KÖY HARMANLARI
(Prof.Dr. Ahmet Akgündüz’ün sohbetinden alınmıştır.)
Bir Perşembe akşamı, Amerika hatıralarını anlattıktan sonra ders yapan Ahmet Hoca,
(Prof.Dr. Ahmet Akgündüz’ün sohbetinden alınmıştır.)
Bir Perşembe akşamı, Amerika hatıralarını anlattıktan sonra ders yapan Ahmet Hoca, Gençliğimiz ve ahirete iman hususunda Risale-i Nur’dan okurken, cemaatin ilgisini çeken bir de misal verdi:
Köylü olanlar bilir. Düz harman yerleri vardır, köyün dışında, kenarında veya müsait bir yerinde. Bu harman yerleri bir yıl boyunca boş durur. Fakat on, on beş günlük harman zamanı adeta köy oraya boşalır, herkes orada çalışır. Çocuklar, gençler, yaşlılar ve kadınlar hepsi kendine düşen görevi orada çalışarak yerine getirirler. Bu çalışmada uzun kış aylarının ve günlerinin ihtiyacı düşünülür. Sadece uzun kış günlerinin değil bütün bir yılın emeği verilir bu harmanlarda. Harmanlar adeta mahşer olur.
Mahşer olan harman yerlerinde, buğdaylar dövülür, fasulyeler ayrıştırılır, mısırlar sıyrılır, bulgurlar kaynatılır ve kurutulur. Bu güzelim yiyecekler elde edilirken fareler karıncalar, kargalar, tavşanlar ve keçiler boş durmaz. Adeta harman yeri onların da mahşeri olur. Ne kadar çok çalarlarsa o kadar çok kar ederler. Bu hırsızlara mallarını kaptırmak istemeyen köylüler, harman bekçisi tutarlar, hatta bazı köylüler harmanlara taşınıp orada mallarının başında yatar kalkarlar.
İşte gençlik, insan ömrünün harman zamanıdır. Bütün malların ambara konacak vaktidir. Bu zamanda Kur’an ezberlenir, üniversiteler bitirilir, yabancı diller öğrenilir. (Ben şahsen dört lisanı bu dönemde yani on beş, yirmi beş yaşları arasında öğrendim.) Bu kazanılan bilgiler hafıza ve akıl ambarına konur ve hayatın diğer zamanlarında kullanılır.
“Gençlik” dediğimiz bu çağda muzır mahlûklar da en şiddetli şekilde çalışır. Fareler, yılanlar, karıncalar, kargalar, tavşanlar ve keçiler işte bu sıralarda insanın zamanını, ilgisini, muhabbetini, gözlerini, kulaklarını, ellerini, ayaklarını kısacası tüm ruhunu ve bedenini çalarlar. Gençler, daha sonraki yıllarında, çaldırdıkları meziyetlerini elde edemezler ve kullanamazlar. Ahirette zaten perişandırlar. Allah, gençlerimizin akıllarını başlarına getirsin de gençliklerini zayi etmesinler. Âmin.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
Abdullah, 2008-12-24 10:27:07
Allah razı olsun
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR
MOLLA ABDULLAH DOĞRU HOCAEFENDİYLE İLGİLİ BİR HATIRA

Değerli hocam Alaaddin Başar beyin Molla Mehmet Zahid Hocaefendinin babasıyla ilgili kıymetli bi
BEKİR HAKİ EFENDİ’DEN BİR HATIRA

Sadık Albayrak beyefendi anlatıyor: “Bir gün merhum Bekir Haki (Yener) Hoca’yı ziyaret etmi
MÜCAHİDE BİR ANNENİN OĞLUNA MEKTUPLARI

1971’in sıkıyönetim ortamında Balıkesir’de bir ahbabının evinde sabah namazı kılarken s
KALPLERE YASAKÇI KOYMADIKÇA

Vahdet Yılmaz Bey anlatıyor; “1969 seçim çalışmaları için devrin başbakanı Erzurum’a g
‘HEM SİZ İSTİFADE EDİN HEM BİZ’

Cuma Kurnaz Ağabey’in çok geniş bir aile çevresi vardır. Reyhanlı’daki çevresinin yanınd
ŞİKÂYETİM YOK, AĞRILARIM VAR

Allah” demenin suç olduğu zamanlarda, Risale-i Nur’un ve üstadın yılmadan usanmadan avukatl
“BİZ KABUL ETTİK”

Hacı Baki Bingöl, 1975’li yıllarda, Risale-i Nur okuduğu için Hınıs Hapishanesi’nde yatma
ÜSTADIN HASSASİYETİ

Merhum Ali Uçar, Almanya’daki bir sohbette şu hatırayı anlatıyor; “Risalelerde(husussan B
MERHUM NAZIM AKKURT AĞABEYDEN İKİ HATIRA

Geçen günlerde, seksen sekiz yaşında vefat eden Ağrılı Nazım Akkurt ağabeyin anlattığı i
PROF. DR. AŞRATİ SÜLEYMAN’IN BEDİÜZZAMAN’I TAVSİFİ

Ali Sert Hocamız, Cezayirli büyük âlim Aşrati Süleyman'a göre üstadın üç hususiyetini ş
“HER MEZARLIKTA BİZDEN BİRİSİ OLSUN”

Rasulullah'ın kabul buyurduğu Kamil Hocaefendinin ibretli öyküsü
- SUNGUR AĞABEY'İN NAMAZ HASSASİYETİ
- SUNGUR AĞABEY'İN HİZMET ŞUURU
- KÜÇÜK KAHRAMAN
- MİNARENİN BAŞINDA
- SONRA NE OLACAKTIM
- HASTALIĞIN İLACI
- KÖY HARMANLARI
- SAĞIMDA ÜSTAD VARDI
- HİZMETİN İÇİNDEN
- BÜYÜK CEVŞEN
- SİZİN HİZMETİNİZE İHTİYAÇ YOK
- NUSRET HOCA’NIN HASTALIĞI
- ÜSTADIN MUHAFAZA OLDUĞU ÜÇ ŞEY
- ASACAK BİR ÇİVİM YOK
- BEDİÜZZAMAN’I ZEHİRLEYEN SAĞLIK MEMURUNUN İTİRAFI

"İyilik ve takva üzerine yardımlaşınız, kötülük ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayınız."
Mâide, 2
GÜNÜN HADİSİ
Hafızasında Kur'an'dan hiçbir ezber bulunmayan kişi harab olmuş bir ev gibidir
Tirmizi, Sevatbu'l-Kur'an 18, 2914
SON YORUMLAR
- Bu zor günde bu hikaye adeta bana rehber olmuştu Allah'a bin şükürler ols...
- Fakat bazan oluyor ki: Cadde-i Ahmediyede (A.S.M.) gittikleri halde, bilmiyorlar...
- Teşekkürler Hocam...
- Muzaffer Ozak Efendi Hazretlerinin Kabri Mübarekleri Nerededir ???...
- Birçok eserden süzülerek kaleme alınan eser aynı zamanda satır aralarında...
- Selamün aleyküm ben arapça sözleri çok istiyorum bana ulaşırmısınız...
- Fevkalade bir hayat. Divanıni merak ettim...
- ALLAH razı olsun. Maddî manevi bereketini nasip etsin inşaAllah Âmin...
- Maşaallah, ne güzel. Farkında değiliz ama bize bakıp imanını tazeleyen mi...
- Esselamu aleyküm Buraya ayrıca hadislerin kaynağında yazar mısınız?...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...