Cevaplar.Org

HZ. ÜMMÜ KÜLSÜM BİNTİ RASÛLULLAH (R.ANHA)

Ben Ümmü Gülsüm’ü Osman’a Allah’ın emrine uyarak nikâhladım.” Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem.


Nurgül Dere

nurguldere@gmail.com

2009-09-14 05:11:01

"Ben Ümmü Gülsüm'ü Osman'a Allah'ın emrine uyarak nikâhladım." Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)

BABASI:

Nebîler Serveri, Ruhu Seyyidil Enâm Hazret-i Muhammed Mustafa (aleyhissalatu vesselam).

ANNESİ:

İslamiyet'in yayılmasında kuşkusuz en büyük desteği eşi Resûlullah'a (aleyhissalatu vesselam) veren şeref ve asalatte öncü Hz. Hatice (r.anha).

NESEBİ:

Ümmü Külsüm binti Muhammed bin Abdullah, bin Abdülmuttalib, bin Hâşim, bin Abdimenaf, bin Kusayy, bin Kilâb, bin Murre, bin Kâ'b, bin Lüeyy, bin Gâlib, bin Fehr, bin Malik, bin Nadr, bin Kinâne, bin Huzeyme, bin Müdrike, bin İlyâs, bin Mudar, bin Nizâr, bin Ma'd, bin Adnan, bin Aded, bin el-Mukavvim, bin Sârih, bin Yeşcüb, bin Ya'rub, bin Sâbit, bin İsmail, bin İbrahim.

BAZI ÖZELLİKLERİ:

v Hz. Ümmü Külsüm'de annesi Hz. Hatice (r.anha) ve kardeşleri gibi İslamiyet'le ilk müşerref olanlardandır.

v Ümmü Külsüm eşi Hz. Osman ve babası ile birlikte Hudeybiye'ye gitmiş ve Rıdvan bey'atında bulunmuştur. Ayrıca kaza umresinde ve Mekke fethinde de bulunmuştur.

HAYATI:

Hz. Ümmü Külsüm'ün (r.anha) doğum tarihi ile ilgili elimizde kesin bir tarih yok, sadece Mevlanâ Niyaz'ın "Kadın Sahabiler" eserinde nübüvvetten altı sene önce doğmuş olduğu yazılıdır.

Efendimiz (aleyhissalatu vesselam), kendisine Peygamberlik gelmeden evvel kızı Ümmü Külsüm'ü Ebu Leheb'in oğlu Uteybe ile nikâhlamıştı. Aynı şekilde ablası Hz. Rukayye'de Ebu Leheb'in diğer oğlu Utbe ile nikâhlıydı. Ancak henüz bir arada yaşamaya başlamamışlardı. Bu bahsi Hz. Rukayye'nin hayatında işlemiştik.

Peygamberimize Nübüvvet gelince buna en başta karşı çıkanlardan biri Ebu Leheb olmuştur. Peygamberimize ve diğer Müslümanlara türlü türlü işkenceler yapıyorlardı. Bunun üzerine Rabbimiz Tebbet Sûresini inzal buyurmuştur. "Ebû Leheb'in iki eli kurusun! Zaten kurudu da." Ayeti üzerine Ebu Leheb: "Eğer Muhammed'in kızlarını boşamazsanız sizinle konuşmak bana haram olsun!" diye Hz. Rukayye ve Hz. Ümmü Külsüm'ü boşamaları için oğullarına baskı yapmıştır. Utbe ve Uteybe'de bu mübarek annelerimizi boşamışlardır.

Sadece bununla kalmayan Uteybe Peygamberimiz'e (aleyhissalatu vesselam) gelerek bir sürü haddini aşan hakaretler etmiş, edepsizliğin en üst sınırına çıkarak talihsizler sınıfındaki yerini almıştır. Efendimiz aleyhi ekmelüttehâyâ'da ona: "Ey Allah'ım, köpeklerinden bir köpeği buna musallat et!" diye beddua etmiştir. Bu sırada orada bulunan Ebu Talib ise: "Sen artık onun bedduasından kurtulamazsın!" demiştir.

Ve Ebu Talib haklıdır… Uteybe kurtulamayacaktır…

Bir ticaret kervanı ile birlikte Suriye'ye gitmek için yolculuğa çıkan Uteybe için babası Ebu Leheb: "Muhammed'in bedduasından çok çekiniyorum; kervandakiler dikkat etsinler, Uteybe'ye sahip olsunlar" diye kervandakileri tembihlemişti. Ancak konakladıkları bir yerde, kervandaki tüm eşyaları bir yere yığmışlar, onun üzerine de Uteybe'yi yatırmışlardı, fakat bu tedbir Uteybe'yi korumaya yetmemişti. Uteybe Cenab-ı Hakk'ın emrinden, Resûlullah'ın bedduasından nereye kaçabilirdi? O gece bir aslan gelip bir sıçrayışta Uteybe'ye saldırarak kafasını koparmıştır.

Aslında bu olay şunu anlamamıza yardımcıdır; Ebu Leheb kervandakilere Resûlullah'ın bedduasından korktuğunu söylemiştir, meseleye farklı bir açıdan bakacak olursak, Ebu Leheb'in korkusu Resûlullah'ın haklı olduğunu gösterir. Bu ise Ebu Leheb'in İslâm karşısındaki anlamsız kinini ve inadını bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Medine'ye Hicret

Fahr-i Kâinat Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) Medine'ye hicret ettikten sonra, Ümmü Külsüm Validemiz ile birlikte Hz. Sevde binti Zem'a ve Hz. Fatıma Validelerimiz Medine'ye hicret etmişlerdir. Aynı kafilede Hz. Âişe, kardeşi Hz. Esma ve annesi Ümmü Ruman ile Hz. Zeyd'in hanımı Ümmü Eymen ve oğlu Üsame b. Zeyd vardı. Kafileyi Mekke'den alıp Medine'ye Hz. Zeyd b. Harise ve Ebu Rafi götürmüştür.

Hz. Osman ile evlilik

Bedir muharebesinde ablası Rukayye radıyallahu anha'nın vefatından sonra, babası Resul-i Zîşan (aleyhissalatu vesselam) Ümmü Külsüm Validemizi Hicrî üçüncü yılda Hz. Osman ile evlendirmişti. Hak katından gelen bir emirle yapılması istenen bu mübarek izdivaç şu şekilde gerçekleşmiştir:

Bedir savaşında Ümmü Külsüm'ün kız kardeşi Rukayye (r.anha) vefat edince çok müteessir olan Hz. Osman (r.a), perişan olmuş bir vaziyette ağlıyordu. Resûlullah ona: "Seni ağlatan nedir?" diye sorunca, Hz. Osman: "Seninle akrabalığımın kesilmesine ağlıyorum" diye cevap verir. Resûlullah şöyle buyurur: "İşte Cebrail, Allah'ın, Rukayye'nin kız kardeşini (Ümmü Külsüm'ü) aynı mehirle ve aynı nedimeyle sana nikâhlamamı emrettiğini söylüyor." buyurmuştur.

Bir rivayete göre de Hz. Rukayye'nin vefatından sonra Hz. Ömer (r.a), Hz. Osman'a dul kalan kızı Hz. Hafsa'yı teklif etmiştir. Fakat Hz. Osman tereddüt eder ve bir şey demez. Bu duruma çok müteessir olan Hz. Ömer (r.a) durumu Resûlullah'a şikâyet bâbında gider ve olanları anlatır. Peygamberimiz ise: "Hafsa'yı Osman'dan daha hayırlısı alacak, Osman'da Hafsa'dan daha hayırlısıyla evlenecek" buyurur. Bunun üzerine Hz. Hafsa Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ile evlenir. Hz. Osman'da Hz. Ümmü Külsüm ile…

Hz. Ümmü Külsüm (r.anha) Hz. Osman (r.a) ile evlendiğinde hicretin üçüncü yılıydı. Hz. Osman farklı zamanlarda iki kız kardeş ile evlenmiştir. Bunun için kendisine Zinnureyn yani "iki nur sahibi" lakabı verilmiştir.

Ümmü Külsüm Validemiz ile Hz. Osman'ın evlilikleri altı yıl sürmüştür. Hiç çocukları olmamıştır.

Bu pak annemiz hicretin dokuzuncu yılının Şaban ayında, babası Resûlullah'dan (aleyhissalatu vesselam) altı ay kadar önce vefat etmiştir. Cenazesini Esma Binti Umeys, Safiyye Binti Abdilmuttalib ve Ümmü Atiyye yıkamışlardır. Babası Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) cenaze namazını kıldırmış, Hz. Ali, Hz. Ebu Talha, Hz. Fadl b. Abbas ve Hz. Üsâme b. Zeyd cenazeyi kabre indirmiş olup, Medine kabristanında kız kardeşinin yanına defnedilmiştir.

HAKKINDAKİ HADİSLER:

v Leyla Bintu Kâif es-Sakafiyye anlatıyor: "Ben Ümmü Gülsüm Binti Resûlullah'ı (aleyhissalatu vesselam) yıkayan kadınlar arasında idim. Resûlullah'da (aleyhissalatu vesselam) kapının yanında idi. Yanında Ümmü Gülsüm'ün kefeni vardı, bize parça parça veriyordu, ilk verdiği parça izar idi. Sonra gömleği (dır'), sonra başörtüsünü (hımar) sonra göğüs örtüsünü (milhafe) verdi. Ümmü Gülsüm sonra bir başka giysinin içine konuldu." [Ebu Davud, Cenaiz 36, (3157).]

v Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam): "Ben Ümmü Gülsüm'ü Osman'a Allah'ın emrine uyarak nikâhladım." buyurmuştur.

v Hz. Ümmü Külsüm Hicrî dokuz yılının Şaban ayında vefat etmiştir. Onun vefatı üzerine Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Eğer benim yüz kızım olsaydı, ölseydi, her birini peş peşe yine Osman'a verirdim" buyurmuştur.

KAYNAK

Nurgül Dere, Hanım Sahabîler, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2019.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

eda, 2019-03-27 18:46:40

bence guzell

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

berguzar, 2009-09-14 10:21:05

merhaba yazi cok guzel olmus degisik bilgiler var cok begendim ama keske daha guzel bir resim olsaydi daha iyi olurdu ama yinede hazirlayandan allah razi olsun bu yazi cok isime yariyacak. iyi gunler.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

Kur'an okuyacağınız zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığının.

Nahl,98

GÜNÜN HADİSİ

Sehavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil sehavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."

Tirmizi, Birr 40, (1962)

TARİHTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI