KUR’AN’DA KIYAMET SAHNELERİ-SEYYİD KUTUP-ÇEVİREN MEHMET YOLCU-ÇİZGİ YAYINLARI-İST-1991
Kur'an'da kıssalar konusu, sunuş metodu ve olayların idaresi açısından edebî-özgür bir amaçla yazılmış olan edebî serbest hikâyelerde olduğu gibi, bağımsız bir sanat dalı olmayıp, dini hedefe varmak için kullanılan araçlardan sadece biridir. S:11
Bana göre insan aklı, aslında her şeyi bildiğini iddia ettiğinde saygısını yitirecektir. Çünkü kendisini dahi bilmemekte, kendi duyu organlarının mesajları nasıl algıladığını kavrayamamaktadır. S:13
Kıyamet sahneleri, Mekke'de inen surelerde daha yoğun biçimde yer almakla beraber, Kur'an surelerinin hemen hemen hepsine serpiştirilmiş bulunmaktadır. S:21
Sahnenin başlangıcı bu dünya hayatında, sonu ise ahiret hayatındadır. Sahnenin içine girildikten sonra, hiçbir engelle karşılaşmadan ve durmadan dünya hayatından ahiret hayatına geçilir. Böylece insan, ahiret hayatının kendisine çok yakın olduğunu düşünür. S:61
Bazen bir olay dünyada başlar ve devamını izlerken bir de bakarız ki, olayın seyri bizi farkında olmadan ahirete götürmüş. S:62
Kur'an'da kıyamet sahnelerinin tümünde dini amacı gerçekleştirmeye ve onu pekiştirmeye yer verilmiştir. Çünkü Kur'an'ın ana hedefi ve temel gayesidir bu. Ancak bu sahnelerin hepsinde, sanatsal duyarlıktan hareketle dini vicdana ulaşma metodu izlenmiştir. S:66
Kıyamet sahneleri, kıyamet gününün dehşetini tasvir etmeye özen gösterir. Doğanın tamamını kuşatan, insan ruhunu ve kalbini kaplayarak titreten bir dehşet, bir korkudur bu. Canlıların katılmadığı bir sahne hemen hemen hiç yoktur. S.67
Böylece korkunun yeri-göğü, hayvanı, insanı, küçüğü-büyüğü, cenneti-cehennemi bütünü ile kapladığını ve kuşattığını görüyoruz. Bunların tümü de, korku ve ürperti içinde beklemektedir. S:68
İbadet için Allah'tan korkmayı ve bu korkunun içlerine salması gereken ürpertiyi hiç duymamışlardır. Demek ki onlara verilen ceza, gerçekten yaptıklarına ve ettiklerine uygun düşmektedir. S:84
Kocaman ve dehşet verici bir ateş.. Bu ateşte azap içinde olan insanlar… Ne ölüme kavuşabilen, ne de hayattan lezzet alan sözkonusu tablonun insanları… Soyut olan gölgeleri ise, bu insanların psikolojik durumudur: Ne ölüp kurtuluyorlar, ne de diriliyorlar. S:100
Sahneler hep canlı, gözle görülebilecek, elle tutulabilecek şekilde birbirini izlemektedir. Onların hayatını, canlılığını, diriliğini ve sıcaklığını diyaloglar daha da artırmaktadır. Bu diyaloglar, cehenneme kadar sürüyor. S:129
Kur'an'ın tasvir metodunda, dini vicdan ile sanatın güzel dili arasında herhangi bir çelişkiye rastlamak mümkün değildir. S:129
İşte ölüm sahnesinin önündeyiz biz. Dünya hayatı ile ahiret hayatı arasında yer alır ölüm sahnesi. Allah adına yalan uyduranların ya da O'nun ayetlerini yalan sayanların ölüm sahnesi ile karşı karşıyayız. S:142
Ateşin katı diye tasvir edilişi manevi bir varlığa şekil kazandırmaktadır ki duygulara daha rahat hitabetsin. Kur'an'da bunun örnekleri çoktur. S:209
Ardı ardına gelen hareketler nedeniyle hayat dolu bir sahne. Onları görüyorsunuz. Korkuya kapılmış, sanki kurtulmak istiyorlar. Fakat "kurtuluş yok." Boyunduruktan kaçmak ta. Onlar kıskıvrak yakalanmışlardır artık. "Cehenneme yakın bir yerde yakalanmışlardır." S:212
İşte onlar denenmek için ateşe gösteriliyorlar. Ve işte onlar şu söz ile azarlanıyorlar: "Günahlarınızın cezasını tadın. İşte çabuk gelmesini istediğiniz budur!" Ahiretteki azabın tadı neyse, dünyadaki günahların tadı da odur! S:236
Psikolojik olan azap aşağılanma, zillet ve horlanma ile, maddi/bedensel azap da, yorgunluk ve ateş ile gerçekleşmektedir. Bunlara ilave olarak açlık ve susuzluk, dahası açlık ve susuzluktan da beter olan yiyecek ve içecekler ile gerçekleşen azap bulunmaktadır. S:238
Yaslanacak ve keyif çatılacak yer olarak ateş ne kötüdür. Ateşe yaslanma ve oturmadan söz edilmesi, acı bir olay ve hareketi ifade etmektedir. Buradaki halı yaslanmak ve keyif çatmak için değildir. Dikilmek ve kızarmak içindir. S:239
Sanki fırtına diniyor. Sükûnet ve sessizlik her an her tarafı kuşatıyor ki, yeni bir sergileme başlasın. Bunda da yine korku egemendir. Fakat bu canlı olmasına rağmen sakin ve sessiz bir korkudur. Kabaran, hırçınlaşan korku dalgaları sakinleştikten sonra, şimdi başka bir sahne yer alıyor. S:269
Ateşin yakıtlarından biri de taşlardır. İnsanlar ile taşlar burada eşit düzeyde yakıtlık yapmaktadırlar… S:293
Burada cehennemliklere öncelikle hakaretler yağmaktadır. Onlar aşağılanmakta, taşlar gibi kabul edilmekte ve taşlarla aynı seviyeye indirilmektedir… S:293
"Kadın ve erkek münafıkların müminlere: "Bize bakınız da, nurunuzdan biz de faydalanalım" diyecekleri gün…" Çünkü mü'min kadın ve erkeklerin gözleri hangi tarafa çevrilse, bu güzel ve şeffaf ışık oraya yönelmektedir. Fakat münafıklar bu aydınlıktan nasıl alıntı yapabilirler ki. S:306
Nur'un kaynağı dünyada işlenen amellerdir. Fakat onun zamanı geçmiştir artık. S:306
İşte duygular hareketlerin değişik tabloları ile doludur şimdi. Birçok durumu ve çehreyi merak ve heyecanla seyretmiş bulunmaktadır. Çıkacağı dersi çıkarsın artık!... S:330
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
GÜZEL KONUŞMA-YAZMA KOMPOZİSYON Salih SARICA; Mustafa GÜNDÜZ, Fil Yay. İst.1994

