Cevaplar.Org

USUL VE METODLARIYLA KUR’AN EZBERLEME VE HAFIZADA TUTMA YOLLARI-5

EZBER VE DİNLETMENİN VAKİTLENDİRİLMESİ Ezber yaparken vakit tayini gerçekten önemli bir husustur. Bununla ezber için uygun vakitlerin seçilmesini kastediyoruz. Ezber yapanın kendini dinç ve istekli hissettiği zamanları özellikle seçmesi gere


2010-12-22 04:39:56

EZBER VE HAFIZLAR HAKKINDA GÖRÜŞLER

1-EZBER VE DİNLETMENİN VAKİTLENDİRİLMESİ

Ezber yaparken vakit tayini gerçekten önemli bir husustur. Bununla ezber için uygun vakitlerin seçilmesini kastediyoruz. Ezber yapanın kendini dinç ve istekli hissettiği zamanları özellikle seçmesi gereklidir. Muhakkak ki, insanın ruh halleri çok çeşitlidir. Bazı zamanlarda insan kendini çok istekli bulmayabilir. Aynı şekilde bedenen de tembel veya yorgun olabilir. Mesela ezberini meşakkatli bir iş, uzun bir yolculuk veya ağır bir yemeğin arkasından ya da seni endişelendiren bir problem zihnini meşgul ederken ve buna benzer durumlarda yapmaya çalışman doğru değildir.

Genel olarak ezber yapmak için uygun vakitleri tayin eden ya da sınırlayan kesin bir kural yoktur. Bu mesele kişiden kişiye ve duruma göre değişiklik gösterir. Ancak bazı vakitler genellikle diğerlerinden daha iyi ve faziletli sayılır. Mesela, sabah namazından güneş doğana kadar, bunun gibi akşamla yatsı arasında, kuşluk vaktinin girmesinden Cuma namazına kadar, hac ve umre gibi Allah’a ibadet etmek için özellikle tahsis edilmiş günler gibi...

Her halükarda sen vakit seçimini çok fazla keyif ve isteğine, yani her zaman kolayına gelen vakitlere bırakma, böyle yapman seni tembelliğe ve ertelemeye sürükler. Aksine kendini her gün özel olarak tayin ettiğin belirli vakitlerde ezber yapmaya mecbur tutman ve durum ne olursa olsun çok zaruri haller dışında bu mecburiyete uymak için çalışman gerekir. Arkadaşınla olan bir randevunu, bir gezintiyi veya takip etmen gereken bir program ve buna benzer meşguliyetleri belirlediğin vakte uymak mecburiyetinden ötürü erteleyebilirsin. Yoksa daima kendini herhangi bir meşguliyetin içinde bulursun. Sonra da ezber için yeterli vakit bulamamaktan yakınmaya başlar ve bunun sonucunda da yavaş yavaş azmini kaybedersin.

Yine aynı şekilde bir iş veya yolculuk gibi çeşitli sebeplerle ezber düzeninin bozulmasından ve kesintiye uğramasından kesinlikle ve kesinlikle sakınmalısın. Çünkü insan nefsi rahata, disiplin ve düzenden kaçamak yapmaya meyyaldir ve hemen gevşeklik ve isteksizliğe sürüklenir. Durum ne olursa olsun ve karşına nasıl bir engel çıkarsa çıksın, sen ezber programını aksatmamaya çalış. Belki tahsis ettiğin vakitten biraz kısaltmak zorunda kalabilirsin ama onu tamamen terk etmekten muhakkak sakınmalısın.

Belki de ezber yapanların, ezberlerini ertelemek veya terk etmek için en çok karşılaştıkları sebeplerden biri okul veya fakülte imtihanlarıdır. Allah seni doğru yola iletip, düzeltsin ey kardeşim ki sen Allah(azze ve celle)’nin kitabını ezberleme yolunda harcadığın zamanı kendi derslerin adına bir kayıp zannetmeyesin. Allah Teala’nın şu sözüne kulak ver: وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَيْءٍ فِي سَبِيلِ اللَّهِ يُوَفَّ إِلَيْكُمْ  “Allah yolunda her ne harcarsanız muhakkak ki size geri ödenir..” (el-Enfal:60) İşte bu harcama mal ile olabildiği gibi, vakit ile de olabilir. Allah’ın kitabını ezberlerken ne kadar çok vakit geçirirsen ey aziz öğrenci, muhakkak ki Allah Teâlâ da senin işini kolaylaştırıp, seni başarılı kılarak, O’nun yolunda harcadığın vaktin karşılığını sana kat kat fazlasıyla verecektir.

Açıkça şunu kendine sor: imtihanlara hazırlanmak için günlük işlerinin arasında saatlerce zaman kaybetmiyor musun?

Şunu kendine adet edin; eğer herhangi bir sebeple, günlük ezberini yapamaz veya eksik yaparsan, ertesi gün daha fazla vakit ayırarak, onu telafi etmeye çalış. Şunu da kendine sor; şayet bir imtihan, seyahat veya buna benzer bir meşgalen olsa, yemeyi, içmeyi unutur musun? Günlük öğünlerini ihmal eder misin? Allah seni doğru yola iletsin, bu dünyanın azığı ahiret nimetleri yanında nedir ki?

Ancak ezberini tekrarlamak için vakit tayin etmeye gelince, durum değişir. Ezberi tekrarlamak için, ezber yapmak gibi herhangi bir vakit tayini zaruri değildir. Ezber tekrarını her zaman ve mekânda yapabilirsin. Bu, bir iş esnasında, arabada giderken, okula veya işe giderken, arkadaş toplantılarında olabilir. Ama en faziletli vakitler, açık ve gizli olarak okuduğun namazlardır. Özellikle de ezberlediğin yeri daha sağlam olsun diye namazdan önce tekrar ettiysen.

Ezber yaparken vakit tayini ile alakalı bir konuda yer belirleme meselesidir. Yukarıda zaman konusunda değindiğimiz gibi, yer tayin etme keyfiyeti de kişiden kişiye değişiklik gösterir. Kimileri dört duvar arasında oturmayı tercih ederken, kimileri açık havayı seçebilir. Bazıları en ufak bir ses ve gürültüden rahatsız olurken, bazısı da etrafındaki seslerden hiçbir şekilde etkilenmez.

Ancak genel olarak, bulunduğumuz mekân ne kadar sessiz, gürültüden, hareketten ve insanlardan ne kadar uzak olursa, yoğunlaşma ve dikkatini toplama da o kadar kolay olur. İşte bu sebeple mescit ve camiler, ezber yapmak ve tekrar etmek için en uygun yerler sayılırlar.

Aynı şekilde çalışılan yerde dikkati dağıtacak bir takım resimler bulunmaması ve belirli hatıraları zihninde canlandırarak, onu meşgul edecek mekânlardan da uzak durulması iyi olur.

2- MERKEZLEME

Yoğunlaşma ile zihni tamamen yaptığımız işe vermeyi ve dikkati oraya toplamayı kastediyoruz. Eğer bu yoğunlaşmayı, yani konsantreyi sağlayamazsak, büyük, küçük, zihni veya bedeni hangi iş olursa olsun tam manasıyla başarılı olmamız mümkün değildir. Yani kişinin bir işi güzel ve sağlam yapabilmesi, onun kendini yaptığı işe tamamen vermesiyle doğru orantılıdır.

Genellikle zihinsel aktivitelerde yoğunlaşma unsuruna duyulan ihtiyaç bedeni aktivitelerden daha fazladır. Ezber yaparken ve tekrar ederken ise, yoğunlaşmaya diğer zihinsel aktivitelerden çok daha fazla gerek duyulur. Görülen odur ki, ezber yapma ve tekrar etme esnasında herhangi bir dikkat dağınıklığı ve zayıflığı, bu işi yaparken istenilen sonucun alınamamasına sebep olur. Ondan dolayı Kur’an-ı Kerim’i ezberleme ibadeti, kamil manada konsantre olunursa, ecri ve sevabı en çok olan ibadetlerdendir. Esasında ibadette yoğunlaşma dediğimiz şey ile, huşu ve kunut, yani tüm hatlarıyla Allah’a yönelmek arasında bir fark yoktur.

Huşu ile Allah’a yönelip, kendini O’na veren bir kul, ibadet ederken ve Allah’ı zikrederken, tüm benliğini Allah şuuruyla doldurduğu ve ettiği dua ve okuduğu Kur’an ile tam manasıyla zihnini Allah’a yönlendirdiği için bahsettiğimiz konsantreyi sağlamıştır. Örnek verecek olursak, namazda okumuş olduğu ayet-i kerimelerin farkında olup, manasını anlayıp düşünen bir kimse ile kaç rekat kıldığını ve hangi ayetleri okuduğunu bilmeyen kimse arasında çok büyük fark vardır.

Şüphesiz ki mükemmel bir konsantreyi sağlamak, insanın nefsini, aklını ve şuurunu bu yolda alıştırmaya tabi tutması ile gelişir. Bu özellik insanda birden oluşmaz ve onunla birlikte doğan bir özellik de değildir. Bilakis bu meleke fikren, zihnen ve bedenen kişinin daimi bir çalışma ve ciddi bir alıştırma yapmasıyla kazanılır ki insan, bedensel veya fikirsel bir aktivite gösterirken, bir iş yaparken tamamıyla yoğunlaşıp, bütün benliğiyle dikkatini verebilme başarısına ulaşsın.

Hafız olmak isteyen kardeşim, sen de okuduğun ve ezberlediğin üzerinde bütün şiddetiyle yoğunlaşmaya çalış ki bu, senin Allah indindeki sevabını artırmanın yanında, ezberinin hızlanmasına da yardımcı olacaktır. Ayrıca kelime ve harekelerde bir takım hata ve sürçmelere düşmekten de uzak olmanı sağlayacaktır. Şunu bil ki ne kadar fazla bir yoğunlaşma sağlayabilirsen, gerçekleştirdiğin işin, güzelliği ve sürati de o kadar çok artacaktır.

İşte bu yüzden, yoğunlaşma ve konsantreni zayıflatacak, dikkatini dağıtacak her türlü resim, ses, etrafındaki insanların hareketleri gibi oyalayıcı faktörlerden, seni alıkoyan bir çocuk, zihninde dolaşan bir fikir ya da yapacağın bir işin seni meşgul etmesinden kaçınmalısın. Oturduğun mekân ne çok rahat, ne de çok yorucu olsun, aynı şekilde uzanarak veya yumuşak bir yatak üzerinde oturmayıp, soğuk günlerde de yanan sobanın yanına oturmamalısın. Çünkü senin rahatlığını arttırıcı faktörler aynı zamanda, dikkatini ve yoğunlaşma gücünü zayıflatacaktır. Yavaş yavaş zihnine yorgun olduğun düşüncesi girip yayılacak, sonra okudukların birbirine karışmaya başlayacak, en sonunda da kendini derin bir uykuya dalmış bulacaksın.

Bir öğrenci topluluğunun gördükleri ders, aldıkları bilgiler aynı ve onların da zeka seviyeleri birbirine eşit olduğu halde, dersten hemen sonra tabi tutulacakları bir imtihanda aldıkları netice birbirinin aynı olmaz. İşte psikologlar bu değişkenliği, esas olarak bir yönden o öğrencilerin sağlayabildikleri konsantreye, bir yandan da yoğunlaşabilme kapasitelerine bağlamaktadırlar.

Son olarak rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki yoğunlaşma hangi işte uygulanırsa onu kemale erdirir, ne zaman ki göz ardı edilirse yapılan işi eksik bırakır.

*Terc:Mustafa el Humsi’nin “Delilüs’sâlikîn fî Hıfzı’l Kur’an’i’l Kerim ve Tahfizihi” adlı eserinden; Necdet İçel

-Devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

"İyilik ve takva üzerine yardımlaşınız, kötülük ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayınız."

Mâide, 2

GÜNÜN HADİSİ

“Âdemoğlu, kurban bayramı gününde kan akıtmaktan daha sevimli bir amelle Allâh’a yaklaşabilmiş değildir.

İ. Mâlik, Muvatta’, Kur’an 24; Tirmizî, Edâhî, 1; İbn-i Mâce, Edâhî, 3)

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI