SİZ HALA İMAN HAKİKATLARINDAN M I BAHSEDİYORSUNUZ?
Bize, "Siz daima imandan bahsediyorsunuz. Allahın varlığını ve birliğini anlatmaya çalışıyorsunuz. Bu meseleyi hâlâ hâlledemediniz mi? Başka mesele mi yok?" diyorlar. Bu tenkidin garip tarafı, bazı müslümanlardan geliyor olması. Mümin, mümini "
Bize, "Siz daima imandan bahsediyorsunuz. Allahın varlığını ve birliğini anlatmaya çalışıyorsunuz. Bu meseleyi hâlâ hâlledemediniz mi? Başka mesele mi yok?" diyorlar. Bu tenkidin garip tarafı, bazı müslümanlardan geliyor olması. Mümin, mümini "imanından" söz etmekle "itham" ediyor.
Dedikleri gibiysek ne mutlu bize!..
Onlardan, âhirette de şahidimiz olmalarını isteriz. Amel defterlerinin açıldığı, şahitlerin dinlendiği o büyük muhasebe vaktinde bu sözlerini tekrar etsinler.
Gerçi bizi dikkatle dinleyip, insafla anlamaya çalışsalardı, önemine inandığımız başka konuları da lüzumu derecesinde konuştuğumuzu ve yazdığımızı bileceklerdi. Bu kardeşlerimize, uzaktan indî hükümler verdikleri için darılacak değiliz.
Ancak, bu ithamda bizi kaygılandıran bir özellik olduğunu da söylememiz gerekiyor: "Allahın varlığı ve birliği" meselesinin büyük öneminin yeterince anlaşılmamış olduğunu seziyoruz.
Gaflet bu!..
İslâm’ın ruhu iman, imanın özü ise tevhiddir. Sair iman rükünleri, ibadet ve takva Allaha iman hakikatine dayanır. Ahiret Allahın mülküdür, melekler Allahın kullarıdır, kader Allahın ilmidir, ilâhî kitaplar Allahın kelâmıdır, peygamberler Allahın elçileridir, ibadetler Allah içindir, günahlardan Allah yasak ettiği için sakınılır...
Günümüzde pek revaçta olan ailevî, iktisadi, içtimaî ve siyasî meseleler de ancak kuvvetli bir iman ile hâlledilebilir. İman şuuruyla yaşayan insanların müesseseleri de elbet kendilerine benzeyecektir.
Biz, "inanmak" için değil, "inandığımız" için tevhidden bahsediyoruz. Allaha "inanmak" başka, "tanımak" başka şeylerdir. İnsanın bu dünyada en mühim vazifesi, Rabbini daima hatırlamak ve her fırsatta başkalarına da hatırlatmaktır.
Biz, imanın, marifetin ve muhabbetin hadsiz mertebeleri bulunduğunu fark etmişiz. Bu sebeple, başkaları başka şeyler söylerken, biz her fırsatta iman hakikatlerini konuşmak istiyoruz.
Bir yandan "Allahın rahmet eserleri"ni tefekkür edip, imanımızı keyfiyeten artırırken, diğer yandan da mütereddit insana niçin inanması gerektiğini anlatıyoruz. Aklına kapılar açıyor, onu düşünmeye davet ediyoruz.
Peygamberlerin ve ilâhî kitapların yaptığını yapmaya çalışıyoruz. Biliyoruz ki, bütün nebilerin ortak davası "Lâilâhe illallah" olmuştur.
Biz, imanın dilini konuşuyoruz.
Şüphesiz, kâinatta en ulvî hakikat imandır. En büyük hizmet de imana hizmettir. Marifetullah, yani Allahı tanıma ilminden daha yüce bir ilim yoktur. Çünkü her ilim kıymetini konusundan alır. Marifetullah ilminin konusu ise, bizzat Allahtır. Marifetullahın meyvesi ise muhabbetullahtır, yani Allah sevgisidir. Her güzel şey, tanındığı oranda sevilir. Allahı sevmenin yolu da, Onu tanımaktan geçer.
Muhabbetimiz, marifetimiz nispetindedir.
İman, marifet, muhabbet, işte insanın en büyük gayesi. Asrımızın hastalığı ise imansızlık, şüphe ve tereddüttür. Bütün buhranlarımızın kaynağı iman zayıflığıdır.
Kulluk etmek ve günahlardan sakınmak, imanın meyveleridir. Gelişip ağaç hâline gelmemiş bir imandan meyve vermesi beklenilebilir mi?
Kalbini imanla nurlandıramadığımız insanı terbiye edemeyiz. İnsanı terbiye etmeden de cemiyete istikamet vermek mümkün değildir. Havuzun ortasına atılan taş, nasıl dalga dalga, halka halka kıyıya kadar her yeri etkilerse, imana hizmet de ferdi, aileyi, toplumu, milleti, kısacası insanı ve insanın çevresindeki her daireyi nurlandırır ve düzeltir.
İşte bu sebeplerle biz, var gücümüzle imana hizmet etmeye çalışıyoruz.
Ömer Sevinçgül
Bana Soran Oldu mu?
Zafer YayınlarıBu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
Hekim gözü ile Ramazan perhiz ayıdır. Bir çok hastalıklara karşı tıbbın tavsiye ettiği im
HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
“Paris'in büyük hayat sıtmasına tutulduktan sonra(1) yapmaya hiç vakit bulamayacağım bir zi
YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
Fransız yazar Claude Farrare, Çanakkale’de bir köyde, 1900’şerin başında yaşadığı çok
BİZ DE RAHATSIZIZ
Elinize bir kalem alsanız ve siyasette, ticarete, sanatta, eğitimde en fazla isim yapmış insanla
"BANA KUR’AN YETER!”
Bana Kur'an yeter!" cilerden beni sevdiğini söyleyen biri, kendisi Hadisleri kabul etmeyerek doğr
MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
Kur’an-ı Kerim, Arapça olarak indiğinden Kur’an’da geçen her kelimenin o günkü manaları
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
- “OKUMADAN OLMAZ”
- İBRETLİ BİR HATIRA
- NAZIM HİKMET “MUHTEŞEM ÜSTÜ MUHTEŞEM BİR ŞAİRDİ!”
- NÂZIM HİKMET PUTU
- NAZIM HİKMET’E SAYGI
- BEDİÜZZAMAN FOBİSİ
Kur'an okuyacağınız zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığının.
Nahl,98
GÜNÜN HADİSİ
Ey Allah'ın Resulü," dedim, "şayet Kadir gecesine tevafuk edersem nasıl dua edeyim?" Şu duayı okumamı söyledi: "Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu'l-afve fa'fu anni. (Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet.)
Tirmizi, Da'avat 89,Ravi (r.a.): Aişe
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Fatih Camii Tekrar İbadete Açıldı(15 Nisan 2002) *Şeyhülislam İbn-i Kemal'in Vefatı(16 Nisan 2002) *Einstein'in Ölümü(18 Nisan 1955) *93 Harbi Başladı(19 Nisan 1877) *Miladi Takvime Göre Efendimiz'in(s.a.v) Doğumu(20 Nisan 571)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...