Cevaplar.Org

TARİHTE BUNLAR OLDU-8


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2006-03-16 14:06:11

AVUSTRALYA'DA İKİ ŞEHİDİMİZ

Birinci Dünya savaşının bilinmeyen veya az bilinen bir cephesinin Avustralya cephesi olduğunu biliyor muydunuz? Evet bu cephede iki şehit vermişizdir. Bunlar Avustralya'nın "Silver City" şehrine yerleşmiş iki Osmanlıdır. Orada çalışarak hayatlarını kazanmaktadırlar. Günün birinde Halifelerinin İngilizlere karşı Sancak-ı Şerifi çıkardığını ve bütün Müslümanları cihada çağırdığını öğrenirler. Bu sırada Çanakkale cephesine gönderilmek üzere Avustralya'dan asker toplanmaktadır.

 

Bu iki genç, şehrin valisinin huzuruna çıkarak şöyle derler:

 

"Halifemiz size karşı harp ilan etmiş. Bizim de buna icabet etmek vazifemizdir. Fakat biz sizin bu kadar zamandır ekmeğinizi yedik. Bırakın gidelim. Sizinle cephede savaşalım. Burada size karşı bir harekette bulunmayı nankörlük sayıyoruz." Vali gülmüş ve onları reddetmiş:

 

"Bizi tehdid mi ediyorsunuz? Haddinizi bilin, edebinizle oturun yerinizde!" Bizimkiler de: "Eh ne yapalım, bizden günah gitti" diye söylenerek uzaklaşmışlar. Hemen neleri varsa hepsini satmışlar. İki makineli tüfekle bol cephane edinmişler. Sonra?

 

Sonra da Çanakkale'ye gönderilmek üzere limana sevk edilecek olan Anzak askerlerim taşıyan trenin geçeceği dar bir boğaza gidip mevzilenmişler. Namazlarını kılıp helalleştikten sonra, kazdıkları siperlere yerleşmişler.

 

Üzerinde elde dikilmiş bir Osmanlı bayrağının dalgalandığı bu siperlerin hizasına gelince, raylar üzerine yığılan taşlar treni durdurmuş ve o tren, yedi yüz Anzak askerini ölü ve yaralı olarak bırakmak zorunda kalmış.

 

Etraftaki tepelerde kalabalık Osmanlı kuvveti arayan düşman, bütün bu savaşı verenin sadece iki şehid kahraman olabileceğine çok zor inanmış. Neredeyse bizim bugünkü aydınlarımız kadar gafil olan ve İslam'ın gönüllerdeki hakimiyetini bilemeyen İngiliz valiye de o iki kahramanın mübarek naaşlarını selamlamaktan başka yapacak bir şey kalmamış.

 

İÇTE VE DIŞTA GERÇEK FATİH

 

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi anlatıyor: "İstanbul fâtihi genç hükümdar, dîvândadır. Dîvân haftada bir gün halkın şikayetlerini dinler. İçeriye ayağı çarıklı bir köylü girer. Sedirde oturan paşalar ve pâdişâhı bir bir süzdükten sonra kimin pâdişâh olduğunu kestiremez. Ve elini beline dayayarak:

 

"-Kangınız seâdetlü hünkârsınız?" diye sorar.

 

BÖYLE DEVLET ADAMINA SAHİP ÜLKENİN HAKKI BATMAKTIR

1911'de İtalyanlar eski bir Osmanlı toprağı olan Trablusgarb'a (Libya'ya) saldırmışlardı. Zaten İttihatçıların Sadrazamı İbrahim Hakkı Paşa da, burasını âdetâ işgale âmâde bir hâle getirmişti. Oradaki askeri Yemen'e sevk etmiş, askerî vâli ve kumandanı da bir bahâneyle İstanbul'a celb etmişti. Halbuki kendisi, Roma büyükelçiliğinden sadrazamlığa intikal etmiş bulunuyordu. İtalyanların niyetlerini, herkesten iyi bilmesi gerekirdi. Ancak bütün bunlar bir tarafa, Trablusgarb çıkarması hakkındaki İtalyan ültimatomu kendisine ulaştığında dahî Osmanlı ordusunda müşâvir olarak çalışmakta bulunan İtalyan asıllı Robilan ile "biriç" oynamaktaydı. Arz edilen ültimatomu:

 

"-Şuraya koyun; oyunum bitsin!.." diyerek saatler sonra açmak gibi bir gaflet ve ihânet göstermişti.

 

BİR ANAMIZIN AĞLATAN ŞUURU

 

İstanbul, ecnebî işgali altına düşmüştür. Harbiyenin cadde tarafındaki balkonundan İngiliz askerleri Mehmetçikleri süngü ve dipçiklerle uzaklaştırarak Osmanlı bayrağını indirip oraya İngiliz bayrağını çekmektedirler. Karşı kaldırımda işçi kılıklı bir Anadolu kadını ağlamaktadır. Müftüoğlu Ahmed Hikmet Bey, bu kadını tesellî makamında:

 

"-Ağlama hemşire! Bu vatanın evladları bir gün yetişir, o bayrağı oradan indirir, gene bizimkini çekerler." der.

 

Kadın, Müftüoğlu Ahmed Hikmet Bey'e bir yaralı aslan gibi titreyerek:

 

"-A oğul! Ben onun için mi ağlıyorum sandın? Elbette birgün evladlarımız yetişir, o İngiliz bayrağını oradan indirir, bizimkini yerine çekerler. O mühim bir mes'ele değil. Sen biraz evvel dövülmüş ve elinden silahı alınmış Mehmetçiklerin önümüzden geçerken:«-Eyvah! Müslümanlık bitti! Dîn-i Muhammedî bitti!» diye feryâd ettiklerini duymadın mı? Ben o evlâdların ümidlerini yitirmiş olarak böyle söylemelerine ağlıyorum. Bir müslüman evlâdı, bu dînin kıyâmete kadar bâkî olduğunu bilmez mi? Bu nasıl sözdür? Bu inanç kaybedilirse, o bayrağın değiştirilmesi güçleşir. Bu inanç bâkî kaldıkça, o bayrağı indirmek bir hiçtir."

 

KAYNAKLAR 

 

1-Altınoluk Dergisi-Sayı:1

 

2- Altınoluk Dergisi-Sayı:161(Osman Nuri Topbaş ile Röportaj)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

TARİHTE BUNLAR OLDU-56

TARİHTE BUNLAR OLDU-56

SADRAZAMIN ASİL HAREKETİ Mehmed Zeki Pakalın ‘Tarihe Mal Olmuş Hikayeler’de anlatıyor; “

TARİHTE BUNLAR OLDU-55

TARİHTE BUNLAR OLDU-55

MÜSLÜMAN KANI AKITMAK İSTEMEYEN HÜKÜMDAR İttihad ve Terakki fırkasına bağlı Hareket Ordus

TARİHTE BUNLAR OLDU-54

TARİHTE BUNLAR OLDU-54

İSTANBUL TÜRKLERİN ELİNDEN NASIL ÇIKAR? Kritovulos, 15. yüzyılda yaşamış Bizanslı bir t

TARİHTE BUNLAR OLDU-53

TARİHTE BUNLAR OLDU-53

HASAN BASRİ ÇANTAY VE 27 MAYIS Üstad Bediüzzaman modern zamanlarda dalalet ehlinin özellikle

TARİHTE BUNLAR OLDU-52

TARİHTE BUNLAR OLDU-52

“SENİN YANINA GİTMEK İSTEMİYORUM” Merhum Samet Ağaoğlu Bey, Ziya Gökalp’in amcasının

TARİHTE BUNLAR OLDU-51

TARİHTE BUNLAR OLDU-51

PAKİSTANLI İKİ YAŞLI PROFESÖRÜN DEDİKLERİ Muhterem Yavuz Bülent Bakiler beyefendi anlatıy

ŞEVKET BİNBAŞI

ŞEVKET BİNBAŞI

Not: Bugün merhum Sultan İkinci Abdülhamid hanın vefat yıldönümü. Cenab-ı Hak kendilerine r

TARİHTE BUNLAR OLDU-50

TARİHTE BUNLAR OLDU-50

Sultan İkinci Abdülhamid han Şam-Mekke demiryolunu yapmaya kalkışınca, alışkanlık icabı, b

TARİHTE BUNLAR OLDU-49

TARİHTE BUNLAR OLDU-49

ALMANYA CEPHESİNDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK Biraz abartı gelebilir ama Almanların Alman birliğ

TARİHTE BUNLAR OLDU-48

TARİHTE BUNLAR OLDU-48

Mercidabık zaferini kazanıp Haleb’i, Şam’ı ve Suriye’yi zapt eden Yavuz Selim hanın hazi

TARİHTE BUNLAR OLDU-47

TARİHTE BUNLAR OLDU-47

Tarihteki ilginç hadiselerden birisi de hayvanların muhakeme edilmesidir. Ortaçağ Avrupa tarihi

Ey iman eden kullarım! Şüphesiz benim arzım geniştir. O halde (nerede güven içinde olacaksanız orada) yalnız bana kulluk edin.

Ankebut, 56

GÜNÜN HADİSİ

"Kim ilim tahsili için bir yola girerse Allah ona cennete gidecek yolu kolaylaştırır."

Müslim

TARİHTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI