Cevaplar.Org

RUH TERBİYEMİZ-Said Havva-Kayıhan Yayınları-İstanbul-1995

Ferdin, Cenab-ı Hakla ilgili, zevk ve şuurla dolu sağlam bir marifete sahip olmasının tek yolu seyr ilallahdır. S:33


Nurgül Dere

nurguldere@gmail.com

2009-08-06 23:47:08

• Ferdin, Cenab-ı Hakla ilgili, zevk ve şuurla dolu sağlam bir marifete sahip olmasının tek yolu seyr ilallahdır. S:33

• Aklî imandan kalbî ve zevkî imana intikal İslam dininde seyr ilallahın ikinci makamıdır. Birçoklarının imanı, zahiri sözler ve ameller çerçevesinde kalır. S:44

• Takva, İslam, iman ve ihsan ile kaynaşmak için tam olgunlaşma merhalesidir. İlim ve ameldir, kalbî bir meleke ve süluktur. Aklın, uzuvların ve kalbin kaynaştığı bir halettir. S:45

• Ruhda, şehvet galip olunca, nefis, (ruh) haram olan şehveti yenince, akıl adını alır. İman özelliklerine de sahip olunca kalp, Cenab-ı Hakkı hakkıyla bilip tam kulluk yapınca da ruh ismini taşır. S:61

• Kalbin ıslahı; ilim, amel ve sohbete ihtiyaç gösterir. İlim, insanın sağlığı hastalıktan ayırt etmesi içindir. Amel ise hastalığı teşhis, tedavi ve kovmak içindir. Sohbet de, seyirde gayreti devam ettirmek içindir. Sıhhat olmayan şeyi sıhhat tasavvur etmemek için bunu araştırmak ve sıhhat durumunu devam ettirmek için gereklidir. Bu meselelerin hepsi tasavvuf ilminin belli başlı konularındandır. S:81

• Tasavvuf ilminin sınırlarını gösteren akaid ilmidir. Akaid ilmini de ikmal eden tasavvuf ilmidir. Çünkü akaid tahkik yönü teşkil etmektedir. Bu sınırı aşar yahut Kur'an ve Sünnete, asırlar boyunca süregelen Ehli Sünnet Ve'l-Cemaat akaidine muhalif inançlar ekler veya eksiltirse o zaman inhiraf, sapma ve çirkin bidatçılık başlar. S:92

• Gerçek tasavvuf, gerçek akidenin zevkine ermektir. Bunu aşarsa tasavvuf zındıklık olur. Tasavvuf olmaktan çıkar. S:94

• Fakih mutasavvıfa hâkimdir, mutasavvıf fakihe değil. S:99

• Salim kalp sahibi ile başkası arasındaki fark, kalbin cevherinde olabildiği gibi, amelin iyiliğinde, Kur'an'ın hükümlerine bağlanma derecesinde de olabilmektedir. S:111

• Kalbin düzelmesi nefsin düzelmesi demektir. Vücudun düzelmesi de ruhun düzelmesidir. Çünkü ancak böyle bir durumda ruh sahih yapısına kavuşmuş olur. Bu da istikamet kazanmada başlangıç noktasıdır. S:123

• "Kalbi ıslah etmenin yolu ilim, sonra İslam ile ameldir. Amellerin başında da zikir gelmektedir." S:127

• Müslümanın mükellef olduğu emir ve yasakların hikmetini gerçekleştirecek şekilde eğitim ve öğretim yapmayan kimselerin, yetersiz ve başarısız olduğunu, bu yetersizlikleriyle beraber, insanın, hayat ve nefsinde istikamet bulamayacağını da idrak ediyoruz. S:133

• Kalbin içi kandil gibi nurlu olması ve halis iman ile mümin derecesine ermesi ancak, Allah'ın marifetinin zevkine saf bir kalp ile ermek suretiyle gerçekleşebilir. S:141

• Bir insanı şeytanın vesvese alanından çıkarmak istediğimiz zaman önce kalpten ve onun ıslahından başlamamız lazımdır. S:159

• İlim sahipleridir şeytanın fitnelerini daha büyük huşu ile, üstün bir yakîn ile, yüksek bir iman ile atlatanlar. S:161

• Herhangi bir müslümanın farzları yerine getirmesi yanında günlerce Resulullah'a selat ve selam getirmekle meşgul olmasının, kalbi üzerindeki etkileri güzel olacaktır. Önemli olan, müslümanın nefsini rûhî devreden veya hayatını bu devrelerden mahrum bırakmamasıdır. S:181

• Şüphesiz insanın, nefsini kibirden temizlemesi de önemli bir tezkiyedir. Öyle ki kibrin en çirkin tezahürü olan şirkten insanın nefsini temizlemesi tezkiye mefhumunun başında gelmektedir. S:188

• "Lailahe illallah" sözü, kalbde tam yerleşince bütün hastalıkları kurutur. Allah sevgisi, Allah korkusu, ihlâs ve ona tevekkül gibi yaşayışta güzel meyvelerini veren ahlakı kalpte meydana getirir. İnsanın aklı ve cesedi İslam nizamına göre, yani "Lailahe illallah" metoduna göre istikamet kazanır. S:195

• Nefisten hoşnutluk, kibir, gurur ve benzeri hastalıkların kaynağıdır. Nefisten hoşnutluk olan yerde ilim olmaz. Sahih ilmin yanında da nefisten hoşnutluk bulunmaz. Orada mücahede bulunur. Seyrin iki rüknü olan ilim ve zikrin meyvesi mücahededir. S.213

• Kişinin nefsini susmaya alıştırması, söyleyeceği sözü önceden tartarak söylemesinin başlangıcıdır. Bu da nefis mücahedesinin bir cüzü ve rüknü olarak kişinin nefsini susmaya alıştırmasının hikmetlerinden biridir. S:226

• İlim için toplanmaya himmetlerin tazelenmesi, yeni bir hükmün öğrenilmesi veya bilinmesi gereken bir meselenin bilinmesi gibi birçok hayırlar terettüb etmektedir. Bütün bunlar da ilmin sahih, niyetin ihlâslı ve ilim üzerinde çalışanların samimiyetine bağlıdır. S:254

• Hiçbir okumanın Kur'an, Sünnet, siyer ve ashabın hayatını okuma hesabına olması caiz değildir. Bunları ihmal ederek başka şeylere dalmak caiz değildir. S:271

• Hiçbir hal yoktur ki beraberinde cimrilik bulunmuş olmasın. Onun için halin sahibi nefis mücahedesi ve kurtuluşa götüren yola sülûk etmek suretiyle bu cimriliği yenmeye çalışması gerekir. S:281

• Şüphesiz insan sabretmeyince sabra küfretmiş olur. O halde sabırsız iman olmaz. İman da olmayınca hiçbir şey olmaz. S:281

• Allah'ın hükümlerinin çiğnenmesi durumu dışında hilm (yumuşaklık)'la mükellefiz. Allah'ın hükümlerinin çiğnenmesi durumunda ise sadece Allah için öfkelenmekle mükellefiz. Allah'ın emri ancak bu şekilde yerine getirilebilir. S:286

• Zeki, kabiliyetli ve ilmin yollarını bilen bir insan talim işinde şeyh yerine kitaplarla yetinebilir. Akıllı ve nasihati yerinde dindar bir kişi ile sohbet de terbiye işinde şeyhin yerine kaim olabilir. S:361

• Kur'an ve Sünneti şümullü bir araştırmaya tabi tutmadan İslamî ahlak ve âdâbın ne olduklarını ortaya koyamayız. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in ahlakı Kur'an idi. S:373

• Nefsin bir sıfatı olarak tevazu, edeb olan bir görünüşe muhtaçtır. Nefsin bir sıfatı olarak hilim, edeb olan bir görünüşe muhtaçtır. Nefsin bir sıfatı olarak müslümana saygı ve ona değer verme, edeb olan bir görünüşe muhtaçtır. S:373

• Seyr ne kadar sağlıklı olur, şartları ne kadar gerçekleşir ve adab ne kadar mükemmel olursa kemale ulaşmak o kadar garanti olur. S:373

• Kim bakışının kaydığı tarafa uyar da bakmaya devam ederse, ölümünü takip etmiş olur. S:386

• Gözünü harama bakmaktan alıkoyan, güzelliğini tamamlamıştır. S:386

• Ahlakın mercii; hilim, affetme ve sabırdır. Başka bir ifadeyle, başkalarının sana nasıl davranmalarını istiyorsan, başkalarına senin de öyle davranmandır. S:388

• Yolun en kısası, insanın bir defada tekebbür ve kendini beğenme hastalığından kurtulmasıdır. Bunun başlangıcı ise, kişinin, verilen şeyleri alma istidadının bulunmasıdır. S:395

• İhsanda bulunmak yoluyla bazı kalblere ulaşabiliriz. Konuşma imkânı bulabilir yahut kinini azaltabiliriz. Bütün bunlar hidayete vesile olabilir. S:401

• Her soruya cevap veren, her gördüğünü anlatan ve her bildiğini zikreden gördün mü, bil ki bu onun cehaletindendir. S:423

• Allah'ın ismiyle birlikte bir dua cümlesini yahut istiğfar, tesbih, tevhid, hamd, tekbir ve tazim gibi mefhumları söylemek hem zikirdir ve hem de zikre ilavedir. S:458

• Zikirler, me'sur dualar ve Allah'ın isimlerinin anılmasıyla marifetullah kalblerimizde kök salar. S:458

• Hikmet sahibi kişi, salih bir niyetle nefsine mubahlardan payını verir ki, o zaman dinlenmesi de ibadet olur. Yine hikmet sahibi kişi, nefsi bir amelden bıkkınlık duymaya başlarsa, amelin nevini değiştirir. Mesela Kur'an tilavetinden doyarsa, zikirle uğraşmaya, zikirden doyarsa ilimle uğraşmaya başlar. S:496

• Kişi kabz ve bast hallerini gözetleyerek sebeplerini öğrenmeye çalışmalı ve onlara hâkim olmalıdır. Çünkü kabz, vaktin haklarını yitirmenin etkilerinden biri olabilir. Onun için şöyle demişlerdir: "Vakti gözetmeyen zamanı hep hiddetle geçer." S:498

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

GÃœZEL KONUÅžMA-YAZMA KOMPOZÄ°SYON Salih SARICA; Mustafa GÃœNDÃœZ, Fil Yay. Ä°st.1994

GÃœZEL KONUÅžMA-YAZMA KOMPOZÄ°SYON Salih SARICA; Mustafa GÃœNDÃœZ, Fil Yay. Ä°st.1994

BAŞLIK: Kitabın adı, bölümün adı, konunun adı, paragrafın adı birer başlıktır. (25) Ba

AMERİKAN YÜZYILININ SONU Mustafa ÖZEL, İz Yayıncılık İst.1993

AMERİKAN YÜZYILININ SONU Mustafa ÖZEL, İz Yayıncılık İst.1993

1. Bütün insanlığın kurtuluşu olmayan bir şeyin kurtuluş olmayacağını idrak etmedikçe, n

YARINKİ TÜRKİYE NURETTİN TOPÇU, Dergah Yayınları 3.Baskı, 1978-İst.

YARINKİ TÜRKİYE NURETTİN TOPÇU, Dergah Yayınları 3.Baskı, 1978-İst.

1. Hakikati araştırmanın metotları... 2. Anadolu’nun Kurtuluş Savaşı, ruh cephesinde henü

TİRYAKİ SÖZLER

TİRYAKİ SÖZLER

Cenap Şehabettin, Tercüman 1001 Eser 1. Bir cemiyeti yükseltmek mi istiyorsunuz? Efradına mesu

KÄ°TLELER PSÄ°KOLOJÄ°SÄ°

KÄ°TLELER PSÄ°KOLOJÄ°SÄ°

Gustave Le Bon, Çev: Selahattin DEMİRKAN Yağmur Yayınevi 3. Basılış İst.1976 1. Unutulmaz

DİN GERÇEĞİ

DİN GERÇEĞİ

Vehbi Vakkasoğlu, Cihan Yayınları-İst.-1984 1. Bu iklimin ekmek ve suyu ilim ve teknoloji; nefe

SANAYÄ°LEÅžMENÄ°N KÃœLTÃœR TEMELLERÄ°

SANAYÄ°LEÅžMENÄ°N KÃœLTÃœR TEMELLERÄ°

John Nef; Çev.:Prof. Erol Güngör; Kalem Yayıncılık A.Ş. İst.-1980 1. *Sanayileşmeyi yarata

BİLGİ TOPLUMU VE EKONOMİK GELİŞME, PROF. DR. HÜSNÜ ERKAN

BİLGİ TOPLUMU VE EKONOMİK GELİŞME, PROF. DR. HÜSNÜ ERKAN

1. Sanayi devrimi ile ortaya çıkan yeni teknolojiler, yeni bir üretim ortamı ve yaşam biç

BÄ°LÄ°M TARÄ°HÄ°, CEMAL YILDIRIM

BÄ°LÄ°M TARÄ°HÄ°, CEMAL YILDIRIM

Geçmişin (günümüzde) dokunulmaz sayılan pek çok otoriteleri, varsayım ve inançları bilimin

BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 8. BÖLÜM

BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 8. BÖLÜM

SONUÇ (…) Bir devlet otoritesi ile hareket etmeyen, hakikatte herhangi bir devletin belirli bi

BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 7. BÖLÜM

BATI’YA KARŞI İSLÂM-WILLIAM I. CLEVELAND- 7. BÖLÜM

MİHVER’E (AXIS) DOĞRU (…) Alacaklılarının akbaba misali tepesinden ayrılmadıkları ger

"Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın! Çünkü O, işitendir ve bilendir."

Fussilet, 36

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Yeryüzünde bir kötülük işlendiği vakit, ona şahid olan bunu takbih ederse (kötü olduğunu te'yid ederse), o kötülüğü görmemiş gibi zararından kurtulur. O kötülüğe şahid olmadığı halde, işittiği zaman memnun kalan kimse, sanki şahid olmuş gibi manen zarar

Ebu Davud, Melahim 17, (4345)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI