Cevaplar.Org

BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİNİN DEĞİŞMEYEN VİRDİ: SEKİNE

Sekine duasının ehemmiyetinin yeterince idrak edilmediği ve evrad u ezkar dünyamızda hak ettiği yeri almadığı kanaatindeyiz. Bu sebeple bu yazımızda Bediüzzaman Hazretlerinin evrad u ezkar hayatına kısaca bir göz atıp evradları içinde olan Seki


Zafer Karlı

zaferkar79@gmail.com

2009-11-21 04:54:23

Sekine duasının ehemmiyetinin yeterince idrak edilmediği ve evrad u ezkar dünyamızda hak ettiği yeri almadığı kanaatindeyiz. Bu sebeple bu yazımızda Bediüzzaman Hazretlerinin evrad u ezkar hayatına kısaca bir göz atıp evradları içinde olan Sekine isimli ve kendine daimi vird edinerek bütün evradları zamanla değiştiği halde hiç bırakmadığı bu dua hakkındaki mülahazamızı sunmaya çalışacağız.

Bediüzzaman Hazretlerinin Evrad Hayatı:

Bediüzzaman Hazretlerinin telif etmiş olduğu Risale-i Nur Külliyatı gerek bu asrın, gerekse önümüzdeki asrın beşeriyetini fikir karanlıklarından kurtarıp tenvir ve irşad edecektir. (1) İman ve Kur'an hizmetinde böyle büyük bir çığır açan, Bediüzzaman Hazretleri, evrâd u ezkâr mevzuunda hiç mi hiç kusur etmemiş, en ağır meşguliyetlerinde dahi evradını okumuştur. Mehmed Feyzi Efendi, Üstadın evraddaki hassasiyetini şöyle ifade etmiştir : "Gecelerde sabaha kadar calib-i dikkat bir hal-i haşiane ile ubudiyette bulunurlar. Yaz ve kış bu adetleri tahalluf etmez (geri kalmaz) . Teheccüd ve münacaat ve evradlarını asla terk etmezler. Hatta bir Ramazan'da pek şiddetli hastalıkta altı gün bir şey yemeden savm-ı visal (iki gün üst üste iftar etmeden oruç tutmak) içinde ubudiyetteki mücahedelerini terk etmediler. Komşuları her zaman derler ki: "Biz sizin üstadınızın sekiz sene yaz ve kış geceleri, aynı vakitlerde, sabaha kadar hazin ve muhrik sadasıyla münacat seslerini dinler ve böyle fasılasız devamlı mücahedesine hayretler içinde kalırdık."(2)

Bediüzzaman Hazretlerinin evrad u ezkar hayatını merak eden Fas’ın en büyük mütefekkirlerinden biri olan Taha Abdurrahman, Bediüzzaman Hazretlerinin okuduğu evrad kitabı Hizbul-Hakaik’i görünce şunları söyler:

“İşte bu, Muazzam Külliyat’ın menbaı... Bu derecede kalblerde ve ruhlarda tesir eden böyle bir eserin arkasında, böyle kuvvetli ve kesif bir ibadet olduğunu tahmin ediyordum. Onun için ısrarla Bediüzzaman’ın evradını soruyordum. Kalb etrafında günlük meşgalelerden, günahlardan biriken perdeler, muhatabın kalbinde ve ruhunda tesir edecek bir cümlenin kalbin ta derinliğinden gelip çıkmasına mani olurlar. Bu sebebden, bu Nurlar’da mademki, külli bir tesir var, bu, o derslerin, kalbin tam umkundan ve derinliğinden geldiğine en büyük delildir. Bu derinliğin arkasında da böyle kuvvetli bir evrad vardır.” (3)

Evradlarından “Sekine” :

Her yaştan ve her tahsil seviyesinde bulunan insanlara hitap eden risaleler dünya çapında kırktan fazla dile tercüme edilmiştir. Risale-i Nur Külliyatını ciddi olarak okuyan her gençte günahtan kaçınmanın, ibadette hassasiyetin, kul hakkına riayetin, olayları muhakeme edebilme seviyesinin yükseldiği görülmektedir. Ahir zaman olarak nitelendirilen bu fitne asrında hisleri oldukça aktif olan gençlerde dahi böyle yüksek faziletlerin görülmesine sebep olan Risale-i Nur Külliyatının ne kadar hakikatli bir eser olduğu aşikârdır.

Öte yandan risaleleri inceleyen ilim adamlarından Prof. Muhsin Abdülhamid şunları söylemektedir: “Doğrusu, İmam Nursi; Tefsîrî metodunda, bambaşka bir gaye ve bir hedef takip etmiştir. O; bu metod ve menhecinde, Ümmet-i İslamiye’yi, tıpkı Kur’an’ın Sahabelere ilk nazil olduğu anlarda, o Kur’an’ın ilk devresindeki canlılığa kavuşturmaya çalışıyor. Ve nasıl ki, Kur’an, o gün cahiliye devrinin ardından, yepyeni bir kâmil insan ortaya çıkarmıştı, işte İmam Nursi de, bu asrın insanını o günün heyecanına ulaştırarak, asrın cehaletinden insanları, yepyeni bir Kur’anî bir ders ile Nura ulaştırmaya çalışıyordu.”(4)

Prof. Faruk Hammade ise risaleleri okuduktan sonra Bediüzzaman Hazretleri hakkında şu tespitlerini bildirmiştir:“İslam ümmetinin çok zor bir devrinde, büyük bir İmamı görürüz. İmam Bediüzzaman-ı Nursî... "O, (r.h.) muhakkak Lisan-ı ümmetti.. Halk kitlesinin fakihi idi.. Neslin muslihi idi.. Asrın ve İnsaniyetin davetçisi idi. Cenab-ı Hakk, ona çok hususiyetler vermişti." Bunlardan birkaç tanesini arz ediyorum:

1. Abkariyet’ dediğimiz, ilimde ve derste mükemmeliyet ve kusursuzluk..

2. Mütemeyyiz bir Sülûk’. Yani, diğer akranından sıyrılmış farklı bir meslek sahibi oluşu..

3. İrade ve Salabet’. Acib bir irade ve Salabet..

İmam Nursi’nin salabetini anlatırken, şöyle tarif ediyordu: "Ne bir anlaşma ve teklif onu sarsabilmiş, ne dünyevî bir meta’ onu aldatabilmiş, ne bir mansıb ve makam onu şaşırtabilmiştir. Bütün bu acib cereyanlar, Onu başladığı noktadaki hedefinden asla ayıramamıştır."

4-‘İnsan-ı Mürhef’ dediğimiz çok hassas ve çok şefkatli insan. Yani, bir karıncayı ezmekten incinen, yaprağın kopup düşmesinden müteessir olan bir insan.. kafire bakıp ona adavet etmeyip, imanı için acıyan ve şefkat eden bir insan..”(5)

 

Dünya çapında böyle hizmetlere sebep olan Risale-i Nur Külliyatı müellifinin velayet ve ilim noktasında ne kadar ileride olduğunu görmek hiç zor değildir. Nitekim büyük bir veli ve âlim bir zat olan Said Nursi Hazretleri Risale-i Nur hizmetinin hakikatini şöyle ifade eder:“Üveysî bir surette doğrudan doğruya hakikat dersimi Gavs-ı A'zam'dan (k.s.) ve Zeynelâbidîn (ra) ve Hasan ve Hüseyin (ra) vasıtasıyla İmam-ı Ali'den (ra) almışım. Onun için, hizmet ettiğimiz daire onların dairesidir. (6)”

Evrad olarak Sekine:

Sekine kelimesi sözlükte kalp huzûru, itminan duygusu, güven, sükûnet, dinginlik, vakar, ağırbaşlılık v.b. anlamlara gelmektedir.(7)Tasavvufta ise genel anlamıyla sekîne gaybın ve manevî feyzin gelişi esnasında kalbin yaşadığı tatmin hali ve gönül huzûru şeklinde tarif edilmektedir. (8)

Hz. Ali Efendimizin (ra) okunmasını istediği Sekine, Allah’ın altı İsm-i Azamı olan “Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs” isimleri ile bir münacattır. Bu dua Mecmuatü'l-Ahzab’ta “Kaside-i Ercûze”nin içinde geçmektedir.(9)

Bedîüzzaman Hazretleri Risâle-i Nûr’u bu altı ismin perspektifinde telif etmiş, Otuzuncu Lem’ayı da özel olarak bu altı ismin tefsîrine ayırmıştır Bediüzzaman Hazretleri "Sekîne" olarak isimlendirilen duanın okunma şeklini de “yetmiş bir âyet ile yüz yetmiş bir defa dâimî vird edinmeli” (10) şeklinde ifade etmiştir. Daha sonraları kendisi yetmişbir ayetten ondokuz tanesini seçerek dua şimdiki okuna gelen halini almıştır. Bu duanın besmele ile on dokuz defa okunmasını bildirmiştir. (11)

Sekine duasının sırları hakkında çok kıymetli hocam Dr. Niyazi Beki’nin çalışmasında şu notları görmekteyiz:

Sekine, Hz. Ali'nin ondokuz sistemine dayalı olarak ortaya koyduğu bir ism-i azam duasıdır. Besmelenin ondokuz harfine uygun olarak, ondokuz harfli olan Allah'ın ismi şeriflerinin yer aldığı bu duanın büyük bereketinin olduğunu söyleyen İmam-ı Ali (ra), hem Celcelutiye, hem Ercuzesinde bu isimlerin üzerinde özellikle durmaktadır.

İmam-ı Ali'nin, ondokuz sistemine dayalı bu sekine'yi doğrudan Kur'an'dan aldığını gösteren birkaç noktaya işaret etmekte fayda vardır.

1-Sekine altı isimden ( Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs) meydana gelmektedir. Kur'an'da “sekine” kelimesi de altı defa ( Bakara 2/248, Tevbe 9/26, 40; Fetih 48/4,18,26) geçmektedir.

2-Kur'anda geçen sekine kelimesi birçok yönden ondokuz sayısını göstermektedir.

a-Bakara suresinde geçen sekine kelimesi, Talutun hükümdarlığının bir alameti olarak söz konusu edilmiş ve Tabut denilen bir sandığın içinde ilahi yardımın bir simgesi olup, Allah tarafından inananlar için büyük bir moral olup, sükunet, güven ve huzur anlamında kullanılmıştır. Bu ayetten önce surede 247 (13x19) ayet geçmiştir.

b-Sekine kelimesinin diğer tekrarları, Hz. Peygamber (sas) ve müslümanlar için söz konusudur. Bu beş tekrardan ilk üçü Fetih Suresinde söz konusudur. Son ikisi ise Tevbe Suresinde geçmektedir. Bu iki surenin tertip numaralarının (9+48) toplamı: 57 (3x19)'dir.Bu iki sure arasına tam 38 (2x19)

sure yerleştirilmiştir.

c- Söz konusu beş ayet numarasının ( Tevbe 9/26, 40; Fetih 48/4,18,26) toplamı: 114’tür.Bu sayı, Kur’an’ın 114 sure sayısına uygun olup ondokuzun altı katıdır.

d- Nüzul sırası itibariyle “sekine” kelimesi ilk defa Fetih Suresinde inmiştir. Bu sure, bi'setin ondokuzuncu yılında (Hudeybiye seferi dönüşünde) inmiştir. İçinde yer aldığı şifresiz (Başında kesik harfler bulunmayan) sureler sistemine göre, ilk ayeti, 102x19(=17x114) katı bir sıradadır.

e-Sekinenin ilk defa indiği (Fetih 48/4,18) ayetlerdeki şekli olan “el- sekinet”in ebced değeri 571'dir.

Bu tevafuk, Efendimizin (asm) dünyaya teşrifleri insanlık için bir huzur ve güven kaynağı olduğuna işaret sayılmalıdır. Okunmayan vasıl elifi hariç tutulursa, ebced değeri 570(30x19)dir.

3-Daha öncede belirtildiği üzere sekine olarak isimlendirilen altı ismin harf sayısı da ondokuzdur.

4-Sekinenin temel unsurlarından biride besmeledir. Besmelenin harf sayısı da ondokuzdur.

5-Ondokuz harfli besmelenin geçtiği ayet numarası (Neml 27/30) ile ondokuz cehennem zebanilerini sayısı için söz konusu edilen ayet numarası (Müddesir 74/30) aynıdır. Bu tevafuk besmele ile zebaniler arasında bir ilişkinin varlığını göstermekte ve büyük sahabi Abdullah b. Mes'udun “besmelenin harfleri cehennem zebanilerinin sayısı kadar olup ondokuzdur. O halde, ondokuz zebaniden kurtulmak isteyen, ondokuz harfli besmeleyi okusun. Bunu okuyan kimse için Allah, bu harflerden her birisini bir zebaniye karşı bir zırh yapar. Cehennem melekleri olan zebanilerde bütün işlerini besmele çekerek yapar ve bütün güçlerini besmeleden alırlar.” (Kurtubi I/12; Beki Niyazi, Namazın Sayısal Mucizesi, s.15) şeklindeki görüşlerinin doğruluğunu teyit etmektedir. İlginçtir ondokuz harfli besmele ile ondokuzdan söz eden ayetin numarası olan 30 sayısı 19 sayısı ile çarpıldığı zaman, yukarıda geçtiği üzere, “el-sekinet” in ebced değeri olan 570 rakamını buluruz.

6-”Sekinet” kelimesini tehecci usulü ebced değeri : (sin=120, kaf=101, ya = 12, nun=106, ta=402) 741(39x19)'dir. İlginçtir, ondokuzdan bahseden Müddessir Suresinin ilk ayeti, sondan itibaren Kur'an'ın 741. ayetidir.

7-Sekine farklı maksatlar için, altı ism-i azama farklı ayetler eklenerek okunur. Ancak bu ayetlerin ondokuz sayısına uygun olması gerekmektedir. Nitekim Bediüzzaman Said Nursi, bir zamanlar bu altı isme 171 (9x19) ayet ilave ederek okuduğunu ilave etmektedir.

8-Bediüzzaman tarafından düzenlenen elimizdeki şekliyle “sekine“ duası değişik yönlerden ondokuz sayısını göstermektedir:

a-On defa Allahu Ekber (Allah en büyüktür) diye tekbir getirildikten sonra ondokuz harfli besmele ile Allah'ın ondokuz harfli altı ismine yer verilmektedir.

b-Söz konusu ondokuz ayetin her birinin harfleri de ondokuzdur.-Yalnız yirminci surede geçen ikinci ayet yirmi adet harften oluşmaktadır.- (Muhterem hocamın ifade ettiği gibi ikinci ayet olan

“ve anetil vucuhü lil hayyil kayyum “ yirmi adet harften oluşmaktadır. Ancak bu ayetin başındaki “vav” atıf vavıdır. Yani bir önceki ayetle bu ayeti bağlayan bir bağlaçtır. Türkçedeki “ve” ile aynı işlevi görmektedir. Bağlacı saymadığımızda ayetin ifadesi olan “anetil vucuhü lil hayyil kayyum” kalır ki bu da ondokuz harftir. Nitekim İhlas Nur Neşriyatın baskısını yaptığı Hizbul Hakaikte “vav” yoktur. Ayet, “anetil vucuhü lil hayyil kayyum” şeklinde yazılmıştır.)

c-”Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.” mealindeki ayet ondokuzuncu sırada yer almıştır. Bu ayet, bu şekliyle (vav'lı olarak “velhamdülillahi Rabbilalemin şeklinde) Saffat Suresinin 182. ayeti olarak geçmektedir.

-Bu ayetin harf sayısı ondokuzdur.

-Bu ayet kendi sisteminde (başında şifreli harf bulunmayan sureler sistemine göre) Kur'an'ın 1824. (96x19=5x19x19+19) ayetidir.

-Bu ayet, Kur'an'daki “elhamdülillah” cümlesinin ondokuzuncu tekrarıdır.

-Bu ayetin ebced değeri: 589 (31x19)'dur. (12)

Sekine Duasının Okunuş Şekli:

Bildiğimiz kadarıyla sekine duasının iki farklı okunuş şekli vardır.

Birincisi: Bildiğimiz üzere besmele ile ondokuz defa okunmasıdır.

İkincisi ise bazı ağabeylerden duyduğumuza göre Hulusi Ağabey şu şekilde de okunabileceğini söylemiştir:

1. Niyet (ne için ve ne maksatla okunduğuna niyet etmek) 2.İstiğfar (7 defa)
3.Salâvat-ı Şerife ( 7 defa)
4.Allah-u Ekber (10 defa)
5.Altı Esma her ayetle beraber okunacak. (19 defa)

-Besmeleden sonra altı esma (Ferdun, hayyun, Kayyumun, Hakemun,Adlun,Kuddusun) sonra birinci ayet ondokuz defa okunacak. Arkasından tekrar besmele altı isim sonra ikinci ayet ondokuz defa okunacak. Örnek: Bismillahirrahmanirrahim, Ferdün, Hayyun, Kayyumun, Hakemun, Adlun, Kuddusun- “Seyec ‘alullahu ba’de ‘usru-y yusra” ondokuz defa okunur. Sonra tekrar besmele ve ikinci ayet okunur böylelikle bütün ayetler okunur. (Ayrıca bakınız :http://www.yadicemil.com/ sekine duasının okunuş şekli.) Bu okuma şeklinin şöyle olduğu da söylenmektedir: Şayet sekine okuyan kişi belli bir amaca göre okuyacaksa, Besmele ve altı isimden sonra amacına uygun olan ayeti 19 defa okumalıdır.

Okuma şeklindeki ondokuz sayısı hakkında şunları da göz önünde tutmakta fayda vardır: 19x19=361 eder.361 çemberin açısıdır. Ancak matematikçiler hesaplarda kolaylık olması için bunu 360 olarak kabul etmişlerdir. Sekinede her ayet 19 harftir ve 19 defa okunur. Kanaatimizce, 19x19 olarak okunan sekine ile okuyanın çevresinden nurdan bir kalkan oluşmaktadır.

Sekine Geçen Ayetlerin Mealleri:

1- Allah her sıkıntıdan sonra kolaylık lütfedecektir. ( Talak-7)

2- Bütün yüzler gerçek hayat sahibi, her şeyi ayakta tutan Allah'a baş eğmiştir. (Taha-111)

3- Şüphesiz, Allah size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. (Hadid-9)

4- Şüphesiz, Allah tövbeleri çok kabul edici ve kullarına çok merhamet edicidir. ( Nisa-16)

5- Muhakkak ki, Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir. (Nisa-23-106)

6- Muhakkak ki, Allah her şeye gücü yettiği halde çok bağışlayıcıdır. (Nisa-149)

7- Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla işitir ve her şeyi hakkıyla görür. ( Nisa-58)

8- Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilir ve her işi hikmetle yerine getirir. ( Nisa-11)

9- Muhakkak ki, Allah sizin üzerinizde gözeticidir ve her halinizi görür. (Nisa-1)

10-Biz sana apaçık bir fetih yolu açtık. ( Fetih-1)

11- Ve Allah sana pek şerefli bir zaferle yardım etsin. ( Fetih-3)

12-Şüphesiz Allah’a tâbi olan topluluk gerçek gâliplerin tâ kendisidir. ( Maide-56)

13-Muhakkak ki Allah, azabında pek kuvvetlidir ve kudreti her şeye galip olandır. ( Hud-66)

14- Muhakkak ki hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ve her türlü övgüye lâyık olan ancak Allah’tır. (Lokman-26)

15-Allah bana yeter. O’ndan başka ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. (Tevbe-129)

16-Allah bize yeter. O ne güzel vekildir. (Al-i İmran-173)

17- En büyük korku olan kıyâmetin dehşeti onlara üzüntü vermez. (Enbiya-103)

18-Ancak Sana kulluk eder ve ancak Senden yardım isteriz. (Fatiha-5)

19-Ve âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun. (Fatiha-2- Enam-45)

Sonuç:

Manevi hayatın merkezi olan kalp dünyamızı canlı ve aksiyoner tutmada evradda devamlılık ve disiplin şarttır. Evrâd u ezkârı terk etmek iç dünyamızdaki bozulmanın alâmetidir. Bunu Bediüzzaman Hazretleri şöyle ifade eder : “...günahlardan gelen yaralar ve yaralardan hâsıl olan vesveseler, şüpheler (neûzü billâh) mahall-i iman olan bâtın-ı kalbe ilişip imanı zedeler ve imanın tercümanı olan lisanın zevk-i ruhanîsine ilişip zikirden nefretkârane uzaklaştırarak susturuyorlar. Evet günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir manevî yılan olarak kalbi ısırıyor.” (13)

Bir asra yaklaşan hayatı boyunca karşılaştığı dehşetli fitnelerden hârika bir sûrette korunmuş olan Bediüzzaman Hazretlerinin, Hazret-i Ali’den (ra) ders aldığı Sekîne gibi yüksek bir evradı kendisine dâimî bir vird edinmesi ve terk etmemesi sekinenin sıkıntı ve gaflet anlarında bize bir kalkan ve nur olacağı kanaatindeyiz.

ZAFER KARLI

Cevaplar.org

Kaynaklar:

1-Hutbe-i Şamiye sh: 153

2-Tarihçe-i Hayat, sh. 327

3-Fas-Tetvan Sempozyumu Notlarından.

4-a.g.e.

5-a.g.e.

6- Emirdağ Lahikası- 1 s.68

7-İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, Beyrut ts., XIII, s. 213; Tâcu’l-arûs, I, s. 8069-8071.

8-İbn Arabî, Istılâhâtü’s-sûfiyye, s. 13; Seyyid Şerif Cürcânî, Ta’rifât, I, s. 159; Uludağ, Süleyman, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, s. 418; Cebecioğlu, Ethem, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, Ankara 1997, s. 626.

9-Ahmet Gümüşhanevi Hazretleri, Mecmuatul Ahzab, Sayfa 582-597.

10-Lemalar s. 425

11- Hizbü’l-Envâri’l-Hakâikı’n-Nûriye, s 119

12-Cevşenü'l Kebir ve Meali İcmali, Tercüme Yrd. Doç. Dr. Niyazi Beki, Tenvir Neşriyat

13- Lemalar s:9

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

merve, 2014-11-26 10:24:39

Merhaba, İki sorum olacak birincisi iş yerinde okumak istiyorum abdestli okumak şart mıdır? İkincisi (besmele+6esma+1.ayet) bunlar toplu olarak mı 19 defa yoksa besmele ve 6 esmadan sonra 19 defa olan sadece 1. ayet mi? Cevaplarınız için şimdiden Allah razı olsun, Allah cümlemizin dualarını kabul etsin. Amin

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

Ramazan Sevim, 2009-12-12 04:10:58

Güzel bir yazı Zefer bey, Allah razı olsun. Yeni çalışmalarınızı bekliyoruz.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

AZİZ ÜSTADIMA

AZİZ ÜSTADIMA

Aziz üstadım; seni tanıdığıma, eserlerini okuduğuma şükür ediyorum. Sana talebe olma şe

MEĞER İŞ BİZİM ANLADIĞIMIZ GİBİ DEĞİLMİŞ

MEĞER İŞ BİZİM ANLADIĞIMIZ GİBİ DEĞİLMİŞ

Biz münevverler, ekseriyet itibariyle herhangi bir içtimai meselede gazete haberleriyle iktifa ede

BÂZI MÛTEBER KAYNAKLARDA BEDÎÜZZAMÂN’IN DOĞUM TÂRÎHİ

BÂZI MÛTEBER KAYNAKLARDA BEDÎÜZZAMÂN’IN DOĞUM TÂRÎHİ

1- Bedîüzzamân Saîd Nursî: Târihçe-i Hayâtı, Eserleri, Meslek ve Meşrebi, Doğuş Ltd. Şi

BEDİÜZZAMAN’IN KİM VE NE OLDUĞU

BEDİÜZZAMAN’IN KİM VE NE OLDUĞU

Rahmetli Said-i Nursi veya Kürdi'nin nasıl yaşadığını ve nasıl öldüğünü öğrenmek içi

SAİD-İ NURSİ

SAİD-İ NURSİ

Abdürrahim ZAPSU Yetmiş yıl evvel Van vilâyetinin Nurs köyünde doğdu. Babasının ismi Mirza

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-5

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-5

Bu anlattıklarımız, mücahid alim Said Nursi’nin hayatının bazı safhaları ve lem’alarıd

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-4

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-4

Esaretten kurtulup Van’a döndüğünde Müslüman safları ve cemaatleri arasındaki İslami gayr

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-3

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-3

Bu kısa fetret dönemi sonrasında tüm himmetini bütün işlerde dinin tahkimine ve zayıflık g

İSMAİL ÇETİN HOCAEFENDİ ÜSTADI ANLATIYOR-2

İSMAİL ÇETİN HOCAEFENDİ ÜSTADI ANLATIYOR-2

Üstad üstaddır. Müceddiddir. Geçmiş büyüklerle irtibatı çok kuvvetlidir. Geleceklere de ç

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-2

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-2

Van valisinin daveti üzerine Türkiye’nin kuzey doğusundaki Van’a gitti ve burada 15 sene kald

İSMAİL ÇETİN HOCAEFENDİ ÜSTADI ANLATIYOR-1

İSMAİL ÇETİN HOCAEFENDİ ÜSTADI ANLATIYOR-1

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz Üstad Bediüzzaman’ın vefatının sene-i devriyesinde son de

Âl-i imran:190

Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır.

GÜNÜN HADİSİ

"Cebrail bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım."

Buharî, Edeb 28; Müslim, Birr 140-141. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 28; İbni Mace, Edeb 4

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 1772) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 1534) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI