BEDİÜZZAMANCA BİR YAKARIŞ
Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim! Benim sû-i ihtiyarımla ömrüm ve gençliğim zayi olup gitti. Ve o ömür ve gençliğin meyvelerinden elimde kalan, elem verici günahlar, zillet verici elemler, dalâlet verici vesveseler kalmıştır
Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim! Benim sû-i ihtiyarımla ömrüm ve gençliğim zayi olup gitti. Ve o ömür ve gençliğin meyvelerinden elimde kalan, elem verici günahlar, zillet verici elemler, dalâlet verici vesveseler kalmıştır. Ve bu ağır yük ve hastalıklı kalb ve hacâletli yüzümle kabre yakınlaşıyorum. Bilmüşahede, göre göre, gayet sür'atle, sağa ve sola inhiraf etmeyerek, ihtiyarsız bir tarzda, vefat eden ahbap ve akran ve akaribim gibi, kabir kapısına yanaşıyorum.
O kabir, bu dâr-i fâniden firâk-ı ebedî ile ebedü'l-âbâd yolunda kurulmuş, açılmış evvelki menzil ve birinci kapıdır. Ve bu bağlandığım ve meftun olduğum şu dâr-ı dünya da, kat'î bir yakîn ile anladım ki, hâliktir gider ve fânidir ölür. Ve bilmüşahede, içindeki mevcudat dahi, birbiri arkasından kafile kafile göçüp gider, kaybolur. Hususan benim gibi nefs-i emmâreyi taşıyanlara şu dünya çok gaddardır, mekkârdır. Bir lezzet verse, bin elem takar, çektirir. Bir üzüm yedirse, yüz tokat vurur.
Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim! “Her gelecek olan yakındır” sırrıyla ben şimdiden görüyorum ki, yakın bir zamanda, ben kefenimi giydim, tabutuma bindim, dostlarımla veda eyledim. Kabrime teveccüh edip giderken, Senin dergâh-ı rahmetinde, cenazemin lisan-ı haliyle, ruhumun lisan-ı kàliyle bağırarak derim: "El-aman, el-aman! Ya Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın hacâletinden kurtar!"
İşte kabrimin başına ulaştım, boynuma kefenimi takıp kabrimin başında uzanan cismimin üzerine durdum. Başımı dergâh-ı rahmetine kaldırıp bütün kuvvetimle feryad edip nidâ ediyorum: "El-aman, el-aman! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın ağır yüklerinden halâs eyle!"
İşte, kabrime girdim, kefenime sarıldım. Teşyîciler beni bırakıp gittiler. Senin af ve rahmetini intizar ediyorum. Ve bilmüşahede gördüm ki, Senden başka melce ve mence yok. Günahların çirkin yüzünden ve mâsiyetin vahşî şeklinden ve o mekânın darlığından, bütün kuvvetimle nidâ edip diyorum:
"El-aman, el-aman! Ya Rahmân! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Yâ Deyyân! Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar! Yerimi genişlettir! İlâhî, Senin rahmetin melceimdir ve Rahmeten li'l-Âlemîn olan Habibin, Senin rahmetine yetişmek için vesilemdir. Senden şekvâ değil, belki nefsimi ve halimi Sana şekvâ ediyorum.
"Ey Hâlık-ı Kerîmim ve ey Rabb-i Rahîmim! Senin Said ismindeki mahlûkun ve masnuun ve abdin, hem âsi, hem âciz, hem gafil, hem cahil, hem alîl, hem zelîl, hem müsi', hem müsin, hem şakî, hem seyyidinden kaçmış bir köle olduğu halde, kırk sene sonra nedamet edip Senin dergâhına avdet etmek istiyor. Senin rahmetine iltica ediyor. Hadsiz günah ve hatîatlarını itiraf ediyor. Evham ve türlü türlü illetlerle müptelâ olmuş,
Sana tazarru ve niyaz eder. Eğer kemâl-i rahmetinle onu kabul etsen, mağfiret edip rahmet etsen, zaten o Senin şânındır. Çünkü Erhamürrâhimînsin. Eğer kabul etmezsen, Senin kapından başka hangi kapıya gideyim? Hangi kapı var? Senden başka Rab yok ki dergâhına gidilsin. Senden başka hak mâbud yoktur ki ona iltica edilsin..
Kaynak: 17. Lem’a
Kelimeler: Sui ihtiyar: İradenin kötüye kullanılması
Dalalet:Hak yoldan ayrılmak
Hacalet: Sıkılma, utanma
Bilmüşahede: Göre göre
İnhiraf: Sapma
İhtiyarsız: irade elinde olmadan
Akaribim: akrabalarım
Dâr-ı fani: Fani yurt
Firak-ı ebedi: ebedi ayrılık
Ebedül âbâd: Bayındır yapılmış ebedi hayat
Hâlik: helak olucu
Mekkar: Hileci
Lisan-ı hal: Hal dili
Lisan-ı kâl: Dil lisanı
İntizar: Bekleme
Melce: İltica edilen, sığınılan
Mence: kurtuluş veren
Şekvâ: Şikayet
Masnuun Sanat eserin
Müsi: İsyan eden
Nedamet: Pişmanlık
Avdet: Dönüş
Hatiat: Hatalar
Evham: Kuruntu
İllet: Hastalık
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
said bilgic, 2007-10-24 03:54:44
çok güzel
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
ahmet demirkıra, 2007-10-07 00:15:09
tek kelimeyle harika bir yakarış ancak bu kadar olur
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR
RAVZA-İ MUTAHHARA'DA EDİLEBİLECEK BİR DUA

Efendimiz– Aleyhisselatu vesselam – huzurunda günahlardan istiğfar ve şefaat talebi için ş
HACI VEYİSZADE MUSTAFA EFENDİ’NİN DUASI

Yastığım seccade olsun, uykum namaz kılsın, soluğum zikir çeksin Allah’ım. Ayağımdan ba
HULUSİ YAHYAGİL'DEN RAMAZAN DUASI

‘Cenab-ı Hakk ve Feyyaz-ı Mutlak Hazretleri, cümlemizi idrakiyle müşerref olduğumuz mübarek
TAZARRU

Rabbim bize acı ve şefkat et, ta ki tembellik ve gaflet bizim elimizi kolumuzu bağlayan, adeta b
KURBAN KESİM DUASI

Kurban kesileceği yere eziyet verilmeden götürülür. Hayvanın yüzü ve ayakları kıbleye gele
İMAM ŞAFİİ HAZRETLERİNİN ÖLÜM DÖŞEĞİNDEKİ YAKARIŞI

İmam Müzeni anlatıyor: İmam Şafii’yi hastalığında yoklamaya vardım. Ve “nasıl
HZ. ÖMER'İN(RA) BİR YALVARIŞI

Ya İlahi! Şüphesiz ben katı kalpliyim. Rıza-yı Şerifini ve ahiret yurdunu talep etmek gayesiy
MEHMED KIRKINCI HOCAEFENDİ'DEN İÇLİ BİR NİYAZ

Ey azıp sapanları hidayet eden Rabbimiz! Bizleri hidayette, sırat-ı müstakimde sabit kıl. Ey y
MEVLANA HALİD BAĞDADİ'NİN İÇLİ BİR NİYAZI

Ya Rabbi! Yüreği yaralı ve ihmal edilmiş bu şaşkının önünde sen kendi rızandan lütfen
MEHMED AKİF’İN BİR YAKARIŞI

O nûru gönder İlâhî, asırlar oldu, yeter! Bunaldı milletin âfâkı, bir sabâh ister.
- EŞREFOĞLU RUMİ HAZRETLERİNİN BİR DUASI
- MEVLANA HAZRETLERİNİN ÇOK İÇLİ BİR YAKARIŞI
- BEDİÜZZAMANCA BİR YAKARIŞ
- AHMED TAŞGETİREN BEYEFENDİ’DEN BİR ARZ-I HAL
- RAŞİD HALİFELERİMİZDEN ÜÇ DUA
- ALEXIS CARREL'İN(1873-1944) GÖZÜYLE DUA
- NEFSİN ISLAHI İÇİN BİR DUA
- İMAM-I AZAMIN BİR DUASI
- MEVLANA HALİD BAĞDADİ HAZRETLERİNİN BİR MÜNACATI
- ÖMER BİN ABDÜLAZİZ’İN DUALARI
- HZ. EBUBEKİR’İN(RA) BİR YAKARIŞI
- ELMALILI HAMDİ EFENDİ'NİN BİR DUASI
- HZ.MEVLANA CELALEDDİN (K.S.)'in DİLİNDEN BİR DUA
- EŞREF ALİ TEHANEVİ’DEN BİR MÜNACAT
- UHUD SAVAŞI SONRASI PEYGAMBERİMİZİN(ASM) DUASI
- TAİF DÖNÜŞÜ DUA
- ALLAH RESULUNUN HİCRET ÖNCESİ DUASI
- HZ.ALİDEN ÇOK İÇLİ BİR YAKARIŞ

Onu(Kuranı) Ruh-ul Emin(Cebrail), inzar edenlerden olasın diye, kalbine apaçık Arapça olarak indirmiştir.
Şuara:193-195
GÜNÜN HADİSİ
Ebû Malik'in babası şöyle dedi: Ben Rasûlullah'(S.A.V.)den işittim, şöyle buyuruyordu:
"Her kim Allah'dan başka hak ilah yok eder, ve Allah'dan gayri ibadet olunan şeyleri tanımazsa onun malı ve kanı haram (dokunulmaz) olur. Hisabı da Allah'a aiddir."
(Müslim, Kitabu'l-İyman,37)
SON YORUMLAR
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
- Selamünaleyküm bu değerli yazınızdan dolayı Ahmets kardeşimizi tebrik edi...
- Vesîkalara göre, doğum târîhi 13.01.1889 (1 Kânûnisânî 1304), vefât t...
- Açıklayıcı ve net ifadelerle bilgi verdiğiniz ićin siteye teşekkür eder...
- Hocam açıklamalarınız için gerçekten yürekten teşekkürler Hep oyunlar...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...