BAŞLIK: Kitabın adı, bölümün adı, konunun adı, paragrafın adı birer başlıktır. (25) Ba
AMERİKAN YÜZYILININ SONU Mustafa ÖZEL, İz Yayıncılık İst.1993

1. Bütün insanlığın kurtuluşu olmayan bir şeyin kurtuluş olmayacağını idrak etmedikçe, n
YARINKİ TÜRKİYE NURETTİN TOPÇU, Dergah Yayınları 3.Baskı, 1978-İst.

1. Hakikati araştırmanın metotları... 2. Anadolu’nun Kurtuluş Savaşı, ruh cephesinde henü
TİRYAKİ SÖZLER

Cenap Şehabettin, Tercüman 1001 Eser 1. Bir cemiyeti yükseltmek mi istiyorsunuz? Efradına mesu
KİTLELER PSİKOLOJİSİ

Gustave Le Bon, Çev: Selahattin DEMİRKAN Yağmur Yayınevi 3. Basılış İst.1976 1. Unutulmaz
DİN GERÇEĞİ

Vehbi Vakkasoğlu, Cihan Yayınları-İst.-1984 1. Bu iklimin ekmek ve suyu ilim ve teknoloji; nefe
SANAYİLEŞMENİN KÜLTÜR TEMELLERİ

John Nef; Çev.:Prof. Erol Güngör; Kalem Yayıncılık A.Ş. İst.-1980 1. *Sanayileşmeyi yarata
BİLGİ TOPLUMU VE EKONOMİK GELİŞME, PROF. DR. HÜSNÜ ERKAN

1. Sanayi devrimi ile ortaya çıkan yeni teknolojiler, yeni bir üretim ortamı ve yaşam biç
BİLİM TARİHİ, CEMAL YILDIRIM

Geçmişin (günümüzde) dokunulmaz sayılan pek çok otoriteleri, varsayım ve inançları bilimin
BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 8. BÖLÜM

SONUÇ (…) Bir devlet otoritesi ile hareket etmeyen, hakikatte herhangi bir devletin belirli bi
BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 7. BÖLÜM

MİHVER’E (AXIS) DOĞRU (…) Alacaklılarının akbaba misali tepesinden ayrılmadıkları ger
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 6. BÖLÜM
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 5. BÖLÜM
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 4. BÖLÜM
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 3. BÖLÜM
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 2. BÖLÜM
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 1. BÖLÜM
- BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- GİRİŞ
- ŞEHBENDERZÂDE FİLİBELİ AHMED HİLMİ’NİN DİNÎ VE FELSEFÎ GÖRÜŞLERİ-ÖMER CERAN-SIR YAYINCILIK-BURSA-2013
- TOTALİTERİZMİN SEFALETİ-MESUT KARAŞAHAN-BEYAN YAYINLARI-İSTANBUL 1998
- MASONLUK-CARO Y. ROGRIGUEZ-ÇEVİRİ: HACASAN YÜNCÜ-ETKİN KİTAPLAR-İSTANBUL 2012
- OSMANLI TARİHİNDE MASKELER VE YÜZLER-MUSTAFA ARMAĞAN-TİMAŞ YAYINLARI-İSTANBUL–2008
- ŞÂH-I GÜLİSTAN-HARUN ÇETİN- KAYIHAN YAYINLARI-İSTANBUL-2012
- MÜSLÜMAN OLMAK-NURİ YILMAZ-MANA YAYINLARI-İSTANBUL-2008
- CEMAAT-İSMAİL ÇETİN-DİLARA YAYINLARI-ISPARTA-2005
- DÖRT RUKÜN-SEYYİD EBÜL HASAN ALİ NEDVÎ-TERCÜME YUSUF KARACA-NEHİR YAYINLARI-İSTANBUL–1992
- KANUN-İ ESASİ’DEN ASKERÎ MÜDAHALEYE II. MEŞRUTİYET-HAZIRLAYAN: YUSUF ÇAĞLAR- ZAMAN KİTAP-İSTANBUL-2008
- JÖN TÜRKLER VE İTTİHAT TERAKKİ, SİNA AKŞİN, REMZİ KİTABEVİ, İSTANBUL–1987
- II. MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE SİYASAL MUHALEFET-ABDULLAH İSLAMOĞLU-GÖKKUBBE-İSTANBUL-2004
- GENÇ TÜRKLER VE İTTİHAT TERAKKİ-ERNEST EDMONDSON RAMSOUR-ETKİN KİTAPLAR-ÇEV. HACASAN YÜNCÜ-İSTANBUL-2009
- VİRGİNİA WOOLF’TAN YAZARLIK DERSLERİ-HZL. DANELL JONES-TİMAŞ-ÇEV. EBRU A. KESEN&MERVE ÖN-İSTANBUL-2008
- TATSIZ GÜNAHLAR-MUHAMMED ŞEFİİ DİYOBENDİ-GÜLİSTAN NEŞRİYAT-TERCÜME MUHAMMED CEREN-İSTANBUL-(tarihsiz)
- KİTAP TİRYAKİLİĞİ-İBRAHİM ÜNAL-NESİL YAYINLARI-İSTANBUL-2005
- SÖZÜN GÜCÜ-YUSUF ALAN-NESİL YAYINLARI-İSTANBUL-2004
- TÛBA AĞACI-ŞENER DİLEK-FEYZA YAYINCILIK-İSTANBUL-2009
- BİLİNMEYEN OSMANLI-AHMED AKGÜNDÜZ-SAİD ÖZTÜRK-OSAV-İSTANBUL-2000-3. BÖLÜM
- BİLİNMEYEN OSMANLI-AHMED AKGÜNDÜZ-SAİD ÖZTÜRK-OSAV-İSTANBUL-2000-2. BÖLÜM
- BİLİNMEYEN OSMANLI-AHMED AKGÜNDÜZ-SAİD ÖZTÜRK-OSAV-İSTANBUL-2000-1. BÖLÜM-
- ABDÜLHAMİD’İN KURTLARLA DANSI 2- MUSTAFA ARMAĞAN-TİMAŞ-İSTANBUL-2010
- OLGUNLUK GÜNAHTAN SAKINMAKTIR-İSMAİL ÇETİN-DİLARA YAYINLARI-ISPARTA-2006

Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali verdik.
Zümer, 27
GÜNÜN HADİSİ
“Köleleriniz, kardeşlerinizdir”
Buhari
SON YORUMLAR
- Nasıl İsrail'e karşı çıkıyorsak İran'a da aynı şekilde karşı çık...
- Bu ders Ahmet Akgündüz Hocanın Muhakemat dersinin Salih Okur bey tarafından ...
- Allah razı bu ders toplamımı? Yoksa videonun alt yazısını ama güzel istif...
- Rabbim rahmet eylesin ve bizide seydamız ile beraber peygamberimize üstadımÄ...
- Mustafa Hoca Şia\'ya yönelik değerlendirmesinde genellemeci davranmıştır...
- Allah ebeden razı olsun Can babamızdan, yazıldığı üzere hakikaten öyle b...
- Allah rahmet eylesin. Mekanı Cennet, makamı saadet olsun. âmin....
- Salih Ekinci hocaefendiye şükran borçluyuz. Yazılarının devamını bekliyo...
- İlahiyatçı hocaların bir kısmı medrese eğitimine merdiven altı eğitim d...
- Allah razı olsun. Güzel bir yazı. Tebrike der, devamını dileriz....
TARİHTE BU HAFTA
*Osmanlı'nın kuruluşu(27 Ocak 1299)
*İlk Türkçe Ezan Fatih Camiinde Okutturuldu(29 Ocak 1932)
*Osmanlı'da ilk Matbaa(31 Ocak 1729)
*Ayasofya'nın Müzeye Çevrilmesi(1 Şubat 1935)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...