Cevaplar.Org

CEVAT AKŞİT HOCAEFENDİ'DEN HATIRALAR-3

Adnan Menderes’i ziyaretim Amcam Baha Akşit bey, Menderes hükumetinde grup başkan vekili idi. Menderes’in sağ koluydu. O kadar yakındı ki, bakanları Menderes ile beraber o tayin ederdi


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2007-07-30 07:09:37

Adnan Menderes’i ziyaretim

Amcam Baha Akşit bey, Menderes hükumetinde grup başkan vekili idi. Menderes’in sağ koluydu. O kadar yakındı ki, bakanları Menderes ile beraber o tayin ederdi. Kendisi bakan olmazdı ama bakanları düşürürdü, indirirdi. Öyle bir forsu vardı, devamlı grup başkan vekili idi.

İmam Hatip okullarının yüksek kısmının açılması için Türkiye genelinde bir istek doğmuştu. İmam Hatip dernekleri birleşti ve Menderes'e gitme kararı aldılar.

Beni 17 yaşında olmama rağmen, Amcam vesile ile Menderes'ten randevu alayım diye beni de aralarına aldılar. Hepsi de zengin, dernek adamları..

O heyetle Ankara’ya gittim, durumu amcama söyledim. Menderes o sıralar kimse ile görüşmüyordu, heyetleri kabul etmiyordu. İhtilalin ayak sesleri duyulmaya başlamıştı. Amcam “durum böyle, ama yine de bir söyleyeyim. İmam Hatipleri çok sever” dedi.

Menderes demiş ki; “Yahu Baha, kimseyi kabul etmiyorum, ama İmam Hatiplere de hayır diyemem ki. Gece saat 10’da başbakanlığa, değişik kapılardan birer ikişer gelsinler, ben polislere tembih edeceğim.”

Biz o zaman kadar Cumhurbaşkanı Bayar’ın köşküne çıktık. “Celal Bayar, İran şahını ziyarete gitti. Ama sizden haberdarız. Burada size yemek vereceğiz” dediler. Bende o sıra gençlik var, sağımı solumu hesap edemiyorum. Orada çayırlıkta akşam ezanı okumaya başladım. Hemen görevliler koştular; “Aman ne yapıyorsun” diye. “Ne var?” dedim “Akşam namazını kılacağım” dedim. Onlar da “tabii, tabii” dediler. Bir şeyler serdiler. Orada bir akşam namazı kıldık.

Saat 10’a doğru başbakanla görüşeceğimiz odaya girdik. Uzun bir masa var. Ben Menderes’in koltuğunun tam karşısına oturdum. Çünkü o sıralar biz de Menderes’e hayranız, sülalemiz Menderesçi..

Saat 10’da başbakan geldi, koruma polisi ile içeri girdi. “Oğlum sen çık” diye koruma polisini çıkardı ve kapıyı kilitledi. “kimse buraya girmeyecek” diye de tembihledi.

Bekir Elam sözcümüz. Kendisi Konya İmam Hatip lisesi müdürü idi. Halk partili ama güzel konuşuyor. O kalktı, üç cümle kurdu. Menderes “lütfen oturun beyefendi” dedi. Bir başladı konuşmaya..Türkiye’deki komünist faaliyetleri, bölücü faaliyetleri, masonik faaliyetleri bir bir anlattı. Dedi ki; “Benim müsteşarım Masonların reisi. Beni bu kadar bunalttılar, etrafımı çevrelediler. Ben Müslümanım. Türkiye'nin de ayakta kalmasının teminatı İslam’dır, imandır. Eğer bugün biz ayaktaysak,beyaz örtülü bir ninenin kucağında veya aksakallı bir dedenin kucağında büyümüş bir nesil olarak ayaktayız” dedi. Ama nasıl ağlıyor? Hüngür hüngür ağlıyor.

İmansız, İslamsız yaşanmaz. Hayatım pahasına da olsa, İmam Hatip okullarının yüksek kısmını açacağım. Arkadaşlarım beni desteklemiyor, laikliğe aykırı görüyorlar, yalnızım arkadaşlar” dedi.

Böyle iki saat konuştu. Ağladı, ağlattı herkesi. Halk partililer dahi onun samimiyetine inandılar. Çok şeyler anlattı daha..Üniversitedeki profesörlerin faaliyetlerini falan, hepsini biliyor..

Görüşme bitti, çıkacağız. Kimseye elini öptürmedi. Ben en son kaldım. Kafaya koydum, elini öpeceğim. 17 yaşındayım, acı kuvvetim var o zaman. Menderes sportmen bir adamdı. Koca koca elleri vardı. Tam ben öpecekken elini çekmek istedi. Şuradan tuttum, nereye çekecek? Delikanlıyım, tuttum, çevirdim, elini öptüm. Sırtımı okşadı; “Aferin, aferin” dedi. Hiç unutamayacağım, yanaklarımdan öptü.

O sene Celal Yardımcı Milli Eğitim bakanıydı. Celal Bayar ile ikisi “hayır” dediler, açmadılar. Ertesi sene Celal Yardımcı’yı terfi ettirdi, devlet bakanı ve başbakan yardımcısı yaptı. Milli Eğitim bakanlığı boşaldı.

Nafia Vekili Tevfik İleri’yi vekaleten Milli Eğitim Bakanlığına getirerek İmam Hatip okulunun yüksek kısmını açtı. Okul Fatih-Çarşamba’da açıldı. 59 kişilik kontenjan tanıdılar.

Bir gün orada, Avukat merhum Yusuf Türel(İlim Yayma Cemiyeti Başkanı) Tevfik İleri’yi bir toplantıya davet etmişti. Yusuf Türel söz aldı: “Neden kontenjan 59 kişi? Bizden bina isteyin, para isteyin. Neden 590 kişi değil” diye bayağı hükümete çattı.

Tevfik İleri kürsüye çıktı; “Üstümüze gelmeyin” dedi, ağladı. “Bunu biz nasıl açtığımızı siz bilemezsiniz..Dua edin, çoğalsın” dedi. Ama adam ağladı, hiç unutamıyorum. Hakikaten sonra İslam enstitüleri çoğaldı. Bunda Menderes’in büyük hizmeti var. Gerçekten de hayatıyla ödedi. Hakkını yememek lazım. Ben onun dış ülkelere gidip gelirken Eyüp Sultan’ı ziyaret ettiğini biliyorum. Böyle inançlı bir insandı. Mazlumen asıldığına inanıyorum.

Yassıada Duruşmalarına Katılmam

İslam enstitüsünde okurken Yassıada Mahkemeleri oldu. Ben de amcam Baha Akşit’in Yassıada’da mahkum olması hasebiyle bir duruşmaya dinleyici olarak katılmıştım. O gün Rahmetli Menderes’i de yakından gördüm, önümden geçmişti. Elbise dökülüyordu adamın üstünde, o kadar zayıflamış. Amcam anlattı da, Menderes çok işkence görmüş “Nasıl dayandı bilemiyorum” derdi amcam.

Bizans’tan kalma, içinde böceklerin dolu olduğu, çamurlu bir yere her gün Menderes’i kapatırlarmış. Aynı zamanda kimseyle konuşturmuyorlarmış ki, psikolojisi bozulsun da mahkemede konuşamasın. Yoksa biliyorsunuz o konuşmasıyla, hitabetiyle mahkemedeki hakimleri sustururdu.

Profesör Oluşum Ve Dönen Dolaplar

Bütün prosedürleri tam yapayım diye profesörlüğe geç başvurmuştum. Nihayet yaptığım yayınları da yanıma alarak başvuru dilekçemi okulun sekreterliğine götürdüm. Genel sekreter; “Buyur, buyur Cevat Hocam” dedi.

Fakat iyi yayın yaptım. 26 kalem yayınım var. Gece gündüz çalıştım. Sekreter tebrik etti; “Yayınlarınızı verin Cevat Bey” dedi. Ben yayın çuvalına doğru eğildim. Eğilirken göz ucu ile fark ettim ki, sekreter oradaki bir Kimya doçentine beni işaret ederek; “bu, çember sakallı.. sarıklı..bunun işini yapmayız, hiç hazzetmem” demeye getiriyor.

Doğruldum, “buyurun” dedim, masaya çalışmaları koydum. “Ooo Cevat bey ya” dedi “26 kalem yayın yapan Profesör namzedi görmedim. Tebrik ederim ya. Hayranım falan filan” dedi. Baktım 180 derece çark ediyor.

“Git bunu sekretere ver” dedi. Gittim, verdim. “Tamam” dedi.

-Yoo tamam değil? dedim

- Ne var hocam? dedi.

Liste çıkardım. “Yukarıdaki 26 kalem eseri Doç. Dr. Cevat Akşit’ten teslim aldım. Tarih.. İmza..”

“Hocam bize güvenmiyon mu? Biz böyle bir şey yapmıyoruz” dedi.

“Yoo” dedim “sormayın, herkesin bir hobisi var ya, ben de avukatlık yaptığım için hobimdir, bir şey verdim mi, teslim makbuzu alırım. Yani size inanmamakla ilgisi yok da..”

“Yaa hocam bize güvenmiyon mu?” dedi tekrar.

“Yoo güvenme meselesi değil. Hobim bu benim yav. Bir şey veriyom, aldın mı?” dedim.

“Aldım hocam” dedi.

“Aldım deyiver oraya” dedim “hazırlamışım zaten”

Aldı bu kızdı, yazdı, imzayı çaktı.. “tamam hocam” dedi.

Orada Rektörün mührü de var. “Yaa şu yuvarlağı da vur da, güzel olsun, yakışıklı olsun” dedim.

Aldı “çaat” diye mührü de vurdu bu. “Buyur hocam” dedi. Ben yine “teşekkür ederim” dedim. Hiç kızmadım, o kızdı ama, güvenmedi bana diye..

O kağıdı aldım, cebime soktum. Ondan sonra da izin aldım. Zaten Mayıs’ta başvuruluyor. Ekim’de geliyor neticeler. Yazın için yurt dışına izin aldım. Üç ay geçti, profesör oldu-olmadı cevap yok..Gelmesi lazım halbuki..

Sekreterliği aradım; “Ben Cevat Akşit, bizim profesörlük ne oldu” dedim.

Sekreter “Ya hocam, bir ay tutma hakkımız var biliyorsun” dedi.

Benim size vereli üç ay oldu” dedim.

Öyle deyince “O zaman gel bir bakalım” dedi.

Gittim, Rektör “Yayınlarını teslim etmemişsin, bize böyle çıkışıyorsun” deyiverdi.

Cebimden makbuzu çıkardım “Bu ne?” dedim. Baktı tabii, Sekreterin imzası var, “26 kalem yayını teslim aldım” diye.

Sapsarı oldu bu, başladı titremeye. Çünkü mühürlü olunca, resmi evrak oluyor. Resmi evrakı kaybetmek de sahteciliğe giriyor. Türk Ceza kanununa göre ağır cezalık suç.

Hemen oradaki kızlara bağırmaya başladı; “arayın, arayın” diye. Kızın biri biraz sonra geldi, dedi ki; “Efendim emir vermiştiniz, biz onları çöpe attık” dedi.

Meğer benim torbayı çöpe attıkları gün Belediye temizlik işçileri greve gitmiş. Bu tesadüf mü? Bu kadar tesadüf olur mu? Üç buçuk aydır Rektörlük binasının köşesinde harman gibi çöp olmuş ve grev devam ettiği için çöp alınmamış. Hiç kimsenin de dikkatini çekmemiş bu çöp yığını..

Gelene gidene ayıp olur da dememişler ki, kendi hademelerine de attırabilirler. O da akıllarına gelmemiş, dikkatlerini çekmemiş.

“Gidin bulun” dedi. Gittiler. Harmanın içinden benim çuvalı aldılar, geldiler. Adamın elleri titriyor. “Al kardeşim, al kardeşim” diyor. Ama hâlâ telaşlı..

“Bir suç daha işliyorsun” dedim.

“Rica ederim, ne suçu?. İşte eline veriyorum” dedi.

Bu gizli evraktır. Gizli evrak en azından zimmetlenir” dedim. Teşekkür etti, “doğru söylüyorsun” dedi. Elden teslim ettiğine dair üzerime zimmet yaptı. “Teşekkür ederim” dedi.

Aldım, o gece Ankara’da, YÖK’e teslim ettim. Oradaki sekretere de “tesellüm makbuzu alayım” dedim. “Tabii tabii..aldık, niye vermeyelim” dedi.

Tabii hiç eksiğim yok. Hemen kurula girmiş. Masadan aradılar. “Cevat Akşit hocamız, şimdiye kadar profesörlük başvuruları içinde eksiksiz tek dosya senin dosyan. Tam kanunun gereğini yapmışsın. Biz seni Profesör yapma kararı aldık. Ama sen pekiyi derece ile İslam hukukundan doktora yapmışsın. Ticaret hukukundan ittifak ile doçent olmuşsun. İş hukukundan da öyle. Şimdi, üç sahada da uzman olduğun tespit edilmiş. Ama biz üç ünvanı birden veremiyoruz. Kanunen buna imkan yok. Acaba seni hangi ünvanla Profesör yapalım?”

Dedim ki; “Ben fıkıh hocasıyım.”

“O zaman biz sana İslam hukukunda Profesörlük unvanını veriyoruz” dediler. Bir hafta sonra tak diye geldi bizim belgeler.

Rektör benden kaçıyordu ya “Seni yanlış tanımışım” dedi. Meğer Rektör çöpe attırırken demiş ki; “Atın..Zaten yukarıdan buna hayır gelir. Yobazın teki.”

Bizim tasdik gelince “Seni yanlış anlamışım, özür dilerim” dedi.

Biz kanunlara saygılıyız, hukuka saygılıyız. Ama Müslümanız. İslam’ı özel hayatımızda yaşıyoruz. Ve de dersimizi ciddi yapıyoruz. Yayınımızı ciddi yapıyoruz. Anladı bunu..

Sonra aramızda güzel şeyler oldu. Adam her bayram kart gönderdi, özür diledi..

Fotoğraflar-Sırasıyla-

1-Cevat Akşit Hoca

2-Adnan Menderes bey bir mitingte

3-Yassıada mahkemelerinden bir görüntü

4-Hocamızın amcası merhum Dr. Baha Akşit bey

5-Türkiye'nin yüz karası bir manzara..

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

Cevaplar.org, 2011-03-05 11:30:11

Bahar hanım çok kişinin içine düştüğü bir hataya düştüğünüzden cevap yazıyoruz. Cevat hoca bu mesajınızı okumayacak, tabii olarak cevap da veremeyecek. zira bu site kendisinin şahsi sitesi değil. Biz sadece diğer hocaarımızla olduğu gibi kendsisiyle söyleşi yaptık, o kadar.Size yardımcı olamadığımız için üzgünüz. Saygılarımızla.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

bahar altundağ, 2011-03-04 18:25:06

sizleri tebrik ederim çok yorucu dolu hayat yaşamışsınız sara hastasıyım cevat h. sizi 09.02.2011çarşamba sabah 8de rüyamda gördüm size rüyamı anlatıyordum rüyamda beni hastalığım için okuduğunuzu telefonda tvde size anlatıyordum size tlfondan ceptlfonumda olan hastalığımı ablam çekmiş o sesi size ev tlfonundan dinlettim cevat h. siz beyazlarrr içindeydiniz ALLAH RIZASI İÇİN HOCAM BUNDA 1KERAMET YOKMU SİZCE BEYAZDA HAYIR VARDIR ŞİFAYI VEREN ELBET ŞURA SÜRESİNE GÖRE MEVLAM AMA RABBİM SİZİ YA ARCI KILDIYSA SUYA OKUSANIZDA OLUR GÖRÜŞMEK İSTEMEZSENİZ SÜLEYMANİYE CAMİSİNE KAÇKEZ GELDİM İNSAFLI OLMANIZI DİLERİM ABESE

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

ahmet akpunar, 2009-08-27 17:50:34

herkes hatıratını anlatır ancak bu kadar net anlatamaz.hocama teşekkür ederim. tv de sohbetlerinizi de dinliyorum allah uzun ömür versin

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

erdem demirarsla, 2008-02-21 06:40:12

cevat hocam ALLAH sizden ve sizin gibilerden razı olsun,başımızdan eksik etmesin.sizi can kulağıyla dinliyoruz...

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

bekir gokcer, 2007-12-31 13:16:26

Selamünaleyküm,Cevat hocama çok teşekkür ederim.Adnan Menderes'e Allah c.c.rahmet eylesin amin.Rabbim vatanını,bayragını,dinini seven samimi kullarından razı olsun.Yazınız çok güzel.Allah'a emanet olunuz.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

MUSTAFA ACAR, 2007-09-18 04:11:37

Cok ıcler acısı bır olay tabıkı. ama her zamankı gibı ılahı adaletın tecellı ettıği gıbı. cok duygulandım

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

Mahmud Gürsoy, 2007-08-03 03:01:00

Adnan Menderes'e reva görülenlere çok üzüldüm. Yüz karamız bir hadise..Yuf olsun yapanlara yaptıranlara..

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

Muhammed Emin, 2007-08-01 23:06:31

Allah diyen bir dil'i gördülermi asarlar,keserler,vururlar... Yobaz derler,irticacı derler bilmem ne derler.Mazluma gülmek yok bu dünyada,varsın Mahşerde biz gülelim onlar ağlasın ümidi ile...

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

ibrahim, 2007-07-31 04:17:29

Adnan MENDERES'e yapılan her türlü işkence ve zulmü Allaha havale ediyoruz.Bu ülke ve millet böyle adi durumları esaretteyken yaşamadı.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

Hala mı Allah'a tövbe etmezler ve O'ndan bağışlanma istemezler? Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Maide, 74

GÜNÜN HADİSİ

"Şüphesiz Allah, verdiği nimetin eserini kulunun üzerinde görmek ister."

Tirmizî.

TARİHTE BU HAFTA

*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI