HAZRETİ MEVLÂNÂ-EBU’L-HASAN EN-NEDVÎ-KAYIHAN YAYINLARI-ÇEVİRİ: YUSUF KARACA-İSTANBUL-2009
Mevlânâ Celâleddinin tefekkürünün kaynağı olan İslâm’dan ve Kur’ân’dan uzak olanlar Mevlânâ’yı başka boyutlarda anlatmaya teşebbüs ettiler, onu özünden soyutlamak istediler. Ama Mevlânâ onlara gayet açık ve net şu sözler
Mevlânâ Celâleddinin tefekkürünün kaynağı olan İslâm'dan ve Kur'ân'dan uzak olanlar Mevlânâ'yı başka boyutlarda anlatmaya teşebbüs ettiler, onu özünden soyutlamak istediler. Ama Mevlânâ onlara gayet açık ve net şu sözleriyle cevap verdi:
Canım tenimde oldukça Kur'ân'ın kölesiyim ben.
Efendimiz Muhammedin (a.s.) bastığı toprağın tozuyum ben. S. 10
…Dervişlik ruhu üstün gelip de mecliste istiğrak hali (cezbeye girip kendinden geçme hali) başlayınca bile bir fetvâ isteği geldiğinde derhal haber verilmesini emretmişti. S. 25
Mesnevî şaheseri; yazılmasında Çelebi Hüsameddin'in teşvik ve özendirmelerinin, fazla payının olduğu bir üründür. Hatta denilebilir ki; Mesnevî-i Şerif'in ortaya çıkmasına o sebep olmuştur. S.35
Mevlânâ arkadaşsız huzur bulamıyordu. Şemseddin Tebrîzî'den sonra Selahaddin, ondan sonra Hüsameddin onun sırdaşı, gönüldaşı olmuştu. S. 35
Mevlânâ'nın maneviyatında (ruhunda) gizli olan meziyet ve üstünlükleri dışarı çıkarmak için bir etkene, bir harekete, bir iticiye ihtiyaç vardı. İşte Mevlânâ'nın Divan ve Mesnevî'si bu zâtların manevî teşviklerinin gözler önünde duran şahidleridir. S. 36
Sihepsâlâr diyor ki: Mevlânâ ölmeden önce Konya'da kırk gün süre ile depremler sürdü. Eflâkî de şöyle naklediyor: Mevlânâ henüz hasta yatağında yatarken yedi gün boyunca sürekli deprem oldu. Bütün insanlar usandı da Mevlânâ'dan imdad istedi. Mevlânâ onlara şöyle dedi: "Herhalde yer acıkmış yağlı lokma istiyor olmalıdır; derhal isteğine erişecek, arzuladığını ele geçirecektir. Siz de bu sıkıntıdan kurtulacaksınız." S. 37
5 Cemaziyelâhir 672 H. de, güneş batarken, hakikatleri ve marifetleri (…) anlata anlata vefat etti.
Her millet ve ırktan insanlar bir araya gelmiş, hepsi de ağlıyordu. Yahudi ve hristiyanlar, Tevrat ve İncil okuyorlardı.
Kalabalık o kadar müthiş, izdiham o kadar fazlaydı ki; cenaze sabahleyin erkenden medreseden alındı, akşama yakın kabristana gelinebildi. S. 38
Sipehsâlâr, senelerdir yanında kalmış biri olarak diyor ki: "Ben onu hiçbir zaman gece elbisesi ile görmedim. Yaygı ve yastık asla bulundurmazdı. İsteyerek yatıp uyumazdı. Uyku bastırıp da gözleri kapanırsa oturduğu yerde uyurdu." S. 39
Namaz vakti gelir gelmez hemen yüzünü kıbleye çevirir, rengi uçar ve namazda son derece cezbe halinde olurdu. Sipehsâlâr diyor ki: "Pek çok zaman kendi gözlerimle görmüşümdür ki; yatsıdan sonra el bağlar ve namaza dururdu. İki rekât namaz kılıncaya kadar da sabah olurdu." S. 39-40
Mevlânâ, mizaç ve tabiat olarak devlet erkânından, şatafatlı mevki sahibi olanlardan pek hoşlanmazdı. Onlarla ancak güzel ahlâkından dolayı görüşürdü. Yoksa onlarla konuşmaktan çok çekinir, uzak kalmaya dikkat ederdi. S. 42
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî; duyulara, deneyimlere ve bilgilere bağlı olan ve bu dünya ile sınırlı olan o yarım akıl yerine, aklın kendisine yol gösteren, yolunun ışığı olan iman aklına inanmaktadır. İman aklının bilinen akılla ilgisi, bilinen aklın bedenle ilgisi gibidir ve iman aklı olmayan bir akla, akıl demek doğru değildir. S. 49-50
Onun nazarında; nasıl duyular akla bağlı ve aklın emrinde ise aynı şekilde akla göre ruh üstündür ve ruh akla hükmeder. Ruh bir işaretle binlerce düğümü çözer, bir parmak şıkırdatması ile aklın zorlukları kolaylaşır. S. 50-51
Akıllılık ve zekilikte kendi beden gücüne, kuvvetine güven vardır. Aşkta ise, birinin eteğine yapışıp ona bağlanma, kendini ona teslim etme vardır. Akıllılık ve zekilik, yüzücülük sanatıdır. Aşk ise, Nuh'un gemisidir. S. 56
Mevlânâ, aşkı telkin ve teşvik ederek der ki; sevgili olmak herkesin haddinde değil. Lâkin seven (âşık) olmak mümkündür. Eğer Allah seni sevgili (mahbûb mâşuk) kılmadı ise, sen âşık ol da hayattan zevk al. S. 57
Fakat bu aşkın uyanık ve canlı serveti, devamlı olmayan ölümlü bir sevgiliye lâyık değil. Aşkın kendisi canlıdır. Ona canlı ve devamlı bir sevgili gerekir. S. 57
Mevlânâ'da tasavvuf anlayışı ve onun insanlara sunduğu mesaj, tembellik, işsizlik, ruhbanlık değildir. O; aksiyon, gayret, kazanma, çalışma ve sosyal hayatta aktif rol almayı önermekte, ruhbanlığı ve dünyayı terk etmeyi, İslâm'ın ruhuna aykırı kabul etmektedir. S. 68
Mevlânâ nazarında ölüm; gerçek hayatı tanımanın ve insanın ileri adım atmasının, terakki edip yükselmesinin üzengisidir, ilk eşiğidir.
İmar, yıkım yapılmadan olamaz, yapılamaz. Defineyi ancak toprağı kazınca bulabildiğin gibi, yepyeni yapılmış bir bina yıkılıyorsa bil ki, yeniden mamul hale getirmeye, yeniden yapmaya hazırlık yapılıyor demektir. S. 82
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
GÜZEL KONUŞMA-YAZMA KOMPOZİSYON Salih SARICA; Mustafa GÜNDÜZ, Fil Yay. İst.1994

BAŞLIK: Kitabın adı, bölümün adı, konunun adı, paragrafın adı birer başlıktır. (25) Ba
AMERİKAN YÜZYILININ SONU Mustafa ÖZEL, İz Yayıncılık İst.1993

1. Bütün insanlığın kurtuluşu olmayan bir şeyin kurtuluş olmayacağını idrak etmedikçe, n
YARINKİ TÜRKİYE NURETTİN TOPÇU, Dergah Yayınları 3.Baskı, 1978-İst.

1. Hakikati araştırmanın metotları... 2. Anadolu’nun Kurtuluş Savaşı, ruh cephesinde henü
TİRYAKİ SÖZLER

Cenap Şehabettin, Tercüman 1001 Eser 1. Bir cemiyeti yükseltmek mi istiyorsunuz? Efradına mesu
KİTLELER PSİKOLOJİSİ

Gustave Le Bon, Çev: Selahattin DEMİRKAN Yağmur Yayınevi 3. Basılış İst.1976 1. Unutulmaz
DİN GERÇEĞİ

Vehbi Vakkasoğlu, Cihan Yayınları-İst.-1984 1. Bu iklimin ekmek ve suyu ilim ve teknoloji; nefe
SANAYİLEŞMENİN KÜLTÜR TEMELLERİ

John Nef; Çev.:Prof. Erol Güngör; Kalem Yayıncılık A.Ş. İst.-1980 1. *Sanayileşmeyi yarata
BİLGİ TOPLUMU VE EKONOMİK GELİŞME, PROF. DR. HÜSNÜ ERKAN

1. Sanayi devrimi ile ortaya çıkan yeni teknolojiler, yeni bir üretim ortamı ve yaşam biç
BİLİM TARİHİ, CEMAL YILDIRIM

Geçmişin (günümüzde) dokunulmaz sayılan pek çok otoriteleri, varsayım ve inançları bilimin
BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 8. BÖLÜM

SONUÇ (…) Bir devlet otoritesi ile hareket etmeyen, hakikatte herhangi bir devletin belirli bi
BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 7. BÖLÜM

MİHVER’E (AXIS) DOĞRU (…) Alacaklılarının akbaba misali tepesinden ayrılmadıkları ger
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 6. BÖLÜM
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 5. BÖLÜM
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 4. BÖLÜM
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 3. BÖLÜM
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 2. BÖLÜM
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 1. BÖLÜM
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- GİRİŞ
- ŞEHBENDERZÂDE FİLİBELİ AHMED HİLMİ’NİN DİNÎ VE FELSEFÎ GÖRÜŞLERİ-ÖMER CERAN-SIR YAYINCILIK-BURSA-2013
- TOTALİTERİZMİN SEFALETİ-MESUT KARAŞAHAN-BEYAN YAYINLARI-İSTANBUL 1998
- MASONLUK-CARO Y. ROGRIGUEZ-ÇEVİRİ: HACASAN YÜNCÜ-ETKİN KİTAPLAR-İSTANBUL 2012
- OSMANLI TARİHİNDE MASKELER VE YÜZLER-MUSTAFA ARMAĞAN-TİMAŞ YAYINLARI-İSTANBUL–2008
- ŞÂH-I GÜLİSTAN-HARUN ÇETİN- KAYIHAN YAYINLARI-İSTANBUL-2012
- MÜSLÜMAN OLMAK-NURİ YILMAZ-MANA YAYINLARI-İSTANBUL-2008
- CEMAAT-İSMAİL ÇETİN-DİLARA YAYINLARI-ISPARTA-2005
- DÖRT RUKÜN-SEYYİD EBÜL HASAN ALİ NEDVÎ-TERCÜME YUSUF KARACA-NEHİR YAYINLARI-İSTANBUL–1992
- KANUN-İ ESASİ’DEN ASKERÎ MÜDAHALEYE II. MEŞRUTİYET-HAZIRLAYAN: YUSUF ÇAĞLAR- ZAMAN KİTAP-İSTANBUL-2008
- JÖN TÜRKLER VE İTTİHAT TERAKKİ, SİNA AKŞİN, REMZİ KİTABEVİ, İSTANBUL–1987
- II. MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE SİYASAL MUHALEFET-ABDULLAH İSLAMOĞLU-GÖKKUBBE-İSTANBUL-2004
- GENÇ TÜRKLER VE İTTİHAT TERAKKİ-ERNEST EDMONDSON RAMSOUR-ETKİN KİTAPLAR-ÇEV. HACASAN YÜNCÜ-İSTANBUL-2009
- VİRGİNİA WOOLF’TAN YAZARLIK DERSLERİ-HZL. DANELL JONES-TİMAŞ-ÇEV. EBRU A. KESEN&MERVE ÖN-İSTANBUL-2008
- TATSIZ GÜNAHLAR-MUHAMMED ŞEFİİ DİYOBENDİ-GÜLİSTAN NEŞRİYAT-TERCÜME MUHAMMED CEREN-İSTANBUL-(tarihsiz)
- KİTAP TİRYAKİLİĞİ-İBRAHİM ÜNAL-NESİL YAYINLARI-İSTANBUL-2005
- SÖZÜN GÜCÜ-YUSUF ALAN-NESİL YAYINLARI-İSTANBUL-2004
- TÛBA AĞACI-ŞENER DİLEK-FEYZA YAYINCILIK-İSTANBUL-2009
- BİLİNMEYEN OSMANLI-AHMED AKGÜNDÜZ-SAİD ÖZTÜRK-OSAV-İSTANBUL-2000-3. BÖLÜM
- BİLİNMEYEN OSMANLI-AHMED AKGÜNDÜZ-SAİD ÖZTÜRK-OSAV-İSTANBUL-2000-2. BÖLÜM
- BİLİNMEYEN OSMANLI-AHMED AKGÜNDÜZ-SAİD ÖZTÜRK-OSAV-İSTANBUL-2000-1. BÖLÜM-
- ABDÜLHAMİD’İN KURTLARLA DANSI 2- MUSTAFA ARMAĞAN-TİMAŞ-İSTANBUL-2010
- OLGUNLUK GÜNAHTAN SAKINMAKTIR-İSMAİL ÇETİN-DİLARA YAYINLARI-ISPARTA-2006

Hak (ancak) Rabbindendir. Artık, sakın şüpheye düşenlerden olma.
Bakara, 147
GÜNÜN HADİSİ
Ebû Malik'in babası şöyle dedi: Ben Rasûlullah'(S.A.V.)den işittim, şöyle buyuruyordu:
"Her kim Allah'dan başka hak ilah yok eder, ve Allah'dan gayri ibadet olunan şeyleri tanımazsa onun malı ve kanı haram (dokunulmaz) olur. Hisabı da Allah'a aiddir."
(Müslim, Kitabu'l-İyman,37)
SON YORUMLAR
- Allah ebeden razı olsun Can babamızdan, yazıldığı üzere hakikaten öyle b...
- Allah rahmet eylesin. Mekanı Cennet, makamı saadet olsun. âmin....
- Salih Ekinci hocaefendiye şükran borçluyuz. Yazılarının devamını bekliyo...
- İlahiyatçı hocaların bir kısmı medrese eğitimine merdiven altı eğitim d...
- Allah razı olsun. Güzel bir yazı. Tebrike der, devamını dileriz....
- Maşâallah Hocama. Mutedil, hastalıkalrın farkında, basiret ve ferasetli bir...
- Ahmed bey teşekkür ederim yorumunuz için. Ben kütüphanemdeki kitapları tan...
- selamün aleyküm mustafa hocamıza bu tahkikli ve tasnifli yazısından dolay...
- Ahmed Muhammed Şâkir, Umdetu't-Tefsîr ani'l-Hafız İbn Kesîr de eklenmeli...
- Çok güzel Allah razı olsun...
TARİHTE BU HAFTA
*Bosna'da 800 kadar camii Sırplar Tarafından Yıkıldı(20 Ocak 1993)
*Ridaniye Zaferi(22 Ocak 1517)
*Babiali Baskını(23 Ocak 1913)
*Hz.Ali'nin Küfe'de Şehid Edilmesi(24 Ocak 661)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...