PEYGAMBERİMİZ VE ASHABI NELERE GÜLERDİ?
Peygamberimiz (a.s.m.), sevindirici bir haber aldığı veya hoşuna giden bir şey gördüğü zaman mübarek yüzü nura gark olur ve çok sevimli bir hale bürünürdü. Bazen bu neşesini mübarek dişleri görünecek kadar tebessüm ederek belli eder ve o an, in
Peygamberimiz (a.s.m.), sevindirici bir haber aldığı veya hoşuna giden bir şey gördüğü zaman mübarek yüzü nura gark olur ve çok sevimli bir hale bürünürdü. Bazen bu neşesini mübarek dişleri görünecek kadar tebessüm ederek belli eder ve o an, inci gibi parlayan dişleri çevreyi aydınlatırdı.
Peygamberimiz hiçbir insanın dayanamayacağı güçlüklerle karşılaştığı ve türlü sıkıntılara maruz kaldığı halde bu hali belli etmez ve çok kere güleç yüzlü ve beşûş çehreli bulunurdu. İşte o vasfından dolayı, onu gören hayran kalır, yüzüne bakmaya doymaz ve yanından hiç ayrılmak istemezdi. Ona her türlü şartlarda yardımcı olan ve dâvâsını omuzlayarak canlarını uğruna feda etmekten perva etmeyen Sahabîlerinden birisini gördüğü zaman tebessüm buyurur, gönlünü alırdı.
Cerir bin Abdullah (r.a.), “Resulullah (a.s.m.) beni gördüğü zaman mutlaka yüzüme gülümserdi” demektedir. “Kardeşine güler yüz göstermen senin için bir sadakadır”
buyuran Resul-i Ekrem Efendimiz, bu örnek davranışı bizzat ulvî şahsiyetinde tatbik ettiği gibi, kıyamete kadar bir davetçi olarak dinî vazifesini yürütmesi gereken mü’minlerin de bu hususu ihmal etmemelerini tavsiye etmektedir.
Peygamberimiz, Ashabı içinde mütebessim halini devam ettirdiği gibi, aynı hâli aile hayatında da gösterirdi. Peygamberimizin evdeki halini soran Ashaba, Hz. Aişe’nin cevabı şöyleydi: “O, insanların en yumuşak kalplisi ve en iyilikseveriydi. Onun evdeki hali sizden biriniz gibiydi, ancak güleçyüzlü ve mütebessimdi.”
Peygamberimizin gülümsemesine sebep olan hallerin ekserisini âhiretle ilgili işler ve ibadetle alâkalı durumlar teşkil ederdi. Hz. Enes anlatıyor: “Birgün Resulullah (a.s.m.) aramızda idi. Biraz uyudular, sonra gülümseyerek başlarını kaldırdılar. Biz ‘Niçin güldünüz, yâ Resulallah?’ dedik.. ‘Az önce bana bir sûre indirildi’ buyurdular. Kevser Sûresinin nâzil olduğunu haber vermişti.”
Peygamberimizin beka âlemine irtihal edeceği gündü. Cemaate namazı Hz. Ebû Bekir kıldırıyordu. Fakat henüz emaneti teslim etmemişti. Resul-i Ekrem Efendimiz odasının perdesini aralayıp Sahabîlerin melekler gibi saf bağlayarak namaza durduklarını görünce tebessüm ettiler. Ashabını omuz omuza aynı safta bulmaları, onu sevindiren en büyük vesile idi.
Yine bir Cuma günü bir Sahabî Peygamberimize yaklaşarak, “Yağmur kesildi, ağaçlar kıpkırmızı oldu, hayvanlar helâk oldu. Allah’a dua edin de yağmur yağsın” dedi. Peygamberimiz akabinde ellerini kaldırarak dua etti. Hiçbir yağmur belirtisi olmadığı halde öyle bir yağmur yağdı ki, etrafı sele verdi. Bu hal karşısında endişelenen Ashab tekrar Resulullaha müracaat ettiler: “Ey Allah’ın Resulü! Mallar helâk oldu, evler harap oldu, yollar kesildi. Allah’a dua edin de yağmur dinsin” demeleri üzerine, Peygamberimiz insanların bu âcizliği karşısında ve Allah’ın rahmeti bol bol göndermesi üzerine tebessüm ettiler.
Ramazan günü idi. Sahabilerden birisi Resulullaha gelerek, orucu bozan bir iş yaptığını söyler ve ne yapması gerektiğini sorar. Peygamberimiz, “Bir köle âzât et” der. Sahabî “Kölem yoktur” deyince, Peygamberimiz, “Aralıksız iki ay oruç tut” buyurur. “Dayanamam” deyince de, “Öyle ise altmış fakirin karnını doyur” şeklinde yol gösterir. Sahabî tekrar “Gücüm yetmez” deyiverir. O sırada Peygamberimize bir sepet hurma gelir. Hurmayı kendisine vererek, “Al bunları, fakirlere dağıt” der. Sahabî “Benden daha fakirlere mi? Vallahi, Medine’de bizden daha fakir bir aile yok” deyince, Resulullah mübarek dişleri görülünceye kadar güler ve “Öyleyse götür, siz yiyin” buyururlar. Meselenin fıkhi ciheti bir tarafa, burada Peygamberimizin sabrı, muhatabı kırmayışı, ona devamlı kolaylık gösterişi görülmektedir. Bu kadar itirazlara da gülerek cevap vermesi, onun ayrıca büyüklüğünü gösterir.
Peygamberimiz, Ashabıyla sohbet esnasında konuşurlarken hoşa giden birşey olunca gülümserler, Sahabîler de Resulullaha hürmetten sadece tebessüm ederek güler, edep dairesi içinde bulunurlardı. Bazen Peygamberimiz de onları dinler, anlattıkları içinde hoşuna giden bir söz duyunca güler, Sahabîleriyle neşeli bir an yaşarlardı.
Himran bin Eban anlatıyor: Bir defasında Hz. Osman’ın (r.a.) meclisinde bulunuyorduk. Bir parça su istedi ve abdest aldı. Abdest aldıktan sonra gülümsedi. Sonra da bize sordu: “Benim niçin güldüğümü biliyor musunuz? Peygamberimiz de böyle bir abdest almışlar ve tebessüm buyurmuşlardı. Bize ‘Niçin güldüm, biliyor musunuz?’ dedi. Bizler, ‘Allah ve Resulü daha iyi bilir’ dedik. Bunun üzerine Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurdu: “Kul abdeste başlar ve tamamlar, sonrada namaza durur ve bitirirse, o kimse namazdan sonra annesinden yeni doğmuş gibi günahlarından arınmış olur.”
İşte Ashab, Peygamberimizi en güzel şekilde ve en nezih bir halde taklit ediyor ve onun sünnetini herkese duyuruyorlardı.
MEHMED PAKSU
Sünnet Ve Aile
Nesil Yayınları
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
Hekim gözü ile Ramazan perhiz ayıdır. Bir çok hastalıklara karşı tıbbın tavsiye ettiği im
HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
“Paris'in büyük hayat sıtmasına tutulduktan sonra(1) yapmaya hiç vakit bulamayacağım bir zi
YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
Fransız yazar Claude Farrare, Çanakkale’de bir köyde, 1900’şerin başında yaşadığı çok
BİZ DE RAHATSIZIZ
Elinize bir kalem alsanız ve siyasette, ticarete, sanatta, eğitimde en fazla isim yapmış insanla
"BANA KUR’AN YETER!”
Bana Kur'an yeter!" cilerden beni sevdiğini söyleyen biri, kendisi Hadisleri kabul etmeyerek doğr
MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
Kur’an-ı Kerim, Arapça olarak indiğinden Kur’an’da geçen her kelimenin o günkü manaları
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
- “OKUMADAN OLMAZ”
- İBRETLİ BİR HATIRA
- NAZIM HİKMET “MUHTEŞEM ÜSTÜ MUHTEŞEM BİR ŞAİRDİ!”
- NÂZIM HİKMET PUTU
- NAZIM HİKMET’E SAYGI
- BEDİÜZZAMAN FOBİSİ
Âl-i imran:190
Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır.
GÜNÜN HADİSİ
İçinde Allah'ın anıldığı ev ile içinde Allah'ın anılmadığı ev diri ile ölüye benzer.
Müslim
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 2002) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 2002) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...