordu. Köyden kente göçün zirveye ulaştığı dönemlerde; köyden gelen safiliğin, masumiyetin muhafazası için çırpınıyordu.

Türkiye’de müslümanlar bitti, yok oldu denilen bir dönemde her biri diğerinden parlak simalar ile yaşam mücadelesini kazanmışlardı. Silistreli Süleyman Hilmi Efendi, Ahıskalı Ali Haydar Efendi, Bediüzzaman Said Nursi, Bursalı Mehmed Zahid Efendi gibi kahramanlardan sonra müslümanlar en zor dönemlerinde yine susmaz bir ses, yine bir kahraman buldular; Esad Coşan Hocaefendi.

En zor zamanlarda bir kaç mütedeyyin radyodan birisi olan Ak-Radyoyu açanlar Esad Efendi Hocamızın “ Bugün Almanya”, “ Bugün Singapur”dayız diye başlayan sohbetleri ile ümit halelerine kavuştular, diriliş muştuları kalplerinin pas tutmuş köşelerine ulaştı.

Bidat ve hurafelerin din diye, tasavvuf diye yutturulmaya çalışıldığı dönemde Esad Efendi Hocamız; hadis eksenli tasavvufu ikame etti. Ehl-i Sünnet diye bir şey yok dendiği zaman O; Ehl-i Sünneti müdafaa eden bir kelam âlimiydi. Hacı Bektaş-ı Veli İslam’dan koparılmaya çalışılırken; O Hacı Bektaşı Veli’nin sekiz asır sonra hakkını müdafaa eden sahih bir Bektaşiydi adeta.

O zor zamanlarda sesimiz oldu, ruhumuz oldu, aynamız oldu. Bir dahaki yazıda devam edelim.

Yayınlanmış Eserleri

01. Matbaacı İbrâhîm-i Müteferrika ve Risâle-i İslâmiye (1982)

02. Hacı Bektâş-ı Velî, Makàlât

03. Gayemiz (1987)

04. İslâm Çağrısı (1990)

05. Yeni Ufuklar (1992)

06. Çocuklarla Başbaşa

07. Başarının Prensipleri

08. Türk Dili ve Kültürü

09. İslâm'da Nefis Terbiyesi ve Tasavvufa Giriş (1992)

10. Avustralya Sohbetleri-1 (1992)

11. Avustralya Sohbetleri-2 (1994)

12. Avustralya Sohbetleri-3 (1995)

13. Avustralya Sohbetleri-4 (1996)

14. Yeni Dönemde Yeni Görevler (1993)

15. Haccın Fazîletleri ve İncelikleri (1994)

16. Zaferin Yolu ve Şartları (1994)

17. İslâm, Sevgi ve Tasavvuf (1994)

18. Sosyal Çalışmalarda Organizasyon ve Başarı (1994)

19. Güncel Meseleler-1 (1994)

20. Güncel Meseleler-2 (1995)

21. Hazret-i Ali Efendimiz'den Vecîzeler (1995)

22. Hacı Bektâş-ı Velî (1995)

23. Yunus Emre ve Tasavvuf (1995)

24. Başarı Yolunda Sevginin Gücü (1995)

25. İslâmî Çalışma ve Hizmetlerde Metod (1995)

26. Sosyal Hizmetlerde Hanımlar (1995)

27. Ramazan ve Takvâ Eğitimi (1996)

28. Tebliğ ve İrşad Çalışmaları (1996)

29. İslâm, Tasavvuf ve Hayat (1996)

30. Haydi Hizmete!.. (1997)

31. İslâm'da Eğitimin İncelikleri (1997)

32. Tasavvuf Yolu Nedir? (1997)

33. İmanın ve İslâm'ın Korunması-1 (1997)

34. İmanın ve İslâm'ın Korunması-2 (1998)

35. Allah'ın Gazabı ve Rızası (1997)

36. Mi'rac Gecesi (1998)

37. Doğru İnanç ve Güzel Kulluk (1998)

38. Ramazan ve Güzel Ameller (1998)

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

gariban, 2011-04-04 05:21:44

sayın yazar çok güzel yazmış ama şimdiki şeyh Nureddin efendi den bahsetmemiş.... ayrıca hocaefendi hz.leri arka koltukta emniyet kemeri takmayan yolcunun kafasına çarpmasıyla kan kaybından vefat etmiştir. tabiiki şehittir ama komplo teorsi aramamak gerek. ne mutlu onu sevenlere çünkü hala rüyalara tasarrufta bulunup irşadını devam ettiriyor. onu tanımayan sevemiyenlerede vah vah yazık olmuş....kervan göçtü uyuya kaldık.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

uğur, 2011-04-01 02:09:48

hocaefendiye göre tasavvuf halk içinde hak ile beraber olmaktır.yine başka bir tariflerinde tasavvuf mahluka hizmet ve şefkattir.onun için hocaefendi her anını hizmet ve şefkat için koşturmuş didinmiş ve bir çok müslümanında ufkunu açmıştır.kendisi büyük bir mana ve aşk eriydi.Allahım ondan razı olsun ona rahmet etsin.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

barış, 2011-03-31 12:38:28

yazı harika olmuş çalışmanız için tşkler esad efendi hazretleri çok mubarek bi alimdi her mürşidin böyle olmasını gerektiğim gibi yaşıyodu.tasavvufu mistik olarak bir köşeye çekilip yaşamıyor hayatın içinde ve sıkıntılara göğüs gererek müslümanlar için çırpınıyordu.emsali az bulunur nadide bir çiçek gbiydi o.kanatimizcede o şehittir aynı zamanda.Allah sırrını takdis eylesin.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

KASIM KÜFREVİ(1920-1992)

KASIM KÜFREVİ(1920-1992)

Şeyh Abdülbaki Efendi’nin oğlu olan Kasım Küfrevi Bey, 1 Mart 1336 (1920)’da Bitlis’in İ

ŞEYH NESİM KÜFREVİ

ŞEYH NESİM KÜFREVİ

Şeyh Nesim Efendi, Muhammed Küfrevi hazretlerinin torunu ve Şeyh Abdülbaki Efendi’nin büyük

ŞEYH ABDÜLBAKİ KÜFREVİ

ŞEYH ABDÜLBAKİ KÜFREVİ

Şeyh Abdülhadi’nin 1914’de vefatından sonra Küfrevi postuna oturan pek muktedir bir mürşid

ŞEYH ÂSIM TUREL HAZRETLERİ

ŞEYH ÂSIM TUREL HAZRETLERİ

Şarkın büyük âlimlerinden, Bediüzzaman’ın da hocası olan Şeyh Fethullah el-Verkânisî’

UŞŞAKİ MEŞAYIHINDAN HÜSEYİN VASSAF EFENDİ-1.Bölüm

UŞŞAKİ MEŞAYIHINDAN HÜSEYİN VASSAF EFENDİ-1.Bölüm

Harf Devriminin hemen öncesinde Preveze’den Bahçesaray’a; Medine-i Münevvere’den Saraybosna

PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-4.BÖLÜM

PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-4.BÖLÜM

Esad Hocaefendi; Avustralya ‘da geçirdiği günlerin her birini ayrı değerlendirir. Koca

PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-3.BÖLÜM

PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-3.BÖLÜM

1980’ler Türkiye’de İslami hareketin hızla geliştiği, Müslümanların hizmetlerini

PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-2.BÖLÜM

PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-2.BÖLÜM

Hocaefendi’nin; Mehmed Zahit Efendi Hazretlerinin elinden tutması ile sohbetlere başladığ

PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-1.BÖLÜM

PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİ-1.BÖLÜM

Esad Hocamız; 14 Nisan 1938’de Çanakkale’nin Ayvacık İlçesinin Ahmetçe Köyünde d

MUZAFFER ÖZAK EFENDİ(1916-1985)-3.Bölüm

MUZAFFER ÖZAK EFENDİ(1916-1985)-3.Bölüm

Muzaffer Efendi’nin irşad halkası genişledikçe, hizmetleri de genişler. Tam bir aksiyon adam

Zulüm (ve haksızlık) edenlere de sakın meyletmeyin! Sonra size de ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur, sonra size yardım da edilmez.

Hûd, 113

GÜNÜN HADİSİ

"Kelimetan hafifetan alellisan. Sakiyleten filmizan. Habiybetan ilerrahman: Subhanellahi ve bi hamdihi, subhanellahi'l-azim."

"İki kelime vardır ki, dile hafif, mizanda ağırdırlar: Sübhanellahi ve bi hamdihi, sübhanellahi'l-azim." (Buhari, Deavat: 11/175)

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 1772) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 1534) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI