KIYAMET AŞISI Sezai Karakoç'tan
Kur'an kıyameti sık sık anar. Öyle ki, sahabe, kıyametin bugün yarın kopmasından kuşkulanmış, ürkmüştür. İşte, İslâm'daki kıyamet telakkisinin öbür dinlerdeki kıyamet inancından farkı burada beliriyor. Öbür dinlerde kıyamet, kainatın sonuna ait bir bilgi ve haber olmaktan öteye geçmezken, İslâm'da kıyamet inancı ve duygusu, hayatın içine girer ve bir nevi "kıyamet şuuru" halini alır. Bu şuurla donanmış müslüman, her saat Yaratıcının karşısına çıkacakmışçasına bir hazırlık içindedir. Yani, kıyamet öylesine hayatla iç içedir ki, hayatı kabartmalaştırır ve müslümanı, her anını şuurla izleyen, bir kendi kendinin bekçisi, gözcüsü yapar.
Yani, kıyamet, müslümanın içinde, onun her davranışını kaydeden ikinci tür bir melek gibi, onunla birliktedir, ondan kopmaz ve ayrılmaz. Öbür dinlerde kötümserliğe ve hareketsizliğe veya dünya taparlığa götürüşüne karşılık, İslâm'da canlı tutan bir iç motiftir, ölümden önce gelebilecek toptan bir ölüm gibi, müslüman şuurunun metafizik özü, bu dünyada öte dünyanın bir mayasıdır.
Kıyamet, inanışın yarısı olan sabrın çeliğine su verir.
Kur'an, kıyamet vak'asını "saat" kelimesiyle anlatır. Sonra bu saat kelimesi, vaktin ölçüsü, birimi olmuştur. Sanki, her an gelebilecek olan kıyamet, vaktin ta kendisi olmuştur da, müslüman, içinde uzadığı akışı onunla tayin edecektir.
Ceplerimizdeki saat, namazın vaktini gösterdiği gibi, sanki, önceden bilemediğimiz bir akrep ve yelkovan durumunda "kıyamet"i de gösterecektir. Örümceklerin şu veya bu mevsimde örecekleri şu kadar ağdan, ağaçların verecekleri şu kadar meyvadan, suların şu kadar akışından, denizlerin şu kadar kabarışından, güneş, ay ve yıldızların şu kadar doğuş ve batışından, şu kadar şehit ölümünden sonra bir gün, bir saatte, ceplerimizdeki saat, "kıyamet!" deyip duracaktır. Sanki ceplerinizdeki saat, kıyametin kalbi gibi her an atıp durmaktadır, işitip duyana ne mutlu!
Kıyametin yakınlığı veya uzaklığı, umut veya umutsuzluk verici bir şey değil aslında. Özleri bozulmuş, temelleri kaymış dinler, insanları, kıyamet telakkileriyle bir kanserlinin ruh durumuna düşürüyorlar. Bunun için, ya dünyadan tam koparıyor, ya dünyaya çılgınca bağlıyorlar. İslâm'daysa, kıyamet, ister uzak olsun, ister yakın, bir saat sonra olacakmış gibi, öte hesabına hazır olma şuurunun birinci kaynağı ve gözle görülme halidir.
Sapasağlamken kalp sektesinden ölenler vardır. Kıyamet, bir bakıma, kainatın kalb sektesidir.
Hastalıklar, ölümün sebebi değil, belki belirtileridir. Hastalıklar geldi diye ölüm gelmez, belki ölüm gelecek diye hastalıklar haberci gelir. Sonunda ölüm yoksa, hastalık, hatta yeni bir sıhhate başlangıç sayılabilir. Bu yüzden, kıyametin, bir nevi, burjuva düzeninin çökeceğinin şuurlarda dinî sembollerle yansıması, bir kötümserlik sezgisi olduğu iddiası, bu marksist yorum, İslâm'a uygulanamaz ve uymaz.
Bir aşktan doğmuş bir varlığın yine bir aşka dönüşü, bir kurban gibi geri çevrilişi demekse kıyamet, yolculuğun mutlaka ölüm şartlarında olması gerekmez. Hastalıklı hayvan kurban edilmez.
Müslüman, Yaratıcıya teslim olmuş kişidir. Her an O'nun kıyametine de kendini teslim etmeye hazır kişi...Müslüman, vücudunda bir kıyamet taşıyan, ötenin sarsıntısını duymamış kişilere bir kıyamet aşılayan ve onları en şiddetli bir kıyametle sarsan bir kıyamet adamıdır.
Kıyamet Aşısı - İSTANBUL
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
ayhan sükmen, 2006-07-27 14:28:25
degişik bir bakış
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
Rüya Kahraman, 2006-07-25 14:11:29
gerçekten çok etkileyici ve sürükleyici bir yazı bu bölümü okuyanlar benim gibi kitabı hemen alıp okuyarak o zevki yaşamak isteyecektir
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
Hekim gözü ile Ramazan perhiz ayıdır. Bir çok hastalıklara karşı tıbbın tavsiye ettiği im
HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
“Paris'in büyük hayat sıtmasına tutulduktan sonra(1) yapmaya hiç vakit bulamayacağım bir zi
YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
Fransız yazar Claude Farrare, Çanakkale’de bir köyde, 1900’şerin başında yaşadığı çok
BİZ DE RAHATSIZIZ
Elinize bir kalem alsanız ve siyasette, ticarete, sanatta, eğitimde en fazla isim yapmış insanla
"BANA KUR’AN YETER!”
Bana Kur'an yeter!" cilerden beni sevdiğini söyleyen biri, kendisi Hadisleri kabul etmeyerek doğr
MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
Kur’an-ı Kerim, Arapça olarak indiğinden Kur’an’da geçen her kelimenin o günkü manaları
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
- “OKUMADAN OLMAZ”
- İBRETLİ BİR HATIRA
- NAZIM HİKMET “MUHTEŞEM ÜSTÜ MUHTEŞEM BİR ŞAİRDİ!”
- NÂZIM HİKMET PUTU
- NAZIM HİKMET’E SAYGI
- BEDİÜZZAMAN FOBİSİ
Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin kullara (zerre kadar) zulmedici değildir.
Fussilet, 46
GÜNÜN HADİSİ
Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.
Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mace, Sıyam 45, (1746)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Fatih Camii'nin yeniden ibadete açılışı(15 Nisan 1772) *Turgut Özal'ın Vefatı(17 Nisan 1993) *Türk-Yunan savaşının başlaması(18 Nisan 1897) *Miladi takvime göre Efendimiz'in (s.a.v.)dünyaya teşrifleri(20 Nisan 571)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...