Soru: Öncelikle siteyi ilk defa ziyaret ettim ve çok beğendim, çok istifade ettim. Allah emeği geçenlerden razı olsun, bizleri de rıza-ı bariye ulaşanlardan eylesin. Uzun emelli olmak nedir? Uzun emelli olmamanın ölçüsü nedir? Rızık konusunda nasıl bir anlayışla hayatımızı idame etmemiz gerekir? Misalen; Peygamberimiz vefat ederken evinde bir tas arpa varmış. Başka Ebu Zer hz. çok mal biriktirenlere kızmış, onları uyarmış. Ayet miydi hatırlayamıyorum 'Eğer ki onlar Allah gereği gibi tevekkül etselerdi, kuşlar gibi sabahları aç olurlardı geceleri eve tok dönerlerdi. Soruyu doğru mu sordum bilemiyorum, ama yardımcı olursanız çok sevineceğim. İlgilendiğiniz için şimdiden teşekkür ederim. Selametle...

Cevap: Muhterem kardeşim rızk konusunda hakka tevekkül ederiz, sebeplerine de başvururuz. Bu ilahi bir taksimat ve izahı çok zor hikmetli hakikattir. Rızk konusunda peygamber ve velileri görürüz. Onları göz önünde bulundurur, onlar gibi yaşamaya çalışırız. Ama kesinlikle onlar gibi olamayız. Emele gelince, çoğunlukla zühdün karşıtı olarak, temelde bedensel zevklerin tatmini ve dünya sevgisi bulunan arzuları ifade etmek için kullanılmıştır. İnsanın uzun vadeli arzular taşıması, zihnini yoğun olarak bunlarla meşgul etmesi ve hatta ömür yetmeyecek arzuları, planları taşıması, düşünmesi veya bütün gücünü böyle hayallere çevirmesi ve bütün enerjisini bu arzularını elde etmek için tüketmesine TUL-İ EMEL denir. Ancak insan arzu ve tutkularına bir sınır çizerek, ahirette kendisine yarar sağlayacak işlere önem vererek, boş ümitlerden kurtulmaya çalışmasına KASRi EMEL denir. Zaten insanın tabiatında dünya sevgisi vardır. Ama bu sevgi ahiretin ve ahirette yararı olan amellerin önüne geçmemelidir. Yani bir dünya evi elde edeyim diye ahirette cennet yurdunu kaybetmemek gerekir. Tabi ki ümit güzel bir rahmettir. İnsan istikbalde güzel bir yaşama ümidini arzu etmektedir. Ancak bunu hırsa çevirmemesi gerekir.