NAMAZ, CANLILARIN TESBİHİNİ HİSSEDEBİLMEKTİR
İnsan, insan olarak yaratılmıştır, dolayısıyla belli bir idrak sahibidir. Bu özelliğiyle o, adeta bütün mahlûkatı temsil makamındadır. O kadar ki,
İnsan, insan olarak yaratılmıştır, dolayısıyla belli bir idrak sahibidir. Bu özelliğiyle o, adeta bütün mahlûkatı temsil makamındadır. O kadar ki, eşyayı, eşyanın ötesinde esmayı, esmanın ötesinde Allah'ın sıfatlarını bilme iddiasıyla Cenab-ı Hakk'ı bilme gayreti içinde atını mahmuzlar, o sahillere doğru yelken açar ve, "Seni bilmek ve tanımak istiyorum Allah'ım!" der.
İnsan, bütün mahlukatı idrak edebilen bir varlıktır. Hele hele günümüzde onun eşya ve hadiseleri hallaç etmesinden onun ne derece derinlemesine taşa-toprağa nüfuzlu olduğu görülmektedir. Yine o, fiziğin, kimyanın, astrofiziğin, tıbbın kanunları ile bunlara bir buud kazandırıp nice yüksek hakikatlere ulaşmaktadır. Buna rağmen günümüzde bir kısım insanlar, eğer hala dalâlet ve cehalet vadilerinde dolaşıyorsa bu, onların ilme bakışlarındaki yanlışlıktan kaynaklanmaktadır. Onlar, bakış açılarını ayarlayamamışlardır. Çünkü ilim, imanın mihrabıdır. Bir insanın bilip de inanmaması, iman mihrabına teveccüh edememesi düşünülemez.
Mesela bir tıp diyelim; o baş döndürücü insan anatomisi, insan fizyonomisi karşısında bir insanın inanmaması hayret verici bir durumdur. Onlar o denli bir ahenk içinde çalışmakta ki, bu arızasız ve kusursuz sistemin hiç birisi sebeplere bağlanamaz. Yine etrafa baktığımızda ağaçlar dimdik ayakta durur ve rüzgâr kendilerine dokundukça "Hu" "Hu" diye Allah'ı tesbih ederler. Sular "Hu" "Hu" diye başını taştan taşa vurarak akar. Hâsılı bütün varlık O'nunla kaimdir ve O'nu tesbih ederler. Dolayısıyla hepsinin kendine göre bir ibadet şekli vardır.
Allah dostları ağaçların kendilerine has hışırtıları karşısında kendilerinden geçerler. Çünkü onlar, o seslerin içinde meleklerin ve diğer ruhanilerin adeta soluklarını duyar, onların kendi fıtrat kanunları içinde yatıp kalkmakla Allah'a karşı kulluk vazifelerini eda ettiklerini bilirler. Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de: "Allah, her canlıyı sudan yarattı: Kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayağı üstünde yürür, kimi dört ayağı üstünde yürür. Allah dilediğini yaratır. Çünkü Allah her şeye kadirdir" (Nur, 24/45) buyurmaktadır. Bu yönüyle insan, namazda kıyamda durmakla adeta ağaçlara ait bir durumu görür ve: "Allah'ım, bunlar yerlerinde duruyorlar, eşya ile çok münasebete geçemiyorlar. Bir arı kadar dahi eşya ile münasebete geçemediklerinden dolayı garip, kimsesiz ve yalnızlar. Allah'ım, bu ne lütuftur ki, ben bütün eşya ile münasebete geçebiliyorum" der.
Sübhane Rabbiye'l-azim ne demek?
Yine yeryüzünde iki büklüm olmuş, dört ayağı üzerinde emekleyip duran varlıklar vardır. Fıtratın kanunları içinde onlar da Rabbilerine karşı yaratılış görevlerini yerine getirirler. Zira o fıtrat üzere yaratılmış olmanın, onların sırtlarına yüklemiş olduğu ödevler vardır. İşte insan onları bu vaziyette görünce: "Allah'ım, mahlukat içinde iki büklüm olanlar da var. Bir hayat boyu iki büklüm ve şuursuz yaşıyorlar. Her ne kadar şuursuz yaşasalar da, onlar Seni hisleri ile biliyor, seziyorlar veya Senin kanunlarınla sağa sola sevk olunuyorlar. Ve böylece hayatlarını devam ettiriyorlar. Ama Sen bana bir şuur, bir irade vermişsin." deyip rükuya gider ve bütün bunları bana ihsan eden Sensin. Seni tesbih ve takdis ederim manasına, "Sübhane Rabbiye'l-azim" der.
Sonra da yerde sürünüp emekleyen varlıkları görür, onlarla kendi arasındaki mesafeyi düşünür ve Allah'ın kendisine olan lütuflarını mülahaza ederek secdeye kapanır. Neticede tevazuun bu derece mahviyetle bütünleşmesi içinde Allah'a en yakın olma anını elde eder. Bu yakınlığı değerlendirerek, "Allah'ım, ben nefsime çok zulmettim. Günahları ancak Sen affedersin. Öyle ise beni, şanına layık bir mağfiretle bağışla, bana merhamet et. Sen affedici ve merhamet edicisin" der, inler ve istiğfar dilenir.
İşte mümin, baştan sona namazın her rüknünde böylesi bir temsille ve duygu düşünceyle Rabbinin huzurunda durur. Bütün mahlûkat adına O'na kulluğunu arz eder.Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
ECDADA KÖPRÜ OLMAK

Bakara sûresinin 134 ve 141. ayetlerinde mükerrer olarak, geçmişlerimizin hatalarından sorumlu
TEVESSÜL VE İSTİĞASE HAKKINDA ON NOKTA RİSALESİ-4

SEKİZİNCİ NOKTA Eğer söylenirse: İstiğase edenin işi, müşriklerin işi gibi değil midir?
TEVESSÜL VE İSTİĞASE HAKKINDA ON NOKTA RİSALESİ-3

BEŞİNCİ NOKTA Eğer biri derse; “Kabir ehline hitap eden ancak onların sebep ve yapan oldukla
EMANETİN ZAYİ EDİLMESİ

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla... Ebû Hureyre’den (Radıyallahu Anh) rivayet edilen Buh
TEVESSÜL VE İSTİĞASE HAKKINDA ON NOKTA RİSALESİ-2

Eğer denirse; “Allah'tan başkası, diriltir ve öldürür dememiz caiz midir?” Biz deriz: Evet
TEVESSÜL VE İSTİĞASE HAKKINDA ON NOKTA RİSALESİ-1

Bu on noktayı yazan: Seyfi Asrî (hafizahullahu teala) Çarşamba günü Öğlen ile ikindi arası
KISA KISA NOTLAR-3

Çocuk ölü doğduğunda isim vermeye gerek yok. *Avukat suçluyu savunursa günahkâr olur. *Bir
TESADÜFÜN TESADÜFÜ (RASTLANTININ RASTLANTISI)

Not: Bu yazı alegorik ve fantastik anlatımla yazılmıştır. Bütün oluşçulara, şüphecilere
KISA KISA NOTLAR-2

Ortalama iki öğün yemek iyidir. Bazıları “bir kez yiyin” diyorlar. Ne 3 yap ne de 1 yap. Sa
KISA KISA NOTLAR-1

*Şevval ayında tutulan 6 gün orucu ara vererek tutmak efdaldir. *Abdest sıkışıkken cemaatl
BİR GARİP HEYKEL

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla... Yakın tarihimizde dinler arası diyalog adına icrâ e
- İSLAM’A KARŞI İSLAM
- HAYAT-MEMAT(ÖLÜM) MESELESİ
- NAMAZIN RUHU HUŞU
- TESETTÜRÜN YOZLAŞTIRILMASI
- ZAYIF ATIN KIBLESİ OLMAZ
- MEHDİYİ BEKLEMEK DİNDE BİR BİD’AT DEĞİLDİR
- KAİNAT DENEN MESCİD
- HAYVAN KESİMİNDEKİ SIKÇA YAPILAN YANLIŞLAR
- ÂLİMİN HAYATI, ÂLEMİN HAYATIDIR
- CENNET VE CEHENNEMİN VARLIĞI KULLUK ŞUURUYLA ÇELİŞMEZ
- KÂİNATLA BİRLİKTE NAMAZ NASIL KILINIR?
- ŞİRK SAYILAN AKIMLAR (1)
- GİZLİ ŞİRK VE SEBEPLERİ
- TORUNUM GÜLCE BENİ ŞAŞIRTTI VE SEVİNDİRDİ
- ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-5
- HZ. MUSA’NIN (A.S) KUR’AN’DAKİ MEŞHUR DUASI
- KUR’AN’DA İRTİDAT EDENLER HAKKINDAKİ AÇIKLAMALAR
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-4
- İRTİDAT VE RİDDE HAREKETLERİ
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-3
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-2
- TUHFE-İ RAMAZAN (RAMAZAN HEDİYESİ)-1
- TUĞYAN VE TAĞUT
- FITIR SADAKASI
- 92 MADDE İLE EHL-İ SÜNNET AKÎDESİ
- ZEKÂT HAKKINDA ON ÜÇ SORUYA CEVAP
- ŞEYHÜLİSLAM M.SABRİ EFENDİ’NİN BİR TENKİDİNE BİR TAVZİH
- EN DOĞRU YOL

İyiliğin karşılığı, iyilikten başka bir şey midir?
Rahman, 60
GÜNÜN HADİSİ
İki kelime vardır ki, Rahman'a sevimli, dilde hafif ve mizanda ağır gelir. Bunlar;
"Sûbhanellahi ve bihamdihi, Sûbhanellahil-azim=Yüce Allah'ı hamd ile tesbih ederim, Yüce Allah'ı tenzih ederim." kelimeleridir.
Buhari Tecrid-i Sarih, 2189
SON YORUMLAR
- Allah rahmet eylesin. Mekanı Cennet, makamı saadet olsun. âmin....
- Salih Ekinci hocaefendiye şükran borçluyuz. Yazılarının devamını bekliyo...
- İlahiyatçı hocaların bir kısmı medrese eğitimine merdiven altı eğitim d...
- Allah razı olsun. Güzel bir yazı. Tebrike der, devamını dileriz....
- Maşâallah Hocama. Mutedil, hastalıkalrın farkında, basiret ve ferasetli bir...
- Ahmed bey teşekkür ederim yorumunuz için. Ben kütüphanemdeki kitapları tan...
- selamün aleyküm mustafa hocamıza bu tahkikli ve tasnifli yazısından dolay...
- Ahmed Muhammed Şâkir, Umdetu't-Tefsîr ani'l-Hafız İbn Kesîr de eklenmeli...
- Çok güzel Allah razı olsun...
- Hocam, Allah razı olsun. Bir âyetin bir nüktesini anlamış oldum. Ki âyet A...
TARİHTE BU HAFTA
*Yavuz Sultan Selim'in Ridaniyye Zaferi(22 Ocak)
*Hz.Ali (r.a.) Efendimiz'in Şehit Edilmesi(24 Ocak)
*I.Murad Hân'ın Haçlı Ordusuna Karşı Sırpsındığı Zaferi(25 Ocak)
*Büyük Muhaddis ve Tarihçi İbn-ü Asâkir'in Vefâtı(26 Ocak)
*OSMANLI DEVLETİ'NİN KURU
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...