Cevaplar.Org

EL-HAKEM


2003-04-02 18:14:37

“Hakem, Hâkim ve Hakîm, aynı kökten gelmekte ve üçü de, 'salah kasdıyla menetme' özelliğini taşımaktadırlar. Meselâ, Hâkimin en mühim vasfı zulmü önlemesidir. Hakîmin hikmeti saçmalığı, abes iş yapmayı ve yanlışlığı önler. Hakem ise, taraf tutma arzusunu menetmiş olan kimse demektir” (1) Hakem, “haksızlığa ve hiçbir şekilde düzensizliğe, abesliğe, yanlışlığa imkan vermeyen hüküm sahibi” anlamını içerir. Hükmetme, haklı ile haksızı ayırmaya yönelik bir icraat da olmakla birlikte sadece bundan ibaret de değildir. Hakem-i Zülcelâl'in hükümlerinin devamlı oynandığı bir sahnedeyiz tabir-i caizse. Kainatta esbab vasıtasıyla her an, her yerde bir sürü hüküm hükmünü sürmekte. Kalemi yere bıraktığımızda, düşmek istemiyorum, diye itiraz edemiyor. Güya bu kanunlar muazzam bir saltanat tahtında herkese boyun eğdiriyor. Halbuki esbabın en önemli hususiyeti: Perde olmak. Şuura sahip bulunmayan bu hükümlerin böylesine galebe çalmaları ve aralarında kusursuz bir iş birliği sağlamış olmaları perdeler geçildikçe eninde sonunda varıp Mutlak Kemal Sahibi'ne dayanıyor. Bütün mahlukat aleminde koyduğu hükümleri cereyan ettirmesiyle de O Hakem'dir. Mahlukatın keyfiyeti (özellikleri), bağlı bulunduğu sebepler hep O'nun ilminden ve hükmünden beslenmektedir. İlahî hüküm her durumda, vakalarda, yaşayışımızda kendini gösterir; ama bunlarda bir noktaya kadar sebepler rol oynar. Sebepler de İlahi hükmün bir neticesidir, sebeplerin neticesi de, kainattaki zincirleme olaylar da... Ama şu kadarı var ki, bunlar birçok hikmete (imtihan sırrı vs.) müstenid(dayanmış) olarak perdelenmiştir. Hastalıkla perdelenmiş olan ölüm Hakem ism-i şerifinin tecellilerinden bir tecellidir. Sonrasındaki kabir, mahşer meydanı ve doğruyu yanlıştan ayırma işlemleri tamamen Mutlak İlim ve Adalet Sahibi'nin hükmünün neticeleridir. Bu hükümlerden ise insan haberdar edilmiş ve düşünmeye ya da akletmeye davet edilmiştir. Artık bundan sonrası en doğru hükmün verilmesidir. Allah Hâkim, Hakîm ve Hakem'dir ve ruhundan üfleyip yarattığı kulunun da öyle olmasını ister: “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan ve adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha yakındır. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızın hepsinden haberdardır.”(Maide Suresi:8) (2) “Muhakkak ki Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Gerçekten Allah bu emriyle size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah herşeyi hakkıyla işitir ve hakkıyla görür. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Birşeyde anlaşmazlığa düşerseniz, onu Allah'a ve Resulü'ne havale ederek çaresini Kur'ân'da ve Resûlullahın sünnetinde arayın---eğer Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, böylesi daha hayırlıdır ve neticesi de daha güzeldir.”(Nisa Suresi:58-59) (3) DİPNOTLAR: 1-Kur'ân ve kâinat penceresinden Esmâ-i Hüsnâ- Doç. Dr. Abdülaziz Hatip- Gençlik Yayınları(Nisan 2001) s.159 2-a.g.e s.161 3-a.g.e s.161,162 Ayetler ve bulundukları sureler bu kaynaktan aktarılmıştır. GENEL KAYNAKÇA: 1-Esmâ-i Hüsna Allah'ın Güzel İsimleri-Prof.Dr.Alâaddin Başar-Zafer Yayınları(Eylül 2001) s.82,83 2- Esmâ'ül Hüsnâ Şerhi-(Merhum)Ali Osman Tatlısu-Yağmur Yayınevi(İstanbul;1982) s.88 3-dipnotlardaki eser

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

et-Teğabün: 3

Gökleri ve yeri yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır. (Mürşid 3.1 adlı yazılım-Turan Yazılım-(www.turan.com.tr) )

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Kur'an'ı seslerinizle süsleyiniz."

Ebu Davud

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI